bugün

veli küçük, susurluk davasında askeriyenin engeli yüzünden yargılanamamıştı. Hem de yargının onlarca kez ifade vermesini istemesine rağmen.
kapalı alanlarda sigara içiliyordu.
en iğrençlikler ve katlanılmazlıkların olduğu dönemdi. heleki solomon demirel dönemi, türkiyedeki en berbat dönemlerden biridir.

not:

- sülüman is solomon!
- what?
kimse askerlerimizin başına çuval geçirmeye cürret edemezdi.
üniversite sayısı bir elin parmakları kadardı, şimdi 81 vilayette üniversite var. ha var da aferin mi diyorlar, bu defa da niye üniversite açıyorsun öğretim görevlisi yok diyorlar. eh be dengesiz, hükümetin görevi o onu yapıyor, sen de görevini yap öğretim görevlisi yetiştir.

bu arada türkiye'deki okullaşma oranı ve her okula internet bağlantısı götürülmesi falan. devrim niteliğinde şeyler bunlar.

ha yine de geri gitti ülke. haasss.... neyse.
ecevit clinton'dan para almak için esas duruşa geçmişti. para dediysek, borç olarak.
elektrik üretimi;
recep tayyip'ten önce 129 milyar kilovat iken
şu anda 194,1 milyar kilovat.
daha iyi idi denilemez ama daha kötü de denilemez hiç bir şey değişmedi ki..
2002'de 20 adet petrol sondajı var iken, şimdi 79 yerde petrol sondajı bulunmaktadır.
2002'de maden ihracatı 684 milyon iken, 2008'de 3,2 milyarı buldu.
kürtçe albüm çıkaracağım dediği için bir sanatçıya çatal kaşık fırlatılıyor ve ülkenin tirajı en yüksek gazetesi "şerefsiz" diyebiliyordu, bugünse herkesin kendi ana dilini özgürce konuşabilmesi gerektiğini en milliyetçi en ulusalcı insan bile söylüyor ve bırakın kürtçe albümü, kürtçe yayın yapan devlet televizyonu var.

nerdeeeen nereye?

10 sene önce bunların hayalini kurmak bile suçtu. şimdi gelinen noktada hükümet faşizm ile suçlanıyor.

şu anda var olan şey faşizmse eğer 10 sene önceki şey neydi aga? demokrasi mi? *
rüzgar enerjisinde, 2002 yılında 17 megavat ile avrupa sonuncusu iken, şu anda 802 megavat ile avrupa 13'üncüsü. yazalım da millet öğrensin.
imf'den borç alarak ayakta duran, batan bankalarıyla meşhur, hırsızların ve çetelerin yönetime müdahale ettiği bir ülkeydi.
faili meçhullarıyla nam salan bir ülkeydi.
artık faili meçhulü kalmayan, düzeni ve düzüleninin gayet açık olarak herkes tarafından bilindiği bir ülke olmuştur.
recep tayyip erdoğan'ın okuduğu şiir yüzünden hapis yattığı türkiye, askeri darbelerin yaşandığı türkiye.
bugün sözlükte tayyipi savunanların yüzde 90ının taş çatlasa 10-12 yaşında olduğu Türkiyedir. Ne hatırlıyorlarsa artık.

Bununla beraber Türk sigarası diye Tekel 2000 alıp içtiğimiz ve o tekel 2000in hala kaliteli olduğu türkiyeydi.
Ne kadar Yine özel sermaye olsa da Türk Telefon şirketlerine paramız gidiyordu, Ev telefonuna verdiğimiz para da Araba amerikalıya değil devlete gidiyordu. Sözleşmeli, ücretli ıvır zıvır öğretmenler değil Kadrolu ve bu mesleği garanti ile yapan öğretmenlerimiz vardı.

Dolar yüksekti, lakin ülke bu yükseklik yüzünden ithalat manyağı olmamıştı. Şuan ithalat ihracat dengesinin tepetaklak gitmesi Çinin para politikasıyla Türkiyenin ki karşılaştırılınca çok daha iyi anlaşılmaktadır.

Ayrıca neyi tartışıyoruz ki?

Tayyip öncesi Türkiye'de özal vardı, bunlar adım adım yapılan işler, 23ten bu yana iyi kötü yapılan şeyleri 80 sonrası 30 yılda yıktılar bitirdiler. Döviz'i bu ülkeye yatırım aracı olarak sokanlar kuyumculardan el altında yapılan döviz işlemlerini başlatanlar sonrasında sokaklara taşıyarak ülkeyi kendi kendine çeviren bir ülke değil de dışardan gelecek sıcak paraya bakan elden ayaktak düşmüş bağımlının bağımlısı ülke olmasını sağlayanlar bunlar.

Neymiş Tayyip öncesi kriz varmış. O kriz özalların yediği bokların krizi, Bakalım tayyipin yediği bokların krizi yabancıların sıcak parası çekilince kime patlayacak. ama yok tabi insan mal olunca şuanki durumu iyi sanar. Tabi alışveriş merkezleri yapılınca sevinen mallar ülkesinde yaşıyoruz.

Ha bir de tayyipten önce terör sıfıra inmişti. Şimdi ise Teröristle masa başında siyasetçilik oynayan ülkeyiz.

Şehirlere feodal yapıların kanaat önderleri, etnik yapı, tarikatlar gibi saçmalamalarla taşındığı ülkeyiz.

Ama diyorum yazmaya gerek yok tayyip öncesini hatırlamayacak ergenler ulus olmanın ne olduğunu bilemeyecek kadar farklı bir toplumsal yapı ve medya dayatmalarından geliyorlar.
medya devinin başbakanı pijamalarla kapıda karşıladığı türkiye'dir.
alevilere katliam yapıldığı ülkedir.
(bkz: madımak)
(bkz: maraş)
Uyuyan bir ülke vardı,krizlerle boğuşan bir türkiye.
bir boku değişmemiş türkiyedir. o zaman da siyasetçiler bizi sikip parasını vermiyordu, şimdi de parasını vermiyorlar.
modern, çağdaş ve ileriyi görebilen bir ülkeydi. 30.000 insanın katili olan orospu çocuğu teröristlerin, tbmm'de yerinin olmadığı ve teröristlerle görüşmelerin yapılmadığı bir ülkeydi. ülkenin satılık olmadığı dönemlerdi.
güldüren ve spekülatif entrylere sebep olacak başlıkdır.
hiç bir şey okumayan çoğu yazarın enflasyona göre vs.vs. basit başlıklar altında başbakanlarını yüceltecekleri,diğerlerinin ise çaresiz bir şekilde muhalefet edecekleri bir entry bankası olacakdır.
bu arada çaresizlere sesleniyorum bende sizdenim.toplum dediğimiz yapı demokrasi ile yönetildiğinden çoğunluk eğitimsiz ve gerizekalı olunca çaresiz olmak en iyi durum oluyor.
hiç dert etmeyin.sadece onlar ile tartışmayın.onlar herşeyi bilendir.
çaresizlere tek bir öneri;kendiniz için bir hedef koyun ve o büyük gün için susun ve okuyun..tekrar tekrar okuyun..nerde olduğumuzu,bize ne olduğunu,hatayı nerede yaptığımızı muhakeme edin,perdeyi aralayın,arkadakileri görün..

edit=ben olsam bende eksilerdim adam haklı..tartışsan tartışamazsın..
rte öncesi ülkenin gidişhatının kötü olması şimdi düzeldiği anlamına gelmez aksine daha kötüye gidiyor.
eskiler kötünün iyisiymiş, değişmek gerekli değil herzaman halkımız anlayın artık.
burada iyiydi diyen her bir gerzek o zamanlar daha parmak emdikleri için tabii canım herşey güllük gülistanlıktı.