bugün

kiminin çokça kiminin ara sıra başına gelen durumdur.

şahsım adına ara sıra olan bir durum. bunların en sonuncusunu ise sözlükte paylaşmayı ve bir nebze olsun içimdekileri boşaltmayı çok istiyorum; devam edeyim...

şimdi bir şahıs var. sevgili şahsının "kardeşim" dediği, 100 km ötedeki ilçeye sinemaya gitme planı yaptığı, 3 yıl sonrası için planlar kurduğu ve parfümünü öve öve bitiremediği. bu şahıs ile arasındaki diyalogtan oldukça rahatsızım; yani haliyle. bu rahatsızlık durumunu daha önce bir kaç entrymde de dile getirmiştim (bkz: sevgilinin en yakın erkek arkadaşı).

öyle bir noktaya geldik ki artık, iş cidden çığırından çıktı. asla kıyaslama yapamam ama ağzımdan şu söz çıktı "ya ben ya o". gayet açık ve net bir ifade. ya benimle devam edersin, ya da "kardeşinle". tabi haliyle beni seçti. onunla arasına mesafe koyduğunu ve hatta o ona bir şey söylemediği sürece konuşmadığını söyledi. eyvallah dedim, devam ettim.

1,5 hafta geçti. tam olarak dün oluyor aslında bu durum. arkadaşlarla çarşıda gezmekteyiz, bir de baktım karşımdan kimler geliyor. benim ki ve yanında 2 kız arkadaşı; ve önlerinde de 2 sap, o 2 sapın arasında bizim lavuk'ta var. benim yüzüme bile bakmadan geçti gitti yanımdan.

konuşmuyorum ve mesafeli takılıyorum dediği şahısla beraberdi. ve hatta yanyanaydılar. çıldırdım haliyle. konuşmuyorum artık dediği insanla yanyana sohbet içinde. bunun aldatılmaktan ne farkı var? verilen bir söz var, ve bu sözü bu şekilde gözlerimin önünde yıkmak var.

akşam geldi, özrü kabahatinden büyük. o ibne normalde yanlarında değilmiş. okulu asıp maça gitmişler, maç izlerken bakmışlar o lavuk tek başına, çekirdek yesin ve yanlız kalmasın diye çağırmış. bak sen... sana ne ya ondan, tek kalmış, çekirdeksiz kalmış... konuşmuyorum diyor, mesafeliyim diyor, o çekirdek yesin ve yalnız kalmasın diye düşünüyor. olacak iş mi ya? bir de arkadaşım o benim diyor. ya sen söz vermedin mi artık onunla konuşmicam diye? olacak iş mi bu?

neyse geçtim onu, yanyana takılıp konuşmalarının sebebi de, o ibneye bir şey sormasıymış. sorduğu şey de şu "doktora gidiyorum, rapor alcam, doktora ne diyeceğim?". bu konu hakkında msn de bir sürü şey anlattım, doktora ne söyleyebileceği konusunda. hadi onu da geçtim, o ibne bunlara sağlık ocağının nerede olduğunu gösterecekmiş. sağlık ocağı nerde biliyor musunuz? okulun bir sokak üstünde.

şimdi siz bu kadar şeyin üzerine, sinirlenmez misiniz, çıldırmaz mısınız?

Haliyle çıldırmanız gerekir, bende çıldırdım zaten. içimi döktüm ne varsa, gelen cevap genellikle şu oldu "tmm". mesajla 2 kez "özr dlrm" yazmıştı, o yüzden bir daha özür dileme gereği duymadığı için ne dersem "tmm" demiş. ya ne bileyim, ben olsam böyle yapmam. haksız olduğum bariz açık ise, karşımdakinin siniri geçene kadar alttan alırım. ama onda yok öyle bir şey "ben bir kez özür diledim, daha fazla ne yapabilirim ki?" zihniyeti var. olacak iş değil.

çıldırtıyorlar işte böyle bazen.
her mesajına cevap bekler, hadi her mesaja cevap verdin diyelim. sana destan yazan sevgiline kısaca işim var işteyim aşkım dediğinde yapılan trip karşısında çıldırmamak elde değildir.*
(bkz: ya sabır)
çok özel ve de anlatılması çok ayıp olan anlardır.. *
istenilen cevaba gelirsek; kesinlikle yapılan inceliklerin ve fedakarlıkların farkına varmamasıdır..

(bkz: odun sevgiliye hayır)
herhangi bir gecedeki kız arkadaşımla olan mesajlar:

- dün gece rüyamda orkun' u * gördüm. tekrar çıkmaya başlamıştık.
- inşallah barışırsın. beni de nikahına çağır. şahidin olarak.
- sağol canım ya bi barışalım. hayırlısı artık.
- tabi kısmet bu işler.
- olur olur bi mesaj atsam koşa koşa gelir bana.
umursamamazlık bi yere kadar
- o gavatın bacakları girsin götüne kaltak.
- düzgün konuş benle.
- siktir git.

akabinde ben özür diledim küfür ettiğim için. kalbi çok kırılmış.

başka bir gece, ilk mesaj hatundan:

- bana aşık olmanı istiyorum.
- işim gücüm yok sana mı aşık olucam. defol lan.
- yaaa banane
- önce senin aşık olman lazım. ben olursam süründürürsün beni.
- ben önce bi hoşlanayım. aşık olması kalsın.
- hoşlanmıyosan neden benimlesin kaltak. git başkasına.
- düzgün konuş.
- siktir git.

yine ben özür diledim. yine kalbi kırılmış.

işte beni çıldırtan gece:

- dün gece x te arkadaşlarlaydım. ev arkadaşın da oradaydı.
- aferin. başka?
- hiç takıldık arkadaşlarla.
- yavşayan olmadı mı?
- * ev arkadaşına sorabilirsin.
- güveniyorum sana. sormama gerek yok.
- o zaman anlatıyorum.
- anlat bakalm.
- anlatmam kızarsın sonra. yasaklarsın dışarı çıkmamı sensiz.
- sen bilirsin.
- yasaklayabilirsin yani öyle mi?
- hayır be. ister anlat ister anlatma. niye yasaklayım bişeyler sana. bana göre değil
öyle şeyler.
- anlatmamı istiyor musun?
- anlat hadi lanet olası.
- hiç bişey olmadı. ne olmasını bekliyosun ki?
- güvenimi kaybettin yine. yalan söylüyosun.
- adamın teki numaramı istedi. bi başkası içki ısmarlamaya kalktı. bi tanesi de geldi beraber sigara içmek istedi. ama ben hepsini savdım başımdan emin ol.
- keşke tecavüz etselermiş. bu kez siktir git demiyorum. ben siktir olup gidiyorum. bak dalgana
- şaka yaptım.
- cauli şaka yaptım.
- özür dilerim.
- seni kızdırmak istememiştim
- ben senden çok hoşlanıyorum. sadece kızıpta belli etmemeye çalışınca çok tatlı oluyosun. ondan kızdırıyorum seni.
- bak herşeyin üstüne yemin ederim hepsi yalan.
- kes lan =) barıştık. bi daha kızdırma yeter.

o akşamdan sonra yine beni kızdırmaya devam etmekte kendileri. aha buraya yazıyorum bi yerde yığılıp kalırsam sebebim bu hatundur.
yine başıma gelen durumdur.

sevgili şahsının fake bir facebook hesabı var, ve o hesap ile insanları kandırıyor eğleniyor falan. kendine ait bir facebook üyeliği yok; bu fake hesaptan biriyle konuştuğunu farkettim. google chrome ile giriyorum o üyeliğe ve canlı canlı konuşmalarını seyrediyorum. bir tarafta msn'de ben varım, diğer tarafta o çocuk var. ben bir şeyler yazıyorum "hmm" diyip geçiştiriyor; o çocuk ile gayet derin bir sohbet içerisindeler.

neyse, bir gün geçti, ertesi gün baktım. bunlar yine konuşuyorlar. çocuk yavşıyor bariz bir şekilde, "şu gün oraya gelcem", "nasıl görüşcez daha sonra" falan ayakları yapıyor. sana yavşıyor diyorum, "ne kadar kötü düşünüyosun" falan diyor. dediğim çıktı çocuk telefon numarası falan istedi. konuşmicam bir daha onunla dedi, tamam konuşma dedim.

ertesi gün gerçekten de konuşmuyordu. saatler ilerledi, gece 9 falan suları. bir girdim fake hesaba, yine onunla konuşuyor ve şöyle yazıyor çocuğa "tamam seni ekledim, benim adresim de bu; sende beni ekle garanti olsun." sinirlendim haliyle. söz verip tutmadı, defalarca kez aynısını yapmıştı. açık ve net bir şekilde "buraya kadar" dedim, o da pek tınlamadı zaten. 45 dk geçtikten sonra beni affet pişmanım falan dedi; affettim. ne söylersen yapcam, asla böyle şeyler yapmıcam falan dedi.

dün onunla beraberiz, bir mesaj geldi. bilinmeyen bir numaradan geldi. "naber" yazıyordu. "kimsin" yazmak istedim cevap olarak izin vermedi. yaklaşık 20 dk sonra kimsin yazmayı kabul etti ve gönderdi. cevap gelmedi. o arada bir yolunu bulup o numarayı aradım ve kimsiniz dedim, ismini söyledi; o ibneymiş mesajı atan.

gece oldu o çocukla konuşuyorum. numarayı nerden buldun dedim, arkadaştan dedi. neden kimsin yazınca cevap yazmadın dedim. mesaj hakkım yoktu dedi. şimdi bir düşünün... bir kıza ilk mesajı atacağınız zaman, cevap atamayacağınızı bile bile "naber" yazar mısınız? kendinizi tanıtırsınız di mi ilk önce? "naber, ben x" dersiniz mesela. karşındakine cevap atamayacağını bile bile de yazmazsınız muhtemelen. bir işler çevrilmiş anlaşılan ama ispat edemiyorum haliyle.

bir de o çocukla konuşmamamı istedi kesinlikle. bir neden de ortaya atamadı, sadece kuru kuruya konuşma onunla dedi ama ben konuştum. yaklaşık 1,5 saat boyunca bunun tribi attı bir de bana. neyse, ertesi gün oldu. yani bugün. onu tekrar msn'e eklemiş. ekleme sebebi de şu "dün siz konuşurken, ne konuştuğunuzu sormak için ekledim". ulan ben sana anlatmıyor muyum zaten ne konuştuğumu? konuşma geçmişini bile atabilirim demedim mi daha önce? üste çıkmaya çalışıyor bir de.

sevgili sözlük yazarlarından enes'in söylediği gibi; topaç oldum.
yine demekten bir hal oldum bu konuda ama yine yine diyorum; yine oldu bu durum. hala sevgili diye hitap ediyorum, garip bir durum olanlar ve duygu anlamında kalanlara rağmen ama neyse... sinir eden anlardır bunlar.

(bkz: sevgilinin çıldırttığı anlar/#7849217)

şu an yazmakta olduğun bu entry'nin hemen üstünde bulunan entry'de belirttiğim konu üzerinden oluşan bir sorundu, şu an anlatacağım şey. üst kısımdaki uzun yazıyı okumak istemeyenler için kısa bir özet geçeyim yine de...

şimdi bir ibne var. bizim kıza yavşıyor. yazıyor ediyor. bizimki de ona yanıt veriyor, konuşuyolar. önce msn sonra telefona geçiyor konuşma. sil diyosunuz silmiyor. onu koruyor, beni karşısına alıyor. "onu silmeyeyim, ne istersen yapayım" falan gibi sözler bile ediyor. ama ben bir şey yapamıyorum ve bu durumu koyveriyorum bir zaman sonra.

ardından bugün, hayatımda dışarda hiç konuşmadığım, sadece facebook'tan 2 kez muhattap olduğum biriyle arkadaş oluyorum. ardından sevgili şahsı geliyor "onu siliyorum."

diyalog da aynen şöyle;

- facebook şifreni verir misin...
+ al şifrem şu.
- x'i siliyorum.
+ neden?
- işte öyle istiyorum.
+ sen y'yi silmemiştin zamanında, silme onu.
- ama o kız kafasından bir şeyler uyduruyo (silme sebebi buymuş, bak sen...)

+ y'de sana yavşıyodu ben sesimi çıkarmadım. silme.
- ama y bir şeyler uydurmuyodu.
+ sana yavşıyodu daha ne yapacak.
- sildim.

silmiş. neyse... ardından "msn'inde kişi azalması farkedersen şaşırma" dedim. "sen benim msn'imden kimseyi silemezsin, hakkın yok buna" diyor. ne demek ulan hakkım yok? sana silme dedim sildin, benim nasıl hakkım olmuyor?

sileceğim insanlar da belli hani. biri o ibnetor, diğeri de başka bir ibnetor, kıza orda burda sarılan bir piç. neyse... silmeyeceksin diyor. silcem diyorum. şifrelerimi değiştircem diyor. e be allah belanı versin ya, bu kadar olur. eve geldiğimde şifreler değişmiş olmasın, dedim. olacak dedi. biter dedim, bitsin dedi.

zaten 2 gün önce "seni sevmiyorum, al yüzüne de söyledim açık açık" demişti. ayrıldık demiştim o an. ardından sağlam duramadım, o da özür diledi zaten. bir anlık sinirle söylemiş. neyse bitsin dedi, tamam dedim.

içime oturdu tabii bu durum, bu kadar kolay beklemiyordum. sordum tekrar ayrıldın mı yani diye. net bir cevap vermesini de söyledim, devam edecek misin etmicek misin diye. "bana emir vermiceksen ve iyi davranacaksan devam etmek isterim" diyor...

hey allahım ya. emir vermicekmişiz. daha önce o kadar yalvardım, herifi silmedi, sileceksin onu dedim yine silmedi, emir vermiceksin diyor. ne yapacağım, senin yaptığını mı yapayım, girip direkt sileyim mi? o zaman da ibne oluruz... iyi davranmak ne oluyor onu da bir türlü çözemedim. ne bekleniyorsa artık benden. iyi davranacakmışım, oldu. sen her türlü yalanı dolanı yap, her türlü işi çevir, her türlü boku ye, ben iyi davranayım.

neyse, konuşma sürüyor. son bir şey sordum. cevap yok.

uyudu. çıldırma çıldırmayabiliyosan...

(bkz: sevgilinin her gece uyuyakalması)

ben hayatımda böyle bir şeyle karşılaşmadım.

e sorarsınız muhtemelen niye devam ediyosun diye, ben de bilmiyorum valla.
"telefonu neden geç açtın? başka yerde misin? resmi konuşuyorsun. yanında biri mi var? bitanem de, aşkım de bakayım." sözlerinin arka arkaya geldiği anlar.
feysbuk olsun, msn olsun, ıvır olsun, zıvır olsun. bu gibi platformlarda bir kimsenin silinmesini istemesidir. hatta el atarak kendi silmesidir.

feysbuk, msn gibi portalların şifrelerini öğrenmek istemesidir.

yanı kısacası haddini bilmemesidir.
not: işbu entry sevgilinin çıldırttığı bir andan hemen sonra yazıldığından aşırı küfür içerebilir.

salaklaştığı anlardır. ya da sizi çıldırttığı için ona salak diyorsunuz bilemedim şimdi ama salaktır sonuçta... her sevgili salaktır bazı bazı... neyse geçelim şu tanım kısmını yoksa sinirden çocuğumu kesicem!

efendim dışarıdan gelmişsin, arkadaşlarınla takılmışsın eğlenceli bir şekilde dağılmışsınız evlerinize, bu güzelliği devam ettirmek istiyorsun, başlıyorsun eğlenceli ve içten bir havayla bu sevgili denen yaşam formuna çeşitli mevzular anlatmaya...

-akşam annemi aradım...

+iyi.

-işte dedim bedelli çıkmış gönder bi 30 bin yapmıyım askerlik falan hahaha...

+iyi ne güzel demişsin.

-ondan sonra o da işte...

+ya ingilizce kitap sipariş etmiştim ya gelmedi o daha... bi arayıp konuşsana?

-ne?

+ingilizce kitap... neyse sen ne diyodun?

ana avrat gitmek istersin gidemezsin, yanında olsa ağız burun girmek istersin ama giremeyeceksin siktir et, laf söylesen aynı terane...

-siktir et önemsizdi zaten...

+hee iyi kapatıyorum ben hadi görüşürüz aşkım...

aşkını sikeyim! aşkını sikeyim senin ben gerizekalı kapat şu telefonu! demek istersin diyemezsin, kapatırsın telefonu sonra da gelip sözlükte entry kasarsın işte...

yapmayın ulan şunu, insan gibi davranın iki dakika ya! sonra ayrılınca vay efendim ne oldu hayallerimize... hayallerini sikeyim! sen daha iki kelime mevzu anlattırmıyosun hayal mi gerçekleştircez bir de senle?

sinirden kendimi sikicem ya!

not: işbu entry sevgilinin çıldırttığı bir andan hemen sonra yazıldığından aşırı küfür içermiştir.
bir tartışma olur ana konuda siz haklısınızdır ufacık bir yanlışınızı bulur onla savunma yapıp trip atar filan ya bir de özür bekler. mecazen kendi yumruk atar tokat için özür bekler ya işte o anlar.
hastahanede yatarken aldatmadır efendim. vurulmuştum komadaydım. artık bitti diyorlarmış benim için... o arada dünyayı bir zombi salgını kaplayıverir... sevgilim ise artık ümidi kesip en yakın arkadaşımla ilişkiye girer... ve ben dönerim sonra...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar