bugün

görünürde kişinin sebebini bulamadığı aslında bir sebebi olan cansıkıntısı türüdür..
genelde yapacak pek bir şeyin olmadığı zamanlarda ortaya çıkar.sık sık tekrarı depresyon beliritisi olarak görülür.
hiç hayra alamet değildir. kesin bir sebebi vardır. kişi bunu biliyordur da kendine itiraf etmekten korkuyordur.
(#2658869)
her ne kadar da sebepsizmis gibi gelse de bazi psikologlara gore nedeni cocukluga vs kadar gidebilen, bilincaltina atilmis, kendisine orda yer etmis ve her firsatta "ben burdayiiiimmm" diyerek dikkat cekmeye calisan problemlerin olabilecegini belirttikleri durum. Kendisinden ve yazdiklarindan haz etmesem de Erdal Demirkiran, ilk kitabinda Turk halkinin mutsuzlugunu cocukluk doneminde izledikleri Ferdi Tayfur, kucuk emrah filmlerine baglayarak durup dururken gelen ani efkar basmalarinin musebbibi olarak ferdinin filmleri olabilecegini yazmisti. Bu ornegin ferdi tayfur, emrah olmasi ornegi verenin de Erdal Demirkiran olmasi gayri ciddi gelebilir, haklilik payi var midir bilmiyorum ama psikologlarin meseleyi kisinin background u ve unconscious u ile ilintilendirmesi mantikli geiyor bana.
aslında sebebi vardır da fazlaca görmezden gelinmektedir.bilinçaltına itilmiştir mutlak...
sebebi kalmamış insanın, aslında sebepli olan can sıkıntısıdır.
ölüme yaklaştıran, intihara teşvik edendir.
(bkz: melankoli)
antidepresant ilacını içmeyi unutmuş bünyedir.
sebeb mutlaka vardır. sadece biz adını koyamıyoruzdur. insanoğlunun belkide canını en fazla sıkan şeydir bu can sıkıntısı.
çaresi elbetteki monotonluktan çıkmaktır. ancak bu da ekonomik durumla alakalı olduğu için pek mümkün görünmemektedir.
varoluşun anlamsızlığı zaten başlı başına bir can sıkıntısı sebebidir.
bazen şöylede olabilir ; biz canımızı sıkan şeyi unuturuz ama bilinçaltı bunu saklı tutar ve bizi nedenini bilmediğimiz bir huzursuzluk sarar.
birçok şeyin birikintisi olan ruh hali. hangi kafaya takılan şeyin sebep olduğu çözülemez, bir problem vardır ama "işte budur" denilemez, çünkü hepsi birbirine karışmıştır. "durup durduk yere moralim bozuldu şimdi" denir, ancak durup dururken değildir.
can sıkıntısının en acımasız halidir.
canı sıkılan kişi bunu paylaşmak istediğinde canını daha çok sıkan diyaloglar yaşama ihtimali yüksektir.

+ canım sıkılıyor.
- niye sen limon musun ki sıkılıyorsun???
+ !!!!!!!!
- nıhı hahaha

+ canım sıkılıyor
- sıkılan can iyidir canda kalır çıkmaz
+ ?????!!!!!...?????
- nıhı hahaha
aniden gelir kendisi ve içine attığın her hangi bi sebep birdenbire insan içinde aklına gelir ve ani bir can sıkıntısına dönüşür. o anda sebep olarak gösterilecek birşey olmadığı için en güzeli içimde bi sıkıntı var ama sebebini bilmiyorum demektir ya da gerçekten sebebini bilmek istememektir.
(bkz: panik atak)
Geçmişte karşılaşılan ve etkisi halen devam eden sorunlar veya benzeri sorunların neden olduğunu düşündüğüm sıkıntıdır.Bir ortama girmiş istemediğiniz birşeyler yaşamış olabilirsiniz.Mesala kızdırılmışsınızdır vb.
Aynı ortamlar veya benzer durumlarda çokca aynı şey olursa bu ortamlarda ve durumlarda sebebsiz zannettiğimiz can sıkıntıları gelebilir.
7/24 yaşadığım, kendim dahil insanların bıktığı bir şeydir, bir de adı olsa tam olacak ama.
bu seferki farklı. sıkıntı artı üzüntü var. her inanın başına gelebilecek şeyler oluyor bu aralar hayatımda yani bahsetmek bile gereksiz. abartılacak durumlar değil. biliyorum canım sıkılınca hep bi şeyler çıkıyor ortaya. kötü şeylerin öncesinde daha çok sıkılıyorum. hadi tamam sıkıntıyı yaz sıcağına, işsizliğe yapacak pek bi şey olmamasına bağlayabilirim de ulan ben niye neye üzülüyorum bu kadar! kendi mazime mi -ki çok şükür henüz öyle çok büyük acı tecrübelerim yok- filistinli çocuklara mı anlam veremiyorum. ee ama çocuklar da her sene ölüyor zaten, uğraşsızlık konusunda da elimden geldiğince en azında zihnen bi şeylerle meşgul oluyorum. ramazanda yapabildiğim kadarıyla.

ha yorgunluk var ama tatil eğlence falan da istemiyorum hiç.

hayırdır inşallah.
Yine gelmiştir.
sebebi her seyde oldugu gibi yetersiz ekonomik durumdur. depresif duygular, yalnizlik, asiri duygusallik bunu tetikleyebilir.
Ölüm gibi bir şeydir ama sadece ömrünüzü kısaltır.
Insanın bir anda göğsüne oturuverir sebepsiz sıkıntı, huzursuzluk.

Sebepsiz gibi gelir ama sonra aslında canını sıkan şeyler bir bir önüne düşer, alır eline evirir çevirirsin tıpkı rubik bir küp gibi karmaşık iç sıkıntılarını çözmeye çalışırsın. Nedenler bellidir ama yüzleşmek istemezsin kendinle.

Sonra düşünüp durmamak için kendine hemen oyalanacak bir iş çıkarırsın. Mesela ben kalktım kek yaptım.

Eh, nihayetinde oyalanma yeri değil mi dünya?
Günümü darlamıştır.