Son yıllarda Latin Amerika nın yeni Che Guevarası. namı diğer zapatur. (bkz: delegado zero)
ya basta (yeter) kitabının yazarı, öğretim görevlisiyken daha çıkan bolivya dağlarının babası ikinci komutan marcos
bazen amerikan dış politikalarıyla ilgili, amerikanın ırakta sıçışıyla vs. ilgili olarak medya organlarına yayınlanmak üzere gönderdiği mektuplarda hedef aldığı kişi ve kurumlara verdiği ayarlar ders kitabı olarak okutulacak yetkinliktedir. severiz sayarız.

edit: yazıların linkini bulabilirsem atarım.
altkumandan marcos.
son derece zeki bir adam bildiğim kadarıyla. ayrıca(tabii ki zekasına paralel olarak mizah duygusu da epeyce gelişmiştir) (ne derece doğru bilmiyorum ama) meksika ordu karargahına, devlete ve ordu liderlerine yazdığı mektupları katlayıp kağıttan uçaklar yaparak bir hava saldırısı düzenlediği rivayet edilir.yüzünü kar maskesiyle örtmesi ve kendini ikinci komutan olarak adlandırması bence çok güzel, ayrıca hiçbir şahsi çıkar beklentisi olmadığını da gösteriyor sanıyorum. kendi ağzından bir söz nakledelim;

"eğer biri sana parmağıyla güneşi gösterir ve sen de parmağa bakarsan aptalsın demektir. eğer güneşe bakarsan daha da aptalsındır, çünkü güneş gözlerini kör eder. senin bakman gereken parmakla güneş arasında uçan kuştur..."

konuyla bağlantısı açısından size harika bir zapatista rock'n roll'u. rage against the machine söylüyor; renegades of funk, zack şarkıya şu sözlerle bomba gibi girer ki siz de anında tribe girersiniz. (bkz: tribe girmek)

"no matter how hard you try, you can't stop us now"

bu linkle kulaklarınızı ve aklınızı müthiş bir ziyafete davet etmiş bulunmaktayım, hatta bulundum bile, hadi;

http://www.youtube.com/watch?v=9CZipvIR0BE

dayanamadım, biliyorum kanınız hareketlendi değil mi, işte size gerilla radyosu, zack yine mikrofonda;

http://www.youtube.com/watch?v=Pe1I7BQAIlE
bütün güney amerika devrimcileri gibi halkçı,cesur,militan ve tabii ki karizma devrimci
(bkz: karizmatik devrimci)
esaslı edip. dört dörtlük bir entelektüel. tabi ki bir internet gerillası.

sözlerini, şiirlerini, bildirilerini duyurmaktan imtina eden başta meksika basını olmak üzere tüm medyaya karşı yazmayı kesmemiş, sözümüz silahımızdır demeye devam etmiştir.

lacandon ormanlarında kaleme aldığı bildiriler meksikalı yerli köylülerin kötü-yatı arabalarının, fasulye çuvallarının içerisinde, binbir gizlilikle önce şehre, ardından da manhattan'ın saklı bir çatıkatında yaşayan zapatista bilgisayar operatörüne iletilir. ondan da internet özerinden bütün dünyaya.

en nihayetinde elimizde sözümüz silahımızdır adlı felsefi derinliği muazzam, şık bir edebi kitap vardır. ve bir de subcomandante marcos.

mektuplar, internet, kitap. harikulade bir bağ.

marcos'un 'subcomandante' namıyla anılması, kendisinin "comandante'miz che'dir" sözüyledir.
unutulmaması gereken bir nokta da, marcos'un bilhasa şu dönemde che gibi bir trend haline getiriliyor olması. tişörtlerdeki che posterleri yavaş yavaş yerini marcos'un kar maskeli, ağzı pipolu resimlerine bırakıyor. dikkat!
geçtiğimiz günlerde kendisine sorulan "Maskenizi ne zaman çıkaracaksınız?" sorusuna "Marcos'a ihtiyaç kalmadığı zaman" cevabını vererek takdirleri toplamış kişidir.
kendi ağzından (durito'yla söyleşiler);

"durito der ki biz zapatistalar çok başka türlü yürüyen yayalarız. çünkü bir zapatisit trenin o heybetli geçişini kayıtsız gözlerle bakıp seyretmek yerine, yüzünde hafif bir gülümsemeyle tren rayına yaklaşır ve ayağını rayın üzerine koyar. olanca masumluğuyla şöyle düşünmektedir aslında. güçlü marşandiz ayağına çarpacak ve kaçınılmaz olarak raydan çıkacak.."
" tıpkı öteki kuşlar gibi zapatizm de doğar, diğerleriyle ve diğerlerinde kendini üretir, ölür ve yine bir kuş yasası gereği heykellerin üstüne pisler.." (durito'yla söyleşiler)
(bkz: el sup)
yeni çağın yaratıcı devrimci tipi.

aynı zamanda "Önderi olduğu aşağılananları,aşağılamadığına inandığım, EZLN Zapatistalar’ı adına Subcomandante Marcos’a" diyerek, "aşağılama ilişkileri üzerine tezler" kitabımı ithaf ettiğim kişi.
http://www.galizacig.com/..._subcomandante_marcos.jpg
Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu(EZLN)'nin 20 Kasım 2005 bildirisinde feshedilmesinden ve "The Other Campaign"in başlamasından beri Delegado Cero lakabını kullanmaktadır, mücadeleyi politik platformda sıfırıncı delege (büyük ihtimalle sıfırla tarafsızlığını vurguluyor) olarak devam ettirme niyetindedir. Lakin kendisini her zaman gerilla elbisesi ve maskesinin üzerinden içtiği piposuyla hatırlamak isterim.
ezln'nin başında ki marcos'a, kendi isteği ile verilen ünvan. komutan yardımcısı marcos'un neden kendini öyle tanımaladığına dair 2 tane rivayet mevcut efendim. birincisi; ezln'nin ilk komutanı emiliano zapatista'ya comandante denilmesinden dolayı, onun anısına saygısızlık yapmamak amacı ile kendisine komutan yardımcısı (subcomandante) lakabını almış olması. bir diğeri ise; komutan olarak meksika yerlilerini görüyor olması ve kendisinin sadece onlara yardımcı olan bir yoldaşları olduğunu düşündüğünden dolayı o lakabı almış olması. velhasıl-ı kelam iki düşünce birbirinden onurlu birbirinden yürekli değil mi?
(bkz: #735247) şu açıklamayla gözlerden iki damla yaşın süzülmesinin sebebi. kaldı mı lan hala böyle adamlar? şeklinde sorulara gark ettirmiştir bu nacizhane bünyeyi...
bildiğim kadarıyla subcomandante denilmesinin asıl sebebi kendisinin saf meksika yerlisi olmamasıdır. marcosa göre comandante olabilmek için saf yerli ırkından ( Maya yerlileri ) olmak gerekir.

" Ve bizim yolumuz bu. Bir başka deyişle, EZLN önderliği yönetmez; bunun yerine yolları, adımları, eşlik etmeyi, yönü, hızı, hedefi arar. Birkaç tane. Sonra da halklara yolları sunar ve onlarla birlikte şu ya da bu yolu izlediğimizde neler olacağını tartışır. Çünkü, üzerinde ilerlediğimiz yola bağlı olarak, iyi olabilecek şeyler de vardır, kötü olabilecek şeyler de.

Ve sonra onlar -Zapatista cemaatler- düşüncelerini söyler ve tartıştıktan sonra ve çoğunluk olarak nereye gideceğimizi kararlaştırır. Ve emri verirler ve EZLN önderliği, işi örgütlemek, o yolu yürümek için ne gerekiyorsa hazırlamak zorundadır.

Tabii EZLN önderliği yalnızca onlara ne olduğuna bakmaz, aynı zamanda halklara bağlı olmak ve onların yüreklerine dokunmak, söyledikleri gibi, onlarla bir olmak zorundadır. Sonra hepsi bizim bakışlarımız, bizim kulağımız, bizim düşüncelerimiz, bizim yüreğimiz olur.

Ama ya, şu ya da bu nedenden dolayı, önderlik hepimiz gibi bakmıyor, veya duymuyor, veya düşünmüyor veya hissetmiyorsa? Ya da bir kısım görülmüyor, başka bir şey duyulmuyor, diğer düşünceler düşünülmüyor ya da hissedilmiyorsa? Herkese danışılmasının nedeni budur. Herkese sorulmasının nedeni budur. Herkesten onay alınmasının nedeni budur.

Çoğunluk hayır diyorsa, o zaman önderlik başka bir yol aramak, ve biz kolektif olarak bir karara varana dek halklara başka bir yol sunmak zorundadır. Başka bir deyişle, halk yönetir."

bir de suna bakmakta fayda var :
http://www.savaskarsitlar...ID=1&ArsivAnaID=43537
"işte biz, tüm zamanların ölüleri, yeniden ölüyoruz; ancak, bu kez yaşamak uğruna''
"büyük lider", "ulu kurtarıcı" gibi yaratılmış mitlerle büyüyen insanda kontak yapar bu adam. adam bilmiyor ki lidere ihtiyaç yok, görmemiş ki.. iyi ki var.
herkes cogunluk adina birseyler yaptigini soyluyor, biz azinligin sesiyiz diyen gercek bir gerilla komutani. oyle ki gerilla yoldaslarina saygisindan ayni gizliligi kendiside devam ettirmektedir yuzundeki maskesini cikarmayarak.
yıllarca bağıracak, cağıracak, yalandan rüzgar yapacak, sırf tipi ve şekli sayesinde ideolojik(!) hayranlar edinecek, t-shirt ü, şapkası para edecek, emsalleri gibi bir bok yiyemeden ölüp gidecektir.
Marcos, San Fransisco da bir gaydir, Güney Afrika da bir zenci, San Ysidro da bir Chicano, ispanya da bir anarşist, israil de bir Filistinli, San Cristobal sokaklarında bir Maya yerlisi, Mexico Citynin teneke mahallesi Neza da bir çete mensubu, olk müziğinin kalesi Ulusal Üniversite de bir rocker, Almanya da bir Yahudi, Savunma Bakanlığında bir uzlaştırıcı, soğuk savaş sonrası çağda bir komünist, ne galerisi, ne müşterisi olan bir sanatçıdır... Bosna da bir barış yanlısı, Meksikanın herhangi bir kentinde bir ev kadını, grev yapmaya asla yeltenmeyen sendika CTM de grevci, başkaları için kitap yazan bir gazeteci, gece saat 10da metroda yalnız başına bir kadın, topraksız bir köylü, işsiz bir işçi, mutsuz bir öğrenci, serbest piyasacılar arasında bir muhalif, ne kitabı, ne okuyucusu olan bir yazar ve tabii Güneydoğu Meksika dağlarında bir Zapatista...

Bu söz devrimci Marcos'u cok iyi acikliyor.Daha dogrusu bütün devrimcilerin,komünistlerin düsüncelerini,kisiliklerini acikliyor.

Zapatista Kurtulus Ordusu'nun sözcüsü.
Subcomandante Kumandan yardimcisi anlamina geliyor.Kendisine Emiliano Zapatista'ya olan büyük saygisindan dolayi subcomandante lakabi verilmistir.

O direnisin,özgürlük icin savasanlarin,bagimsizligin sembollerinden birisidir !

Seninleyiz Subcomandante !

Bu söz devrimci Marcos'u cok iyi acikliyor.Daha dogrusu bütün devrimcilerin,komünistlerin düsüncelerini,kisiliklerini acikliyor.

Zapatista Kurtulus Ordusu'nun sözcüsü.
Subcomandante Kumandan yardimcisi anlamina geliyor.Kendisine Emiliano Zapatista'ya olan büyük saygisindan dolayi subcomandante lakabi verilmistir.

O direnisin,özgürlük icin savasanlarin,bagimsizligin sembollerinden birisidir !

Seninleyiz Subcomandante !

Not: Bu yaziyi kendi blogumda yazmistim, burada yayinliyorum.
mücadeleye che guevara hayranlığı ile başlayan, zapatistaların öncü komutanı.
bir diğer lakabı da sup dır.
"onur, milliyeti olmayan o ulustur, aynı zamanda bir köprü olan o gökkuşağıdır, içinde hangi kanın dolaştığı önemli olmayan kalpteki o tınıdır; sınırlar,gümrükler ve savaşlarla alay eden o asi itaatsizliktir."
(bkz: zapatista hikayeleri)