o sendin.

bugün yine iki dost gibi konuşurken konu aşka geldi. sen yine sordun:

-söylemeyecek misin şu meşhur ve meçhul olan aşkın kim?
+boş versene. zaten kızın haberi bile yok.
-nasıl olmaz bence hemen açılmalısın. niye konuşmuyorsun kızla.
+engeller var.
-ne engeli?
+boş ver lütfen. senin dersler nasıl finallere az kaldı.
-vay be biz her şeyimizi anlatalım sen anlatma öyle olsun bakalım. dersler fena değil...

söyleyemedim yıllardır sana aşık olduğumu, sensiz bir dünya düşünemediğimi, sana yetişemeyeciğimi ve o yüzden bu aşkın beni erittiğini...
kendimi 5 yaşında ki bir çocuk gibi hissediyorum birazdan ; kaka ali , bok ayşe, sümük elif diyeceğim o derece.
Bugün istemsiz olarak birini kırdım galiba sözlük.
Ee napalım odun gelmişiz öyle gidiyoruz. Haddimi aştım yine. Sonra yakınırım nedir bu yalnızlığım diye. Az kapatsam şu çok konuşan çenemi kimse rahatsız olmayacak.
fakına vardım ki bu başlık haricinde de çoğu entrim birer itiraf gibi.
facebook tan 1,5 aydır konuştuğum beşiktaş'lı bir kızın twitterına baktım, hergün o kadar çok haşır neşir oluyomuş ki kıskandım amk.
lan yemin ederim biri hesabıma para yatırsa çekmeye gidecek param yok.
ama liseli ergenlerden biri "piçler avea 3 tl lazım acillll" dedi diye tuttum 3 tl gönderdim nasılsa daha faturanın gelmesine var diyerek. hiç kafam çalışmıyor bu aralar.
haftanın her günü* bu saatlerde sözlükte liseliler olmadığından daha bir seviyorum sözlüğümü. düzey güzelleşiyor, kafalar iyileşiyor, insanlar uykunun etkisiyle daha bir matrak oluyor sözlük.
en yakın arkadaşım iphone aldı ve gözümün önünde kahvesinin, nişantaşının fotoğraflarını paylaşan birine dönüştü. instagram' ı da keşfederse büyük sıçtık. elveda samsung kullanan en yakın arkadaş. hoşgeldin sepya mağduru en yakın arkadaş.
son 4 gündür sağ batınımdaki ağrım yüzümden yatıyorum. psikolojik olarak hasta hissedip ders çalışmak istemiyorum ve günde en az 13 saat uyuyorum. bu ne zamana kadar sürecek bilmiyorum ama eğer hemen bitmezse bu iğrenç şehirde 1 yıl fazladan kalacağım kesin.
http://www.youtube.com/watch?v=RC8J8cDLzCQ olamaz mı olabilir
ben sana bağlarımı çözemiyorum.
ya sözlük, arkadaşlarımın bana
" çok güzel bi elbise aldım"
"saçımı bebek kangru götü rengine boyattım ama aralarda tuvalet terliği renginde röfleler var"
"bu ilişkide ben hep kaybeden taraf ben oldm asdfsgfdbv"
gibi sohbetler yapmasından nefret ediyorum. çok yanlış cinsiyet seçmişim çoook.
Ben seninle vazgeçmeyi öğrendim. Şimdiyse, senin için herşeyden vazgeçmeye çalışıyorum.

He bir de noldu amk bütün yıl boyunca yüzlerce entry girdiniz bu başlık altına. Bugün sadece 40 entry girilmiş. Uplayin beylr up up up.
istanbulda olmama rağmen sanırım yılbaşına sidney saatiyle girdim.
küçükken pokemon izlerken rattata isimli fareden çok korkardım, evet. hatırladıkça gülüyorum.
haftasonu kereviz salatası yedim.
kereviz turp gibi birşeymiş, beğendim.

yoğurtlu pek bir güzel oluyor.

28 yaşındayım ilk kez kereviz yedim.
sizde yeyin efendim.
Zaten normalde de hiç çalmayan telefonu kapatarak, ortadan kaybolma triplerine girmeyin. Iki günluk gidişlerin ardından, kimse merak etmemiştir sizi merak etmeyin. Telefonu açtığınızda yokluğunuza dair hiç bir telaş bulgusuna rastlamayacaksınız emin olun. Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış tadında yaşamaya devam edin. Ve bu saplantıyı sadece ben mi yapıyorum diye utanık korkulara bürünmeyin. Yalnız kalan herkes yapar, boşverin.. *
Kendimde bir tuhaflık var sözlük. 8-9 ay içinde o kadar çok değiştim ki kendim bile şaşırıyorum buna. Bu değişim beni sevindiriyor aslında.
bir gariplik var bu işte...bir sacmalık!
itiraf ediyorum:
* bugüne kadar hep kendi seçmediğim yabancı dilleri öğrenmeye zorlandım, ingilizce ve rusça... belki de bu yüzdendir ikisini de tam anlamıyla öğrenememiş olmam. belki de yabancı dil zekamda hiçbir sorun yoktur. bunu en çok öğrenmek istediğim dil olan fransızcayı öğrenmeye çalıştığımda anlayacağım.
* hiç evlenemeyeceğimi düşünüyorum. bazen gelecekteki kendimi hayal ediyorum: 30 yaşımdayım, evli değilim, yalnızım... niyeyse çok gerçekçi geliyor bu düşünce bana. *
* kuaför fobim var. saçlarımın ucu kırıklarla dolu ama ben gidip kestirmeye çok korkuyorum. bunun en önemli sebebi en son kestirmeye gittiğimde gerizekalı kuaförün saçımı kötü kesmesi. cinnet geçirmiştim resmen. ama en kısa zamanda kestirmem lazım.
* yağmur yağdığında kendimi daha güvende ve huzurlu hissediyorum. kapalı ve serin havaları daha çok seviyorum.
* çocukluğuma dönüp baktığımda biraz fazla olgun bir çocuk görüyorum. erken büyümüşüm sanırım. keşke biraz haşerelik yapsaymışım.
Sözlük bu itirafları tuvalette okuyorum.
yeni yıla sensiz giriyorum ve galiba bu kötü bir şey, hafiften özlem de var, ya da ben bastırıyorum hissetmemek için. onu da boşver umarım büyük ikramiye bana çıkar. * *
ciddi, ciddi yıl başı gecesi yapacağım hiçbir şey yok sözlük. ne bir arkadaş planı, ne de aile. hiçbir şey. benden duymuş olma da, yalnızlık en çok böyle günlerde adama koyuyor sözlük. şuan dışarı çıkıp insanlara bakıcam, istiklal de aşağı doğru yardırıcam. ordan eve dönerken aldığım biralar ile kendimce kutlıycam bakalım. ne kadar eğlenceli gözüküyor değil mi?
bilgisayar ekranımda sorun var,ben butonu görünmüyor, sırf bunu görebilmek için bir entry girip ordaki soru işaretine tıklıyorum.
birine baglanmaktan deli gibi korkuyorum.