bugün

lan yalnizliktan geberiyorsunuz, sonra gidip çift kişilik yatak alıyorsunuz. Sonra da çıkıp neymiş efendim, yatağın soğuk tarafıymış, geceleri soğuk oluyor yatılmıyormuş... bıdı bıdı bi sürü şarkı, şiir bilmem ne. senin neyine lan çift kişilik yatak. bi siktrin gidin yaaa.
bazen tv kanallarında görürüz salak salak şeyler yapanları bazıları utanır kanal değiştirir ya.. bende daha da ağırı var. birisi tel ile bağlansa dili sürçse dayanamıyorum kanal değiştiriyorum. bir psikoloğa danışmıştım sende yüksek empati yeteneği var dedi. 'yetenek' deyince vay ali sami diyesim geldi bir tebessüm oluştu yüzümde sözlük. * sonra düşündüm bu yetenek filan değil, bildiğin eziyet lan! biri fail olsa müthiş olan birşeyi kaçırmış oluyorum bu acayip yetenekten dolayı.. bıkkınım vallahi!
sürekli itirafları okuyup acınası halinizle taşak geçiyorum.
onu unutmuş gibi davranıyorum sürekli sözlük. sonra dönüp, kendime 'aşk hiç biter mi?' diye soruyorum. o da inanmış durumda sanırım artık kendisini sevmediğime. ve dinliyorum yeniden:
ezginin günlüğü- aşk bitti.
korkuyorum, çokça..
geceleri ölmek istiyorum.
yalnız hissettiğim anlar, mutlu hissettiklerimi sollamaya başladı.
bir gün bir gay bara gidersem, ibneliğin lüzumu yok deyip ortamdan kaçıcam.
sikko şeylere sevindiriyorum kendimi. yine buldum kendi kendime bir şey. benim, beni sen büyüttün diyeceğim kimse yok hayatımda. annem zaten rahmetli. babam da pek ilgilenmedi benimle. bugün verdiği sözü tutmadığından böyle mal triplere girdim yine. ama yine de 6 yaşından beri kendi başıma büyüdüm ben. yeri geldi yanlış programda çamaşırlarımı yıkadım, yeri geldi yarı temiz yarı pis bardak yıkadım. ama olsun bu duyguyu yaşamak çok büyük bir şey. kendi başının çaresine bakabilmek... askere gidince öğreneceksin hayatı lafını duymamak... yine buldum sevindirecek bir şey kendimi. gözlerim dolmasa bi de şöyle durumlarda. işte bu duygunun da amına koyım ben.
itiraf ediyorum iç çamaşırsız yatıyorum...
aşka inanan annem bile sen eleğini elemişin duvara asmışın kızım diyo.
ben ne yapayım a dostlar.
bide karşıma geçmiş herkes bana aşktan bahsediyo.
inanmadığı birşeye kendini veremez ki insan...
hepsi ütopya hepsi yalan.
umut etmek mesela boş beleş hayal kurmak
insanın canını acıtan sıkan şeyler bunlar. ne gereği var ?
birine aşık olduğunu sanıyosun oda yetmezmiş gibi aşık olduğunu sandığın kişiyi
kendin gibi sanıyosun yada çok daha iyisi
sandıkların çıkmayınca da kızıyosun kırılıyosun
karşındakinin suçu değilki hepsi senin suçun
kendi kendini sen kandırıyorsun sen incitiyorsun
hayaller kurarak umut ederek gerçekleri görmezden gelerek
insanlar yalan söyler en iyi sandığın bile
bunu bil kabullen bi önce nedenimi çok
en basidinden eksik hissettiği için kendini
etrafındaki herkes yalan söyleyerek kendini olduğundan masum
gösterirken yalanlara ihtiyacı olmayan da yalan söyler.
herkese göre kendisi masum zaten insanlar kötü.
bu yüzden ben ayak uyduramıyorum.
eksiğim bir çoğunuzdan günahkarım kırığım deliyim
ama en azından dürüstüm
ne bok yedimse anlatırım yok yalanlara ihtiyacım.
bu yüzden de çekinir insanlar benden
sorun ararlar uyduruyor mu diye
inanmak güç geliyor birilerinin dürüst olup
her yanlışını utanmadan anlatabileceğine
aşktan meşkten muhabbetler edemem.
gerçekçiyim kendimi olduğumdan bambaşka biri gibi gösteremem
işte bu yüzden ben size göre sorunluyum.
aslında ben çok ilerdeyim herşeyi düşündüm tarttım eledim
birileri beni sevsin diye gereksiz muhabbetler dümenler çeviremem
yalanlar söyleyemem
olduğundan çok daha iyiymiş gibi gösteremem bu dünyayı pohpohlayamam
ne hatanız varsa üzerine üzerine gider yaranıza basarım sen haklısın diyip geçemem.
insanlar beni sevmesin ama ben benden vazgeçemem
aşk var diyorlar inanıyorsunuz
cennet var diyorlar cehennem var diyorlar inanıyorsunuz.
en basidinden doğduğunuz andan itibaren paranın mutluluk olduğuna inanıyorsunuz...
bu yüzden bir ömrünüzü para peşin de çırpınarak
kariyerdi iş ti güçtü diyerek tüketiyorsunuz.
aşk yoluna evleniyorsunuz çoluk çocuğa karışıyorsunuz
cennete cehennemde bu dünyada insan kendi cennetini de cehennemini de kendi yaratır
ben şimdi cenneteyim yalnızım ama yok bi şikayetim
erken yaşta huzuru bulmak herkesin harcı değil
şimdi siz sanarak umut ederek olmayan bir dünya için
çırpınırken o olunca mutlu olacağınızı sanarken
ben gerçek dünyada gerçekliğimle varım.
sizi izlemekten başka bir işim de yok
bir derdim de yok parayı aşkı dert etmekten vazgeçmişim
geriye ne kaldı hayal kurmaktan umut etmekten vazgeçmişim
şimdi benim canımı ne yakacak ?
para uğruna kendimi harab etmeyeceğim.
bu demek değilki çalışmam.
canım sıkılırsa çalışırım seversem devam ederim sevmessem çıkarım
aşk diye de bir şey yok zaten o ya hayalperestlik yada mazoşistliktir
şimdi bundan sonra benim yapacağım güle oynaya
günahlarımla eksikliğimle sizi izleyerek
ama asla sizden biri olmayarak hayatımı sürdürmek.
gereksiz bulduğum dertlerinizi anlatmayın bana
çok saçma çok yalan kendinizi öyle kaptırıyorsunuz ki
yazık ediyorsunuz kendinize
size anlatıyorum açıklıyorum
dertedindiğiniz herşeyden çıkacak bir çıkış kapısı gösteriyorum.
ama inanmıyorsunuz ya da mazoşistsiniz.
sonrada ben sorunlu ben deli oluyorum
bırakın kendinizi ve deli olun o zaman
bu dünya delilere güzel zaten.
okadar sınırlandırmış ve inandırmışsınız ki kendinizi
bir gün aşık olup evlenmekten
çalışıp karıyer yapıp zengin olmaktan ( ki hiç garantisi de yok zaten )
başka bir mutlu olarak hayatınızı sürdürme seçeneği bırakmamışsınız kendinize
para mutlu etmez a dostlar aşksa zaten yalan
bırakın yalanlara inanmayı ve cennetinizi bulun bi düşünün
karnınız toksa bir odada olsa bir çatınız varsa
nefes alıyorsanız sağlıklıysanız
başka ne istemeli insan neden ihtiyacınız var yalanlara
bırakın arabanız da olmasın
birileri sizinle gurur duymayı versin
neden dert edesiniz kendinize
birileri de size deli desin varsın olsun.
birilerinin ne dediğini önemsemeyi bırakın da bi düşünün.
bu gereksiz çırpınışlar niye
öleceksiniz
yalanadan bir dünyanın için de kendinizi kandırarak
kendinizi bulamadan bir cehennemi yaşayarak
tüketirsiniz ömrünüzü
sanmadan aldanmadan gerçeklerinizle gerçekliğinizle
belki deli belki eksik normal bulunmayacaksınız ama huzurlu
kendi cennetiniz de
iki türlü de öleceksiniz ama hangisinde yaşayacanız kendi seçiminiz
kendinizi yalanlara inandırmadan kendinizi kandırmadan
önce bir düşünün..
eskiden sözlükte itirafları okurken nicklere bakmazdım. şimdi bakıyorum tanıdık yazarlardan itiraf saçan var mı *
evet sözlük, dayanamıyorum artık. bu kaldığım 5.yurt* ama bu seferki başka. her şeyi geçtim uykum düzenim yok. sinir sistemim alt üst durumda. eve tatil diye kafa dinleyeyim diye gidiyorum o kadar sikilmiş bir uyku düzenine sahip olmamı sağladılar ki her 2-3 saatte bir kalkıp uykumu katlediyorum. ettiğim küfürün haddi hesabı yok. en ufak bir şeyde tartışmaya girer oldum, ben bu değilim be sözlük. sabahın ilk saatlerine kadar acayip işlerle uğraştığım elbette oldu, yine de uyumak istediğinde az debelenip uyuyan biriydim. uyumayı başarabilen biri.
ama artık uyuyamamam için çalışanlar var resmen. bir insan neden gecenin yarısında lahmacun söyler de onu insanlığından çıkarak yer, nasıl geldin sen bu yaşa mübareğin torunu.* iki saat havalandırmak zorunda mıyım ben odayı? hayır tamam onu geçtim odanın içinde öküz gibi yüzüme tam bir o*ospu çocuğu gibi gülüp geğirmek zorunda mısın? vallahi darwin'e inanır oldum bu adam yüzünden. adam maymun gibi odanın içinde kıllarını döküyor.* bir yatıyor ki sormayın horlamayı kat kat hoplatan türden bir ses çıkarıyor. "lak, lak, lak" bu nedir abi, neyin işkencesidir bu? bir yemek yeme şekli var ki o da mahveder adamı. yemeği değil kaşığı çatalı yiyor anasının amının çıkardığı. bu anlattıklarım tek kişiye ait sözlük. 24 saat uyumayan ve tamamında kulaklıkla dolaşıp geceleyin herkes uyumaya geçince bilgisayarın faresiyle tık tık tık mahvediyor beni. ışık niye açık onu sormuyorum bile artık. hele bir de alt ranzama gelen bir adam var son bir aydır. adamla vallahi tek kelime etmedim, lan tek kelime! "give me a fuckin word" lan. horul horul uyutmuyor. öyle oturup size bakabiliyor, odanın içinde acayip acayip dolaşıp duruyor. akşam yemeklerinde sadece 1 kere gördüm yemiyormuş bile. hala uyumadım sözlük. canlı aktarıyorum şuan: tık tık fare sesleri horlamayla harmanlanarak devam etmekte. lanet olsun. uyumalarını bekliyorum hepsinin. intikamım için (bkz: die mother fucker die)
tarihimizde patrona halil isyanı diye bir olay var ya, ben yıllarca nası bildim bunu biliyor musunuz? Bir patron var, bir de halil var, halil patrona isyan ediyor, olaylar gelişiyor.

Patrona diye isim mi olur amına koyim, heralde yanlış anlaşılır!
arada okuyan yazarlar bilirdir beni, takmış olduğum biri vardır sürekli isyan ettiğim, burcuna sövdüğüm, kendisine sövdüğüm, kendimi şiirlere verdiğim falan filan.

heh işte, onu unutmak için elimden geleni yaptım zannediyordum da. yanılmamışım. evet, unutmuşum.

o it eski sevgilisine dönmesine rağmen bugün bir adet mesaj gördüm general mobile cep telefonumda. özellikle marka veriyorum çünkü kendisi telefonuma ayrı duygular besliyordu.

çok değil birkaç gün önce ben büyük bi pislik yaptım, aklıma getirdim onu tekrar, ağladım. meğer bitmiş yahu.

o mesajı gördüğümde, aha dedim. uzun süredir bu mesaj sesi çalmıyordu telefonumda. aha dedim, bu isim. ne de hoş ve görkemli bir isimdi bir zamanlar.

güzel mesajmış dedim, mesajlar bölümünden çıkış yaptım, tuşlarımı kilitledim ve üzerine kahvemi içtim falıma baktım. kendisine ait tek bir şey bile çıkmadı. falım bile bitirmiş.

falımda öyle başka birşey çıktı ki, aslında onu bana unutturan başka biri olduğunu anladım.

ve ben hemen şuan tarkan'dan ikimizin yerine'ye gidiyorum;

--spoiler--
uzanamadı elim telefona
defalarca gidip geldim
yenik düştüm kendime göre göre
gurur sandım aslında ümitsizliğimdin
anladım temelli gittiğini
haklıydın üstelik suç benimdi
--spoiler--

yani gururum değil, ümitsizliğim o benim artık. cevap dönmedim neden? gururumdan mı? yoo. o vodafone lu ben turkcell'im. sms hakkım yok, ondan. mııı, hayır! ciddi ciddi gururdan da değil, bildiğin seviyesizliğine güldüm geçtim.

çünkü hemen inci tanem'e gidiyorum;

--spoiler--
Ağlama ne olur vazgeçme bekle beni
Döneceğim mutlaka sabret

Vız gelir dağlar denizler yaban eller
Sevmeye engel değil mesafeler
--spoiler--

evet, zira ben böyle istiyorum artık, artık keyfimin kahyası o it ikizler erkeğinden illallah etmiş. nasılım harikayım değil mi.

şu ikizler erkeği var ya, it mi it oluyor ya. bazıları çok sadık aşık, bazıları da piç, kararsız(aynı terazi kadını gibi) ertesi gün tekmeyi koyan...

eeh, yetti ama ben kıskanç insanım. bıktım insanlar için zoraki gözyaşı dökmeye de. bunları da okuyan olmayacak evet, ama buraya günlüğüme ulaşmak çok zor olduğundan yazıyorum. üst ranzada kalıyorum ben. altlar bana göre değil. şimdi işin yoksa çık daa, kalem bul daaaa, yaz daa.. zor geldi. çıkınca şiir kitabımı alır onu okurum telefonumun ışığında. kim bilir, general mobile'dan bu gece yalnızca mesajını değil, o numarayı da silerim. sonra sevdiğim başka birilerinin mesajlarını okur, gülümserim. umut dolarım, olmayacağını bilsem de bu kez de başka umutlarla savrulurum ne bileyim....

şimdi bil bakalım eski sevgili, ikizler. ayağımda tam tahmin ettiğin gibi yeşil eşofmanım var. ellerim sevdiğin gibi bordo. pembe fosforlu general mobile ım ve ben. sana eskiden olsa şu yazdığımdan bahseder ve bi fotoğraf çeker yollardım. sen de 'iyi geceler güzelim, ben uyuyorum' der öper giderdin.

şimdi ben, başka aşklardayım. şimdi ben seni istedim elde ettim, sen gittin evet ama ben başka elde etmek istediğim insanların peşindeyim şimdi. evet insan değil, insanlar. sadece benden soğuman için değil, beni gözünde büyütmen için. ne kaybettiğini gör diye değil, sadece aptallaşma, hala sana mahkumum sanma diye hala.

biraz alkolle gelen cesaretimi, azıcık gururla kapadım bugün. bugün eskiden aşık olduğum bi kişiyle konuştum. üstelik resmen yavşadı bana. yani istesem o bile elimde şuan, hayır kendimi övmüyorum;sadece vazgeçilmez sanma istiyorum, bil istiyorum bunları. sen aslında bir okula gidebilmekten aciz zavallı bir çocuksun. sana acıyorum, sana aşık olduğum zamanlara, bu gün bana attığın mesaja, benim gibi hacettepede okuyan birine boyun büken sana acıyorum.

kendini geliştirme çaban, özentiliğin, iğrenç dişlerin, kepçe kulakların, sevimli kahkana, uzun boyun, cezbedici kokun... benim için bir hiç artık. kör oldum artık sana, seni göremiyorum.

seni sevmiyorum, evet kimseyi sevmiyorum ama seni bi kez daha sevmiyorum...

ve umudum var, seni bana unutturabilen o insanı kaybetmekten korkuyorum, seni değil. onu sevmek istiyorum seni değil.

itiraf ediyorum, aşktan kurtuldum. bi de özgüvenim gelse, ben dünyanın en mutlu insanıyım. haydi iyi geceler sözlük...
tv ile bilgisayar aynı odada olduğundan ve peder bey stv' deki ayna programının delisi olduğundan bütün afrika kıtasını ezberledim sözlük. fetoşun okullarının tam adresini verebilirim hiç şaşırmadan.
tanzanya güzel lan!!
lisedeylken cinlerim var diyerek arkadaşlarımı korkuturdum turizm lisesiydi stajı yatılı yapardık.
geceleri korkudan uyuyamazlardı hatta ağlarlardı sabahta çalışamazlardı.
bazıları benden nefrret eder korkardı hatta.
internetten saçma sapan büyüler bulur okurdum onlara *
atar tutardım yerlerdi gariplerim *
beni satanist sanmışlardı.
bir de erkekleri kandırıp etek giydirip resimlerini çekip okuldaki herkese gösterdiğim zamanlar vardı.
gerçekten piçtim bir zamanlar kız olmama ramen.
bu yüzden başıma çok bela aldım çok dayak yedim kız mız dinlemiyorlardı yani.
hocamı da dövmüştüm bir kere.
okuldaki bir kaç kızı da hastaneye kaldırmışlardı benim yüzümden .
hiç ispiyonculuk yapmadım ama hep ispiyonlanan oldum.
sigara falan satardım.millete
erkek olsaydım kesin torbacı yada pisikopat olurdum.
millete işkence eder dayanıklılıklarını ölçerdim güya.
kim daha dayanıklı ayağına erkeklerin canına okurdum onlarda hava yapacaklar ya ses çıkarmazlardı. *
erkeklerden korkan kızlar koruyayım diye yanıma koşardı.
müdür yardımcımız bile senden kortukları kadar benden korkmuyorlar derdi ...
resmen manyaktım.
son 35 dakikadır bir arıyla uğraştım ölmesin, kanadı, bacağı kırılmasın diye didindim durdum. neyse ki sağ salim çıktı rahatladım sözlük.

100 kilo bal 5 liraymış öyle dedi.
amerikalı, christian rock yapan gruplara bayılıyorum.
kafam güzel şirkete geldim, odamın kapsını kilitledim, açtım müziği ev ortamı yarattım kendime kahrolsun 1 mayısta işçiyi çalıştıran düzen.
uzun zamandır içime kapandım ne içimde olanları ne dışımda gelişenleri kimseye anlatmayı bırak kendi içimde bile hesaplaşmıyorum sanki olmamış gibi hepsini silip atmak ister gibi devam ediyorum yoluma.sonra da bi anda aklıma gelince aha öyle mi olmuştu la diyorum.bu kadar içime atmamın ve anlatmamın acısı sonra çıkmaz umarım benden psikolojik ya da fizyolojik olarak.
amaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bir kere bile yüzyüze gelmediğim bir kere bile sesini duymadığım bir insandan ölümüne nefret ediyorum.ciddi manada ölümüne.bazen aklıma geldikçe deliriyorum hiddetleniyorum resmini bile görsem affallıyorum içimde testereler gıcır gıcır ötmeye başlıyor ve o an Allahtan tek dileğim o insanla beni ömrüm boyunca karşılaştırmasın.çünkü sen orospu çocuğunun orospunun sürtüğün ta kendisisin.olur da bir gün bile görürsem kendimi düşürüp yapacağım şeylerden korkuyorum.
allahım seni benden korusun.
13 veya 14 yaşlarındaydım, evimizin karşısında pet shop vardı, orada da benim yaşlarda dükkan sahibinin oğlu vardı adını hatırlayamıyorum ne zaman bir kuş ölecek olsa beni çağırır acı çekmemesi için kafasını koparttırırdı, o zamanlar hoşuma giderdi sert çocuk imajı vermek, işi yaptıktan sonra üzülürdüm fakat belli etmezdim.
ölmek istiyorum, biri bu konuda bana yardım etsin.
bankamatik kuyruklarındaki hemen arkamda duran güzel kızlara hesabımdaki tüm parayı çekip göstermeye çalışmaktan bir gün geberip gidicem.
bir daha 15 günlük bir kafa izni almayacam.