bugün

Kafese konulan bir bir kuşun belli bir süre sonra tutsaklığını özümseyip,özgürlüğü hatrına getirmemesi gibi;modern insanın da belli bir süre sonra yalıtılmış hayatı benimseyip özgürlük duygusunu kaybettiğini farketmemek elde değil.Artık hepimiz kafes kuşları,akvaryum balıkları gibiyiz.Bıraksalar uçamayız ,yüzemeyiz.
1700 yıllarındaki tanımı:
sıçtıktan sonra kıçını silen insan.
2200 yılındaki tanımı:
sıçmayan insan.
rahat insandır. hayatını devam ettirmek için gereken temel ihtiyaçları dert etmesine gerek kalmamıştır. yemek, barınma gibi ihtiyaçları hiçbir zaman ölümcül seviyeye düşmez.

burda "modern insan" ile modern toplumdaki modern insan arasındaki farka girmek lazım. calvin klein donlardaki erekte olmuş uzuvlar değil insanı modern yapan. refah içindeki, huzurlu bir toplumdaki insan modern insan.

bugün, "bilgi çağı"nda afrikada insanlar aç. "modern insan" 400 dolara içtiği şarapla gelip medeniyet dersi vermekle meşgul olunca kalkan ama kusamayan mideler, dünlerin bugünlerden kötü olmadıklarını akıllara çakmaktan başka bir şey yapamıyor.

iyi yaşayın.
kendi kişiliğinden, örf ve adetlerinden ödün vermeden çağa ayak uydurabilen insan. yaşamak ve yaşatmak için...

modernliği sadece "avrupa'da" olmadığını bilir. özenti değil, özgün olabilendir.
toplumun saptırılmış normlarına körü körüne bağlanmayan, inandığı yoldan dönmeyen ve özgün bir düşünce tarzı geliştirmiş insan.
türk toplumunun çoğunluğunun bildiğinin aksine, ne yaptığını bilen hep bahsedilen o ince çizgi'de denge sorunu yaşamadan yaşayabilen insandır.
toplumsal, dinsel ve sosyal bütün öğretileri düzgün bir şekilde yerine getirendir.
güzel batı'nın insancıl ve kültürel değerlerini benimsemiş insandır.
modern insan avını en kurnaz şekilde avlayan mıdır?
ya da bir zamanlar, doğan kızlarından devrinde yaşayan herkes gibi utanç duyup onları toprağa diri diri gömen midir?
veya vaftiz edildiği suyla kutsanmış kalabilmek ve günahlarından arınmak için bir ömür boyu duş almamak, banyo yapmamak mıdır?
belki de çok iyi at sürmek, en hızlı kılıç kuşanmaktır?
bundan yüz sene önce fransızca biliyor olmaktır, bugün mutlaka ingilizce bilmektir?
kim bilebilir ki?
1998'de windows 98, 2007'de vista kullanmak mıdır? live messenger'a geçmek midir?
görüntülü cep telefonu kullanmak mıdır veyahut da aborjinler gibi telefonsuz iletişim kurabiliyor olmak mıdır?

herhalde olsa olsa değişkenliğini bu kadar kanıtlamış bir kavrama fazla kafayı takmamaktır...
yaşadığı evin içine sıçan insan. ama hijyenden de dem vurur. ulan sıçayım sağlık anlayışınıza be.
bu kadar çok çeşitliliğin arasında sıkıcı ve renksiz olabilmeyi başaran günümüz insan profili. elbette burada kastettiğim modernlik, batılı olmak değil; 21. yüzyıla ait olmaktır.

hayattan beklentisi adeta wonderland' de yaşıyormuşcasına sürrealist olan modern insan, wonderland' in de bir elektrik sayacı olduğunun bilincinde olacak kadar realist bir duruşa sahiptir. bu sebeple seçme şansları pek azdır. zira birisi sayacı mühürlerse, wonderland' de olmalarının hiç bir anlamı olmayacaktır. ki bazen wonderland' in bile, mutluluk getirip getirmeyeceği konusunda şüpheye düşmektedirler.

mutlak mutluluk gibi bir hayalin peşinden koşarken kaybolmuşlardır. mutluluk mutlak olduğu vakit, işte onun adı mutluluk olmaz. hatta nietzsche' nin dediği gibi, "tanrının günaha girmesine izin verilmiyor." ve bu yüzden o öldü. işte mutluluk da aynen böyledir ve zaten çoğu zaman tanrıyla bağdaştırılandır.
bu entry modernite eleştirisi niteliği taşıyabilecek kapasiteye sahip değildir. dur dur, postmodern, deteminizm, leviathan. heeh, ne kadar sığ olduğumu anladın sen de artık.

modern insan, yorulmamak için her şeyini verir.

köpük sabun kullanır, ellerini yıkamaya üşenir.

modern insanın zamanı kıymetlidir.

fast food yer, kapsülle doyabileceği günlerin hayalini kurar. odasında müzik dinlemez, yolda tüketir. fotoğraf makinası taşımaz, cep telefonun pikseline güvenir hapsederken anılarını.

modern insan, tam bir iletişim uzmanıdır.

karşısındakinin yüzünü görmeden, yüz yüze olduklarından daha iyi iletişim kurar. ve bu gerçekten manyaklıktır.

modern insan.. modern insanın ben taa amına koyim!
sosyolojide modernleşme kuramına göre modern insan alex ingeles tarafından şu şekilde tanımlanmaktadır.

i- yeni deneyimlere hazır, yenilik ve değişime açık olmak
ii- yalnız kendi yakın çevresinde değil, onun dışında da bir çok sorunlar ve konular hakkında kanaatler edinme ve taşıma eğilimindedir. çevresindeki tutum ve kanaatlerin çeşitliliğinin daha farkındadır. bu farkları korkusuzca kabullenebilir ve onlara otokratik ve hiyerarşik şekilde yaklaşma ihtiyacını duymaz. ne iktidar hiyerarşisinde kendisinden üstte olanların kanaatlerini otomatik olarak kabul eder ne de kendi altındakilerin kanaatlerini otomatik olarak red eder.
iii- geçmişten çok bugüne ve geleceğe yöneliktir.
iv- planlama ve örgütlenmeye yöneliktir ve bunlara ilgi duyar; bu tür faaliyetleri, hayatı düzene sokmanın bir aracı olarak görür.
v- insanın amaç ve hedeflerini gerçekleştirebilmesi için, çevrenin egemenliğine girecek yerde, o çevreye egemen olmayı öğrenebileceğine inanır.
vi- dünyanın tahmin edilebilir olduğu, çevresinde kurumların ve diğer kişilerin yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirecekleri konusunda daha çok güven besler. ona göre davranışları kader ve kapris belirlemez.
vii- başkalarının haysiyetinin daha çok bilincindedir ve başkalarına saygı gösterme eğilimi daha güçlüdür.
viii- bilim ve teknolojiye daha çok inanç duyar.
ix- dağıtıcı adalete, yani ödüllerin kaprise ya da kişinin özel niteliklerine göre değil, yaptığı katkıya göre dağıtılması gerektiğine inanır.
Allah'a inanmayan, içki içen, karı s.ken insandır, kıh kıh:)
20 milyonluk deneyim ve entelektüel birikim üzerine konan, materyalist helezoninin son tangosu.
Sentetik insan. Teknolojik ve endüstriyel alanlar genişledikçe insanların idrak alanları çoğalmış ve kontrol dışına çıkmıştır. insanlar kontrol edemedikçe ezbere (sentetik) davranışlar geliştirmiş doğallıktan uzaklaşmıştır. ilişkileri de bundan nasibini almıştır. bu durum insanların tatminsizliğiyle beraber acı çekmesine sebep olmuştur.
şurada~`http://www.ananzaa.com/modern-insanin-maceralari-i/`~ maceralarından bahseden insandır.
yapmacıklığını normal sanan aptal insan.
bağımsizlığın en büyük değer olduğunu bilen insandır.
modern insan -ki modern insandan kasıt, günün belli saatini dışarıda geçiren, ortalama sürede televizyon izleyip, ortalama sürede internete giren insan- günde 4000 adet reklama maruz kalmaktadır.

4000 reklam. bir insan 18 yaşına gelene kadar ortalama 350000 adet reklam izliyormuş. reklamlar modern insanın yaşantısını gözardı edilmemesi gerekecek kadar beynimizi sulandırıyor. şu an mesela bayanların çoğu biskrem daha sağlıklı ve kendilerine daha fazla lezzetli gelse de biscolata yiyor. erkekler boxerını bile marka almaya çalışıyor. tamam parası olan marka giyinsin tabi de, şöyle bi durum karşımıza çıkıyor:

boxer'ının tamamını eğer cinsel tercihin farklı değilse bir kız ilişkiye girmeden önce görecek. yatağa attığın kızın marka boxerını görmesiyle ilişkiniz daha da iyi gideceğini, sana daha da aşık olacağını düşünüyorsan, yanlış giden bir şeyler var. ama dersen ki boxer'ım soyunmadan da gözüküyor diye marka giyiyorum, o zaman sen kasıklarının üstünde reklam tabelası taşıyan bir insansın.

yani tüketim toplumu olduk deyip yüzeysel bir şekilde konuyu es geçerek yaşantımıza devam ediyoruz ama, ulaşılan ve daha da gidilen ciddi bi nokta.

modern insan, son kullanma tarihi olan bir ürün olmuş durumda. özelliği ürünün aklının olması. kendisini diğer modern insanlara nasıl pazarlayacağını düşünen, ona göre giyinen, parfüm sıkan, yiyip içen... *
metroya binen insandır. dolmuşa binen değil. damarlarında asil serin bir kan dolaşır.
asgari ücretle çalışıp ıphone 4 alabilen insandır.
defosu 15 yaşındayım ama hepinizden üstünüm olan insandır.
psikolojisiyle, geliriyle, gideriyle, giydikleriyle, iyiliğiyle, kötülüğüyle, telefonuyla, bilgisayarıyla, bilimum teknolojik araçlarıyla, aşklarıyla, cinselliğe bakış açısıyla, konuşmasıyla, moda algısıyla, hobileriyle, siyasi görüşüyle, arkadaş ve akrabalık ilişkileriyle, tatilde tercih ettiği yerlerle, mizacıyla günümüzde dünyanın ortalamasını tutturan insandır.
"Bizim neslimiz Büyük Depresyon'u ya da Büyük Savaş'ı hiç yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız"
repliğini yaşayan, yaşatan insandır.