bugün

vokalin en iyi olduğu amnesiac parçası.
size her daim it gibi yalnızlığı hissettiren, beraber yaşa yalnız öl değil yalnız yaşa ve yalnız öl duygusunu aşılayan, moralinizi feci derecede bozan bir radiohead şarkısı.

bir karton adam görüyorsunuz bir geminin üstünde tek başına. suya atlıyor yine tek başına. dibe doğru dalıyor. derinlere gidiyor. hiçkimsenin olmadığı derinliklerde araba görüyor bir tane. resimler görüyor kahraman. iskeletler görüyor. sonra bir ev görüyor suyun en derin yerinde. içeri giriyor kendi eviymiş gibi.

o masanın sandalyesini düzeltip de ittirdiği, o koltuğa oturup da uzandığı anda içinizden bir parça koptuğunu anlıyorsunuz. neler hissetmeniz gerektiğini fark ettiriyor thom yorke un "there was nothing to fear and nothing to doubt" sözleri. içiniz titriyor. sorna yaylılarla piyanonun oyunu ile ışık huzmeleri gökte dans ediyor.

dünya böyle bir şarkı, böyle bir klip görmedi. bir daha göremeyecek de.
format dışı bir şarkı. üzüntülü desen değil bilgece desen o hiç değil, çünkü aslında alttan alta hiçbir şey bilmediğini anlatıyor.

bir piramit bahçesinden geçip aklına dolanan bir şiirin sana çağrıştırdıklarına kanarken sütunlar üstünde tanrısallaştırılmış bir kedinin çöplerin içinde ne aradığını düşünürken hamdili bir kafanın anlattıklarına yürüse de doğu gecesine doğru kıpkırmızı ışıkları sesine çağıran ve simsiyah gözlerde parıltıyı gördükçe susar gibi konuşup susar gibi çığlık atıp da kumun neleri neleri yuttuğunu endless ailesine haykırarak başını bir omza yaslayıp ağlamak gibisinden durağan öylece parçalanmış.
güne bu şarkıyı dinleyerek başlayın, melankoli tanrısı olarak geçecektir gününüz. ağzınıza geleni istediğiniz gibi söyleyecek, hiç olmadı şuurunuz yitirerek kendinizi bir barda bulacaksınız.
I jumped in the river and what did I see?
Black-eyed angels swam with me
A moon full of stars and astral cars
All the things I used to see
All my lovers were there with me
All my past and futures
And we all went to heaven in a little row boat
There was nothing to fear and nothing to doubt

I jumped into the river
Black-eyed angels swam with me
A moon full of stars and astral cars
And all the things I used to see
All my lovers were there with me
All my past and futures
And we all went to heaven in a little row boat
There was nothing to fear and nothing to doubt

There was nothing to fear and nothing to doubt
There was nothing to fear and nothing to doubt
yalnızken, gece açık gökyüzünde yıldızları seyre dalmışken, içimizde gerçek birşeyler hissetmek için, siyah gözlü bir meleğin yazıp küçük bir kayıkla bize cennetten gönderdiği şarkı.
cenaze marşı.
radiohead in pyramid song u ise, hayatın sonsuzuncu boyutudur.
bir bakıma piyano ve radiohead'ın müthiş uyumu denilebilecek şarkı.
radiohead'ın piyano şaheseridir. ahenklerin uyumu gerçekten hayranlık uyandırıcıdır. iç burkan bir şarkıdır, bu yüzden bazı insanlar "bunu cenazemde çalın ulen" bile demektedir.
şaheser olduğunu demiştim değil mi?
thom yorke'un astral seyahatlerinden birisini anlattığı, gerçekten ağır bir şarkı, baş yapıt. ayrıca selway'in aksak davullarına hayran olmamak mümkün değil.
Bugun kardesimin atolyeme dalarak "o nasil guzel sarki ya? Sen naber ya?" Gibi bir tepki vermesine sebep olmus radiohead basyapiti. Agir piyano sounduna bir anda karisan güclü bateri ritimleri insanin ruhunu çeker ensesinden.
neşeli anlarda dinlendiği zaman düşünceli bir aptala dönüşmeyi sağlayan, boktan hissedildiği zamanda dinlendiğinde ise ölme isteği ile karışık sonsuzluk hissi veren radiohead şarkısı.

düzen manyağı olmama rağmen bu şarkıdaki sürekli aksıyormuş gibi gelen piyano ritmine hastayım.
yarısından sonra duygu dozunu 2'den 6'ya 7'ye çıkaran bir adet radiohead şarkısı.
depresyon hali dışında çok da dinlenmemesi gerekir çünkü ciddi manada moral çalmaktadır.
i jumped in the river and what did i see?
black-eyed angels swam with me
a moon full of stars and astral cars
all the things i used to see
all my lovers were there with me
all my past and futures
and we all went to heaven in a little row boat
there was nothing to fear and nothing to doubt

i jumped into the river
black-eyed angels swam with me
a moon full of stars and astral cars
and all the things i used to see
all my lovers were there with me
all my past and futures
and we all went to heaven in a little row boat
there was nothing to fear and nothing to doubt

there was nothing to fear and nothing to doubt
there was nothing to fear and nothing to doubt

------------------------------------------------

Nehire atladım ve ne Gördüm?
benimle yüzen siyah Gözlü melekler
Yıldızlar ve yıldız misali
Arabalarla dolu bir ay
Eskiden gördüğüm tüm Figürler
Ve tüm aşklarımda orda Benimleydi
Geçmişim ve geleceğim Hep beraber cennete gittik ufak bir kayıkla
Korkacak ve tereddüt Edecek hiçbir şey yoktu
Nehire atladım
Benimle yüzen siyah Gözlü melekler
Yıldızlar ve yıldız misali
Arabalarla dolu bir ay eskiden gördüğüm tüm Figürler
Ve tüm aşklarımda orda benimleydi
Geçmişim ve geleceğim
Hep beraber cennete Gittik ufak bir kayıkla
Korkacak ve tereddüt Edecek hiçbir şey yoktu.

Street spirit ile arkaya arkaya dinlenilmemesi gerek radiohead şarkısı. Net.
acı bi deneyim için; https://www.youtube.com/watch?v=s2VzLn6DMCE