bugün

hastanelerin romatizma alanında uzmanlaşmış birimi.
direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, ultrasonografi gibi farklı yöntemleri kullanarak birçok hastalığın tanı ve tedavisini sağlayan, asistanlık dönemindeki rahatlığından ötürü tustaki puanı bir hayli yüksek olan bir ihtisas dalı.
sağlık hizmetleri meslek yüksek okulları vasıtası ile röntgen teknikeri yetiştiren bölüm.
ikiye ayrılır.
- (bkz: tanısal radyoloji)
- (bkz: girişimsel radyoloji)
uzmanlık olarak en rahat sayılabilecek klinik branşlardan biri. Yarım günlük mesai ve fazladan 1 aylık şua izniyle tusa hazırlanan genç doktorları cezbeder ama puanı da göre girer.
Diğer bir anlamı açıkca röntgendir.. Bu alanda çalışan kişilerin radyasyondan dolayı çeşitli hastalıklara yakalanma riskleri vardır,sık görülenler ; göz bozuklukları,kısırlık gibi..ama bi avantajı da erken emekli olmaları..
göte girebilir.
sonu -loji ile bittiğine göre bir bilim dalıdır.

röntgen olsun, tomografi olsun; x ışını sayesinde canlı vücudunu görünteleyebilme ve bu görüntülerden yola çıkarak hastalık ismi uydurma ve gerekirse ömür biçme faaliyetlerinin icra edildiği tıbbi bir bilim dalının, ecnebice ve bir o kadar karizmatik adıdır.

bu işle uğraşanlara radyolog denir.

örnek:

götünüz ağrıyordur. hastaneye gidersiniz.
sizi ilgili götoloji bölümüne sevkederler.
götolog götünüzü muayene edip tetkik ister.
eğer filim isterse yolunuz direk radyolojiye düşer.
uzun uğraşlar sonucu aldığınız randevu gününde gidip götünüzü röntgen odasında radyoloji teknisyeninin gösterdiği pozisyonda bir film negatifine dayarsınız.
ortam radyasyonla dolu olduğu için teknisyen götünüze uygun pozisyonu verdikten sonra kurşun kaplı bölmeye koşar adımlarla uzaklaşıp caaarrrttt diye düğmeye basar.
röntgen cihazından çıkan x ışınları götünüzden geçerek götünüzü dayadığınız o negatif filmi cazır cuzur yakar.

o yüzden röntgen filmleri olsun, tomografi filmleri olsun hep siyahtır. arada beyaz siluet olarak görünen ksımlar götünüzdür.

film banyo edilir ve elinize verilir.

ah ulan wilhelm conrad roentgen ...nobel aldıysan marie curie nin sayesindedir.

buna içerleyen nükleer tıp uzmanları ayrı bir bilim dalı oluşturmuşlar ve röntgenci doktorları x ışınlarıyla başbaşa bırakmışlardır.

buna kızan radyologlar da MR denen cihazı bulmuşlar ve curie ekolünü sonsuza kadar göt etmişlerdir.

curie ekolü de karşı atağa geçmiş SPECT denen ucube tomografiyi icat etmişlerse de yaptıkları, zapitalist devletler tarafından keşfedilmiş, faaliyetleri para denen sanal saçmalıklarla ksıtlanmıştır.

işte bu radyologlar ve nükleercilerin neşeli kavgası görüntüleme bilimini çooook üst seviyelere taşımış olsa da......para para para diyen napolyon hepimizin göt röntgenini yıllar önceden çekerek tüm insani çabaları boşa çıkarmıştır...

hay a.q.

kim açtı lan bu başlığı......
genel anlamda x ışınları, ses dalgaları veya diğer yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır.
radyan enerjinin ve radyoaktif maddelerin tıpta teşhis ve tedavi alanında kullanımını inceyeleyen bilim dalıdır.
bütün hastanelerin en alt katında konuşlanmış olan bölümdür.
iyonize edici radyoaktif ışınların tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılmasıyla oluşan bilim dalı. iyonize edici radyasyonlardan radyoloji dalında en çok x-ışını kullanılır.
Halk arasında röntgenci denir.
"tıbbın can damarıdır." desek, abartılı bir söylem olmaz herhalde.
neticede pek çok rahatsızlığın görüntülenmesi ve dolayısıyla teşhisi, sayesinde gerçekleşmektedir.
uzman doktordan teknikere kadar pek çok kadrolu elemanı da bünyesinde barındıran alanlardan biri.
bu alanda 4 yıllık ihtisas yapmış bir doktor; görüntülenme sırasındaki pek çok rahatsızlık ve anormal durumlar hakkında bilgi sahibidir, ilk teşhisi o koyar ve rapora aktarır.
karım yapmak istediğim tıp branşı.
bunun için bütün bu dertler, kaygılar, emekler, maddi ve manevi bedeller.
okumayı düşündüğüm bölüm.
geçen gün amcamın çocuğu da okumayı düşündüğünü söylemişti. ben de radyocu mu olacaksın dedikten sonra bir şey demeden yavaşça oturduğu yerden kalkıp gitmişti. bu da böyle bir anımdır.