bugün

lisede bir sevgilim vardı. ben izmit'te oturuyordum, o sakarya'da. bi arkadaşın doğum gününde tanışmıştık. tabi daha lise yılları(son sınıf) fişeğiz iki kelam ettikten sonra numarasını aldım. 2 hafta kadar sonra da sevgili olduk.

neyse efendim hatun kişisiyle 6 ay kadar bir süredir birlikteyken evlilik konusu açıldı. hiç de sevmem ama malum ilişkisi ne olursa ve ne kadar uzun süreli olursa olsun evlilik muhabbeti yapmayan kız sevgili yoktur. birkaç saat muhabbet ettikten sonra benden ne istersin diye sordum. bir erkek olarak hani.
başladı saymaya işte efendilik dürüstlük sadakat vs. (ben de bir yandan maddiyata gelmesini bekliyorum, sorumun asıl soruluş amacı da oydu zaten).

aynen şöyle demişti: "seni ailemin karşısına çıkarabilmem için kendi evin ve araban olması lazım, yoksa hem utanırım hem de kızarlar".

ben tabi bir şey diyemedim başta. koydu tabi bana. ne diyeyim ki babasını 10 yaşında kaybeden anne zoruyla meslek lisesine giden hayatta hiçbir varlığı, birikimi ve hedefi olmayan bir gencim daha. liseyi bile öylesine okuyorum bitse de gitsek havasında. neyse nedir ne değildir diye düşündükten sonra gece uzun bir mesaj yazdım hatun kişisine. ona istediklerini veremeyeceğimi, anne babasının karşısına çıkamayacağımı (biraz da laf sokmuştum hatırlamıyorum şimdi) ve ayrılmak istediğimi söyledim.

ahlar vahlar etti vs. mayıs 2014'de ayrıldık nihayetinde. ama ben hala o gün bana kurduğu cümlenin etkisindeydim. okul bitince hemen bir iş bulup çalışmaya başladım, ağustosun sonunda da ingilizce kursuna yazıldım (hani oyunlardan falan biraz ingilizcem var, kursa gidersem biraz daha gelişir o ingilizceyle sınava girerim belki bir şeyler olur ümidiyle). o sırada da yeni biriyle tanışmıştım. konuşuyorduk öyle. eskişehirde oturuyordu. daha yeni anaokulu öğretmenliği kazanmış. tabi bu süre zarfında da kendimi geliştirmeye çalıştım, gerek kültürel gerek kişisel anlamda.

neyse efendim gel zaman git zaman ben hem fabrikaya gidip hem de sınava hazırlanıyordum. yeni tanıştığım kişiyle de konuşuyorduk hala, ama yanına gitmedim hiç. ama gerek mesajlarıyla gerek telefondaki diyaloglarda çok destek oldu bana (ygs'den sonra yanına gitmiştim, o gün de sevgili olduk zaten). lys'ye girdim, tercih yaptım. kazandım be sözlük. hem de çocukluktan beri içten içe istediğim mesleği, ingilizce öğretmenliği'ni. o süre zarfından sonra da çok destek oldu bana. burs bulmak için uğraştı çok. hakkını asla ödeyemem.

e tabi yukarıda da yazdığım gibi ilişkisi olup da evlilik muhabbeti açmayan kız yoktur diye. birkaç diyalogdan sonra aynı soruyu ona da sordum sözlük.

evlilik için benden beklentilerin neler???

başladı konuşmaya: zaten seni bayağıdır tanıyorum, şöyle ol böyle ol demicem zaten öylesin. ama evlenmek için paraya ihtiyacımız olacak. ben öğretmen olur olmaz para biriktiricem. önce eşyalar için para biriktiririz, sonra da ev için kredi çekeriz. ben düğün istemiyorum ama annem adettendir diye ufak da olsa istiyor, merak etme fazla yük binmez "üstümüze" (annesiyle bu diyalogdan önce tanışmıştım), sonrasında da bakarız çaresine, ikimizin de mesleği güzel. aç kalacak halimiz yok ya, ikimizin de eli kolu tutuyor, çalışır kazanırız ekmeğimizi. o yüzden senden tek beklediğim kendini bozmaman ve aileme ve bana saygılı olman".

bir insan ne kadar derinden bağlılık hissedebiliyorsa ben o gün onu hissettim sözlük. hiçbir şey diyemedim karşısında. peki ya baban? dedim sadece.

"seni tanıştırmak için sabırsızlanıyorum"dedi.

işte bu cümle benim hayatımdaki en anlamlı ve en derin cümledir sözlük.
. . . sen benim için çok değerlisin.
"Git, istersen, cüzam kap bir yerlerden,
Görmek istersen, nicedir, tutkunluğumu."

(bkz: cemal süreya)
Bu tektaş tam on karat.
Anlamlı olan seni seviyorum cümlesi değil, bunu doğru kişinin ağzından duymaktır. Tüm dünya sizi sevdiğini söylesede, tek bir kişinin verdiği duyguyu vermez.
Bilmem Bir tatlı huzur almaya geldim. Mesela.

Edit:romantiklik bana göre değil galiba.
(bkz: amını götünü yerim)

Aşırı samimi. Sevgiyle kalın. Kalın.
Uyudun mu?
Gerçek bir 'senden nefret ediyorum' , yalan bir 'seni seviyorum'dan daha anlamlıdır.

Biri dürüst, diğeri sahtekar bir ağızdan çıkar.
(img:#1931496)
gönül hep seni arıyor.
Iyi misin? Yemek yedin mi? Bir şeye ihtiyacın var mi? ... Bence bir insanın size önem verdiğini gösteren en önemli cümlelerdir, çünkü sorduğu bu sorulardan sizi kendine dahil ettiğini anlarsınız. Bu soruları genelde anneler sorar, anneniz dışında size bu soruları soran biri varsa sevinmelisiniz.
'birlikte herşeyin üstesinden geleceğiz' cümlesidir benim için. net!!
iyiki varsın...
Hava serinledi, dışarı çıkarken bir hırka al.
Sana güveniyorum.
maaslar yatmis.
lahmacun yemeye gidelim.
borcunuz yoktur.
gibi seyler.
Alın yazımım tek okunaklı yerisin. Cemal Süreya
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatrına sende kalayım.
Ben Sensiz yasayamam.
Seni anlıyorum.
Senin olan bişey için benden izin almana gerek yok.
sana sadığım, ne olursa olsun.
" Biz, biz el ele verdiğimiz zaman her şeyin üstesinden geliriz evelallah."
Eylemlerinle kurduğun cümleler olur.
Tercihen.