bugün

ps3'te sabahlara kadar my player mode'unu oynadığım oyundur. bir oyuncu kariyeri yaşamak adına çok gerçekçi değil ama yine de oynaması oldukça zevkli. nba2k11'de çok daha iyi olacağına inanıyorum.
ea sports un nba oyunuyla karsılastırılmayacak kadar iyi bir seridir
pc'de oynanmaması gereken oyundur, nitekim ps3 tozu yutmuş bünyeye kontrolleri joystick yedirtebilir...
grafikleri nba live 2010 kadar güzel olmasada çok iyi yapılmıştır.* * klavye ile oynanması zordur. özellikle smaç çok çok zor yapılmış fakat joystick ile oynanması işi biraz daha kolaylaştırır. oyun yükler yüklemez oynanmamalı çünkü oyun, rakibinizin seviyesi olan "professional" olarak başlıyor. illede "oynayacağım, dağıtırım lan ben bunları..." diyorsanız;

(bkz: üzüleceksiniz)
my player moduna, bir kere bulaştınız mı, uzun süre kendine bağlayan oyundur.

genç point guard arkadaşlara tavsiyem, öncelikle pas ve hız özelliklerini yükseltmeleri. zira iyi pas yapmak, notunuzu diğer seçeneklere göre daha fazla arttırıyor. iyi pasın sonucu eğer asist olursa, duble puan kapıyorsunuz. eğer takım arkadaşlarınızı devamlı iyi paslarla beslerseniz, bir süre sonra barları kırmızı oluyorlar ve kaan kural tabiriyle alev alıyorlar. böylelikle ortalama 15 - 16 asist yapıyorsunuz maç başına ve biraz da perde mantığını kavrarsanız, maçı A-, A veya A+ ile bitirebiliyorsunuz. yaklaşık bir sezon boyunca bu özelliklerinizi geliştirdikten sonra lay up denilen yani içeri penetre edip sayı bulmanızı sağlayan özelliğinize abanmaya başlayın. bunun yanına birazda çeviklik, çabukluk eklerseniz, doğru bir kamera açısı ile oynarsanız, yorumcu, (insider denilen vatandaş) sende steve nash içgüdüsü var aferin demeye başlıyor. ilk sezonda şampiyon olacağım diye kasmayın. çok zor. orlando magic ile başlamama rağmen playoff görememiştik. bir önemli konu da top çalma yeteneği. ayrıca el bombası olma özelliği de taşıyor. buna abanıp maksimum yaptıktan sonra her topa lapin gibi atlarsanız, çeyrekler sizin için 3 dakikadan ibaret olmaya başlar. faul problemi yüzünden maçı da vasat istatistikler ile tamamlarsınız. bu özelliğe tam olarak hakim olana kadar sadece içerideki oyunculara ikili sıkıştırmaya gidin veya rakip oyuncunun size koyduğu perdeden çıkıp pas arası yapmaya çalışın. yoksa gilbert arenas gibi top hakimiyeti diğer oyun kuruculara göre düşük olan bir adama karşı bile yaptığınız her top çalma girişimi ya faul, ya da sizi bakkala gönderip turnike atmasıyla sonuçlanacaktır. burada yine oyunun keyfini kaçıran ama sizin notunuzu ve istatistiğinizi arttırıcı bir seçenek ise, rakip topu oyuna sokarken veya oyun kurucuları sizin yarı sahanıza geçene kadar top çalma girişimlerinde bulunabilmenizdir. top çalıp, sayı attığınızda, hem hızlı hücum, hem de doğru şut tercihinden ötürü notunuz yine deli artmakta ayrıca highlight play olmakta bu da size ekstra 10 puan kazandırmaktadır. kısa süre içinde yükseltmeniz gereken bir başka özellikte defensive stance yani savunmada nerde duracağınıza yardım eden özelliktir. hücumda bir şekilde günü kurtarırken, savunmada chris paul, deron williams gibi adamların karşısında dağılmamak için on ball defense ile beraber bu yeteneğe önem verilmelidir. şut tercihleri konusunda rahat olun. oyuna bir kaç asist ile başladıktan sonra zaten gerek çalacağınız toplarla, gerek takım arkadaşlarınızın çalacağı toplarda hızla karşı sahaya kat ederek uygun şutları sokup, siz de alev alacaksınız. zorlama şut attıkça moraliniz dağılacağı için bir süre sonra en basit şutları kaçırmaya başlayabilirsiniz.

oyunun en güzel özelliklerinden biri de, siz kendinizi geliştirdikçe, rakibin size karşı farklı önlemler alması. hızınız artıp, içeri penetre etmeye başladıkça, rakibin 4 ve 5 numarası yardıma gelip, pozisyon alıp sizi hücum faulüne zorluyor ki, oyunda yapmak istediğiniz son şey hücum faulü.

oyunun uzun ömürlü bir oynanışı var ve farklı pozisyonlarda, farklı kariyerler yapılabilir. verdiğiniz paraya kesinlikle değecek bir oyundur.
512 mb ekran kartı istediği yazılan oyun. ati ekran şeysiyle, 512 ekran kartı + 1 gb ram ile açık ve net "siktir lan" demiştir bu oyun bana.

nasıl yani, anlamadım lan. yemiyor da şimdi o koca oyunu sadece denemek için indirmek.
ea sports üretimi olduğunu, sadece dağıtımcının farklı olduğunu söyledi diye aldığım oyun. uzun süre smaç olayını çözememiştim ama num pad kullanarak üç beş artistlik yaptım. sonra pc den kaldırdığım oyun oldu.
dev plazma'da ve 16+1 ses sistemi ile oynanınca nba'i evinize getiren oyun. sizin evinize, benim malikaneme.
büyük hevesle, torrent'ini bulmanın akabinde heyecanla indirip kurduğum, tuş kombinasyonlarını çözemediğim beni üzen oyun. joystick'le mi oynamak gerekiyor ne?
ps2 de sakın ola oynamayın, oynamayı bırakın çalışmayın bile her maçta 20 smaç 40 turnike kaçırma garantisi veriyor size oyun, pc de grafik açıdan iyi olsa da kol ile oynandığında tuş entegre sorunu ortaya çıkıyor o da bok oluyor, ps3'e aldım anca o zaman el kol rahat etti, strateji midir bilinmez ama her şekilde konsola yönledirmişler adamı...
my player modu insanı esir eden oyundur. nba live serisini yıllarca bilgisayarının baş köşesinde tutmuş bünye için artı ve eksileri şöyledir.

dikkat: son oynadığım nba live oyunu nba live 2008'tir. sonrasını bilmiyorum ne oldu ne bitti.

-nba live'lara göre çok daha ağır aksak bir oyun. bu gerçekçiliği yükseltirken oyun keyfinin içine sıçabiliyor.
-açık söylüyorum ea'in dynasty modu bu oyunun association modunun eline verir.
-nba 2k10 oyun platformları için geliştirildiğinden bilgisayarda bazı şeyler çok zor oluyor. en basitinden; düz giderken hafif çapraza dönmek için bile oyun kurucular iki saât durup crossover falan yapıyorlar. bu bok için ayrı tuş var. istesek ona basarız. di'mi canlarım?
-blok yapmak çok çok çok çok ve daha pekçok çok daha... zor! arkadaşım tüm özelliklerine abanılmış yao ming boyunda adam bile pire kadar oyun kuruculara blok yapmakta zorlanıyor. zamanlama falan her şey tutsa dahi olmayabiliyor. uyuz oldum.
-my player gibi bir oyun 2008'ten sonra nba live serisinde çıktı mı bilmiyorum ama ciddi ciddi adamı uykusuz bırakıyor.

gelelim my player modundaki kısa sayılabilinecek deneyimimden öğrendiklerime:

kolay olur diye zebellâh gibi bir pivot aldım (ürettim). bir kere çok düşük yetenekle başlıyor oyun. 51 gibi boktan bir noktaya getirmem dün bütün günümü yedi. gelişmeler iki türlü oluyor. ya antrenman ya da maç. ancak antrenman sayıları oldukça az. üçle başlıyor. doğal ki iş maçlara ve oyuncu seçmelerine kalıyor. bir de her özelliği artırmak ayrı puan istiyor. bir maçta 1200 puan toplamak oldukça iyiyken yalnızca bir özelliği bir artırmak için 500 puan harcamak gerekebiliyor. doğal olarak kolay kolay gelişemiyorsunuz.
savunmasıyla öne çıkan bir pivot yaratmaya çalıştığımdan (blok yapacağız) tüm istatistikleri buna göre düzdüm. düzgün pivotları olmayan bir takım seçtim (unuttum la adını iyi mi) denemeleri katıldım. kendimi göstermek çok da zor olmadı. savunmada iyiyim ve saldırıda da hep pota altında çalışıyorum. şutlar kaçsa bile iyi şut seçimi olduğundan artı yazılıyor. bol bol da perdeleme yapınca iş hâlloluyor.
kendimi iyi göstermiş olacağım ki pek çok takımdan (saymadım ama sanırım hepsi) kamplarına katılma teklifi aldım. fazla rekabet olmaması için uzun forvetleri pivot oynayamayan ve pivotları eh işte olan takımlardan, kıl olmama karşın, utah jazz'i seçtim. memo dışında düzgün tek uzunları yok nasıl olsa diye düşündüm... kamptaki maçlarda memo'yu bile tokat manyağı yaptım ki siz düşünün mihm'i falan... ama jerry sloan denen mal beni kesti takımı.
kendimi bir anda nbdl'de los angeles d-fenders'ta yedek pivot olarak buldum. aldığım kısa süreler nedeniyle zorlansam da arkadaşlarımla aramı a- seviyelerinde tutmayı başardım. bu nedenle daha hızlı gelişebildim. bir maçı tek başıma sırtladım ve kazandırdım bir de.
sonunda, sanırım andrew bogut'un sakatlığı nedeniyle çok az oynayabildiği milwaukee bucks'ın dikkatini çektim. on günlük kontrat verdiler. tam "tamam, olacak bu iş" derken bir de baktım ortalama ve altı her pivotun kâbusu los angeles lakers. anam!
andrew bynum, pau gasol, lamar odom... hepsi sıradan geldiler. maçı anca b notuyla tamamladım ki çok az süre aldığım düşünülünce bu bile büyük başarıdır.

neyse efendim. şimdilik bu kadar. maçları simüle edemediğimden (edebilecek olsam eder miyim? hiç sanmam!) yavaş gidiyor. daha 19 yaşımdayım. 2.25 metre boy, 130 kilo kadarım. şu antrenmanlardan biraz daha olsa çok iyi olacağım (şut attırmama antrenmanına hastayım. uzmanım da ayrıca). (bkz: du bakalım)
my player modunda hakikaten saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir oyun. herkes anlatmış bari my player'ini bende anlatiyim.

kendime bir tane shooting guard açtım 2.03m boyunda 90 kilo. antrenman maçlarında gayet iyiydim. çaprazdan pas alıp potaya doğru koşup turniklerimi ardı ardına sıralayordum. en son nba live 98 oynadığım için açıkçası oyuna alışmak biraz zamanımı aldı. neyse gel gelelim antrenman maçları bitti , teklifler geldi. orlando magic'i seçtim , seçmelere katıldım. seçmelerde her maçta en az b+ alıyordum. özelliklerde de dayadım shot low post'a ufak bir açık bulduğumda affetmiyorum valla.* bir de zenci bi adam var menajerimiz galiba. her maçtan sonra yorum yapıyor falan. bazen posta bile koyuyor zamanım yok konuşamayacağım falan diye.

(bkz: artistliğin kime olm)

ayrıca başıma şöyle bir olayda geldi ;

geçen gün yine my player modunda shooting guard oyuncumla player of the match seçilmek üzere iken tribünlerden 10.yıl marşı duydum. gerçekten şok olmuştum. ancak sonra anladım ki caddeden geçen bir chp referandum minibüsünden geliyormuş.*

oyuncuma gelince shoot inside ve shot low post abandım gidiyorum her maç yaklaşık olarak 20-23 sayı 4 rebound kafama esersede asist yapıp player of the match seçilip üstüne birde deli gibi skill point alıyorum. bu arada orlando magic beni beğenmemiş.* hataları büyük tabi. seçmelerden sonra new york knicks ile 10 günlük bir kontrat imzaladım. unutmadan şunları da ekliyim nba liginde ki spikerler dehşet güzel olmuş. o kadar yaratıcı yapmışlar ki sanki gerçekten iki adam nba maçını canlı canlı sunuyorlar televizyonda. kahkahalar , bağırmalar falan herşey mükemmel. fifa ve pes'in spikerlerini alır ikiye katlar sonra bi daha alır... neyse güzel işte. smaç basmayı da bi türlü beceremedim. klavyeden oynadığım için olmuyor sanırım. becerebilen arkadaşlar varsa lütfen ulaşsın bana.*
pc'de gamepad ile bal gibi de oynanan oyun.
öncelikle (bkz: #9275410)

kaldığımız yerden sürdürüyoruz:

ilk yılımı milwaukee bucks'ta kazasız belasız atlattım. puanlarımı da artırdım. gelin gelelim play-off göremedik.

ikinci yılımda dwight howard gibi bir hayvan kadroda olmasına karşın, yedekliği benimsediğim için, orlando magic'le anlaştım. bu yıl kenardan gelip önemli katkı yaptım. kirk hinrich'i 6. oyunculuktan ettim. daha sonra da takımdan gönderildi zaten. bu yıl kendimi bayağı bir geliştirdim. play-off'a kaldık. boston celtics'la eşleştik. üç büyüğün yanında rondo ve benim tüm özelliklerine abanarak yarattığım hayvan da kadrosundaydı. ilginç bir şekilde gene eledik. ve finâle çıktık. finâl daha kolaydı ve şampiyon olduk. play-off'larda takımın en iyisiydim.

üçüncü yıla ilk beşte başladım ama asıl yerim olan pivot değil uzun forvet oynatılıyordum. azmettim ve mevsimin yarısına gelmeden 5 numaraya yerleştim. overall puanım howard'ı geçtiği için artık pivot oynuyor ve üstüne üstlük takımın birincil adamı oluyordum. gelişmem tavan yaptı. maç paşına 1400-1600 arası puanlar toplar oldum. 5 dakikalık çeyreklerle oynamama karşın 26 sayı 7 reb. 2 blok ortalamaları tutturdum. içerden, alçak posttan ve yakından (potanın 3 metre yakını) atışlarımın tamamı 99 olduğundan saldırı sırasında hiç zorluk çekmedim. standing dunk ve dunk da yüksek olduğundan çok çok kolaydı işim. bu dönemde fundamental ve hız gibi konulara eğildim. artık nba'deki en hızlı pivotlardan biri olduğumdan tutan adamı geçip çembere çok kolay gider oldum.
gene play-off'lardaydık. bu kez takımın sahaiçindeki patronu bendim. 31 sayı 8 reb 3,5 asist 3 t.ç. 3 blok ile oynadım (hatırlatma: çeyrekler 5'er dakika). play-off'larda yenilgi yüzü görmeden şampiyon oldum. finâllerin en değerli oyuncusu seçildim. overall puanım 98 puana çıktı.

gelelim işin püf noktalarına:

pivotsanız savunmada blok yapmayı ve rebound kovalamayı sakın ihmâl etmeyin. yüksek atletik yetenekler bunun sırrı.
top çalma özelliğini benim gibi 99'a dayarsanız iyi olur. karşı karşıyayken top çalmak çok zor olmasına karşın rakip oyunkurucu top getirirken arkasından yaklaşıp topu çalmak oldukça kolay. çoğu oyunkurucu bu tip durumlarda üst üste top kayıpları yapıyor. bu yöntemle 6-7 top çaldığım maçlar oldu. topu çal, topu sür, smacı vur. bir anda notunuz çok artıyor.
saldırı konusunda; üçlük atacağım diye fantezi yapmayın. yakından atmak çok daha yüzdeli. son play-off'larda %85'le başarıyla şut attım.
top yakalamak ve top güvenliği çok önemli. hands ve ball security'yi yükseltin.
oyuncunun mevkiîne göre belli özelliklere daha çok abanın. bırakın üçlükleri başkası atsın. siz içeriden çalışın.
takım arkadaşınıza "yardıma gideceğim" diye abartmayın. adamınız boş kalınca genelde zırt diye topu ona atıyorlar. bir de takım arkadaşınızın savunduğu elemana hamle** yapıp başarısız olursanız, ki genelde olursunuz, sizin adamınız bomboş kalıyor. yardıma gittiğiniz arkadaşlarınız genelde size yardıma gelmiyorlar.
top sürerken olabildiğince düz takılın. crossover falan yapmayın. yoksa topun kontrolünü yitiriyorsunuz.
maçın ilk dakikalarında tuttuğunuz adamı iyi analiz edin. top ona ne sıklıkla atılıyor? savunmada neler yapıyor? hızı ne durumda? şut menzili nedir? bunların tamamı önemli. üçlük atabilen uzunlar cidden karın ağrısı yapıyorlar. menzilin dışında top alan adamlara da blok yapmaya kalkmayın.
hızlı olmak hem savunma hem de saldırı için önemli. hızlı olursanız sizi tutan kişi sağa-sola gidişlerinde size yetişemiyor. yanından geçip potaya gitmek oldukça kolaylaşıyor. savunmada ise yardıma gitmek, pozisyon almak falan hep hızla ilgili.
mental başlığındaki özelliklere puan dağıtmak işe yarıyor gibi görünmese de overall puanınızı çok etkiliyor. bu özellikler düşük puanlarla yükseldiğinden ucuz yoldan overall puanınız yükseliyor.
yarattığınız her oyuncunun farklı bir şut ritmi var. serbest atışlarda bu çok daha ortada olsa da tüm şutlarda önemli. oyuncunuzun şut ritmini, düğmeye ne kadar basmanız gerektiği gibi konulara shoot around ile alışın. özellikle dış atışlar kullanacak oyuncular için bu şart. yoksa 15'te 0 gibi şut oranları yakalarsınız. ayrıca oyuncunuzun nerelerden daha rahat şut attığını, nerelerden şut puanının yüksek olduğunu aklınıza kazıyın. çok zorunda kalmadığınız sürece menzili dışından şut atmayın. hatta zorda kalırsanız da atmayın. bırakın top elinizde patlasın. bir kere orta menzilden şut attım o da son saniye şutuydu. şansıma bakın ki girdi. iki kere de üçlük denedim. biri feyk atarken yanlışlıkla zart diye elimden çıktı ve bala göte girdi. diğerinde ise o kadar boştum ki "bir deneyeyim" dedim. tesadüfe bakın ki girmedi.
şutları zorlamayın. hele hele ikili sıkıştırma gelirse boştaki adamı bulmaya çalışın. özellikle uzun oynatıyorsanız. uzunlardan biri top aldığında diğerinin savunmacısı yardıma geliyor. boşta kalan arkadaşınız da potaya gidiyor. böyle bir durumda pas verirseniz hem iyi pas hem de asist için artı puan alıyorsunuz.

şimdilik bu kadar sevgili sözlük okur ve yazarları. atladığın/farketmediğim bir şeyler varsa aklıma geldikçe yazarım. kendinize iyi bakın.
ciddi derecede bug bulunduran bir oyun olmasına rağmen ayıla bayıla oynuyorum hala. örneğin konferansdaki sıralamaların olduğu tablo bazen bir süre ekranı işgal edebiliyor ve oyunu oynayamıyorsunuz. my player modunu denediğim için sadece bu konuda yorum yapmaya çalışacağım. eğerki şutör bir adam yarattıysanız shot inside shot close shot medium özelliklerinizi en baştan bi 99 yapın derim. staminanıza da arada sırada kazandığınız puan ları verin çünkü çabuk yorulursanız bununla orantılı olarak oyunda kalmaz süreniz de azalır. physical özelliklerde vertical diye bir özellik varki işinize yarayabilir. vertical sayesinde zıplamalarınız gelişir. tabi verticale puanlarınızı verirken orantılı olarak ofansif ve defansif ribaundlarınızı da geliştirmeye bakın. shoot off dribble özelliğinizi de ihmal etmeyin derim. bu özellik sayesinde koşarken bir anda durup şut attığınızda isabet oranınız artacaktır. pota altında ve ikili sıkıştırmalarda shoot in traffic özelliğinizin yüksek olaı da size avantaj sağlayacaktır. physical ve mental özelliklerinize ise kazandığınız puanları eşit verin. Örnek vermek gerekirse 1400 puanınız var mental başlığındaki tüm özelliklerinize sırayla birer tane verin. bunun sayesinde overall ratinginiz hızlı artacaktır. my player modunun başındaki 6 maçta istediğiniz kadar iyi olun, hatta summer circuitte de A+ ortalamanız olsun gene de takımınız sizi bir alt lige gönderebiliyor. örnek vermek gerekirse ilk başladığımda hata yaparak denver nuggetsa gitmiştim fakat antreman maçlarında carmelo'yu dümdüz etmeme rağmen bir alt lige gönderilmiştim. ha tabi bazen şansınız yaver giderse de takımınızı belirledikten sonraki antreman maçları sonucunda takımınızda kalabilirsiniz ve bu sayede survive summer circuit milestone'unu yapabilirsiniz. her ne kadar şutör olsanızda asist yapmayı unutmayın. evet asist yapmak gerçekten zor çünkü takım arkadaşlarınız kazma olabiliyor ki dwight howard bile kazmalık sergileyebiliyor oyunda bazen fakat asist yapmaya da özen gösterin. top sürerken clutch tuşu ile hareket yaparak kendinize avantaj sağlayabilirsiniz. eğerki baktınız potanıza veya rakip potaya şut atılıyor hemen pota altına koşun ve ribaund tuşunda eliniz hazır bekleyin. ribaundlar baya işinize yarayacak ve puanınızı arttıracaktır. top çalma işine gelirsek dikkat edin çok zorlamayın faul yapabilirsiniz ve bençe oturabilirsiniz ve akabinde ortalamanız ve istatistiğinize kötü yansıması olur. ha bir de ben neden all stara seçilmedim demeyin, 45 maç boyunca jordan player olmama rağmen ve şahane bir ortalamam olmasına rağmen all star votes'da adım bile geçmiyor. zamanla o da olur tabiki. şut stilinde ise ray allenı kullanın derim ve eğer baktınız şut atamıyorsunuz hemen antreman menüsünden atış talimi yapın eliniz alışır ve daha rahat oynarsınız.

edit: my player modunda koç gene ....... yapmıştır ve tripple double'a bir ribound kala bençe almıştır beni. hani ofansif ve defansif ribaund skillim 99, zıplama 99, ribaundun kralını alırım afedersiniz önümdeki d.howard'a rağmen. be ..... herif bi üç tane iki haneli sayıya ulaştırtmadın beni ya. bak bu iki oldu, üçüncüsünde o molten topun içindeki havayı beynine enjekte ederim.
bilgisayarında halen yüklü olan birisinin, bana ulaşmasını beklediğim oyun.
kobe ile atamayacağım yerin olduğu oyun.*