bugün

Ankara'da doğan(1944) Necati Tosuner, ilk ve ortaokulu aynı kentte okudu. istanbul'da, Pertevniyal Lisesi'ni bitirdi (1966). istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarım bırakan Necati Tosuner, iki yıl Almanya'da yaşadıktan (1974-1976) sonra Türkiye'ye dönerek Derinlik Yayınevi'ni kurdu ve yönetti (1977-1986). 1983'ten sonra reklam şirketlerinde metin yazarı olarak çalıştı ve 1996'da emekli oldu. Dört yaşında geçirdiği sakatlığın derin izlerini taşıyan öykülerinin ilki Ankara'da yayımlanan "Resimli Posta" gazetesinde çıktı (1963). Öyküleri, "Havadis", "Milliyet", "Orkun", "Hisar", "Yeni Ufuklar", "Varlık", "Türk Dili", "Türkiye Yazıları", "Papirüs", "Soyut", "Yeni Edebiyat", "Gösteri", "Milliyet Sanat" gibi, çok sayıda gazete ve dergide yayımlandı. ilk öykülerinde çevresinde bulunan "küçük insanların" serüvenlerini yer yer mizahî bir üslupla aktaran yazar, daha sonra içe dönük öyküler yazdı. Hemen hemen bütün öykülerinde fiziksel sakatlığı olan bir insanın bunalımlarını anlatan Tosuner, bir soruşturmaya verdiği cevapta, öykücülük anlayışını, "Benim için dert yanma işi olmuştur öykü anlatmak" diye dile getirdi.
Eserleri;
(bkz: Bana Sen Söyle)
(bkz: Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi)
(bkz: Yalnızlıktan Devren Kiralık)
(bkz: Güneş Giderken)
(bkz: Kambur ve Öncesi)
(bkz: Sancı Sancı)
(bkz: Sisli ve Sonrası) *
http://www.radikal.com.tr...p?ek=ktp&haberno=6500
bir kitabını okuyup kendine hayran bıraktıran yazar.
ben ki ince eler sık dokur, ısınamazdım hemen bir yazara. yapımı bozdu zalım sancı sancı'sıyla. almanya' ya göç konusunun işlendiği 4 kitabı inceleyip makale yazacaktım. o kitaplardan biri adalet ağaoğlu'nun biri de de necati tosuner'indi. kıyaslamak doğru değil ama ne yalan söyliyim bu yazar daha çok etkiledi diğerlerinden.

başka kitabını okuyamadım; ama aklımın bir köşesinde duruyor, alacağım. tüyap kitap fuarı'na imzaya geliyor birkaç yıldır. her yıl o güne denk gelen bir talihsizlik oluyor ve gidemiyorum. bu yıl yine niyetliyim. belki iki kelam da ederiz belli mi olur.

19 kasım 2011, saat 14.30'da günışığı kitaplığı'nda.
roman ve öykülerinde karakterlerin hayatla veya kendileri ile olan hesaplaşmalarını; birbirlerine ve kendilerine bile söyleyemediklerini söylemekten korktuklarını öyle güzel yalın, süssüz püssüz aktarmıştır ki. hayatın neresinde olursanız olun belki bir üniversite öğrencisi, belki bir doktor, bir ev hanımı,bir mecnun, ölümü bekleyen bir hasta... kesinlikle içinde kendi iç seslerinizi bulacağınız eserlerin yazarı. maalesef ki eserleri gereken önemi ve değeri görememiştir. umut...hala umut.
türk edebiyatında hakkı yeterince verilememiş yazar.

içinde biraz hüzün barındıran herkes necati tosuner'in en az bir kitabını okumalı, okutmalı...
Kitaplığı düzenlemeye kalkışacak
Ve bir küçük kağıt parçası göreceksin.
-narin, devrilmiş.

“Hiçbir şey ömür kadar kısa
Hiçbir şey çekilen acılar kadar uzun değildir”

(bkz: çılgınsı)