bugün

frenc molnar'ın yazdığı çocuk romanı. çocukluğumu derinden etkilemiş romandır aynı zamanda.
hatırladığım kadarıyla bir bölgede yaşayan 2 farklı çocuk grubunun karşılıklı maceralarını anlatıyordu.son derece hoş bir tat bırakmıştı üzerimde.
çocukluğumun beni benden alan romanı. yazarı ferenc molnar'dır. bir de romanın unutulmaz kahramanı vardır ki adı nemeçek\'dir
asıl kahramanının nemeczek olduğu çocuk kitabı.
hep okumaya çalıştığım, sonunda okuduğum, çocukluk zamanında çok iyi bir kitap. normalde de öyle tabi.
Boka, suratı asık, dudaklarında acı bir gülümseme, bir şeyler mırıldandı, ama Yano coştukça coşuyordu.
- Hakladık hepsini... kovaladık... kovduk... General ağırbaşlılıkla,
- Evet, dedi. Öyle!
Gelip, bekçinin önünde durdu. Kısa bir süre sustuktan sonra,
- Başımıza geleni biliyor musun Yano? dedi.
- Ne var, ne oldu?
- Nemeçek öldü

kitaptan alıntıdır. roman çevirme olduğu için nemecek' in ismi farklı basımlarda farklı şekilde kullanılmıştır.
(bkz: düş sokagı sakinleri)
her çocuğun kesinlikle bir kez okuması gerektiği, okumayanların ise gerçekten hayatlarından bir şeylerin eksik kaldığını düşündüğüm harika çocuk romanı
Frenc Molner'ın dünya çocuk edebiyatının klasikleri arasına girmiş yapıtı.
Cesurluk ve korkaklığın,kalleşlik ve özverinin daha çocukken insan doğasında varolduğunu gösteren eser.
bir macar romanıdır aynı zamanda. ferenc molnar bir macardır efenim.
ilk defa ölümün bu kadar acı olduğu o küçük yaşımda nemeczek le yaşamışız dır.
ferenc molnar'ın 1907 yılında yazılmış ünlü çocuk romanı; kitabın yeni basımının çevirmeni tarık demirkan bu kitap ile ilgili olarak şunları yazıyor:

heykelleri dikilen roman kahramanları

"hayatta tesadüflerin hiç akla gelmeyecek kadar büyük önemi vardır.

örneğin bundan tam yüzyıl önce, budapeşte'nin kenar mahallerinden birinde mütevazı bir okulun, mütevazı bir edebiyat öğretmeni, bir okul edebiyat dergisi çıkarma fikrini kafasına koymasa ve bunun için de eski öğrencilerini aramaya başlamasa, dünya çocuk edebiyatı, çok önemli bir eserden yoksun kalacaktı.

edebiyat öğretmeninin, eski öğrencileri arasında, o yıl 29 yaşına giren ve gazetecilikle uğraşan ferenc molnar da vardı.

molnar, çok sevdiği edebiyat hocasının hatırına, dergiye birşeyler yazma teklifini kabul etti ve tefrika olarak bir çocuk romanı yazmaya koyuldu.

işte pal sokağı çocukları romanı böyle doğdu.

yaşadığı bölgeyi model alarak yarattığı kahramanlar, yani minik ama cesur nemeçek, akıllı lider boka, ihanetin simgesi gereb, vatana göz diken düşmanı simgeleyen kırmızı gömlekliler çetesi işte böyle ortaya çıktı.

1907 yılında yayınlanan kitap, öyle büyük bir başarı kazandı ki, birkaç yıl içinde dünyanın en önemli dillerine çevrildi.

sahip oldukları en önemli şeyi, 'arsalarını', yani hayat alanlarını korumaya çalışan pal sokağı'nın masum çocuklarının kahramanca mücadelesi yayınlandığı her ülkede olay haline geldi.

çünkü bu kitap,
'oyunun ya da ciddi mücadelenin'
'dostluğun ya da ihanetin'
'birbirine kenetlenmenin ya da gruplara bölünmenin'
'hayatta var olmanın ya da sevdiği şeyler uğruna ölümü göze almanın'
'tek başına kalmanın ya da bir yere ait olmanın'çocukların dünyasında da yaşanabileceğini gösterdi.

iyililiğin ve dürüstlüğün ölümsüzlüğünü kanıtladı.

100. yıl etkinlikleri

işte macaristan, macar edebiyatının gelmiş geçmiş en önemli üç eseri arasında gösterilen bu yapıtın yüzüncü yılı nedeniyle bir dizi etkinliğe başladı.

önce pal sokağı çocukları pulları yayınlandı.

ardından, romandaki olayların geçtiği bölgede, "arsa" yani çocukların hayat alanı yeninden oluşturuldu.

aslına uygun bir şekilde inşa edilen arsa, çocukların "dostluk" geleneklerinin yaşatılmasının yanısıra, edebiyat ve tarih bilgilerinin de tazelendiği bir alan haline getirildi.

okullardan, budapeşte'nin pal sokağı'nın da bulunduğu bölgesine edebiyat turları düzenlenmeye başlandı.

ve son olarak da roman kahramanlarının heykelleri dikildi. heykelleri ziyaret eden, orada birbirine parıltılı gözlerle sürekli birşeyler anlatan günümüz çocuklarının kanıtladığı bir gerçek var:

çocuk ruhları, zamandan ve mekandan bağımsız olarak yetişkinler dünyasının yapmacıklığına karşı içtenliği; dostluğa bağlılığı; ve hakszılığa karşı isyanı temsil etmeye devam ediyorlar.

yani pal sokağı'nın yüz yıl önceki mesajı hala yaşıyor..."
_________
"oğlum da bu kitabı okuyacak" cümlesi bu kitap için söylenmiştir...
her okudugumda tuylerimi diken diken eden iki kitaptan birisidir digeri icin (bkz: tuesdays with morrie) neyse efendim her okudugumda aklima su soru gelir acaba nemeczek mi liderdir pal sokaginda boka mi..
küçükken bir çok kez elime geçen ama bir türlü ilk beş sayfasını bitiremediğim kitap. haliyle her deneme başarısız oldu. ne anlatır bilmem. kavga falan ediyorlardı heralde..
kesinlikle her çocuğun, hatta çocukken okumadıysa her yetişkinin, okuması gereken müthiş kitap. sıkıcı bir kitap da değildir, akar gider.
zengin ve fakir çocuklar arasındaki bir mücadeleyi anlatan güzel kitap.
frenc molnar tarafından yazılmış olan ve okuduğumda beni ağlatmayı başarabilen tek roman. taraf tutar, eğlenir, enfiyeyle tanışır, nemeçek'le ağlarsınız. okullarda okutulması gereken bir kitaptır bana göre. orjinal adı da pal utcai fiuk'tur. 1969 yılında kitaptan uyarlanan bir de sinema filmi çekilmiştir.

(bkz: http://www.imdb.com/title/tt0062164/)
çocukluğuma damgasını vurmuş,muhteşem çocuk kitabı.ilk kez birini kaybettim nemeçek ile.
boka'ya özenmeme, nemeczek'e üzülmeme, kırmızı gömlekli birini gördüğümde düşmanmış gibi davranmama sebep olan roman.
(bkz: feri atş)
çocukluğumda okuduğumda gözlerimden bir kaç damla*** yaş gelmesine neden olan kitap. nemeczek'in ölümüyle ilk defa hayatın toz pembe olmadığını anladığım, ama hep toz pembe olmasını istediğim kitaptır.**
çocukluğumun ilk uzun soluklu kitabı.
çocukluğumun unutulmaz kitabı.
ilk okuduğumda çok beğendiğim, üzerinden biraz zaman geçince -bu zaman geçerken ben şeker portakalını da okudum- güzel ama öyle abartılacak bir yanı da yok dediğim bir çocuk klasiği.