bugün

dünyaya emsal teşkil edecek nitelikte davranışlar silsilesidir.

bunların başında, dükkânın önüne su serpiştirerek 50 metrekarelik bir alanı ıslatmak gelir. niçin yapıyorsunuz diye sorarsanız, serinletiyor cevabını alırsınız.
iş yerinin önünü dubalarla kapatıp kendince park yasağı koymak.
bu esnaf bakkal ise "ters ters bakıp veresiye defterine borç yazmak" diyebiliriz mesela.
tanım: türk esnafında görülen tipik davranışlardır.

- bu kaç para?
- o pahalı, şuna bakın isterseniz.

(alla alla lan sanane para benim değil mi)

güleryüzle karşılarlar sadece adres soracağınızı anlayınca surat muşmulaya döner.
binanın üst ziline basınız. 5 dk. içinde ordayım.
hava soğuksa çıkarken kapıyı kapat komutu verirler. ulan esnaf sensin ben de müşteri demek lazım herhal.
işletme ufak çaplıysa karaborsacılık yapıp adına ticaret demek en yaygın olanlarından. bir sayfa çıktıyı bir liraya, rakamla 1 TL ye alan gördüm. "etrafta kırtasiye filan yok diye bu yaptığın yavşaklık değil mi pezevengin adamı?" diyemezsin, çünkü "küfretme dükkanın bereketini kaçırıyorsun." deyip üste çıkar.
-marlboro (malbora) var mı?
+kalmadı, parlıament var.

aynı fiyat aralığında olan her şeyin aynı işlevi gördüğünü zanneden bir mantıktır.

ya da:

-abi patlıcan var mı?
+yok abi ya kabak veriyim mi?

vallah var bunlardan ya!!
apış arası kaşımak.
kapıya mesaj bırakmak.
(bkz: cumaya gittim gelicem)
heran aranızda şöyle bir diyaloğun geçebileceği esnaftır:
-10 ama sana 8 olur
-niye dayı tanışıyomuyuz?, niyetlendin mi lan yoksa bana.
edit: imla
bozuk para yok bahanesiyle para üstü yerine sakız-çikolata gibi şeyler vermek.
sabahları dükkanın önünü ıslatmak.
fiyatı 1000 tl olan ürün için "sana 120 liraya olur" demesidir. almaya niyetin varsa da almazsın artık bu öneriden sonra.
kurbağa figürü, resmi, oyuncağı vs. kurbağayla ilgili her şeyin hastası olan -evet garip- eski kız arkadaşıma t shirt almak için girdiğim esnafımızla olan muhabbet;
+ Kurbağalı t shirt var mı acaba?
++ ımm, bakiyim. kurukafalı onu versem?
dükkanın önünde tavla oynamak ve tabi tavşan kanı çayları pöfürdeterek içmek. olmazsa olmaz iki kuraldır bunlar.
(bkz: vodafone reklamlarında oynamak)
dükkanın kapısına 'kıredi' kartı geçerlidir yazmak.
para üstü vermek yerine ordan bi sakız şeker gibi bir şey veriyorsa ya da onu almanı istiyorsa türk esnafıdır. miami'de,new england'da veya paris'te olmaz bu. ama iyidir hak geçmesin diye sonuçta.
gelen müşterinin yaşı farketmeksizin abi, abla demesi.
gördükleri her 35 yaş üzeri kadınlara anne demeleri.
dükkanın önüne iki tabure atıp saatlerce şakır şakır tavla oynayabilicek potansiyele sahip olmak.
sürekli bir şeyleri parlatma merakı.
--spoiler--
bozuk yok, bozdur gel.
--spoiler--

ya da

--spoiler--
para üstüne şurdan bir sakız al.
--spoiler--
http://www.sabah.com.tr/d...arken-polise-ne-gerek-var

http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?newsid=195016

http://webtv.hurriyet.com...urk-esnafi-konusuyor.aspx
güncel Önemli Başlıklar