bugün

gecenin kör yarısı, açmakta zorlanılan gözlerle, peronları otobüslerin yıkandığı sularla her daim ıslak, kasvetli bir dinlenme tesisinde, ilk iş yarı uykulu vaziyette işenip suratsız garsonların sunduğu ve içilmesi allahın emri olan acı çay eşliğinde zehir zemberek iki sigara da patladıldıktan sonra, birbirinin kopyası beş-altı otobüs içinde içgüdüsel olarak birine yönelip kararsız adımlarla binmek, otobüsün içinde tanıdık bir sima, bir işaret aramak, bulamamak, kahrolmak...
-pardon muavin bey ben öbür keklerden istiyorum.
-hangi öbür kekler?
-ene..
bunun yanı sıra bir de yanınızda oturanın yanlış otobüse bindiğindeki tedirginlik anı vardır ki sormayın gitsin. uyaramazsınız da. "şşt nereye lan yannış otobüs geri dön a kü" gibi cümleler kurmanız olasıdır. nevşehirden metroyla istanbula gidiyorsanız da bolu tüneline yarım saat kala girersiniz bu tribe. bir de çok matahmış gibi sefer sayısı veriyorlar ya kötü metro otobüslerine çok gülüyorum.
korkudan otobüsten inilmez, çiiş tutulur, sidik torbası patlama noktasına gelir, bilumum içecekler işerim korkusundan alınmaz, ama kaka olmadığı için yiyecekler yenir. ikinci molada herşey göze alınır ve inilir. 15 dakikada sigara içmeye zaman kalmaz çünkü sıçık ve çiş öyle birikmiştir ki anca boşaltım yapılır.

not:(her otobüs yolculuğunda yaşanmışlığı vardır)
ben koltuklardan tanımaya çalışıyorum efendim, hatta kendi koltuğumu tanıyayım diye kitabımı bırakıyorum koltuğuma.
mola gecenin bi vakti verilmiş ve uykudan uyanıp molaya gidilip sonra tekrar uyuklamaya başlanmıştır ki olay ortaya çıkar...
gözleri kapalı iken
-ulan doğru otobüse mi bindim acaba?
açar gözleri bakar etrafa ve fakat herkes iki saniyede uyku moduna geçmiştir
-ulan hiç uyanmadım mı ki acaba?
-abi şimdi muavini de uyandırmak olmaz ki!
-yanımdakine de hiç dikkat etmemişim...
15 dakika sonra yandan geçen otobüse bakarak...
-aabi hepsi mi aynı model bu otobüslerin ya
-yolun gidişini bi seyrediyim bulurum iki dakkaya şimdi hehe...
-amma dağlık yol lan burası, her yere gider bu patika.
-muavin bey!!!
ilk izmit-izmir yolculuklarında başıma gelen durumdur. o zamanlar daha küçüğüm 13 yaşında falan ama tek başıma da yolculuk yapabiliyorum:) bu durumla karşılaşmamak için otobüsün önündeki numarayı, plakayı, muavinin tipini ezberlerdim.
otobüste bir keskin karakter kestirilir,o insan referans alınır.
yolculardan birinin kesin olarak teşhis edilmesiyle sona eren stres.
otobüsün plakasına bir kez göz atmak, insanı bu stresten kurtarır.
sırf yanlış otobüse binmek korkusuyla inince plakaya baktığım gerçeği.
molada otobüste kalarak oluşması engellenebilecek strestir.
plakaya bakmayan insan olayı.
her seferinde başıma gelen olay. artık otobüsteki bazı göze batan ayrıntıların ezberlenmesiyle doğru otobüste olduğumu anlayabiliyorum ancak.
(bkz: akıl sağlının yitirilebileceği durum)
otobüse yürürken de hissedilir bu.
özellikle 33 otobüsün sığdırıldığı gölcük vapurunda, sigara molası dönüşünde hissedilir. kapıdan içeri girilir. zifiri karanlıkta osuruk, ter ve taşak kokusu karışımı koklanarak koltuk aranır. insan o kokuya nasıl alışıyorsa içerde.
yanınızda ki koltuğa çenesi düşük biri oturduğu ve yol boyunca car car car konuştuğu için molada da sizi yalnız bırakmayacaktır. onu takip edin yeter. bu kişinin yanınıza oturma olasılığı yüzde 75 tir efendim. hala o çenesi düşük sizin yanınıza oturmadıysa şanslısınız gidin milli piyongo bileti alın.
inerken otobüsün plakasına dikkat edip plaka noyu akılda tutmak en rahat çözüm yolu olan haklı bir strestir.
ister plakaya bakılsın, ister otobüsün ayırt edici bir özelliği olsun da ona bakılsın illa ki yaşanan stresstir. ha kimisi çok uzun yaşar kimisi bir kaç saniye yaşar ama muhakkak yaşar. hele de aynı firmanın otobüsleri yan yana duruyorsa.
mala dönüşme durumudur. yolculara ve şoföre bakarak sağlama yapılır.
nilüfer turizm ile istanbul-izmir arası yolculuk yaparken, bursa otogarın da mutlaka yaşanan bir durumdur.
insanın ömründen ömür götüren, hayattan soğutan strestir.
otobüste laptopunuzu bırakıp molada tuvalete gidersiniz, dönüşte aynı firmanın başka bir otobüsüne binip laptopu koltuğunuzda göremez ve korkudan zıçarsınız. sonra anlarsınız ki yanlış yerdesiniz. doğru otobüse binip de kıymetlinisssi görünce içiniz rahatlar ve bir daha molada inmeyeceğinize yemin edersiniz. yine aynı haltı yaparsınız.

(bkz: bir arkadaşın başına gelmişti)
Genelde bakılır: önündeki koltukta oturan adam var mı diye? Ya da bakarsın plakaya aynı mı diye.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar