bugün

Gecen kendime takim elbise aldim dedim biraz ciddi takilayim tam giydim kahvaltiya gittim falan guzelcene yiyorum sen gel domatesin o minnacik cekirdegi pantalonuma dus ben apar topar tuzlar mendillerle sildim.sonra guzelim takimin rengi gitmesin mi ne kadar moralim bozuldu anlatamam ortakoyde aglana aglana tek basima gezip geri geldim. Sonra o kadar yakinmamin uzerine annem sagolsun gitmis bir sekilde degistirmis canim ya. O uzuntumu anlatamam ama oyle boyle degil.
hayatım boyunca sadece bir kızla çıktım ve terk edildim.
şimdi beni uçurumdan itsen, düşene kadar aklımda ki tek şey; sırtıma değen ellerin olurdu...
Bunca stresin sebebiyle uyku problemleri baş göstermeye başladı bende. Gece uykudan kaltığımda bilincimin açık olmasına rağmen gördüğüm rüyanın, özelliklede kabusların etkisinden ayılamıyorum. Gördüğüm şeylerin rüya olduğunu ancak bir kaç dakika sonra farkedebiliyorum. Ne olurdu sanki kabuslar yerine o hep görmek istediğim güzelliğin gerçekliğini bir anda olsa görmeme yarasaydı şu sorun.
aboooooooooo çok sıkıldım lan.
haklı olan tarafken haksız olduğumun söylenmesine devam edilmesi cidden çok sinir ediyor beni. bu insanlar kendi yaptıklarının farkında değiller mi çok merak ediyorum. ilginç.
hafiften acıyı seviyorum. birlikteyken ayrılığı, mutluyken ölümü düşünüyorum şarkılarda. zaten sevenime de iyi davrandığım söylenemez. ben hep acı çekmeliyim sürünmeliyim. berbat.
özlüyorum be sözlük. verdiği acıyı bile seviyorum ama işte "hayalet sevgili"..
sözlük az önce orta boy bir bütün karpuzu bir oturuşta yedim bitirdim.

yedikten hemen sonra bir bütün kavunla kesişmeye başlamıştım ki karnım davul gibi şişti.

şişip patlama üzerine kavunu ve elimdeki bıçağı bir köşeye bıraktım.

ama nasıl şişme, patlayacaktım ya.

vay arkadaş, bir oturuşta bir karpuz yenir mi, iyice ayıya döndüm valla.

sağolsun, benim için herşeylerden değerli bir kişi bitki çayı önerdi, papatya çayı ısıtıp içtim, şimdi normale dönüyorum.

sabaha kadar tuvalete taşınırım artık.

edit : az sonra herkeslerden gizlediğim ve çevremde kimseye anlatmadığım kendimle ilgili en gizli zayıf noktamı itiraf edecem sözlük, beni bekleyin.
başlıklara göre hala çıkma teklifi edenler var. ne saçmadır yahu benimle çıkar mısın diye sormak.
Artik senden sikilmaya basladim be sozluk. Tamam ilk baslarda keyifli guzel seyler okuyup guluyordum ama artik baymaya basladi. Ergen basliklari, yok kurtaj, yok patlakmi degilmi, ellettiren kiz, veren kiz. bunlar ne amk.
tanıdığım biri hakkımda atıp tutunca "bas git alırım ayağımın altına!" diyebiliyorken, hiç tanımadığım biri hakkımda olumsuz düşüncelere kapılınca hiç usanmadan günlerce "ya niye öyle dedi ki? acaba neyi yanlış yaptım? bilmeden kırdım mı birini? kesin yine aptalca bi' şeye imza attım." diye düşünmeden edemiyorum. millet tanımadığı insanları umursamazken, ben aksine onları daha çok dikkate alıyorum. zira onlar bana daha gerçekçi geliyor. "bu adam beni tanımıyor bile, benimle niye bir sorunu olsun ki? demek ki gerçekten bazı şeyler yanlış." diye kara kara düşünüyorum. özgüven kaybım var sanırım.
özledim mi lan? Evet evet özledim inanmak istemiyorum ama cidden özlemişim son günlerde daha çok farkına varıyorum.
üni yıllarındayken limonla aramızda ki düşmanlık meydana çıktı sözlük.

bir gün ev arkadaşlarımla yemek yerken bol limonlu salataya kaşığı salladım ve sallamamla birlikte limonun tadıyla yere yığılıp kasılmam aynı anda oldu.

arkadaşlar sara nöbeti geçirdiğimi sanmış. hastaneye götürmeye kalktıklarında kendime geldim. toplam 2-3 dakika kendimden geçmişim. sonradan deneme yaptık aynı şey devam etti olmaya. masadan düşüp yerde kasılıyorum 2-3 dakika ve en sonunda kendime geliyorum yavaş yavaş.

üni bittikten ve temelli olarak izmire döndükten sonra bu konudan kimseye bahsetmedim. uzun süre salata yemedim, dışarda yemek yerken de her yerde sordum 'limonlu mu' diye. limonlu ne varsa ağzıma koymadım

aynı durum sirke, nar ekşisi gibi durumlarda geçerli değil.

bu konuda inanılmaz hassasım ve kimseye bahsetmiyorum. annem-babam-ablam-5yıllık eski sevgilim dahil olmak üzere kimse bilmiyor. nedenini çözemiyorum ama anlatmak istemiyorum kimseye.

bahsetmeme nedenim sanki kendimi savunmasız hissediyorum o anlarda. hiçbir insana anlatmıyorum.

tesadüfen iş yerimde aynı duruma düştüm ama odam da kimse yoktu, 2-3 dakika sonra kendimi yerden topladım. allahtan çalışanlar o an odaya girmedi.

o an her türlü kötü duruma müsait olduğum için bu zayıf yönümü kimseye anlatmıyorum. ailem dışında sanki o anımda herkes bunu bana karşı kullanacakmış gibi geliyor, paranoyak oldum bu durumdan dolayı.
çok sinirlendim. yine bir deprem oldu ve ben koşup camdan dışarı bakamadım.
büyük bir depremde gerçekten yolcu olurum sözlük. ev 51 yıllık mınnakoyim. hiç dayanamaz salıverir kendini valla.
(bkz: 7 haziran 2012 marmara depremi) başlığını heyecanla okuyorum. bana ne oluyorsa bi ateş bastı, elim ayağıma dolandı.
aynı anda 4-5 kişiye aşık olabiliyorum neden böyle oluyor?
dikiz aynasından bakara araba kullanılmadığı gibi hayat da yaşanmıyormuş, geçmişe sünger çekmek için bazen insanın hesaplaşması gerekiyormuş, bu kendisi olsa bile...
bizim binaya ağustos depreminden sonra hasarlı olduğu için ek kolon çıkmışlardı o çıkılan iki kolon olası depremde bizi kurtarmaz anında yıkılır ya Allah'ım sen koru. çok korkuyorum lan. bizim sokak da dar kurtarma ekipleri de giremez binalar çok içice biri yıkılsa hepsi yıkılır mı ben arka odada kalıyorum kurtarma ekipleri gelse beni bulabilirler mi ... kafayı yiyorum.
Deprem nedeniyle huzursuz olduğumdan uyuyamıyorum. Korktum.
yüzmeyi geçen yaz öğrendim. karadeniz gibi her tarafı su bi yerde yaşıyorum. büyük utanç... bunu kimselere söyleyemedim. gizli gizli ağladım, içerledim. denize gittiğimde ayaklarım kumda yürürken kollarım yüzüyormuş edasıyla kulaç attı. derine gidelim diyen arkadaşlarıma yok yea ben derinden korkuyorum yalanları söyledim. evet arkadaşlar ben yüzmeyi bilmiyodum ondan sizi açıklarda yüzdürmedim ondandı hep ondan!11
ben acayip korktum sözlük ya.
lan görülen ışıklardan falan haberim yoktu korkutmayın beni.
yolda yürürken doğum yapıp bebeği orada bırakmak zorundaydım. * *