bugün

yaptığım hiçbirşeyden pişman olmadığım için yalnızım. bunu biliyor, bilmemezlikten geliyorum.
Hani geçen bi itirafta bulunmuştum burada. O itirafın konusu olan arkadaş beni okuyormuş. Şıçtık ya la.
ömrümde yaşadığım tek aşk, 16 yaşındayken benden 6 yaş büyük birine karşı duyduğum imkansız ve çaresiz aşktı sözlük. birden, küt diye girdi böyle kalbime. ilk başta hayranlık sandım, değildi. filmlerdeki aptal aşıklara dönmüştüm resmen şimdi geriye dönüp bakıyorum da o kadar saçmalamışım ki. çocukta resmen benden kaçmıştı, karda kalan izlerini silerek falan o derece istemeyerek kaçmıştı lan. neyse pişman değilim sözlük, en azından aşk denince söyleyecek bir iki lafım oluyor.
mesafeleri sikmek istiyorum.
çok özlüyorum be sözlük 1 saniye aklımdan çıkmıyo.
hava durumu ile ilgili olan başlıkların hepsine savaş açtım. üşenmeden moderasyona gammazlıyorum. tamam antalya'da kar yağarsa başlığı en önce ben açarım ama yok ankara kar yağışı yok istanbul kar yağışı, bursa yağmuru,adana yağmuru gibi olağan şeylere başlık açan sikkoları görünce sinirleniyorum. inadım inat hepsini sildireceğim.
daha alalı 10 gün olmayan sağlam bi para bayıldım kemal tanca ayakkabıları bugün resmen ayaklarımı dondurdu. o yemezmiş gibi birde derinni rengi gitmeye başlamasın mı. her tarafta kemal tancayı kötülüyorum batırıcam bu dolandırıcıları.
sevgili sonuncu sevgilim, biraz daha iyi öpüşseydin her şey çok farklı olabilirdi. evet.
sözlük malum sömestr hasebiyle memlekete geliyorum. mola verdik falan. gittim bi güzel işedim zaten o sıkışıklığın üstüne çok iyi geldi. neyse çıktım hava da buz gibi ama sigara da içmem lazım. otobüsün önünde içiyorum sigaramı zaten müzik de var tam klip havasındayım. otobüste de bi tane kız varmış ki ben onu molada fark ettim baya da güzeel, sevimlii, alımlıı bi hatun tamam belki bi harun yahyanın prenses süreyyası değildi ama yine kedi canı vardı yani. bi kaç ufak bakışma sonrasında fark ettim kızı. o da sigara içmiyo öyle duruyordu o soğukta. neyse bu usul usul sokulmaya başladı benim tarafa doğru hafiften de bi tebessüm var. dedim çoban bu kız çok tatlı ne işi var bunun senin yanında. olamaz böyle bişey. neyse dedim bi dur bakalım biraz daha. kız geldi bu arada kesiyorum tabi o da kaçamak bakışlar atıyor. çöp kutusu var yanımızda cebinden bi dünya ufak tefek kağıt çıkardı oyalana oyalana atıyor çöpe. bende artık pusudayım bi yerden muhabbete gireceğim. tam ben hazırlandım konusma nefesimi çektim hop bi toz bulutunun arasından bi teyze çıktı nerden geldi anlamadım. başladı bunlar muhabbete. yok ben öğrenciyim yok ben oğlumun yanına gidiyorum falan yaşına hürmeten sövmedim ama ne yalan söyleyeyim argo falan konuştum içimden karı falan dedim yani teyzeye. nereden bileyim çok sonradan pişman olacağımı teyzenin hızır aleyhisselam gibi yardıma yettiğini. üç beş dakika sonra artık mola vakti bitti herkes koltuklarına dönmeye başladı, herkes dediğim de kız ben ve teyze bi de muavin. kız önümden gidiyor ben pişmanlıklar ve teyzeye olan öfkemle baş başa kızın arkasından bindim otobuse. o oturdu yerine ben baktım arkasından melül melül belki dedim otobüsten inice fırsat bulurum sonra döndüm önüme biraz mağlup biraz mağrur geçtim yerime oturdum. gözlerimi kapattım başımı arkaya yasladım. bi kaç dakika durdum. sonra yavaşça gözlerimi açtım başımı öne eğdim bir de ne göreyim aman yarabbi aklıma geldikçe elim ayağım titriyor. pantolonun fermuarı açık kalmış hem de öle böle değil bildiğin parantez gibi fark edilmemesi mümkün değil. allahım o nasıl bi göt olmuşluktur o nasıl kendi kendine kaldırdığın götün lönk diye yere inmesidir. ışıklar karardı, flashbackler ardı sıra gözüm önüne gelip gidiyor kızın tebessümü falan bi yarım dakika falan cezbe halinde kalmışım öyle. sonra kendime geldim. dedim ey güzel allahım ne büyüksün. tam kıza rezil olacakken gönderdim o nur yüzlü teyzeyi en azından gıyabında rezilliğimden utandım. en nihayetinde memleketin terminaline geldik dedim belki hani bi ihtimal daha ama nerde kız bavulunu bildiğin alıp koşmaya başladı. bense yine yaktım sigaramı mal mal bakındım arkasından sonra fermuarımı kontrol ettim baktım kapalı. gene bi üzüldüm, pişman oldum keşkeler ruhumu sarmaya başladı gene. dedim keşke bu sefer de ben açık bıraksaydım belki bi ihtimal konuşurdum o da olmadı en azından bi kere daha tebessüm ettiğini görürdüm.

not: mazi kalbimde yaradır.
amına koyayım, ne zaman bu amerikalılara özenip bir şey yapsam başıma bir iş geliyor. biraz önce "lan amk ne bardağa koyacam, direk kutusundan içeyim sütü" dedim, yeni yıkanmış siyah tişörtümün üzerine döküldü damla damla. afedersin de hani 31 çekmişim de nerede duracağımı bilememişim gibi bir etki yaratabilir ev ahalisinin üzerinde. sana taş girsin amerika.
son entry girdiği zaman kısmında geçen haftayı görünce kendimi kötü hissediyorum. aynı his acilen saç sakal traşına ihtiyacım olduğu anda kendi berberim dışında bir berbere uğradığımda da oluyor.
batarken güneş ardında tepelerin anasını siktim tüm teletabilerin. Bıdır bıdır konuşuyorlar gıcık oluyorum.. net !
bekliyorum sözlük, mutluluğu bekliyorum. bana da birgün gelecek. seni şimdiye kadar ihmal ettim artık ömür boyu seninleyim diyecek. bekliyorum...
geçen sene doğum günümde san fransisco'da 3-5 tur atarken bu sene bu ücrada ağlaya zırlaya girmek çok koydu sözlük yeminlen. en azından ağlayıp zırlamayaydım iyiydi.

not: bu da insanları neden rahatsız ettiğini anlayamadığım entrylerimin başlıcasıdır. sana niye dokundu acaba?
kavurmalı yumurta sendin aşkım.
işe gidip gelirken laptop taşımak amelelikten farksız, sırtımda bir ağrı oluştu.
hani bazen sözlüğü açınca otomatik giriş kaydınız olsa bile giriş yapmamış şekilde açılıyor ya *, hah işte ben kesin bu sefer sildiler beni. tabi amk o kadar geçirirsen silerler, kim bilir kime küfrettin genede sildiler düşünceleriyle boğuşuyorum.
korkuyorum lan silinmekten. ama sonra id şifre giriyorum bakıyorum lönk diye giriyor hemen başlıyorum:

yaa yaa göt ister beni silmek, ben istediğime söverim lan. peeh siz kim beni silmek kim.

delimiyim neyim anlamadım amk. silmeyin lan beni çok pis psikolojim bozulur bak *
kıskançlıktan kendimi bitirdiğimi bildiğim halde hala, insanları kendime yakın tutuyorum.
14 yaşımda ailemden gizli olarak arkadaşlarım da kalıcam bahanesi ile edirne'ye gittik üstümüzde de küçük emanetler var tabii hiç bir şey yapamadan döndük ama gece polis arabası görüyoruz sanki yalasınlar bizi görsünler diye kaçıyorduk. tuvaletimiz geldi açık yer yoktu sokaklara salı verdik. Herhalde yaparkende sivrisinekler girdi. Alışkın olmayan için cidden yaşamak zor birde ağustos ayında gitmiştik. Öğlen yağlı yağlı iskenderler, kebaplar derken mide de felç oldu. Takım elbisenin sıcaklığına dayanamadık ve pişik de olduk. Yaşanabilcek, olabilecek tüm aksilikleri 24 saat içinde yaşadık. Yatacak yerimiz bile yoktu. otobüs durağında arkadaşım ile nöbetleşe yatmaya çalışmıştık. güzel bir anı olarak kaldı.
(bkz: çok dertliyim be sözlük)
evdekiler bugün "bir psikoloğa git sen, iyi görünmüyorsun anlat ne derdin varsa rahatla..." falan dediler.

ardından kendi kendime düşündüm, tamam bazı anormalliklerim var ama dışardan bakınca da o kadar anormal görünmüyorumdur herhalde. sonra döndüm bunlara "sizin ağzınızdan çıkanla kulağınızın duyduğunun ne olup olmadığının farkında mısınız? "tabi bunu içimden söyledim*.

o değil de kendimi şuan kötü hissediyorum, sanki deli damgası vurdular lan bana rahatsız oldum cidden.
cok sevmek, sonsuza dek kavuşamamak için en ideal yöntemdir.
Arada bir bebek bisküvisi yiyorum.
ben sevdiklerimi çok kıskanırım sözlük. öyle böyle değil. mesela benim arkadaşlarımın sevgilileri olmamalı, kuzenlerim evlenmemeli, o derece yani. içimde biraz nefrete sebebiyet veriyor bu durum. yani diyelim ki bir arkadaşımın sevgilisi varsa, o arkadaşıma karşı hafif nefret duygularım kabarıyor. paylaşmak istemiyorum ben sevdiklerimi. sadece bana ait olsunlar. ama keşke mümkün olabilse bu.
kimse benimle ilgilenmesin. hatta yok saysınlar beni.
kimse aramasın istiyorum.
bu halim geçecek biliyorum ama fırsat versinler bana. bırakın bir düzeleyim.