bugün

bir şarkının her kıtadan sonra tekrarlanan kısmına denir.
şarkıda paragraf paragraf tekrarlanan, akılda çabuk kalan kısmı, tekrar.
bağlantı..
sarkinin en guzel kismidir.
ömer seyfettin'in bir hikayesidir. aslında eserde anlattığı kişi kendisidir. dönem yazarlarının milliyetçilik düşünceleri şahsi olayların meydana gelmesiyle oluşmuştur. ömer seyfettin bir sürgünde yaşadığı aşkı ve aslında bunun tek taraflı oluşunu, sonunda milli duygulara yakalanmasını ele almıştır. işte ömer seyfettin'i miliyetçi yapan olay:

Hikayenin başkahramanı Pirbeliçe,Babina gibi Bulgar köy ve kasabalarında emrine verilen münfeze ile Bulgar çetecilerine karşı savaş veren bir Türk subayıdır.Başından geçen olayları anı defterine kaydeder.
Pirbeliçe görevini Bibana'da yapmak için binbaşısından ricada bulunur ve Bibana'ya tayin olur.Burası küçük bir Bulgar köyüdür.Buraya geldikten bir süre sonra sıkılganlığı ve umursamazlığı burada da devam eder.Okumaz,yazmaz,yorgundur ve içinde bulunduğu ortamdan şikayetçidir.
Karışık duygular içerisindeyken bir kadın sesi duyar ve sesin sahibini merak eder.Karışık duyguların derinliğinde kendini kaybeder.Bir taraftan istanbul'u,annesini;diğer taraftanise duvardaki yazıları okur.Bu duygular içerisindeyken sesin sahibini görür.Sesin sahibi kaldığı odanın karşısındaki evde oturan,güzel,sarışın bir Bulgar kızıdır.Birbirlerine tebessüm ederek tanışırlar ve Türk subayı ona aşık olur.Kız ile tanıştıktan sonra Türk subayı canlanmış,iştahı açılmıştır. Lüzumlu hallerin dışında odadan dışarı çıkmaz ve Bulgar kızının pencereden avazı çıktığı kadar bağırarak söylediği Bulgarca şarkının sözlerini kendine göre anlamlandırır.Şarkı sözlerini kendine göre ,seni seviyorum olarak düşünür.Kendini bu kıza kaptırmıştır ve onunla avunur.
Türk subayının tayini Manastır'a çıkar.Gidecektir,ama içinde burukluk vardır.Çünkü, her ne kadar sevgilisinin pencereye her çıkışta söylediği şarkıya kendi kendine bir anlam verdiyse de tam olarak Türkçe karşılığını öğrenememiştir.Dükkancıya dayanamaz ve sorar. Dükkancı buranın namuslu bir yer olduğunu söylesede Pirbeliçe şarkının sözlerini daha da fazla merak eder.Dükkancıya zorla tercümesini yaptırır.Şarkının sözlerinin gerçek anlamı "Bizim olacak, bizim olacak,istanbul bizim olacak."şeklindedir.
Türk subayı beyninden vurulmuşa döner,şaşırır.Hatasını çok geçte olsa anlar.Bir tarafta
Bulgar kızının şarkısında bile milliyetçilik yaptığını; diğer tarafta ise kendisinin ruh halini,vazife karşısındaki kayıtsızlığını,sorumsuzluğunu düşünür
eski türk edebiyatında kavuştak.
şarkıların bir süre sonra kendini tekrar etmesidir. genelde x2 şeklinde gösterilir.
bir nakarattan ibaret şarkılar vardı. vardır. öyle anımsanırdı. intro hatırlanmaz, sözler muamma, akılda bir tek nakarat kalır yıllar sonra. söyleyeni bile unutulur gider kimken. hiç yoktan iyidir'se de şarkının yazarı için, kötüdür şarkı için, bir nakarattan ibaret olmak. hadi mavrayı sektirip sektirip tavana vurduralım; ben bir şarkı olsaydım, ki hakkaten isteyebilirdim bunu, hayalperverliğim bi an için neden olmasın dedirtir de hatta; üzülürdüm eğer sadece bir nakarattan ibaret olsaydı hatırlanışım.

-ya bi şarkı vardı hatırlıyo musun, hani, nakaratı şöyleydi?!?
+boşveer, unut gitsin be yavrum.
Türkler bir nakarat toplumudur.

"uuiiyy kariya bak looiiiyy"
bir ceyhun yılmaz şiiri.

kirlettiklerini çıkarıyorum hayatımdan...
güzel sabahlarını hatırlıyorum
ve canımı yakmadığın tadımı aldığım akşamları...
sevdiğim bir şarkının nakaratı gibi seviyorum artık seni...
başını,
sonunu
bildiğim halde;
yalnız ortasına aşığım bu aşkın...
ama artık;
bu yalnızca senin şarkın...
deyince akla nane limon kabuğu gelir. sıcak ve munis.
genellikle şarkının en bilinen yeridir.