bugün

bir kusur ararsak birbirimizde...
pek masum değildik her ikimizde..
hayat bu yaşarken öğrendik biz de..
en büyük dersini verdi de gitti...
ANLARSIN SEVDiĞiM HELE DÜŞÜNCE...
KIYMETiMi SOYSUZ ELE DÜŞÜNCE...
ÜNVANIN DUYULUP DiLE DÜŞÜNCE...
LAKABINI DiLBER TAKARLARSA DÖN...
daralıyorum be sözlük. fena daralıyorum. ama iyiyim ya. o ince çizgiden yürüyorm umarsızca. kim derdi ki yıllar sonra yine o iğrenç piç olacağımı. kendimden nefret ediyorum ama iyiyim. böylesini hak ediyorum zaten olması ihtimal olan da buydu. herkes hak ettiğini yaşarmış. olası olan oymuş. tecrübeyle sabittir. sikkolastik düşüncelerin ampirik deneylerine bakmayın a dostlar. zaman siktrip olup gitme zamanıdır.
geçenlerde sıradan bir cenabetlikle baş parmağımı sakatladım. anlatmaya kalksam acısını bizzat çektiğim için ikinci dünya savaşındaki mülteci dramı temalı filmlerden daha etkili bir şeyler yazabilrim buraya ama anlatmayacağım. şimdi tırnağım düşmek üzere.
tırnaklarını yiyen varsa bağış yapabilirim. düşünüyorum da daha fazla ne kadar iğrençleşebilirim diye ama bu saatte bu kadar oluyor.
ilk kez bu kadar çok ağlamak istediğim oluyor sözlük.
güzel bir arkadaşım sayesinde harikaötesi bir yönetmen keşfettim. (nagisa oshima)öyle bir yönetmen ki godard'dan tarkovski'ye; trier'den nicelerine bir çok ünlü yönetmeni etkilemiş olması muhtemelken; harikalığı bir kaç filmi dışında dünya çapında ses getirmemiş. sanat eserini üretmek kadar bunun değerini bulması da bazı dengeleri kollamakla alakalı. bu her zaman böyle de; bu kadar barizini de şu an fark etmiş olmanın garip ruh halini yaşamaktayım.

ama her zaman olduğu gibi;

emsalsiz güzellikleri fark etmemi sağlayan tüm güzel insanlara ve güzel tesadüflere şükran dolu teşekkürlerimi gönülden sunmaktayım...

teşekkürler...
yazan, yöneten ve oynayan..
tarifi imkansız acılar yaşayın.. üzerinizden kara bulutlar eksik olmasın..
sakın ha ölmeyin.. yaşayın ki, ciğeriniz yansın.. kan ağzınızdan burnunuzdan fışkırsın..
annem dunyanin en inatci insani ve bu huyundan nefret ediyorum. her hafta cuma cumartesi ya eve cok gec gelirim yada arkadaslarimda kalirim. haftanin diger gunleri hic cikmadigim icin bu sorun olmaz ama bu hafta disari ciktim diye benimle konusmuyo ve annem biseye kustugunde etkisi en az 2 hafta devam ediyo. ben boyle inatci gicik bi insan bilmiyorum ya. kiyamiyorum da gonlunu almaya calisiyorum bi yandan ise yaramiyo tabi. babam da tam bu hafta is icin sehirdisina cikti delirdim gibi sozluk.
efkarlandım ya la,

Biz çok normal adamlar değiliz. Sizin de çok normal olduğunuz söylenemez.
Dünyada herkes anormal sanki. Belki de hepimiz normaliz.
Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Ya kusura bakma, insan eline kalemi alınca, değişik şeyler yazmak istiyor.
Ben pek anlamam bu işlerden.
Sana o kadar çok mektup yazmayı denedim ki, bir yerden sonra yırttım.
Bu sefer üşeniyorum, herhalde sana gönderemeyeceğim için.
Daha doğrusu, bira içerek yazdığım için utandım herhalde.
Kim bilir orada hava nasıl, kim bilir neleri özledin.
"Biraz salakça olacak ama, burası da çok boktan."
Sanki herkes katil. Ya da herkes yalnız.
Oradan çok farkımız yok.
Aslında var, biz daha geniş alanlarda yürüyüp, daha fazla görüşme hakkına sahibiz.
En büyük fark bu herhalde.
Beni burada ayakta tutan, dostlarım.
Seni de umarım bir şeyler ayakta tutuyordur.
Ama eminim, benden daha fazla sevenin var.
Ben mücadele etmeyi senin kadar bilmiyorum.
Biz mücadele edenlerin peşindeyiz.
Ben senden hoşlandım, ben çok iyi vakit geçirdim seninle, çok güzelsin.
"Sana hislerimi nedense en kötü cümlelerle anlatıyorum hep ya."
Ya gerçekten sevmeyi bilmiyorum ben, ya da ne bileyim, tuhaf oluyorum.
Dışarı çıktığında bu mektubu sana vermek isterim ama biliyorum utanacağım ve veremeyeceğim.
Olsun, sana yazmasaydım içimde kalırdı.
Sen içeride ben dışarıda.
Siz içeride biz dışarıda.
Ya öyle işte.. Yine yazamadım..
çok canım acıyor be sözlük.
bugün kendim için bir şey yaptım ve, (sanırım bu 17. oldu) sigarayı bırakmaya karar verdim. hususi pazar günü başladım ki pazartesiye hazırlık olsun falan filan diye işte. daha önce de ufak tefek denemelerim oldu ama hep bi bahane aradım tekrar başlamak için, bakalım bu sefer nasıl olcak? merak ediyorum...
eğer başarılı olursam, bu kendim için yaptığım en hayırlı şey olacak.
babama sürpriz doğum günü partisi yapıyoruz. çok heyecanlıyım sözlük.
atandım sözlük;

geçen kış köpek gibi kpss çalışmalarım sonuç verdi.
ama bilmediğim kuytu köşede bir yerde. ona lafım yok. netice de geçmişte dua ederken "allahım nere olursa giderim valla bak" derdim. şimdi nankörlük yapamam.

çok tedirginim. bu sabah bildiğin mutsuz uyandım. sevgilimi bırakacağım. tam da buldum derken, kuzenlerimi özleyeceğim. kuzenimin kızı var. adı rengin. çok tatlı. ben yokken büyüyecek. beni gördüğünde tanımayacak falan.

yeniden ev kuracağım. üniversitede çocuktuk falan. ev arkadaşları vardı. yükü bölüşüyorduk. en azından 4 kişiysek 1 bölü 4 oranında düşünüyordum. şimdi boğuyor düşünceler.

kuaför var mıdır orda?
yves rocher yoktur.
avm yok.
büyük marketler yoktur.
doğalgaz yokmuş.
soğukmuş, yüksekmiş.
soba yakıyorlarmış.

aman yaa düşün düşün. sanki mahrumiyet bölgesine gidiyorum. böyle ankara'dan her şeyi yüklenip gidesim var. tokam biterse diye bile düşünüyorum.

neyse. 15 günde 1 şehir merkezine gider bulurum belki ihtiyaçlarımı. iyiki hakkari falan yazmamışım.
az önce kendime musluktan bir bardak su doldurdum. tam onu içerken bir arkadaşımın adının ''su'' olduğu aklıma geldi. suyu* tükürdüm ve 13 dakikadır hiç durmadan gülüyorum. su diye isim mi olur lan.
edit:genç ''sular'' rahatsız.*
aşığım ulan sözlük hemde çok; her mesaj atmadığı gün ağlıyorum.
deli gibi demet akalın dinliyorum çünkü giderli şarkılara ihtiyacım var. yılan ve gökhan özenle olan diyeti muhteşem olmuş. ama bu şarkıları gizli dinliyorum oda arkadaşım görmesin diye büyük çaba sarf ediyorum.
Bu entryleri okurken canı sıkılanları, mutsuz ve yalnız olanları görüyorum. Ve hepsine bi şekilde ulaşıp dertlerine ortak olmak istiyorum. içimdeki polyanna, ronin hood, Polat Alemdar birden canlanıyor. Hiç sevmiyorum lan böyle olmasını. Girmeyecem bi daha bu başlığa. Bişey değil başıma Bi iş alacağım.
dün bir arkadaşın nişanına gittim. kızın babası bir konuşma yaptı, kızını canından çok sevdiği o kadar belliydi ki... zaten adamcağızı 15 - 20 dakika sonra, alt katta hüzünle sevinç karışımı bir ifadeyle otururken gördüm. tuhaf geldi çünkü bir gün evlensem muhtemelen haber vermeyeceğim babamın benim için böyle şeyler söyleyebileceğinin hayalini bile kuramadım. sanırım üzüldüm be sözlük.
Dün oynadığım 2 iddaa kuponuda tutunca bizim yurda bir bayram havası hakim oldu. Geliyorlar elimi öpüyorlar. Derdim var mı filan soruyorlar. Sanıyorlar ki parayı onlara koklatacağım. Yarın sabah yurttan ilelebet kaçmayı düşünüyorum. Beni bulamayacakları memleketlere gidiceğim. Sabah ola hayrola.
şu işe bak! adam benim hatunu götürüyor. Ben riberio gol atsın da para kazanalım diye bekliyorum. Adaletini s keyim dünya.
geçen iki tane ihtiyar geçiyordu yoldan.

şimdiki gençler öyledir böyledir diye sövüyordu bir tanesi.

birinci kattaki pencereden kaldırıma atladım. koşarak adama uçan tekme attım. kafasını alıp yerde sürttüm. en son ayağa kaldırıp iki üç tane yumruk attım. diğer ihtiyara da az biraz nasihat verdikten sonra tel örgülerden tırmanıp pencereden tekrar eve geçtim.
Bizim mahallede vedat adında bir imam amcamız vardır, oğlu da çok kıyak birisidir. Bir gün vedat amcalara akşam yemeğine gittiğimde o cümleyi kurmuştum; yıllardır aklıma takılan ve sormam gereken o soruyu sormuştum.
-Vedat amca! cemaat'e namaz kıldırmayı para için mi yapıyorsun yoksa sevap için mi?
+http://imageshack.us/phot...210/screenshot004ha5.jpg/ !
bilgi beni heyecanlandırıyor. öğrenmek haz veriyor. hapsetmek istiyorum güzel bir yazı okuyunca hemen zihnimin zindanlarına.
birileriyle konuşmaya çok ihtiyacım var. bana mesaj atın..
birileriyle konuşmaya çok ihtiyacım var. bana mesaj atacak kimse yok mu? ..