bugün

haklı olan zihniyettir.

yoksa türkiye mi hoşgorülü? dersim katliamı, istiklal mahkemeleri?
boş laflardır bunlar. batı'daki müslüman katliamlarının, yahudi katliamlarının, mezhep katliamlarının hangisi var osmanlı'da?

her millete din ve vicdan hürriyeti tanımış. ne yani, vergi de mi almasın? zaten askerlik yapmıyor ipneler... yan gelip yatıyor, kıyak ticaret filoları kuruyor alayı...
doğru söyleyen zihniyettir. (bkz: eksini verdim güzel kardeşim)
bilip bilmeden konuşmak böyle oluyor heralde. dediklerinin hemen hepsi yanlış.
- osmanlı gaza politasıyla fetih yapar amacı dini yaymaktır. fark şurada ki dini insanlara duyurmaktır dikte etmek değil o yüzden ibadethanelere dokunmaz, dini inanca saygılıdır.
- heykel, resim vs. tüm arap toplumunda ve islam alemin olan birşeydi. put olarak düşünüldüğü için yasaklama gereği duymuşlardır.
- fethedilen şehir 3 gün yakılmaz. savaştan önce şehri teslim etmeleri çağrısı yapılır eğer kabul edilmezse askerin 3 gün şehri yağmalama hakkı vardır. (savaş hukuku)
- "osmanlı'dan önce özgürlüğü, demokrasiyi, eşitliği, adaleti simgeleyen anadolu" dan kastın moğolların adaletiyse sana hassittir diyorum.
kısacası bilip bilmeden osmanlıya laf söylemek
- cahilliktir
- bilgisizliktir
- terbiyesizliktir...
yanlış ötesi bir düşüncedir. "o yüzden pir sultanlar idam edildi değil mi?" derler adama.
bu zihniyete karşı olanlar feodal çağda "demokrasi neden yok" diye veryansın ederler.
osmanlı hoşgörülüdür. verginin amacı gayri müslimleri müslüman yapıp asimile etmektir(aynı şekilde devtet memurluğunda da). bir milletin kökleriyle oynamak hoşgörü değildir ama osmanlı yüzyıllarca uzakları elinde tuttuysa bunun sayesindedir.
aksini savunmak ne de büyük ironidir.

(bkz: zihin yetersizliği)

edit: entrysinin arkasında duramayan yazar arkadaşın sil butonuna basması itibariyle başlık üstüme kalmıştır. saygılarımla.*
o tarihteki avrupalıyı iyi okumuş, tarihten gerçekten haberi olan zihniyet.bakınız kazıklı voyvoda adam filmlere bile konu olmuştur, namı değer dracula.
tarih, dönemin koşullarına göre irdelenmesi gereken bir bilimdir ya da dalıdır. osmanlı zamanına göre hoşgörü zihniyeti taşımıştır. zamanının koşullarında hristiyanlar, diğer toplumları baskıyla din değiştirmeye zorlamıştır. osmanlı ise baskı kurmadan, müslümanlığı daha cazip hale getirerek müslümanlığı yaymayı tercih etmiştir.
istiklal mahkemeleri döneminde, bu mahkemeler kurulmak zorundaydı. yeterli hukuk eğitimi verecek üniversitelerimiz, hatta bırakın üniversiteyi yeterli hukukçumuz dahi yoktu. kaldı ki bir devrim yapılmış. yeterli zaman yok. devrim kanunları ayakta tutulmalı ve devrim yaşatılmalıydı. fakat devrim karşıtları emeline ulaştı ve günümüzde devrim çöktü. aslında günümüzde de değil, çok partili döneme geçişten sonra adnan menderesle birlikte devrim çökmüştür. amacından sapmıştır.
günümüz koşullarında da hoşgörü olduğu söylenemez. özel yetkili mahkemeler, istiklal mahkemelerini aratmamaktadır. istiklal mahkemeleri devrim amacıyla kurulmuştur. özel yetkili mahkemeler de bu mantıkla kurulduğuna göre artık karşı devrim bitmek üzeredir. polislerin her gün dövdüğü öğrenciler için kimse hoşgörüden bahsedemez. karşıt olduğu için hapse giren insanlardan dolayı kimse hoşgörüden bahsedemez. ya sev ya terket modelinin uygulandığı bir ülkede kimse hoşgörüden bahsedemez.
kutuplaşma arttıkça, hoşgörü azalır. şu sözlükte bile, biri bir şey yazınca hemen tepki gösteriyoruz. doğrusunu anlatmak yerine.
(bkz: ayrı kutupların insanıyız biz)
(bkz: ayrı kutupta yaşamışız biz)
tabi ben bu entryi yazdığımda istiklal mahkemeleri falan vardı. şimdi silinmiş.
(bkz: dış kapının mandalı konumuna düşmek)
osmanlı'nın hoşgörülü olduğunu savunanlardaki inanılmaz mantık hatası, bunların son derece hoşgörüsüz bir zihniyetin savunucuları olmalarıdır.
Tarihsel bir olguyu savunan zihniyettir. Zira Osmanlı imparatorluğu, millet sistemi çerçevesinde diğer din ve ırkların inanç özgürlüğünü korumuştur.
öncelikle,

osmanlı zamanında yüzlerce yıl kilise, havra, sinagog, camilerin aynı sokakta hatta yan yana olduğunu bilmeyen yoktur. istanbul' daki yahudi yerleşim yerlerine ve türkiye nin hemen her vilayetinde yer alan kiliselere göz atılmalıdır.

osmanlı'nın bir nevi kalan toprakları, ardılı olan türkiye cumhuriyeti topraklarında 900 cemevi, 321 kilise ve 40 tane sinagog vardır. kilise ve yahudi ibadethanelerin çoğunluğu, osmanlı zamanında inşa edilmiştir.

osmanlı imparatorluğu, çingenelere soykırım, katliam uygulamayan, onları ülkesine buyur eden, kabûl eden tek imparatorluktur. zamanında avrupa' da romanlar kılıçlardan geçirilirken, onlara kucak açmışlardır. kaldı ki şehirlerdeki roman yerleşimleri, şehrin en nezih, en havadar, en manzaralı yerlerinden seçilir. sulukule nin tarihi araştırılmalıdır.
bugün devlet-i ali osmanlı nın gölgesinden çıkıveren balkanlar ve ortadoğuya bakmak kimin ne kadar hoşgörülü olduğunu kanıtlamaya yeter. 600 yıl boyunca sürekliliğini korumuş bu devlet tarih olduktan beri ortadoğuda kan neden durmaz, neden 21. yy eşişğinde bile bosna da çoluk çocuk denilmeden katledilir?

doğru ya asıl hoşgörü budur. çağdaş batının hoşgörüsüdür bu arkadaşların istediği.

herkes istediği hoşgörüye razı ise ben osmanlı nın hoşgörüsüne razıyım. bakalım atıp tutanlar sırpların, saddamın, kaddafinin "hoşgörüsü" ne razı olabilecekler mi?
gavur düşmanıdır. kendini de "hoşgörülü" görüyordur.
resmi tarihin palavralarına kanmış zihniyettir.
şuan istediğin gibi özgürce bu saçma başlığı açabiliyosan osmanlıya yat kalk dua et böyle bi zihliyet ol.
Osmanlının tüm dünyaya islam'ı yaymak gibi asılsız ve çürük bir fikrini de savunan zihniyettir.
Açında Nutuk u bir okuyun derim.
alevilerden başkasının da problemi olmayan zihniyettir. ama ben alevilerin de problemlerinin abartı olduğunu düşünüyorum. en azından şunu biliyoruz: cumhuriyet tarihinde olduğu türden yaygın alevi kıyımları, osmanlı tarihinde yoktur.

yavuz sultan selim döneminde bazı hadiseler var. osmanlı'ya karşı safevilerle işbirliği yapmış bazı alevilerin öldürülmesi veya sürülmesi var. ama rakmalar, onların söylediğinin en az 10'da bir falandır.

600 senede yapılan da bunun dışında bir şey yok. iki eşkıya isyan çıkarmış, birisi mehdiliğini ilan etmiş falan... yüzlerce yıl içinde bu bir iki olayı seçip abartıyrlar, bana kalırsa...
hoşgörülü olmak zorunda olmadığını bilmeyen zihniyettir.
fitne çıkaranları hoşgörseydi zaten uzun ömürlü olamazdı. hoşgörülü olmak zorunda değildi, ancak oldukça uzun bir süre adaletliydi. zira adalet mülkün temelidir.
düşünce özgürlüğü çerçevesinde kabullenilebilir ama aynı zamanda da gerçeklik anlamında çok fazla tartışılabilir bir zihniyettir. sen git adamların ülkesine gir, o ülkeyi al, sonra da de ki; ama ben dininize dokunmayacam. hadi sen kabul et birileri ülkene girsinlerde bu şekilde! bir yandan dine dokunmamış de bir yandan da osmanlı islam dinini yaydı de. güldürmeyin adamı!
liseden doğma bilgilerle konuşan insandır. Bunun ilkokul versiyonu için durum daha vahimdir.
gayrimüslimler den vergi alıyordu da müslümanlar dan almıyor muydu?

ayrıca hoşgörülü davranmasaydı eğer osmanlı toprakları içerisinde ne rum ne ermeni ne çerkez kalırdı isteseydi amerika,fransa gibi herkesin dilini dinini ırkını değiştirirdi yapmadı değiştirmedi ve bedelini yıkılarak ödedi çıkan ayaklanmaların kaç tanesi türklerin acaba onu bir araştırmak lazımdır.
osmanlı'nın hoşgörülü olmadığını ileri sürmek batıya körü körüne hayran olan, tarihine sırtını dönen cahil cühelâ zihniyetin dile getirebileceği bir şeydir. klasik çağlarda para ekonomisi gelişmediğinden, küçük el tezgahları dışında fabrika olmadığından devletlerin savaşarak ganimet elde ederek hayatta kalmaktan başka çareleri yoktur. siz saldırmazsanız onlar saldırır. osmanlı'nın avusturya seferleri sırasında şii safevi devleti'nin osmanlı'ya saldırması, ya da portekizliler'in hint deniz yolu'na ulaşmak için kızıldeniz ve basra'yı tehdit etmesi konumuz olan osmanlı için verilebilecek akla gelen ilk örneklerdir. siz, tarihi günümüze göre yorumlayamazsınız. her dönemin farklı bir yapısı vardır. bütün osmanlı mahkemelerinde bir tercüman olması, mahkemede herkesin kendi inanışına göre yemin etmesi, yapılan tahrir işlemleriyle buradaki ekonomik, sosyal, idari durumların kayıt altına alınması mevcut yasaların uygunsa devam ettirilmesi değilse bir geçiş süreci içerisinde yeni yasaların yürürlüğe konması osmanlı'nın hoşgörülü olduğunu gösterir. kaldı ki arzuhal ile sıradan bir vatandaş dahi bizzat devlet sahibi olan padisaha istekte bulunabiliyor, hesap sorabiliyordu. aynı dönemlerdeki avrupa'nın hali herkesçe malûmdur.