bugün

polonezköy'de açtığı zayıflama kampı ile ünlü diyetisyen.elinde sopa ile hastaları dürte dürte yürüttüğü söylenir.paraya para dememiştir zira haftası 900 dolardan konaklayabilirsiniz bu güzide tesiste.fakat öz kızını zayıflatmayı bir türlü başaramamıştır.bu aralar bir meyva suyu reklamında boy göstermektedir kendileri.
alaninda rakibi olmayan ve tum basarisini belki de en cok elestirilen sert uslubuna ve hakli ukalaligina borclu olan operator doktor, diyetisyen, estetisyen.
otorite olmadan onca 'ac' insani durdurmanin mumkunati yok.
(bkz: ben yasadim ordan biliyorum)
19 yaşında bir kızın kalp krizinden öldüğü bir zayiflama kampına sahip kişi. klinikte bir doktorun ve ambulansın bulunmaması insan hayatına verilen değerin ne seviyede olduğunu göstermekte. klinikte bir ay kalmanın bedelinin 15 bin ytl olduğunu hatırlatalım da adam sikmenin yasal olduğu yerler başlığına konu çıksın.
an itibariyle elit kadınları zayıflatarak(nasıl yapıyor bilmiyorum) kaznadığı binlerce doları yemekle meşgül insan. ayrıca bir ara power fm'de de kitabı dağıtılıyordu. galiba kendi işinin en iyi ülkede.
kendisi doktorum diye bir kanaldan öteki gazeteye zıplıyordu, hani nerde? bu nasıl doktorluk? 1 ayda 14 kilo veren bünye nin sağlıklı olduğunu hala iddaa ediyorsa papua yeni gine de ikinci şubesini açsın.
sahibi olduğu zayıflama kampında pat diye ölen kıza şak diye katil gen teşhisi koyan pişkin diyetisyen.
yediden yetmişe, kadından erkeğe, az kilo fazlası olandan çok kilo fazlası olana... kısacası herkese aynı diyet programı ve egzersiz düzenini uygulayarak bilimselliğini(!) zaten çoktan kanıtlamış insandır. yakın zamanda da ayşe arman kişisi tarafından çarşaf çarşaf reklamının yapıldığı köşe yazıları yayınlanmıştır bu amcanın. hala ortaya çıkıp insanları sağlıklı şekilde zayıflatabileceğini iddia edecekse doktorluğunu falan geçtim insanlık diploması iptal edilmelidir. ha bi de "bize geldiğinde 98 kilo idi şimdi 85 olmuş" demiş. muhtemelen ailesi de bu kızcağızın cenazesinin estetik durmasına sevinmişlerdir!
zayıflama kampı adı altında toplama kampı işleten ve bu yüzden 19 yaşındaki bir kızın ölümüne sebep olan doktor. 1.5 ayda ne idüğü belirsiz bir programla 14 kilo verdirip ölümüne sebep olduğu kızın ardından verdiği iki beyanat var ki akıllara durgunluk veriyor.

beyanat 1: kendisine neden merkezde doktor olmadığı sorulduğunda "ben doktorum ya daha ne doktoru" demiş. bu kafayla doktorluk yapıyorsa hemen bıraksın hatta bence hastalanmasın. çünkü bu kafayla gözü ağrıyınca dahiliyeciye, bacağı ağrıdı mı baytara gider. sonuçta hepsi doktor di mi muzaffre bey?

beyanat 2: bu en korkuncu. kendisine merkezin kapatılacağı söylendiğinde orada kendi ihmali yüzünden ölen bir kız unutarak "ben bu işi her yerde yaparım" demiş. yani bu insanlık dışı diyeti başka bir yerde daha yaptırıp yine birilerini öldürmeye kararlı. para ile bozmuş kafayı.

son olarak zayıflama ile kafayı bozanlara acı bir tecrübe oldu sanırım bu. ölmeyi bayılmak sanıp 1 ayda tonlarca kilo kaybetmeye çalışanlar sanırım akıllanmışlardı biraz. ha akıllanmadılarsa azrailleri başka bir yerde başka bir ölüm kampı açacakmış zaten. oraya başvursunlar zaman kaybetmeden.
19 yaşındaki gencecik kızın ölümüne sebebiyet veren modern dolandırıcı.
Zayıflama merkezinde ölen zavallı gencecik kızın ölümüyle ilgili gelen sorulara ' ben bu işi dünyanın her yerinde yapmaya devam ederim' gibi pişkin bir cevapla karşılık veren, üstelik kızın cenaze törenine çelenk yollamakla pişkinliğini katlayan pişkin.
kesinlikle diyetisyen olmayan, kliniğine ya da sağlık(!) kampına onun şöhretine şöhret katmak amacı ile giden gazetecilere ' aman ha, sakın diyetisyen falan yazmayın!, ben cerrahım' diye tembih geçen sosyete doktoru.

-mış,-muş lar bir yana, gözümle görüp bizzat şahit olduğum üzre, sahibi olduğu klinikte insanları gereken sağlık kontrollerinden geçirmeyen, giriş anında resepsiyonda bulunan 'banu' isimli bayan tarafından verilen anketvari ve üzerinde 'ailenizde kalp hastası var mı?' gibi soruları barındıran 2 sayfa kağıt hazırlatıp dağıttıran, bu kağıdı baz alarak sağlama amacı ile yeniden kontrol yapmayan insan kişisi.

gelenlere nisbet yaparcasına, 'sizin gibi enayilerin ensesinden kazandığım paralardan aldım' dercesine evinin önünde sergilediği klasik arabaları bulunan, 'ben size değil, siz bana muhtaçsınız' modunda olup, gelen insanları her daim küçük düşürme politikası izleyen, kendi ağzından çıkan bir cümleye göre, daha uzun yıllar yaşayıp çeşitli nedenlerden ötürü kilo alan insanları sömürmeye devam edecektir.
şu sıralar kliniği sınırları dahilinde kalbi duran 'dila'nın' ölümü ile ilgili açıklamalarını halk ile paylaşan, bundan sonra zor hayır eder denilesi varlık.

çeşitli söylentilerin ve kulaktan dolma haberlerin yanı sıra, 'orada bulunup dila gibi bir sağlık(!) programına katılan, seni tanıyan insanları da mı kandıracaksın!?' diye sorulası, niye oradaki insanların çıkıp tek kelime etmediklerine şaşılası bir şaşkınlık geçirilmesine neden olan, burayı kapatırsanız ben dünyanın her yerinde iş bulurum diyebilecek kaabiliyete sahip insan.

'herkese ayni diyeti mi uyguluyorsunuz?' sorusuna verebilecek mantıklı bir yanıtı olmadığından, bilmem nerden onaylı sağlık şeysi bu, dünyanın her yerinde geçerli diye kıytırık bir yanıtla halkın kafasını karıştıran, 130 kiloluk bir insanın da 80 kiloluk bir insanın da önüne ayni yemeği koyan, 'lan bunların metabolizması ayni mi!?' diye isyan ettiren cins.

-adam 130 kilo, günde 1500 kalori alıyor, bunun bünye zaten oturduğu yerde bunu yakıyor, üstüne bir de 14 km yürüyor, al sana günde 1 kilo veriyor'

-diğeri desen zaten 80 kilo.. e o da 1500 alıyor.. peki onun metabolizması aldığı bu kadar kalorinin ne kadarını yakıyor? sonra bir de 14 km yürüyor, ancak aldığı 1500 kaloriyi veriyor, sabah 8 de tartıya çıkıp; 'lan o kadar yürüdük, o kadar jimnastik yaptık, diyet dedikleri sağlıklı(!) şeyleri yedik, nasıl oldu da ben 200 gr. aldım laaaan!?!?!' diyor...
bu kadarla da kalmıyor..

vicdan azapları mı istersin, 'o kadar para verdik, zayıflamaya geldik, kilo alıyoruz!' diye bunalıma girenler mi istersin, sırf bu yüzden önüne konan yemeğin 'kafasına göre!' yarısı yemeler mi istersin, 'ekstra egzersiz yaparsam daha hızlı kilo veririm' diye düşünüp çift orman diye adlandırdıkları, 7 km lik ormanı günde 4 kez yürüyenler mi istersin, sabah tartıda zayıflamış görünmek için magnezyum içip tüm günü tuvalette geçirenler mi istersin de istersin...

bunların kontrolünü yapamayan bir canlı işte.. tabi olayın gerçek yüzünü bilmeyenleri televizyona çıkıp; ' garsonlarım her yemek saati listelerle dolaşıp kimin yemek yemediğini tespit ediyor' diyerekten kandırıveriyot..

garsonun umrunda mı? alan memnun satan memnun..

yemek takaslarına ne yazık ki müdahale edemeyendir de ayni zamanda.. masa başında dönüp duran, 'yemeğini yemiyeceksen bana verir misin?' diye soran, sabah aldığı 200 gr. dan şikayetçi olan kişinin de; 'evet, zaten ben yemesem daha iyi' diyerek tabağını verdiği kişiler de mevcut bu sağlık(!) kampında..

her koyun kendi bacağından.. dercesine 'siz bu kafayla zor kilo verirsiniz' diyen, 'e bunu bildiğimiz için sana geldik be adam' denilesi, televizyonlara çıkıp; 'önemli olan kafayı değiştirmek, diyet programını herkes verir' dedikten sonra insanları kafalarını değiştirmedikleri için azarlayan.. 'sen necisin burada? biz onca parayı sana niye veriyoruz?' denilesidir de ayni zamanda.

tabii ki adam insanların beynini açıp içine 'yemek için yaşama, yaşamak için ye!' felsefesini sokamayacağından oraya giden insanların da çaba göstermeleri gerekmekte.. ancak insanlar buna dünden razı ki bir başkasına değil de sana gelmişler.. ticaretten azıcık burnunu çıkarıp ona muhtaç olan insanlara yardım elini uzatsa tam süper olacak denilesi..

sonuç olarak insanları ayaklı para olarak gören, bir zamanlar yaptığı ismin meyvelerini yiyerek hala bugün karnını doyuran, yine bir zamanlar yaptığı ismin oltasına yakalanan ünlü simaların rabetiyle ününe daha da ün katan, bırak sen bu işi, git arabalarınla oyna denilesi, bir geç kızın hayatının sonlandığı mekanın işletmecisi olarak hafızalarda yer etmiş diyetisyen çakması.
* yaklasik 20 yildir ayni sekilde insanlarin kilo vermesini saglayan ve alaninda rakibi olmayan doktordur kendisi. klinigine her yil yuzlerce insan gider ve bunlar kendi istekleriyle ve butcelerine uygun olan zaman dilimleri suresince kalirlar orada. hickimse bu hastalari orada kalmalari icin zorlamaz. klinige giris yapilan ilk gun, bizzat muzaffer bey tarafindan ya da kliniginde 24 saat bulunan doktorlarlar tarafindan genel kontroller yapilir ve gerekli ilaclar alinmasi gereken olculerde hastalara soylenir. birakin yapilan egzersizlerden dolayi yasanabilcek olan agir rahatsizliklari; orada bulunmanizla cok alakasiz olan dis agriniz, tirnak batmaniz ve benzeri ufak tefek her tur sorununuzla alakali olarak dahi gunun ya da gecenin her saati bir telefonuzla sadece bir kac dakika icerisinde doktora ulasirsiniz ve sorununuz hallolur.

muzaffer bey isinin ehlidir. suan icinde bulundugu durum, medyaya lazim olan bi kac gunluk eglencedir. kimsenin, hayatini kaybeden gencecik kiz icin uzuldugunu sanmiyorum. kimsenin derken, muzaffer kushan i yerden yere vurmaya calisan hic kimsenin demek istedim. gencecik yasta hayataini kaybeden bir insan tabii ki cok derin bir huzundur ancak bu durumun muzaffer beyle hicbir alakasi yoktur.

bir kac gun icinde bu medya balonu sonecek ve herkes o gencecik kizi unutucak ve yillardir bir cok insana yardim etmis olan, insanlarin hayata bakislaini degistirmis bulunan muzaffer kushana atilmaya calisilan karalamalar hep bir leke olarak adamcagizin uzerinde oylece kalacak.

bu kadar saksakci bi millet olasaydik keske.
(bkz: kraldan cok kralci olmak)
yağlı kazığa medya tarafından oturtulan insanımsı.
mahkemeden önce infazı gerçekleştirilmeye çalışılan insan.
kendisinin çok masum olduğuna inanmıyorum lakin özellikle doğan yayın gruplarının linç girişimine uğramıştır. oysa yine doğan yayın grubu olan kanal d'de yayınlanan esra ceyhan hanımın programına her allah'ın günü çağırılan insandı.
sanki biraz danışıklı dövüş var gibi.
diğer bir düşüncem ise ölen genç kardeşimizin ailesi haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla iyi bir ailenin kızı. bu yüzden acısı dinmeyecek olan anne ve baba hıncını bu şekilde alıyor olabilir. lakin kızlarını göndermeden önce ne kadar reklamı iyi yapılmış olsa da bu kadar mühim konuda yani hayati önem taşıyan bir konuda iyice araştırmaları gerekmez miydi?
ayrıca yıllardır her yerde rahat rahat bu tesisin reklamı yapılırken akıllarına "acaba burası nasıl bir yer?" veyahut "biz buraya ruhsat vermedik ama bu adam çıkmış reklam yapıyor. nasıl olur bu?" demek gelmeyen sayın büyük yöneticilerimize de sevgilerimi iletirim.
yaşanan olaylardan sonra muhtemelen "ulan şerefsizler düne kadar, abi götünün yağını yiyim bana kilo verdir, diye yalvarıyordunuz hepiniz" şeklinde düşünce baloncuğuyla gezinen insan.
kendisi genel cerrah olan ama bunu kimsenin bilmediği şahsiyet.
19 yaşındaki kızı açlıktan öldürmüş diyetisyen. allah belanı versin, insan insana bunu yapar mı ?
harcanan adamdır. bu adamı savunmayacağım, basının yansıttığı kadarıyla savunulur tarafı yok, ancak tekrarlıyorum basının anlattığı kadarıyla. bir iş var bu için içinde. bir de olaylara gösterdiğimiz ikiyüzlü tepkiyi düşünün. hani ölen 18 tane çocuk vardı bir ara, sahi ne oldu onlara?
Yıllardır işletiği yerin ruhsatsız olduğu daha yeni anlaşılan adam! Burası Türkiye; beni şaşırtabilecek bir haber henüz yapılamadı. Ruhsatı olsa belki biraz afallardım .
ne oldugu belli omayan diyet uygulamasi yapan doktor.
kendini kont ilan etmiş ortopedi doktoru.
19 yaşındaki kızın ölüm olayından bir kaç yıl önce yabancı bir turist, kendi merkezinde can vermiştir.
internet sitesinde yer alan

''klinik ortamda zayıflama yönteminin türkiye’de ilk uygulayıcısı, 1985’ten beri hastalarımı klinikte tedavi etmekteyim, şimdiye kadar kliniğimde zayıflamayan veya sağlığı bozulan tek kişi görülmedi”

iafadeleri yüzünden 60 bin tl ceza alan şahıs.

lan internet sitesini boş ver, hala mı aynı işi yapıyor bunlar. çok değil üç beş ay önce bir kadının ölümüne sebep olunca türkiye ayağa kalkmamış mıydı bunun için?

onu da unuttuk di mi?

http://tinyurl.com/ycaohjd
kliniğinde ölen genç kız için ''zaten ölecekti, kaderi bu'' şeklinde bir yorum yapabilmiş kilo tüccarı. el insaf be, el insaf.
kızı dahil lazx isimli korkunç yan etkileri olan ilacı kliniğindekilerin üzerlerinde 'deneyen' şahıs. arkadaşımı hipotiroid ve taşikardi sahibi yapan şahıs.

son olarak 'zaten ölecekti' demiştir, kliniğinde 45 günde 14 kilo veren dila kurt için.
kanun önünde şarlatanlıktan yargılanmıştır.

tababet ve şuabatı sanatlarının tarzı icrasına dair kanun da şarlatanlığın yeri var, gg değildir.