bugün

zar adam ve zar adam'ın peşinde kitaplarının yazarı Luke Rhinehart'ın yeni kitabı.

kitabın arka kapağında şunlar yazmaktadır:

Anarşik, felsefi, çılgın ve bilinçaltınızı altüst edici bir psikolojik roman.

Büyük ikiz Tanrılar Neden ile Sonuçun, 2000 yıllık raporlarını sunmak üzere Yüce Şans Tanrısının huzuruna çağrılma günü geldi çattı. Her zamanki gibi kendilerine eşlik eden büyük bir tanrılar heyeti ve dalkavuk meleklerle birlikte geldiler. Geçmiş ve Gelecek oradaydı. Ve Hipotez ile Çünkü de öyle, toplamda birkaç bin tanrı ederdi.

Elbette Şans Tanrısının oğlu Whim de oradaydı ve dünyaya gitmek istiyordu.

Whimin istediği oldu. Dünyaya geldi. Şans Tanrısının piçi olarak.

Nihai Gerçeği bulmak için babası Şans Tanrısı tarafından dünyaya gönderilen Whim çok özel bir Kızılderili çocuktur. Seks ve aşkı henüz keşfeden liseli bir futbol yıldızı ve kendilerini insanlardan saklayan bir Kızılderili kabilesinin son birkaç üyesinden biriyken Nihai Gerçeğin peşine düşer...
luke rhinehart'ın tam anlamıyla okuyucunun kendini sorgulamasını sağlayan ve bir o kadar da erotizm dolu, okurken yüzünüzdeki gülümsemenin eksik olmayacağı bir kitap.
Luke Rhinehart tarafından yazılmış, Özlem Nihal Yeğengil tarafından çevrilmiş, Pegasus Yayınevince yayımlanmış ararşik, felsefi, çılgın ve bilinçaltınızı altüst edici bir psikolojik roman.
luke rhinehart'ın hayal gücüm kuvvetlidir diyenlere bunu tekrar gözden geçirmeleri gerektiğini düşündürten müthiş eseridir efendim.
dengesiz hayalgücünin harika sonuçlarını 439 sayfa boyunca itinayla kanıtlayan ve tasvir yeteneğimizin gelişmesine yardımcı olan başarılı bir kitap.
ufukta son sayfalar belirmeden,genel kanım kitabın sonunun ''koku'' filminin sonuyla aynı kaderi paylaşıcağına dair kehanetim vardı.son sayfaları yaklaşınca,hipotezimin ustaca çürütüldüğünü anladım.
başlarda gerçekten sıkan ama bir yerden sonra açılan ve zevk ile okuduğum kitap.ayrıca erotizm oldukça var.
--spoiler--
whim'in sekiz yaşındayken yazdığı şiirler

keşke bir canavar olsaydım
sivri buz saçakları gibi dişleri olan
altıncı sınıf oğlanlarını korkutabilmek
ve onların bisikletlerine binebilmek için
*
tanrı milyon yağmur damlasıdır
yerleri yalayan
biz çocuklar için çamurlar yapar
cup sesleri çıkarabilelim diye
ama geceleri biz bakmadığımız zamanlarda
gizlice gider
ve gökyüzüne yükselir
başka bir gün tekrar yağmak üzere
*
tanrı ölü bir balık cesedidir
güneşte çürüyen
böcekler bakteriler pis kokular üretir
zevk olsun diye
*
keşke bir fil olsaydım
çok ağır yüksek ve korkutucu
ayağımı güm diye vururdum ve insanlar kaçardı
ya da en azından temkinli olurlardı
*
keşke bir lollipop olsaydım
çubuklu kırmızı olanlardan
tatlı olurdum ve şekerli
ve herkese yalatırdım
*
bir zamanlar bir canavarın gülümsediğini görmüştüm
büyük ve tüylü pençeli falan
ama gülümsediğini gördüğümü aklıma getirince
bir anda küçülmüş göründü
--spoiler--
her kitap gibi başlarda sıkan ancak sonrasında insanın elinden düşürmek istemediği kitap. ilk sayfalarını okuyana kadar arada başka kitaplar okuduğum, kitabın ortasına gelene kadar ayların geçtiği ancak yüzümü gülümsetmeye başladığı anda tuvalete giderken bile yanımdan ayırmadığım nadide eser.