bugün

Türk milliyetçilerine fikirleri, mücadelesi ve şahsiyetiyle bayrak olmuş, öncülerdendir. Ömrünü, Türk-islam ülküsüne hizmetle geçiren inandığı dava ve ülküsü uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan büyük bir dava adamı, mümtaz bir insandır. Tek parti döneminin Müslümanlar üzerinde uygulamış olduğu her türlü baskı ve zulümlere karşı Atsız, Necip Fazıl gibi dönemin önde gelen şahsiyetleriyle zulme karşı direnen yılmaz bir kavga adamıydı. Resmi ideolojinin devlet terörü noktasına varan baskıcı uygulamalarına karşı, Müslümanların sesi ve sözcüsü olmuştur.
bir türke yakışabilecek en güzel soy ismine sahip insan
milletvekili seçildiğinde meclise kravatını beline bağlayarak girmiş... aykırı milliyetçi.
bir dönem necip fazıl kısakürek ile aynı hücreyi paylaşmış, henüz öğrenci iken milli eğitim bakanına yazdığı "yüksek makamın alçak vekiline" ifadesi ile başlayan mektubu ile ünlü yazar.
medrese i yusufiye sakinlerinden, yazar rasih yılmaz'ın deyimiyle "toros yüzlü adam".
"mabutları ceplerinde,mabudeleri yataklarında" diyerek modern putperestleri tanımlayan büyük Türk. Milliyetçilerde dini hisler zayıf diyen Erbakan ve avanesinin ders alması gereken örnek şahsiyet.
devlet bahçeli'nin liderliğini yaptığı milliyetçilik bozması durumla uzaktan yakından alakası olmayan büyük türk.
Hüseyin Üzmez'le candan abi-kardeştirler ama sık sık da kavga ederler, hem de yumruk yumruğa.
Yine bir gün bir meselede, Osman ağabey celallenir Üzmez'in üzerine yürür. Üzmez çok daha kuvvetlidir ama Osman ağabey de gözünü budaktan sakınmaz, korku nedir bilmez. Üzmez kavga çıkmasın diye hemen namaza durur, Osman ağabeyin tepkisi de o her zamanki 'espiri budalası Osman'a yakışır vaziyettedir :

- Kerataya bakın yahu, şeytan kovar gibi kovdu bizi.

Ve ellerini açar, yüksek sesle dua eder: 'Allah'ım beni bu zalimin elinden kurtar.'

Duaları kabul eden hemen icabet eder bu yakarışa, daha namaz bitmeden alır götürler serdengeçtiyi, önceki tutuklulukları cezasına sayılmış, tahliyesi gelmiştir. Vedalaşamadan ayrılırlar.
Barışmaları daha sonraya kalır, bir bayram sabahına. Bir telgraf gelmiştir üzmez'e :

-Deli kardeşim benim... herkes dışarda sen içerdesin, sen herkesten başkasın... allah'ın sana hazırladığı bayramlar da başka...
malatya suikastı soruşturması kapsamında osman yüksel'in bürosu basılır. polis eller havaya der, yazar yapar. polis ceplerini aramaya başlar. gömlek ceplerinden çul, çaput benzeri şeyler çıkar. pantolon ceplerine daldırır elini polis. elini soktuğu cep tamamen deliktir ve polisin eli aşağıya gittikçe gitmektedir. bunun üzerine osman yüksel serdengeçti espriyi patlatır;

'memur bey biraz daha aşağıya inerseniz, suç aletini bulacaksınız'

bu lafın şokunu yazan orada bulunanlar bir an şaşırdıktan sonra dakikalarca süren gülme krizine girerler.
Asıl ismi Osman Zeki Yüksel'dir.
yaşlanınca kendi kendine "bir zaman bütün dünyayı karıştıran osman şimdi çayını bile karıştıramıyor" diyen kişi.
vefa kahramanı...

ne olurdu ne olurdu; malatya'daki o hücrede ben de olaydım, ankara cezaevinde malatyalı çocukları ezip senin gözünü patlattıkları kavgada ben de olaydım...

seni taşımak bir yana, senin onu taşıdığın o paslı, hurda cipe bile vefalı, ''ne güzel işte o da benim gibi kalender,garip...'' diyerek ona bile derinden muhabbet besleyen çilekeş bağrıyanık ağabeyim; bana da 'deli kardeşim benim' diyeydin...
Osman Yüksel Serdengeçti, 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği yapmıştır. Partisine yönelttiği eleştiriler yüzünden bir süre sonra Adalet Partisi'den ihraç edilmiştir. Milletvekilliği sırasında Kravat takmadığı için uyarı almıştır, uyarıları dikkate alınmayınca genel kurula girişi yasaklanmıştır. Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, "Kanunda nereye takılacağı belli değil. istediğim gibi takarım" demiştir.
10 kasim, osman yuksel serdengecti nin ölum tarihi.

bugün osman yüksel serdengeçti nin, o büyük dava insanının ölüm yıldönümü, allah rahmet eylesin demek ve onun bu davada bir ışıgını görmüş isek ona bir fatiha hediye etmek gerektiginin altını çizmek, onu anmak demek.
1927 akseki doğumlu; milliyetçi düşüncenin önemli yazarlarından biridir. hitabeti ve espirütüel yaklaşımı ile fikirlerinden daha çok hatırları ile dikkatleri çeken yazar.
rahmetli parkinson hastalığından muzdarip hasta yatağında yatarken, alpaslan türkeş serdengeçtiyi ziyaret eder. hasbihalin sonunda sayın türkeş gördüğünüz gibi hastalık bizi iyice esir aldı ama çok üzülmüyorum zira çok havalı bir araba markası gibi bir hastalığım var.. parkinson bence çok şaşalı bir hastalık.
10 kasım 1983 te vefat eder türk milliyetçiliğinin ideologlarından olan bu büyük şahsiyet.
gecikmis bir taziye,seney-i devriyelerine yetisemedik ama gonullerde yer edinen mucahid, dava adami!

hekimoglu ismailin anlattiklariyla,omrunu yokluk icinde gecirmis,hayatinin son demlerini parkinson hastasi olarak gecirdigi tek goz odasinda yasaminin en muhim islerinden olan serdengecti dergisine adayan buyuk insan.
sag cenahin muhim mutefekkirlerinden olan degerli sahsiyet.din,iman,kur-an demenin yasak oldugu bir devirde hizmet eden bir avuc sahabe yurekli eshasdan biri.
1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği de yapmış, makara kukara, yaşasada görseydik denilecek bir tip. Asıl adı Osman Zeki Yüksel'dir. milliyetçi cenahın pek sevdiği zatı muhteremdir.

meclise sürekli kravatsız gitmesi nedeniyle genel kurula girişi yasaklanınca kravatı beline takıp genel kurula girer. meclis başkanı kravatını takması yönünde kendisini uyarınca ''Kanunda nereye takılacağı belli değil. istediğim gibi takarım'' diyerek yarmıştır.
eserleri:
mabetsiz şehir,
bir nesli nasıl mahvettiler,
bu millet neden ağlar,
gülünç hakikatler, akdeniz hilal’indir,
ayasofya davası,
türklüğün perişan hali,
mevlana ve mehmet akif,
kara kitap, radyo konuşmaları ve müslüman çocuğun şiir kitabı.

hepsinden önemlisi serdengeçti adlı mecmuası.
milliyetçi mukaddesatçı toplumun aksiyoner önderidir serdengeçti...

onu kah 3 mayısda türkeş ve atsızla beraber milliyetçi-türkçü hareketin içinde,kah fevzi paşanın vefatı sonrası bayrakları yarıya indirmeyi yasaklayan inönü despotizmine karşı eylemde,kah ideolog necip fazılla beraber aynı hapishanede,kah mütefekkir said nursinin yanında bediüzzaman ın alpereni namıyla görürsünüz.

onu islamın sınırları içinde su katılmamış bir türk milliyetçisi,hareketli bir müslüman olarak tanımlayabiliriz...

rahmet,rahmet,rahmet...
kula kul olmak için atılmadık meydana,
biz yalnız hakikate, hakka secde ederiz.
nasıl girdiyse dava sahipleri zindana
bilsin ki kahpe zaman biz de öyle gireriz...
osman yüksel serdengeçti
ömrünün sonlarına doğru parkinson hastalığına yakalanmıştır. kendisini ziyarete gelen bir grup öğrenciyle çay içerken, titreyen elleri yüzünden çayını karıştırmakta zorlanınca "bir zamanlar türkiye'yi karıştırırdım. şimdi bir bardak çayı karıştıramıyorum." demiş aksiyon adamı.
karışık zamanların kadrolu mahkumudur.

memleketin karıştığı bir dönemde dönemin savcısı emniyet müdüründen durum raporu alırken birden sorar;

- serdengeçti ne alemde?
+ tedbiren içeri aldık efendim.
- iyi yapmışsınız. ortalık durulunca salıverin.
(bkz: asri aile)
hareketin en önemli ideologlarından biri bu davanın ''serdengeçti''sidir.
vefat yıldönümleridir bugun. kendileri tam bir dava adamı olmak yolunu diretmiş makam mevki için yalakalık yapmamıştır çünki o yalnız hakikate ve hakka secde etmiştir. bir sözü vardır kuru milliyetciliğe yani faşizme karşıdır milliyetciliğin islamla anlamlı olduğunu düşünmektedir. bir sözü çok tartışılmıştır.
--spoiler--
tanrı türkü korusun allahta müslümanları.
--spoiler--