bugün

zamanın en az nüfusa sahip olan boyudur oğuzlar. birçok kez diğer boylar, boyundurlukları altına almak isteyip üzerlerine yürümüşlerdir; fakat başarılı olamamışlardır. kısa bir dönem göktürkler ile beraber savaşmışlardır, ardından dayanamayıp orta asya'ya göç etmişlerdir. Selçuklular, falan derken osmanlı'nın kuruluşuna vesile olmuşlardı.r en savaşçı türk topluluğudur oğuzlar. atalarımızdır hepsi.

(bkz: oğuz kağan)
oğuz adlı arkadaşın yakın çevresi ile yaptığı işlerde, oğuza yakın kisilerce gruba verilen genel isim.
Aksaray ilinin Ortaköy ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Ortaköy)
ankara ilinin Polatlı ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Polatlı)
Denizli ilinin Babadağ ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Babadağ)
Diyarbakır ilinin Bismil ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: bismil/#5120249)
7 kol ve 24 boydan müteşekkildir. büyük selçuklu imparatorluğu,anadolu selçuklu devleti ve osmanlı.... bu boyların mensuplarınca kurulmuştur. bugünkü mevcudiyetlerini yörük ve türkmen obalarıyla devam ettirmektedirler.karaman tarafına gidin,oradaki yörük ve türkmen kızlarının gözlerinin hala çekik olduğunu görürsünüz. ege,akdeniz,iç anadolu ve karadeniz olmak üzere ülkeye dağılmış pek çok oğuz boyu halen yaşamlarını devam ettirmektedirler.
ankaranın etimesgutilçesinde bulunan bir mahalle.
gaziantep'in nizip ilçesine bağlı bir köy.

· nizip nerede?

kaynak:

· tarimziraat.com/gaziantep

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: nizip/#12982464)
diğer boylar arasında pek sevilmezler nedense. oğuzlar diğer türk boyları arasındaki en kalabalık türk boyudur ayrıca. zira bizanslı diyojen " türkler anadoluya geldiğinde denizin üstünde kalan küçük adalar gibiydik " der. yani tarihin her döneminde sikişimizi eksik etmezmişiz. zira anadoluda biraz tutulduktan sonra her millet türk taşşanı yemiştir. (bkz: hürrem sultan) (bkz: kösem sultan) (bkz: latife hanım) ayrıca türkler arasında en dirençli türk boyudur. zira birçok türk boyunun orta asyadan gittikten sonra adet gelenek vb herşeyini unutup farklılaşması gerçekleşmişken, oğuzlar günümüzde bile hala orta asyadan kalma birçok inancı korumuşlardır. atalarımın en sevmediğim yanı niye buraya gelmeleridir. usta gitsene bi rus topraklarına. veya hazır müslüman ve savaşçıyken gir avrupanın ortasına. ya da kal asya da mk niye geliyosun orta doğunun en orta yerine ? sırf bu seçim hatası yüzünden yüzyıllarca bu topraklarda hayatta kalabilmek için milyonlarca insanımızı kaybettik. bide hakkıyla kullanamıyozda amk. amerigaynan batılı güçler kullanıyo değerlendiriyo en güzel yerleri. yani ben derim ki toplanıp geri dönelim ana vatanımıza gardaşlar. çine mine bela olak.
kendilerinden orhun kitabelerinde sıkça bahsedilir.
türkiye, iran, türkmenistan, azerbaycan, ırak, suriye, bulgaristan, yunanistan, makedonya, kosova ve kırım'da yaşayan türklerin, genelinin bağlı olduğu boydur.
bizans kaynaklarında kendilerine uzlar denilmektedir.
8 tane köye sahip olan çorum ilçesi. nüfusu 3.500 civarındadır.
en kalabalık türk boyudur. müslüman olanlarına türkmen avrupa'ya gidenlerine uz denir.
selçuk bey ile güçlenen oguzlar, selçuklu imparatorlugunu kurmuslardir.
oğuzlar kavmî ve siyasî bir teşekkül için el (il) kelimesini kullanmakta idiler: oğuz eli, akkoyunlu eli, dulkadırlı eli. onların diğer türk kavimlerinin söyledikleri aynı anlamdaki budun sözünü unuttukları anlaşılıyor. bu kelimenin moğolca karşılığı olan ulus sözü de ilhanlılar'ın tesiri ile, ancak doğu anadolu’da türkmenlerce, el kelimesi ile birlikte, kullanılmıştır.
karakoyunlu ulusu, boz-ulus, kara-ulus.
şimdi biz el yerine umumiyetle arapça’dan aldığımız kavim (kavm) kelimesini kullanmaktayız. görüldüğü gibi, oğuz-eli’nin başında yabgu unvanlı hükümdarlar vardı. xii. yüzyıldan sonra bu kelime, bu anlamda, kullanamayarak unutulup gitmiştir. türkmen ellerinin başında bulunan hükümdarların ise türkçe yalnız beğ unvanını taşıdıkları görülür. el’in zamanla ülke anlamına gelmiş olduğu malûmdur. yurt; elin, boyun, obanın ve ailenin oturduğu yerdir.

oğuz eli’ni meydana getiren teşekküllerden her birine boy denir ki, kâşgarlı bu sözün oğuzca olduğunu bildiriyor. orhun âbidelerinde geçen “bod” sözü, söylendiği gibi, belki bu kelimenin en eski şeklidir. boy, türkiye’de bu anlamda gerek resmî dilde, gerek halk arasında son zamanlara kadar kullanılmıştır.

türkiye’de boyların başında bulunanlara da boy beği deniliyordu.
kavim gibi arapça’dan alarak resmi dilde kullandığımız kabîle kelimesi türkçe’de hususiyetle boy manâsını ifade eder. boyları irsen idare eden reisler de beğ unvanını taşırlar.
oğuz ve türkmen soylularını bu beğler meydana getirirler. yabgular ve sultanlar da beğler arasından çıkmıştır. boylar da obalara ayrılmaktadır.
kâşgarlı, oba kelimesinin de oğuzca olduğunu söylüyor. obalardan sonra her halde aileler geliyordu ki, oğuzlar’ın bunu hangi kelime ile ifade ettikleri bilinemiyor. böylece aileden (soy) obalar, obalardan boylar ve boylardan da oğuz eli meydana gelmiştir. oğuz eli’nde asıl oymak birliği boy’dur.
oymak kitabımızda, boylar (kabîle), obalar (cemâat) ve onların kollarını ifade etmek üzere, umumî bir mânâda kullanılmıştır. bunu evvelce aşîret kelimesi ile ifade ediyorduk. aşîret şimdi güney anadolu’da, teklik hem çokluk olarak, yörük anlamında kullanılıyor. mesela “iki aşiret geldi demek yörüklerden iki kişi geldi” demektir.

oğuz boylarının arap ve diğer bazı kavimlerde olduğu gibi, münferiden bir hayat geçirdikleri veya tek başına siyasî bir harekette bulundukları nadir olarak görülür. onlar daima el halinde (yani üç-dört oymak bir arada) yaşamayı severler ki, bu husus siyasî başarılarında mühim bir âmil olmuştur.

görüldüğü gibi, x. yüzyılın başlarından itibaren oğuz eli’nden kümeler halinde ayrılmalar başlamıştır. bu kümelerden ilki hazar denizi kıyısındaki yarım adaya giderek yurt tutmuş ve buraya mangışlak adını vermişti.
ikinci bir küme ise selçukluların idaresinde yakın-doğu ülkelerine geldi, üçüncü bir küme de yine xi. yüzyılda karadeniz’in kuzeyinden balkanlara indi.
diğer taraftan oğuzlardan kalabalık bir nüfus da seyhun’un orta yatağındaki şehirlerde yerleşmişti. göçebe oğuzlar’ın bu şehirli eldaşlarına, küçümseyerek, yatuk yani tenbel adını verdiklerini biliyoruz. fakat bütün bunlara rağmen oğuz eli eski yurdunun bir kısmında el teşkilatını muhafaza ederek yaşıyordu. boz-ok ve üç-ok adları ile iki kola ayrılan sultan sancar’ın galibi oğuz kümesi önemli bir kol olmakla beraber son teşkilatlı küme veya ana kol değildir.

boz-ok ve üç-ok ikili teşkilatını en son taşıyan oğuz-türkmen kümesi, moğol baskısı yüzünden xiii. yüzyılın ikinci yarısında anadolu’dan suriye’ye göç eden kalabalık topluluktur. bu topluluğun tarihinden de daha önce söz edilmişti.

oğuz boylarının tarihlerine gelince, bunların tarihlerinin seyri de, tıpkı oğuz eli’ninki gibi olmuştur. yani herhangi bir siyasi harekete boylara mensup bütün obaların katıldıkları görülmez.
mesela xii. yüzyılda iran’ın fars eyaletinde siyasî iktidarı ellerine geçiren salurlar bu boyun ancak bir obası veya kolu idi. akkoyunlu ailesinin buyruğunda da bayındır boyunun bir obası (akkoyunlu) bulunuyordu. hatta selçuklu fethine, bu ailenin mensup bulunduğu kınık boyunun bütün obaları katılmamıştır. anadolu’da oğuz boylarına ait yer adlarının ve teşekküllerin muhtelif yerlerde görünmesi aynı sebeble ilgilidir. yani oğuz boylarından pek çoğunun obaları ve kolları bu ülkeye farklı zamanlarda gelmişler ve bu gelenlerden de siyasî ve iktisadî sebebler ile yeni ayrılmalar olmuştur, ileride oğuz boyları ayrı ayrı incelendiği zaman bu husus daha iyi anlaşılacaktır.

dikkate değer bir husustur ki, xvi. yüzyılda osmanlı ailesinin yurdu olan sultanönü sancağındaki karacaşehir kazasına bağlı bir köy, tokuz-oğuz adını taşımakta idi. bu köyün ne gibi bir sebeble bu adı aldığı bilinemiyor.

seyhun oğuzları xi. yüzyılda 24 boydan müteşekkil bulunuyorlardı. bize bunu bildiren kâşgarlı mahmud, aynı zamanda bu boylardan 22 sine ait bir liste de vermiştir. mamafih selçuklu fethinden bahseden bir ermeni müverrihi de fâtih kavmin 24 boydan meydana geldiğini kaydetmiştir. oğuz boylarına ait tam liste xiv. yüzyıl’ın başlarında reşideddin tarafından verilmiştir.
bu listelerin ehemmiyeti şuradadır ki, bunlar olmasa idi oğuz boylarına ait tam bir liste yapmak bizler için pek müşkül ve hattâ belki de imkânsız olacaktı. kâşgarlı’nın listesinden yalnız memlûk devri müverrihlerinden aynî faydalanmıştır. diğer eserlerde görülen listeler (hamdullah-i müstevfî, yazıcı-oğlu, neşri, ebû’l-gazi ve diğerleri) doğrudan doğruya veya vasıtalı olarak reşideddin’inkinden gelmektedir.

kâşgarlı mahmud, halac adını taşıyarak bazı hususlarda diğerlerinden ayrıldıkları için oğuzlar’dan sayılmadığını söylediği iki boyu listesine almadığı gibi, bunların adlarını da vermemiştir.
diğer taraftan kâşgarlı’nın, “sayısı az ve damgaları belli değil” dediği çarukluğ boyunun adına da reşid ed-din’in listesinde rastgelinemiyor.
orada kaşgarlı’da bulunmayan şu adlar vardır: yaparlı, kızık, karkın.
bunlardan kızık ve karkın’dan birini kâşgarlı’nın listesine almadığı iki boydan biri olarak kabul etmek zarurîdir. diğerinin de yine bunlardan biri olduğuna ihtimal vermek mantıkîdir.
çünkü, her iki boy yani kızık ve karkın aynı dalda, yıldız-han’ın oğulları arasında gösterilmiştir. halbuki yaparlı boyu başka bir dalda, ay-han’ın oğulları arasında bulunmaktadır.
yaparlı, yine orada adının ne manaya geldiği yazılmayan biricik boyudur. diğer taraftan hiç bir yerde ne çaruklu’ya ne de yapırlu’ya ait tarihî bir kayda, bir yer adına veya bir teşekküle rastgelinebilmiştir.
kısaca reşided-din’deki yapırlu’nın kâşgarlı’daki çarukluğ’un yerini tuttuğunu ve yine aynı müellifin listesine almadığı” iki boyun da kızık ve karkın olduğunu kuvvetle tahmin ediyoruz. reşided-din'in listesinin bu iki boy bakımından da, vakıalara uygun olduğu görülüyor. çünkü, her iki boya ait yer adlarına ve teşekküllere türkiye’de rastgelinmiştir. kâşgarlı’nın listesinin boyların o zamandaki siyasî şöhretlerine göre sıralandığı anlaşılıyor. meselâ selçuklu hanedanının mensub olduğu kınık boyu orada en başta yer almıştır.
halbuki bu boy reşîded-din’in listesinde en sonda bulunmaktadır. reşided-din’in listesinin, oğuz boylarının eski siyasî ve içtimaî mevkilerine göre tanzim edildiği görülüyor. burada 24 boy her biri eşit sayıda olmak üzere oğuz han’ın altı oğlundan türetilmiştir. diğer taraftan kâşgarlı’nınkinde olduğu gibi, burada da boylardan her birinin kendine mahsus damgaları olduğu halde, her dört boyun ortak bir ongunu da vardır.

reşided-din’de 24 boy iki kola ayrılmıştır.
bunlardan biri boz-ok, öbürü de üç-ok adlarını taşıyor. ne bu ikili tasnif ne de onların isimleri kâsgarlı’da vardır. ancak bunun da tarihî bir vakıa olduğunu biliyoruz.
sancar’ı yenen oğuzlar, bu adlar ile iki kola ayrıldıkları gibi, xiv. yüzyılda kuzey-suriye’deki türkmenler de yine bu adlar ile iki kola ayrılmışlardı. bu türkmenlerden boz-ok koluna mensup olanlar yozgat bölgesinde yurt tuttuklarından bu bölge cumhuriyet devrine kadar bu adla anılmıştır. ayrıca xvi.yüzyılda konya’nın kuzeyinde, istanbul-halep ana yolu üzerinde de bozok adlı büyük bir köy vardı. bugün de urfa’nın birecik kazasında bozok adlı bir köy bulunmaktadır.

reşid ed-din’de boz-ok kelimesi parçalamak şeklinde manâlandırılmıştır ki, kelimenin “boz” fiilinden getirildiği görülüyor. üç-ok da üç adet ok seklinde izah edilmiştir.
fakat bu izah şekillerini kabul etmeye imkan yoktur. ok’un on-ok’ta olduğu gibi, eski zamanlarda boy anlamına geldiğini biliyoruz. bu isimlerdeki ok kelimesinin de boy manâsında olduğu muhakkaktır. buna göre üç-ok, üç boy demektir.

bozok’a gelince, buradaki boz kelimesinin de, bir rakamın yerini aldığı akla geliyor. yine reşided-din’deki sözlere göre, oğuz-eli’nde hâkim kolu boz-oklar teşkil etmiştir. bu sebeble boz-oklar’ın alâmeti yay ve tâbi kol oldukları için de üçoklarınki ok’tur.
tuğrul bey 1038 yılında nişabur’a girerken kolunda gerilmiş bir yay ve belinde de üç-ok bulunuyordu. bunlar her halde, kendisini boz-ok ve üç-ok’un, yani bütün oğuz-eli’nin hükümdarı saydığının bir ifadesidir.
yüreğir boyunun damgasının da bir yay ve üç ok -pek muhtemel olarak- şeklinde olduğu görülüyor. daha önce de söylendiği gibi, bir yay ve üç ok, pek muhtemel olarak oğuz yabgularının hükümdarlık alâmeti idi.

eski türk ellerinde ve ordularında ikili düzenin değişmez bir kaide olduğu bilinir.
oğuz elinde ve ordusunda da, görüldüğü gibi, bu kaide hâkimdi. böylece el ve ordu ikiye bölünmekte, bunlara kol denilmektedir. kollar da birbirinden sağ ve sol sıfatları ile ayrılıyor. osmanlı imparatorluğunda da sağ kol, sol kol adları verilen bu ikili düzen hem askerî, hem de mülkî teşkilâtta esaslı bir kaide olarak uygulanmıştı. türkler‘de sağ kol, moğolların aksine olarak, daha şerefli sayılıyordu. bozoklar da hâkim kolu teşkil etmeleri itibari ile onlar sağ kol sayılmışlardır.
bu gelenek, bu kollar var oldukça devam edip gelmiştir. boz-okların hâkim kol sayılması, islâmiyetten önce siyasî üstünlüğün uzun bir zaman bu kolun elinde kalması, yabguların daha çok bu kolun boylarına mensup olmalarından ileri geliyor.
denildiğine göre, oğuz yabguları başlıca şu boylardan çıkmıştır: kayı, yazır, avşar, begdili ve eymür. bunlardan yalnız eymür boyu üçoklar’dan idi.
dede korkut destanlarında ise siyasî üstünlüğün üçoklar’da olduğu görülür.
islâm ülkelerinde de üç-oklar büyük bir varlık göstermişlerdir: selçuklu hanedanı (kınık), salurlular (salur), berçem oğulları (yıva), akkoyunlular (bayındır), ramazanoğulları (yüregir) ve kadı burhaneddin (salur) bu koldan idiler.
şimdiki bilgilerimize göre, bozoklar’dan da artukoğulları’nın (döğer), şumlaoğulları’nın avşar) ve nâdir şah’ın avşar hanedanından çıkmış olduğu görülüyor.

kâşgarlı ve reşided-din’de bulunan listelerdeki oğuz boyları zamanlarındaki söyleniş şekillerine göre yazılmıştır. fahreddin mübarek şah’ın listesindeki oğuz boylarının yazılış şekli kâşgarlı’nınkinin aynıdır.

kâşgarlı ve reşided-din’in listelerinde boyların damgaları da gösterilmiştir.
bu keyfiyet damgalara verilen ehemmiyeti ifade eder. kâşgarlı bu damgaların davarlara, yılkılara vurulduğunu söyler. reşided-din’de bunlar damga kelimesi ile ifade edilmiştir.
oğuzların damgalar için hangi kelimeyi söyledikleri bilinemiyorsa da, bunun anadolu’da kullanılan “im (en)” sözü olduğundan şüphe edilemez.
bazı türk hanedanlarının, boylarının damgalarını, aile alâmeti olarak kullandıklarını biliyoruz. salurluların paralarında salur damgası görüldüğü gibi, akkoyunlu paralarında bayındır ve osmanlı hükümdarı ii. murad’ın bazı sikkelerinde de kayı damgası bulunmaktadır.
akkoyunlular, damgalarını yalnız paralarına değil, yaptırdıkları eserlere, resmî vesikalara, bayraklarına da koydurmuşlardır.
her ne kadar ii. murad’ın haleflerinin paralarında kayı damgası görülmüyorsa da hükümdarlara ait şahsî eşyada, toplar da dahil olmak üzere, silâhlarda bu damgaya sık sık rastgelinmektedir.
oğuz boyları damgaları'nın anadolu’da hayvanlara vurulduktan başka halı, kilim motifi olarak kullanıldığını, aşı boyası ile evlerin duvarlarına resmedildiğini, kap kaçağa ve nazar değmemesi, uğur getirmesi için bazı giyim eşyasına konulduğunu ve hattâ mezar taşlarına bile çizildiğini biliyoruz. bunlara ilâve olarak bu damgalardan bazılarının da âbideler, yapılar ve kayalar üzerinde görülmüş olduğunu söyliyelim.

reşided-din’in listesinde damgalardan başka ongunlar da görülmektedir.
bunların hepsi eti yenmeyen avcı kuşlardır. reşided-din, ongun (onkun) ittihaz edilen hayvan veya kuşun kutlu sayıldığını, incitilmediğini, etinin yenilmediğini bildiriyor ve ongun (onkun) kelimesinin türkçe’de "kutluluk" demek olan oynuk’tan geldiğini söylüyor.
abdülkadir inan’a göre ongun moğolca bir kelime olup türkçesi töz’dür. her iki kelime de bugün türkiye’de bilinmiyor. görmüş olduğumuz gibi, oğuzların tarihinde bir totem devri söz konusu değidir.
diğer taraftan oğuzların ongun kuşları olduğu hakkında başka eserlerde hiç bir bilgi yoktur. bu sebeble oğuz boylarının ongunları olduğuna dâir ongunlarla ilgili bilgilerin doğruluğundan şüphe etmek yerindedir.
ongun olarak zikredilen avcı kuşlar başlıca, şahin, kartal, tavşancıl, sungur, uc ve çakır’dır.
bunlardan şahin farsça bir kelimedir. kartala gelince, bu da karakuş yerinde kullanılan yeni bir kelimedir. kara kuş anadolu’da kullanılır. tavşancıl kartala benzeyen, fakat ondan daha küçük, kara renkli bir kuştur. sungur ise tuğruldan küçük, fakat doğandan daha büyük bir kuş olarak tarif edilmektedir. uc’a gelince, bu hususta bir bilgiye rast gelemedim. yalnız timur‘un kumandanlarından uc-kara bahadır’ın adındaki uc kelimesi her halde bu kuşu ifade etmektedir. bu kumandanın adına bakarak tahmin etmek mümkün olabilir ki, uc yahut uç-kara, çal-kara, bay-kara ile birlikte aynı kuşu ifade edebilir. ve bu kuş da kartal olabilir. çakır da doğan soyundan bir kuş olup şahinden ayrıdır.

yine reşided-din’in listesinden anlaşılıyor ki eski zamanlarda boyların toylarda yiyecekleri koyun etinin kısımları da bir kaideye bağlanmıştır.
reşid ed-din’de bu kısımlara endam-i goşt (etin bir kısmı), yazıcıoğlu’nda sünük (kemik) deniliyor.
dikkate değer ki, ongunlar gibi her dört boyun da ortak bir sünükü vardır. böylece, kayı, bayat, alkaraevli, karaevli boylarının sünükü yani koyundan yiyecekleri kısım sağ karı yağrın, yani sağ kürek kemiği kısmıdır, yazır, döğer, dodurga ve yapırlı boylarındaki sağ aşığlu, yani aşığın bulunduğu et parçası (bud), avşar, kızık, beğdili ve karkınlar’ın sünükü sağ umaca, yani kalça (sağrı) kemiği kısmı, bayındır, peçenek, çavundur ve çepniler’in sünükü sol karı yağrın, salur, eymür, alayuntlu, yüreğir'lerinki ucayla (sol umaca ), iğdir, bügdüz, yıva ve kınık boylarının sünükleri (sol) aşığludur.

bir boyun toplantılarda ve toylarda oturacağı mevki (orun) ve yiyeceği et kısmı (ülüş) yalnız oğuz elinde değil, diğer türk kavimlerinde de kaidelere bağlanmıştır. bu geleneklerin ehemmiyeti şuradadır ki bunlar bir boyun kendi eli içindeki siyasî ve içtimaî hukukunu tayin eden başlıca müesseselerdir.

reşided-din’in listesinde boylar oğuz han’ın 24 torunundan türetilmiştir.
kâşgarlı da, 24 oğuz boyunun, adlarını dip dedelerinden aldığını söyler ve bu 24 dip dedeye zulkarneyn’in türkistan seferi esnasında nasıl türkmen adının verildiğine dâir bir de hikâye anlatır.
ona göre bu boylar çok eski zamanlarda meydana gelmişlerdir. aynı müellif bu boyların oba ve oba kolları olduğunu da yazıyor. fakat oğuzlardan hiç bir boyun obası kesin olarak bilinmiyor.
ancak, karakoyunlu (yıva) ve akkoyunlu (bayındır) teşekküllerinin bu obalardan olması muhtemeldir.
ayrıca yemen’deki resuloğulları'nın mensup olduğu biçek ve 1230’larda şehrizor-erbil arasında faaliyette bulunan sevinç’in koş yalu (çift yaylu) adlı oymakların da bu obalardan oldukları düşünülebilir.
15. ve 16. yüzyıllarda anadolu’da yaşayan ağçakoyunlu, karakeçili vesaire gibi oymaklar ile aynı yüzyıllarda harizm türkmenleri arasında görülen teke, ersarı gibi teşekküller için de aynı tahminde bulunmak mümkündür.

osmanlı devleti teşkilâtında sağ kol, sol kol olmak üzere ikili düzen esaslı bir kaide olarak yer aldıktan başka, 24’lü düzene ait de bazı misaller vardır. meselâ rum-eli eyâleti 24 sancağa ayrıldığı gibi, diyarbekir eyâleti de sekizi yurtluk, beşi ocaklık olmak üzere 24 sancak idi.
otlukbeli savaşında (1473) anadolu beğlerbeğisi dâvud paşa’nın kumandasında 24 sancak beği vardı.
dede-korkut destanlarındaki 24 sancak beği sözü bunlardan çıkmış olacaktır.
evliya çelebiye göre, kütahya sancağı 24 kadılık idi. rum-elindeki devlet hizmetinde bulunan yörükler 24 kişiden müteşekkil takımlara aynlmıştı. 24 kişiden biri eşkinci, üçü çatal ve yirmisi de yamak sayılmıştı.
1100 (1688-1689) tarihinde konya mütesellimi bulunan yeğen osman paşa’nın dayısı kara-hasan beğ’in maiyyetinde 24 bayrak sekban ve sarıca bölüğü vardı. her bayrak bir bölüğü temsil etmekte ve her bölüğün başında bir bölükbaşı bulunmakta idi. kara-hasan’ın azli üzerine bu 24 bayrak sekban ve sarucanın başına yeğen osman paşa’nın kendi yeğeni, ahmed beğ geçmişti.

osmanlı mâlî teşkilâtında da 24 sayısı ile ilgili olarak bazı misaller zikretmek mümkündür.
yörükler’den birinin koyunu 24'ten az olur veya hiç kalmaz ise onlar kara yani yoksul sayılır ve kendilerinden buna göre bir vergi alınırdı.
bundan başka yeniçeri ocağı zabitlerinden yaya-başıların gündeliklerinin 24 akçe olduğunu biliyoruz. oymaklar arasındaki bazı toplulukların, oğuz boyları gibi, 24 bölük halinde teşkilâtlandıkları görülmektedir. meselâ merv bölgesinde yaşayan teke adlı meşhur türkmen oymağı, seyyahların sözlerine göre, 24 obaya ayrılmakta idi.
safevî devrinde kara-bağ’da yaşayan ve 24 obadan meydana gelen bir topluluk da, teşkilâtına uygun olarak, “iğirmi dört” adını taşıyordu.
şeref han bu topluluğun kürd asıllı olduğunu söylüyor. yine ona göre mensup bulunduğu bitlis dağlarındaki ruzegi adlı boy 24 obadan müteşekkil olup, bunlardan 12 oba bilbasi ve 12 oba da kovalsi adını taşıyordu ki, her ikisinde de oğuz boy teşkilâtının âmil olduğu açıkça görülüyor.

24 rakamının ok yapımında da bir değeri olduğu görülüyor. osmanlı okları 4 dirhemden 24 dirheme kadar olup, yayın büyüklüğü göz önüne alınarak yapılırdı. bundan başka ok her dört derecesi boğaz, yedi derecesi göbek, altı derecesi şalvar, yedi derecesi ayak olmak üzere 24 derece itibar edilmiştir.

müverrih hammer 24’lü oğuz boy teşkilâtının mısır memlükleri’nde 24 beğ olarak devam ettiğini söylüyorsa da böyle bir keyfiyet ancak xvi. yüzyıl başlarında görülmektedir. filhakika kansu gavrî devrinde mukaddem beğlerinin sayısı 24 idi. fakat daha önceki sultanlar zamanında da mukaddem beğlerinin aynı sayıda olması şüphelidir.

şikârî’nin karaman-oğulları tarihi’nde 24 vezir, 24 bin er sözü sık sık geçtiği gibi, evliya çelebide de bu mahiyette ifadeler görülüyor. ii. murad da 1444 yılındaki varna zaferi münasebeti ile tutsak alınan hıristiyan beylerinden seçtiği 24 kişiyi memlûklara göndermişti. bütün bu zikredilen misallerin bazıları bir tesadüf ile izah edilebilir ise de, bir çoklarının 24 oğuz boyundan gelen gelenek ve hâtıra ile ilgili olduğu şüphesizdir.

oğuz boylarına ait bu hususları belirttikten sonra, bilhassa türk oymakları hakkında araştırma yapacaklara kolaylık olmak üzere, kâşgarlı’da ve reşided-din’de geçen oğuz boyları aşağıda ayrı listeler halinde verilmiştir. bilindiği gibi, yazıcı-oğlu ali’nin ve ebû’l-gâzi’nin listeleri esas itibarı reşided-din’den gelmektedir. ancak yazıcıoglu ile reşided-din’in mükemmel bir nüshasını gördüğünden ve aynı zamanda bu konuya vâkıf ve meraklı bir türk olduğu için listesi kaynağına en yakın olanıdır. bu bakımdan onun listesi de aynen yayınlanmıştır.

(faruk sümer, oğuzlar, türk dünyası araştırmaları vakfı yayınları, istanbul 1992, sayfa 163-169)

Bugün, Anadolu'ya mührünü vurmuş Oğuz boylarının adları yok olma tehlikesi yaşıyor. Orta Asya'dan batıya doğru büyük göçle tarihin akışını değiştiren, Selçuklu devletlerini ve Osmanlı imparatorluğu'nu kuran Oğuz boyları adlarının, Anadolu'daki kullanımı günümüzde giderek azalmıştır.
Osmanlı Devleti zamanında 1500'lü yıllarda yapılan bir araştırmada bugünkü Türkiye sınırları içinde bulunan 899 yerleşim biriminin, bir Oğuz boyu adını taşıdığını belirtilmekteyken, 1966 yılında tarihçi Faruk Sümer'in yaptığı araştırmada, Oğuz boyu adını taşıyan yer adı sayısını 439 olarak belirlemişti. Ancak bugün yapılan araştırmalarda bu sayının 289'a kadar düştüğü ortaya çıkmıştır...

ANADOLU COĞRAFYASINDA OĞUZLAR’A AiT YER iSiMLERi;

A – Umumi Oğuzlara Dair Adlar

1. Aşağı Oğuzdan : Ahlat.

2. Yukarı Oğuzdan Ahlat.

3. Oğuzar : Çemişgezek.

4. Oğuzlar : Elazığ

5. Oğuz Dağı : Erzincan.

6. Uvezler : Bigadiç.

7. Guz : Kilis.

8. Bozoh : Birecik.

B – Bozoklar
-------------------------------

Gün Han Boyları

a) Kayılar :

1. Kayı Köyü : Gedves.

2. Kayı Dere : Muğla.

3. Kayı Dere Çayı : Menderes’e akar.

4. Kaylar : Aydın.

5. Kayı : Burdur.

6. Kayı : Isparta.

7. Kayı : Burdur.

8. Kayıklı : Aydın.

9. Kayık : Sapanca.

10. Kayı : Eskişehir.

11. Kayı Köyü : Domaniç.

12. Kayı Köy : Denizli.

13. Kayı Köy : Fethiye .

14. Kayı : Fethiye .

15. Kaycağız : Kilis.

b) Bayatlar :

1. Bayat : Siverek.

2. Bayat : Sivas.

3. Ayvaz Bayatı : Doğu Bayezid.

4. Şam Bayatı : Adıyaman.

5. Bayat : Lefke.

6. Bayat : Bilecik.

7. Bayat Bağlar : Günan.

8. Bayat : Sındırgı.

9. Bayat : Balıkesir.

10. Bayat : Soma.

11. Bayat : Elmalı.

12. Bayat : Elmalı.

13. Bayat : Sandıklı.

14. Bayat : Kütahya.

15. Bayatcık : Altıntaş.

16. Bayat : Eskişehir.

c)Alkaevliler : Alkaevliler’e ait herhangi bir yer adı bulunamadı.

d)Karaevliler :

1. Küçük Karalı : Giresun.

2. Büyük Karalı : Giresun.

3. Karaevli : Burdur.
---------------------------------------
Ay Han Boyları

a)Yazır, Yazgırlar :

1. Yazır : Burdur.

2. Yazır : Burdur.

3. Yazır : Denizli.

4. Yazır : Denizli.

b)Döğerler :

1. Döğer : Urfa.

2. Döğer : Siverek.

3. Döğer : Sivas.

4. Döğer : Altıntaş.

c) Dodurgalar :

1. Dodurga : Denizli.

2. Todurga : inönü.

3. Yeni Todurga : inönü.

d)Yabirliler – Yaparlılar; Bu boya ait bir yer adı bulunamadı.
---------------------------------------------
Yıldız Han Boyları

a) Avşar, Afşarlar :

1. Avşar : Malatya.

2. Ayşarlı : Maraş.

3. Avşar Soba Çimen : Gürün.

4. Avşar : Gürdus.

5. Avşar : Kasba.

6. Avşar : Aydın.

7. Afşar : Elmalı.

8. Çam Avşarı : Günan.

9. Koca Afşar : Balya.

10. Afşar : Alaşehir.

11. Afşar : Kütahya.

12. Kanlı Havşar : Birecik.

b)Kırık, Ceriklikler :

1. Cirik : Adana.

2. Ak Kırık : Ordu.

3. Kayık : Van.

4. Kırıkhan : Hatay.

5. Kırak : Karapınar.

6. Kırıklar : Aydın.

7. Kırık : Aydın.

8. Yukarı Kırıklar : Soma.

9. Kırıklar : Uluborlu.

c)Beğdililer :

1. Beğdili : Sivas.

2. Beğdili : Birecik.

d) Karkınlar :

1. Kargın : Sivas.

2. Karkın : Şereflikoçhisar

3. Büyük Karkın : Kilis.

4. Küçük Karkın : Kilis.

5. Kargın Aşıklar : Simav.

6. Kargın : Karapınar.

7. Kargın : Elmalı.

8. Kargın : Bigadiç.

9. Kargın : Sandıklı.

10. Kargın : Eskişehir.

11. Kargın Köy : Denizli..

12. Kargın : Kandıra.

13. Aşağı Karnik : Hozat.

14. Yukarı Karnik : Hozat.

e)Kızıklar:

-kızık: Manyas.

-cumalıkızık: Bursa.

-fidyekızık: Bursa.

-değirmenlikızık: Bursa.

-derekızık: Bursa.

-hamamlıkızık: Bursa.

-kızık: Bolu.

-kızık: Sandıklı

-kızık: Gümüşhacıköy

-kızık: Ankara

-kızık: Kızılcahamam.

-kızık: Andırın.

-kızık: Karaman.

-kızık: Develi.

-kızık: Kayseri.

-kızık: Kütahya.

-kızık: Arguvan.

-kızık: Zara

-kızık: Ovacık.

-kızık: Tokat.
--------------------------------------
C – ÜÇOKLAR

Gök Han Boyları

a) Bayındırlar :

1. Bayındır : Karlıova.

2. Bayundur : Giresun.

3. Bayındır : Keban.

4. Bayındır : Malatya.

5. Bayındır : Tutak.

6. Bayındır : Ödemiş.

7. Bayındır : Elmalı.

8. Bayındır : Balya.

9 Bayındır : Burdur.

10. Bayındır : Burdur.

11. Bayındır : Elmalı.

12. Bayındır Bahçeleri : Elmalı.

13. Aşağı Bayındır : Elmalı.

14. Yukarı Bayındır : Elmalı.

15. Oh Bayındırı : Balıkesir.

16. Bayındır : Mustafakemalpaşa.

b)Peçene, Peçenekler :

1. Bacanak : Fatsa.

2. Paçınık Hanı : Elbistan.

c)Çavuldurlar :

d)Çepniler :

1. Çepni : Karapınar.

2. Çepni Tepeköy : Karapınar.

3. Çepni : Söke.

4. Çepni : Bandırma.

5. Çepni : izmit.

6. Ciniler : Balya.

7. Çepni : Sandıklı.

8. Çepni : Altıntaş.

9. Yörük Çepni : inönü.

10. Çerkes Çepni : inönü.
----------------------------------
Dağ Han Köyleri

a)Salurlarlar :

1. Salur : Elmalı.

2. Salur : Bandırma.

3. Salur : Sandıklı.

4. Salarot : Of.

1. Karamanlı : Fatsa.

2. Karamanlı : Ünye.

3. Karamanlı : Ünye.

4. Karaman Köyü : Divriği.

5. Karamanlı Köyü : Elbistan.

6. Karamanca : Gediz.

7. Karamanlı : Aydın.

8. Karamanlı : Burdur.

9. Aşağı Karaman : Elmalı.

10. Yukarı Karaman : Elmalı.

11. Karaman Köyü : Balıkesir.

12. Karaman : inegöl.

13. Karamanlı : Sandıklı.

14. Karaman : Şile.

15. Karamanlı : Kandıra.

16. Karaman : Denizli.

17. Karaman : Fethiye.

c)Eymüler :

1. Eymür : Kelkit.

2. Emürler : Simav.

3. Emirli : Simav.

4. Emir : Nazilli.

5. Umur Köy : Aydın.

6. Yukarı Emir : Burdur.

7. Aşağı Emir : Burdur.

8. Umur Bey : Gemlik.

9. Emirler : Elmalı.

10. Umur Bey : Geyve.

11. Emirler : Osmaneli.

12. Umurlar : Gönen.

13. Emirler : Kırkağaç.

14. Umur ili : Susurluk.

15. Emirler : Balıkesir.

16. Umurlar : Mustafakemalpaşa.

17. Umur : Alaşehir.

18. imir : Afyonkarahisar.

19. Eymir : Bilecik.

20. Emir Köy : Denizli.

21. Emirdağ: Afyon.

22. Eymir: Hafik.

d)Alayundlu’lar :

1. Alayund : Kütahya.

2. Alayonlar : Sandıklı.

20. Örger’ler :
-------------------------------------
Deniz Han Köyleri

a)iğdir-Yiğdirler :

1. iğdir : Eskişehir.

2. iydir : Burdur.

3. iğdir : Aşkale.

4. iğdir: Gürsu.

5-Iğdır: Iğdır.

b)Büğdüzler :

1. Buduz : Burdur.

c)Yiva-Avalar :

1. Ayvalı : inönü.

2. Ayvacık : Gediz.

3. Ayvalı : Sandıklı.

4. Ayveli : Seyitgazi.

5. Ayvacık : Eskişehir.

6. Ayvalık : Harput.

7. Şeytan Ava : Van.

8. Şeytan Ava : Malazgirt.

9. Şenlik Ava : Erciş.

10. Ayvacık: Çanakkale.

d)Kınıklar :

1. Kınıhlar : Kelkit.

2. Kınık : Şarki Karahisar.

3. Baş Kınık : Malatya.

4. Tat Kınık : Malatya.

5. Kınık : Birecik.

6. Kınık : Adıyaman.

7. Kınık Nahiyesi : Adıyaman.

8. Kınık : Sivas.

9. Kınık : Isparta.

10. Kınık : iznik.

11. Kınık : Balya.

12. Kınık : inönü.

13. Küçük Kınık : inönü.

14. Kınık : Bilecik.

15. Gınık : Fethiye.

16. Kınık: inegöl.
----------------------------------

D – MUAHHAR OĞUZ ZÜMRELERiNE AiT ADLAR;

1. Karakoç : Diyarbekir’in 15 kilometre cenubunda.

2. Karakoç : ispir’in 30 kilometre cenub-ı garbisinde.

3. Kaçar : Harput’un 30 kilometre şarkında.

4. Aşağı Kaçar :

5. Yukarı Kaçar : Hozan’ın 25 kilometre kadar şark-ı cenubisinde.

6. Karakoç : Kiğı’nın 30 kilometre şark-ı cenubisinde.

7. Kara Koyun : Siverek’in 14 kilometre cenub-ı şarkisinde.

8. Kara Koyunlu : Fatsa’nın 30 kilometre cenub-ı garbisinde.

9. Koyunlu : Terme’nin 10 kilometre garbında.

10. Akça Koyunlu : Adana’nın 50 kilometre şarkında.

11. Akça Koyunlu : Adana’nın 50 kilometre şarkında.

12. Akça Koyunlu : Maraş-Ayıntap yolu üzerinde ve Ayıntap’ın 40 kilometre cenub-ı şarkisinde.

13. Akça Koyunlu : Bağça’nın10 14 kilometre şimal-i garbisinde. (Buradaki 4 tane Akçakoyunlu Akkoyunlu demektir. Türk şivelerinden birinin hususiyetidir. Dede Korkut kitabında görülen “Akçasakallı” nasıl Ak sakallı demek ise buradaki Akçakoyunlu da Akkoyunlu demektir.)

14. Ak Koyunlu : Tire’nin 10 kilometre şimal-i garbisinde.

15. Ak Koyunlu : Burdur’un 30 kilometre şimal-i garbisinde.

16. Gök Oğlan : Erciş’in 30 kilometre şimal-i garbisinde.
------------------------------------------------

E – OĞUZLAR A AiDiYETi MUHTEMEL ADLAR;

(Ebul Gazi’nin kitabında Oğuz’un 24 meşru torunundan başka 24 tane gayr-ı meşru torunu olduğu zikrolunmaktadır. Bunlardan biri de Güna’dır. Biz Anadolu’da bu ada benzeyen 4 köy bulduk. Fikir beyanını erbabına bırakarak zikrediyoruz.)

1. Kızıl Güna : Aydın’ın 29 kilometre cenub-ı şarkisinde.

2. Günay : Alaşehir’in 30 kilometre şimal-i şarkisinde.

3. Günay : Nazilli’nin 27 kilometre cenub-ı garbisinde.

4. Günayı : Alaşehir’in 60 kilometre cenub-ı şarkisinde.
----------------------------------------------

2. OĞUZLARLA iLiŞKiLi TÜRK ADLARI

1. Türkelli (Türk ili) : Trabzon vilâyeti Vakfıkebir’in 14 kilometre garbında sahilden 4-5 kilometre içeride

2. Türkelli (Türk ili) : Menemen’in 9 kilometre şimalinde.

3. Türkmenli : Gümüşhane’nin 5 kilometre şimalinde.

4. Türkân : Diyarbekir’in 20 kilometre kadar şimal-i garbisinde. (Türkan Farisi kaidesiyle Türk’ün cem’i olacak. Yukarıda Oğuzan geçti.)

5. Türkmen Hacı : Diyarbekir’in 30 kilometre ve Dicle nehrinin 5 kilometre cenubunda. (Bu köyün 5 kilometre cenubunda Kürt Hacı Köyü vardır.)

6. Türkiyân : Çölik’in 30 kilometre garbında.

7. Harâbe Türkân : Diyarbekir-Urfa yolu üzerinde ve Urfanın 25 kilometre cenub-ı garbisinde.

8. Türkebâr Nehri (Türkevâr) : Rusya’nın 5 kilometre şimalinde. Rumiye’ye akar.

9. Türkmân Yaruh : Kilis’in şark-i cenubisinde Nusaybin demiryolunun 5 kilometre şimalinde. (Yaruk : ışık, nur demektir.)

10. Türkân Celâli : Bayezid’in 15 kilometre şimal-i şarkisinde. Eğridağ eteğinde.

11. Türkmân : Bayezid’in 20 kilometre garbisinde.

12. Türkmen : Malatya’nın 60 kilometre şimal-i garbisinde.

13. Türk Tomarası : Reşadiye’nin 23 kilometre cenub-ı garbisinde.

14. Türk Köyü : Mesudiye’nin 10 kilometre cenub-ı garbisinde.

15. Türk ili : Karadeniz sahilinde Görele’nin 3 kilometre şimalinde.

16. Türkmen Viran : Birecik’in 40 kilometre şimal-i şarkisinde.

17. Türkman Oğlu : Salihli’nin 14 kilometre şarkında.

18. Türkmen Köyü : Bergama’nın 42 kilometre cenubunda.

19. Türkmân : Bilecik’in 36 kilometre şarkında.

20. Türkmen Çiftliği : Bolayır’ın 41 kilometre şimal-i garbisinde.

21. Türkmenler : Çanakkale’nin 14 kilometre şarkında.

22. Türkmenler : Bayramiç’in 7 kilometre şimal-i garbisinde.

23. Türkmenli : Bayramiç’in 13 kilometre garbında.

24. Türkmenler : Bayramiç’in 28 kilometre cenubunda.

25. Türkmen Köyü : Edremit’in 3 kilometre şarkında.

26. Türkmenler : Fethiye (Mekri)’nin 30 kilometre cenub-ı şarkisinde.

Bunların dışında Anadolu’da, bu Oğuz Boylarına bağlı aşiret ve oymak isimlerini de taşıyan yüzlerce yerleşim yeri daha mevcuttur.

http://tarihturklerdebasl...s.com/2012/11/27/oguzlar/
oğuzlar bir kol değil muhtemelen boy olarak tutunamayacak duruma gelmiş türk topluluklarının oluşturduğu bir topluluktur.

7.yy ortalarından itibaren nuşipi ve sir-tarduşların her yandan tazyik altında kalarak türk topluluklarını bir arada tutacak güçten düşmeleri, göktürk soyunun parçalanışı ve bazı boyların kansu ya göçmeleri sebebiyle kendi başlarına iş çevirmeye çalışmışlar, göktürklerin ikinci toplanışı sonrası birçok defa isyan ve ihanet etmişler, sonunda ise uygur ve telös bakiyesine diş geçiremeyerek batıya ilerlemişlerdir.

tatabı ve kitanlara gönderdikleri elçilere bakacak olursak hun ve tongra boylarının 8.yy başlarında oğuz topluluğuna dahil olduğunu görebiliriz. onlar dışında kipi, puku, atie, hsie gibi topluluklar da oğuzlara dahil olabilir. elbette 600 sene sonra raşidüddin oğuzları 24 e, ondan 150 sene önce ise kaşgarlı mahmud 22 ye ayırmıştır.
görsel
kolay bulunmayan kitaptir.
bugunku anlamı manası "öküz" yada öküzler boyu olan en büyük yaşayan türk boyu.

aslında "okuz" diye yazar. ama biraz yumuşatılmış oğuz diye isimlendirilmiştir.
türk tarihinin en mühim boyudur. çünkü oğuzlar islam öncesinde olduğu gibi aktif idiler, islam sonrasında da, islam dünyasına damgasını vurmuşlardır. arap hegemonyası ile başlayan süreç, araplara hükmetmeye kadar varmıştır.
oğuzların bir diğer özelliği ise islam öncesi dönemde ve sonrası dönemde olmak üzere büyük roma imparatorluğu ve onun devamı niteliğineki haçlı kuvvetlerini durdurmuş hatta sindirmiştir. bu yönüyle oğuzlar binlerce yıldır roma'nın mezalimi altında ezilen halklara nefes aldırmış, gözlerinin yaşını silmiştir.
yalnız oğuzların şu özelliği dikkat çekicidir ve kaşgarlı mahmut'ın divan'ında da ele aldığı bir şeydir özellikle oğuzların diğer kültürlerden çok çabuk etkilendiği, çabuk adapte olduğunu kaydeder ki tarihsel süreç bunu doğrulamıştır.
türklerin; hiyong-nu, tukyu, göktürk, selçuklu, osmanlı devletlerinin ve türkiye cumhuriyetinin kurucusu olan şanlı, en aktif boyu.
oğuz'un çoğaltılmış hali.
günümüzdeki en kalabalık türk boyudur.
4 adet bagimsiz devletleri vardır.

-türkiye
-azerbaycan
-türkmenistan
-kktc

2 ana koldan dağılırlar birincisi bozoklardırki hükümdar koludur ikincisi üçoklardır bu da asker koludur. aslında iki grubunda kendi devletleri olmuştur. oğuzların tarihe geçen ilk önemli olayı arapları durdurmalarıdır. arapların asyaya ilerleyişini durduran türgişleri oğuzlar oluşturmaktaydı. sonradan selçuklu osmanlı safevi gibi büyük devletler kuran oğuzlar tarihe geçmiştir. bu güçlü direnişlerini 20. yyda bir kez daha gösteren bu kadim ulus 7 düveli birkez daha tek başına şamarlamıştır.

edit: ilk yerleşik kültürlerden olan anav kültürü ise uruk imparatorluğundan ayrılan oguzların kurmuş olduğu bir kültürdür.