bugün

gerçek aşk gelince sahtesini kovarmış.
1-)hayatla ölümün ilişkisi nal ile mıhın ilişkisine benzer.mıh biraz naldan uzaklaşsa nal işlevini yerine getiremez.

2-)çekilecek baş ağrıyan baş değil başka başları ağrıtan baştır.

3-)sürahi bile olsan bir bardağa alabileceğinden fazla su dolduramazsın.

4-)dünya bir tabakhanedir yaşayabilmek için ya kötü kokulara alışmak gerekir yada burnunuz kapamanız.
yalan sözümle aldatıp,
ihanet etmediğim için
bana köylü diyorsun
ben köylüyüm sevgilim.
no woman no cry*
ikimiz de anayolda, fakat ters şeritlerdeyiz; göz göre göre uzaklaşmamız bundan.
senin entryin benim entrymin önünde diz çöker, tövbe ister!
(bkz: bu hiç ben gibi olmadı)
nasıl söylenir bilmem ki, gözlerine saklanmış hüznüm; ben hiç söylemedim yağmurlara, görmedim...
ailenizin kıymetini bilin, siz ve onlar yaşlanmadan.
''Aşk bazen, ne kadar genç olsan da sakat sakat oynadığın maçın farkında olmadan jübile maçın olmasıdır...''
Hümanistim ama insanına göre.!

alfie
işini, aşkını, sevgisini, değerini, saygınlığını... hepsini kaybetmeyi taşıyabilir insanoğlu.. sadece huzuru kaybetmek insanı gayba götürür..
aşka inanmayana kafir deselerdi ateistin kralı olurdum şerefsizim.
gözlerindeki karadeniz'de boğulmak istemiştim.. olmadı!

bize düşen gözlerinde değil, yokluğunda kaybolmakmış...
dünya bile dönüyorsa, yanindakinden hic süphen olmasin.
"biz, kızların yıkıp gitmekten hoşlandığı adamlardık."
insan kendi giydiğini başkasında görmeye bile tahammül edemez ya hani... ben başkasının sevgisini senin üstünde görmeye nasıl tahammül ederim?
ayağımın altı da müsait başımın üstü de, nerede duracağını sen belirle.
hava çok güzel, küfür küfür esiyor...
''Pembe panjurlu evin değil de ısıcamlı bir evin hayalini kurarsan düşlerine soğuk girmez...''
Erkekler kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanır.
(bkz: cemil ipekçi ve çok özel arkadaşı bekir coşar)
"amalarla yaşayanlar, keşkelerle ölürler...".
''suç bir piçtir sahibi yoktur'' *
Farksız olarak yazmak istiyorum ama senin için farklı. Bir sevgiye sahip olan için farklı olmak istiyorum.. Farkı yazıda değil senin içinde yaşatmak istiyorum her saniye kendi içimde yaşattığım gibi. Her cümleye seninle başlayıp seninle bittiğim gibi. Bir şiir, hikâye, mektup değil bu yazı, benim içimdeki sen! En sade, en güzel surette, en güzel giysilerle.. Söylediklerimi tek bir nefeste haykırmak istiyorum. Nefesinde boğulana kadar..
Ve öyle sevmek istiyorum ki seni bir insan için zor gelmeli. Dağları delmek değil niyetim daha da beteri. Ölmek belki, seven yanındayken her saniye öleceğini bilmeli..
iki nokta koyuyorum her kelimenin, seninle bittiğim her cümlenin sonuna.. Bir şarkı çalıyor şimdi. Ve neden sonra..

iki nokta aslında.. Devam etmek seninle sonsuz bir yaşama başlar gibi.. Gerçek aşkı bulduğunda silmek hiç gözünü kırpmadan bir işareti, iki nokta seni sevmek benim için sonsuza dek.. Her ayı gördüğümde seni bir kez daha unutamamak.. Gitmek ama gözlerinle birlikte.. Yazmak elini tutarken.. Belirsiz terlemek yanında dururken.. Özlemek yanındayken bile ama anlatamamak.. En güzel şarkıya dalıp gitmek sen mırıldanırken yanında..

iki nokta aslında biziz.. Kimsenin bilmediği bir çift noktanın ikimiz için anlattıkları ya da kendi gibi bir çift manası..

işaretler.. Bizlere sevmeyi, sevilmeyi, gülmeyi unutturan şekiller.. Sevgiyi kalıplaştırıp anlamını uzatmak istediğimiz cümlenin sonuna koymaktır aslında işaretler.. Sevmeden sevdiğini zannedip üç noktayı kullanmak.. Ama burada son buluyor artık sevmek. Çünkü kimse artık benim kadar sevemeyecek..
hiç kimse gorundugu gibi degildir.
"bir türk dünyaya bedelse,iki türk dünyanın *mına koyar."