bugün

her ne kadar müslümanlıkta misyonerlik yok denilse de bilinen birçok örnekleri hayatta görülmektedir. faaliyetleri üniversiteye hazırlanan öğrencilerden başlar üniversite bitene kadar devam eder. bazı evlerde dini bütün eğitimli insanlar körpe beyinleri üniversiteye hazırlamak amacıyla toplar bir yandan ders çalıştırırken bir yerden de beyin yıkamaya başlar, körpe beyin üniversiteyi kazanır fon sağlanır, burs verilir, dayalı döşeli ev tahsis edilir ve misyonerlik başarı ile sonuçlanmış olur. eğitimli genç iş alanlarında nesilden nesile süren misyonerliği devam ettirir. son zamanlarda faaliyetler daha genişlemiş misyonerler tatil yörelerinde ki oteller de animatörlük dahi yapmaya başlayıp faaliyetlerini daha geniş alanlara yaymaya çalışmaktadırlar.
(bkz: her 350 kisiye 1 cami her 780 kisiye bir imam) *
müslüman alperenlerinin gittiği diyarlarda, farklı inanıştan farklı etnik kökenden farkli milletlerden olan insanlar asırlarca birarada yaşamıştır. hiç biri asimilasyona uğramamıştır, hiç biri dilini, örfünü, kimliğini kaybetmemiştir.

oysa hristiyan misyonerlerine kulak verip de gözlerini kapayanlar, gözlerini açtıklarında ellerindeki toprağı onlarda, onların elindeki incil'i de kendi ellerinde bulmuşlardır.

'sana tokat atana diğer yanağını da sen çevir. ' telkinleriyle, köleleştirilip anasını, atasını katledenlerin hizmetine koşulmuşlardır.

bugün için ise, dünyanın dört tarafında islamı yayanların en çok dikkat ettiği, üzerinde önemle durduğu noktalardan biri şudur: önce kendi ülkenize faydalı olacaksınız denir, önce kendi ülkenize.
alperenlerin eğitiminden geçen öğrenciler ülkesinden iğrenmez, halkını küçük görmez, batıya köpek olmaz...

alperenler, islamın kurtuluş yolu olduğunana inandığı için bütün insanları kurtuluşa ulaştırma derdindedir. misyonerler ise dini kullanarak, batının siyasi hakimiyeti eline geçirmesine yol açabilme peşinde koşarlar. (mutlaka iyi niyetlileri de vardır içlerinde, fakat tarihi seyre bakarsak durum budur. )