bugün

entry'ler (516)

uludağ sözlük

öyle bir yer ki; entryleri okuduktan sonra beğendiysek haliyle sonunda nicke de bakarız ve hızlıca okurken o nicki bir daha gördüğümüzde o entryi özenle okuruz. zamanla okurun kafasında en az 5-6 nick yer eder ve onların entrylerini daha bir özenle okur. heh işte burada o yok. bir entrysini beğendiğiniz yazarın, bir başka gün bir başka entrysine bir daha denk gelmek mümkün değil.

yani haftada 300 yazar alınıyor eyvallah da, ne yazılıyor abi bu sözlüğe? ben daha okuyamadım mesela, bir uludağ sözlük kavramı yer etmedi kafamda. yani düşünün siz bir gazete alıyorsunuz ve her gün köşe yazarları değişiyor. yahu böyle olsa kim alır o gazeteyi? veya karikatür dergileri her hafta karikatüristlerini değiştirse, o bile takip edilmez. yani yaz-boz tahtası derler ya, he aynen öyle şu an. herkesin popülerliği de, yazarlığı da vs. 1 hafta bu sözlükte. ertesi hafta yeni bir kafile geliyor ve her şey baştan başlıyor.

gençler çok sorguluyorlar çok düşünüyorlar

öyle bir nesil yetişti ki, en basitinden sözlüklere bakıldığında; bu iddianın arkasının ne kadar boş olduğunu göreceksiniz.

bakıyorum yeni nesil, bilgi çöplüğü forumlardan 3. 4. ağızdan edindikleri yarım yamalak bilgilerle, asla birinci ağızdan okumadan, araştırmadan; her konu hakkında, öyle bir ahkam kesiyor ki, sanırsınız aylarca bu işin üzerine bilimsel araştırmalar yürütmüş. hakkında sadece en fazla 4-5 paragraflık yorum okuduğu bir konuyu, körü körüne savunuyor ve kesin gerçeklik addediyor. bakın her konuda ama; siyaset, bilim, din, felsefe, sanat ne ararsanız.

elbette bunun en büyük sorumlusu pek sevgili özal' dır. bu mutant nesil, şüphesiz ki onun eseridir. ancak ayrıca türk toplumunun, dogmatizme yatkınlığı da buna zemin teşkil etmiştir. şüphesiz ki bu temelde, reform sürecini yaşamamış bir inanç sistemi en büyük etkendir. yani bakıyorum gençlere, bu kafa yapısıyla en fazla 10 yıl sonra yok olacaksınız lan. böyle bir cahil gençlik gelecek vaadetmiyor. bakın kişi çok okumuş da olabilir, hatta oxford bitirmiş olabilir ama önemli olan düşünce sistemidir. fikirlerin veya birikimin ne olursa olsun, bilimsel düşünceye sahip değilsen koca bir bilgi çöpüsündür sadece.

şöyle bir aynaya bakın canlarım. neye benzediğinize bakın. ikinci cümlesinde ilk cümlesini çürüten bir nesil oldunuz. ve elif şafak efendi de çıkıyor, vay bu gençler çok ilerici, vay bu gençler olağanüstü diye müşterilerini pohpohluyor. avea reklamlarındaki gençliği size tercih ederim, açık ve net.

bayan yazarlara asılan modlar

(bkz: moderatöre iş atan kızlar ortaya çıksın)

trt

(bkz: trt nin özelleştirilmemesi)

ben bölümüne eklenebilecek muhtemel yeni buton

- son cevapsız çağrıları
- son kalesi
- son sigarası
- dur filmin sonunu anlatma
- do re mi fa son
- son ingilizce erkek evlat demek
- yazarın son nefesi
- son 48 saati
- shon xd
- son aryum

ben butonuna fihrist eklenmesi

cep telefonu olmayan yazarlar için, oldukça faydalı bir yenilik olacaktır. şimdi elbette aramızda fihristin ne demek olduğunu bilmeyen 7-b' liler var. onlar için gelsin;

(bkz: fihrist)*

ayrıca yazarlar arasında, ileri zamanlarda ben butonuna eklenmesi beklenen özelliklerin;

- son izlediği filmler
- bu son artık dedikleri
- yolun sonu
- son - erler film
- son dakika
- moonlight son ata
- kül tablası
- ütü masası
- cinayet masası
- saç/sakal

olduğu duyumlarını aldık.

edit: son editlediği entryler butonunu test ediyorum. sakin.

yazar oldunuz

birkaç günde binlerce kişiye ulaşmış maildir. içindeki linke tıklandığında sizi; aktivasyonu yapılmış, tozu alınmış, kahkülü düzeltilmiş, muzu soyulmuş cillop gibi uludağ sözlük yazarlığına yönlendirmektedir. hatta ilk 10 yaran entryi sizin adınıza girmektedir.

genellikle bahar aylarında naked girl in your country bannerinin yanında beliren küçük kutucuğa tıklandığında, bu mailin otomatik olarak adresinize geldiği rivayet edilmektedir. serverin altı erenler diyorlar vallaha.

yokuş aşşağı yuvarlanan yazar kalitesi

şunu anladım ki, yazarlar bu olayda en az suçlanacak kesimdir arkadaş. sözlük yokuşsa, yazarlar ne yapsın? aşağıda okuyacağınız olay tamamen gerçektir. ancak kişi adları tam bir istanbul beyefendisi olmamdan mütevellit, gizlenmiştir. ve bu sebeple, kişilerin tespitini zorlaştırmak adına entrylerdeki esası bozmadan bazı bölümler değiştirilecektir. misal esası "mavi rengi çok seviyorum", modifiyelisi "kırmızı rengi çok seviyorum".

çaylaklık entryleri;

- isveçli olarak bastır isveççççççççççç. iyi olan kazansınnnn
- on birinci olay beni yardı. çok komik üye olabilirsemmm bende böyle komik bir olay yazarım inşallah.
- evet ya, şarj ediyosun gerekmediğinde duruyor, işe yaradığında bitiyor.
- ütteki arkadaşın dediğine tamamen katılıyorm.
- isveçin hakkıyla kazanacağı maç olacaktır tabi inşallah jorgensen oynar ya.

sözlük üzerine uzun uzun yazdığım entryler aklıma geldi ve ne denli gerizekalı olduğumun farkına vardım. o entryler, çaylakları yazar yaparken ne yazdığına bakan sözlük için geçerli olabilir ancak. pek özen gösterilmediğini biliyordum ancak şu tablo kahretti lan beni. kim bilir belki büyüyünce pırıl pırıl troll olurum ben de. ötesinde işim olmaz artık. sevgili sözlük kızları, size de ayıp olacak ama ne yapalım; kader.

bluevelve ve cool adam üzerinden dönen sözlük

(bkz: sözlüğün zavallı yazarları arasından sıyrılabilmek)**

bluevelve ve cool adam üzerinden dönen sözlük

her gün, "bluevelve nin bim den kondom alması" "cool adam ın bilet sırasında görülmesi" şeklinde başlıkların; artan bir grafikte seyretmesi ve sanal roller üzerinden bu kadar muhabbetin dönmesi gariptir, yazıktır. ve bu sözlük, uludağ sözlük' tür. bahsi geçen yazarlarla hiç bir sorunum yoktur ve mevzu onlar değildir.

tamam elbette bu tür şakalar güzel şeyler, ancak bunun da bir üst sınırı vardır.

bluevelve adına açılmış başlıklar: 189
cool adam: 98

çoğu da kalemleriyle ilgili değil. genelde şu minvalde;

cool adam ın patates soyması
bluevelve nin türban iğnesiyle (bluevelve nin türban iğnesiyle parmağındaki kıymığı temizlemesi)*
cool adam ın kel başa şimşir tarağı
bluevelve nin ikinci ayakta ne gelir aga demesi

bu mu lan? başlıklarla-gülüyoruz.com' mu burası? buna saatlerce devam edebilirim yani bu mu? başlıkta basit şakayı verdik, altına şöyle şöyle olmasıdır diye başlığın aynısını sadece "olmasıdır" ekleyerek kopyaladık, sonra da yazar olduk öyle mi? vay efendim ondan sonra sözlük kızlarıyla niye sevişemiyorum, niye bizle dalga geçiyorlar? bırak milletin nickiyle otuzbir çekmeyi de, yazarlık yap önce. oyun hamuruna çevirdiniz sözlüğü.

yani formata yazarlık şartı olarak koyulan 20 tanım entry girmek, 20 okuma fişi getirmek diye değiştirilmeli. ayrıca aslında format bölümünde elektrik faturası arkasındaki maddeler yazıyor lan. okudum dün, bildiğin kopyala yapıştır yapmışlar.

dolar burcu erkeği

hayatı olumlu ve ılımlı bir perspektiften yorumlayan, kadınlar üzerindeki etkisi tartışılmaz olan erkektir. her girdiği dükkanda, bindiği takside yönelttiği yegane soru cümlesi; "pardon dolar bozabilir misiniz?" olur.

işte kadınlar da, diğer burcu erkeklerin ortamda en fazla;

"abi gündüz açsan?"
"ya sezon sonu değil mi bunlar?"
"usta al şu 10 kaadı taksimetreyi hiç açma olma mı?"

şeklinde varolması sebebiyle, dolar burcu erkeğine biraz daha sempatiyle yaklaşmaktadır. zira dolar burcu erkeğindeki yüksek marjinalitenin etkisi ve herkesin pasifize olduğu ortamlarda dahi müdahaleciliğinden ödün vermemesi sebebiyle, onların cazibesine kapılmaları, onlarla birlikte varolmaları an meselesidir. dolar burcu erkeği, kadınların en uzun topuklu ayakkabısıdır. topukluyla atılan en sert adımlar dahi, zeminde dolar burcu erkeğinin "pardon dolar bozabilir misiniz?" sorusu kadar ses çıkarmaz.

atletik, zeki, çevik, anlayışlı, sadık, mert, dost canlısı, otomatik camlar, bayandan temiz yani kısacası bir insanın olabileceği her şeydir o. yakın dostlarına kanko, kanka, bro gibi bayağı hitaplarla seslenmezler. benjamin veya benj, yöresel şivesi varsa benjo şeklinde seslenirler. kadınlar için onlar, onyüzbinbaloncuk gibidir. öyle severler. aşkın nirvanasıdır dolar burcu erkeği.

tecavüzcüye yapılacaklar

uludağ sözlük yazarlarına teslim etmek. hepsi usta işkenceci mübarekler. ki reelde çoğu sıçtığı boktan korkar orası ayrı.

cikarinbeniburdan ve salca moderatörlüğü bıraksın

--spoiler--
salca: 3 nisan 2008'de moderatör oldum, kendimi bildim bileli bu arkadaşın zerre işe karıştığına şahit olmadım, sadece bilgilerine tıkladığımızda görünen şey "birinci nesil moderator" olduğudur moderatörlüğüne dair bildiğimiz. arkadaş, yapmıyorsan, yapamıyorsan, ilgilenemiyorsan bırakacaksın. yine birebirde tanımadığım, konuşmuşluğum olmayan biri. muhtemelen kendisi trt'ye kapak atarak 40 sene çalışıp gençlerin önünü tıkayanlara sövüyordur özel hayatında. fakat pratikte uyguladığı, o trt sabunluklarından ve taşralı bir makam sevdası anlayışından başka bir şey değil.
--spoiler--

(bkz: uludağ sözlük yönetiminin siklememe problemi/#5148465)

açıkçası etkin olmayan bir moderasyon, sözlüğün şu hal ve gidişatına dolaylı da olsa katkıda bulunandır. işte ispatı yukarıda. kaç ay önceden aynı şeyler dile getirilmiş yani bu yeni bir şey değil. işte bu sebeple ciddiye alınması gereken bir istektir.

hiç kimse olayı kişiselleştirmemeli ve tamamen objektif bir şekilde şapkasını önüne koyup düşünmeli. mevzu hiç kimsenin insanlığı veya dürüstlüğü, zekiliği, çevikliği değil. bu bir teknik mevzudur. ve açıkçası yazar sayısı 15000' leri geçmiş bir sözlükte, aylardır istatistiklerde 1000' i görmemiş bir moderasyon üyesi, artık sırıtmaktadır. moderasyon etkinliği anında müdahaleyle doğru orantılıdır. siz anında müdahale etmezseniz açıkçası kimse sizi siklemez. ki bu kaç defa yaşanmış.

başka platformlarda moderasyon işini profesyonel kadroya devretme, paralı bir iş haline getirme önerileri üzerinden tartışmalar dönerken; uludağ sözlük' te adeta lakayıtlığın sınırına gelinmiştir ve açıkçası sözlükten soyutlanmış, gelişmeler bölümüne hapsolmuş bir hal almıştır. ki o yerlerde yeri gelmiştir yazarlar, moderasyona herkesin içinde geri adım attırmıştır.

hiç kimseyi tanımam, hiç kimseyle uzun soluklu muhabbetim olmamıştır. sadece istatistiklere, sözlüğün durumuna ve kalemine güvenilen yazarların geçmişteki sitemlerine bakarak fikir ortaya koymaktayım. ve her şeyi moderasyondan bekleyen, hiçbir şey yapmadan aman sözlük elden gitti diyen bir kafa yapısını en başından beri reddettiğimi söyledim. ancak iş boyut değiştirmiş, artık yazarların müdahale veya katkı şansı kalmamıştır. sol frame adeta kara delik misali işlemektedir. kaliteli başlık açtın, kaliteli mevzulara değindin eyvallah ancak sol frame işgal süren 2-3 dakika. ve bu yüzden çoğu yazar okumuyor, okuyamıyor, yazmıyor, ciddiye de almıyor.

açıkçası bu entryde ciddiye alınacağımı düşünmüyorum ve esas nokta budur. bu kadar yoğun ve aynı frekansta eleştiriye hala sessiz kalınması normal bir olay değildir. şu mevzuda bu denli ketum davranan yönetim kadrosu, haiti reklam vs. olayında adeta soru cevap kıvamında eleştirilere karşı durmuştur. demek ki varsınız ve demek ki okuyorsunuz. çok net söyleyeyim, uludağ sözlük' ün bir üst evresi inci sözlük' tür. ve görüyorsunuz işte, inci sözlük çok mu popüler? ilk günlerde 45 online vardı, şimdi hala en fazla 150 online oluyor. yani şunu demek istiyorum, ne kadar çok yazar; o kadar çok yazar demek değildir. siz 100' er 100' er alırken; bir taraftan da 40 50 60' ar diye artan bir oranda terk edişler yaşanıyor. zemin kaygan çünkü. boşa akan bir musluk misali, yani havuz asla dolmuyor ve kimse yüzemiyor.

ekşi sözlük paradoksu

ekşi sözlük' te çaylak sırasının 40000 lere vurması ve sırası 5000' den fazla olan yazarların, hala ekşi sözlük' ü talep etmeleri sonucunda ortaya çıkan paradokstur.

şöyle ki; şimdi neden ekşi sözlük talep edilendir? kaliteli, entryler okunuyor, iyi bir vitrin vs. vs. evet, 5000 inci sıradaki bir çaylağın bu yönde düşünmesi ve talebini bu yönde sunması gayet normaldir. lakin, ondan sonrası için durum tam tersidir. düşünün, 15000' inci sıradaki adam yazar olduğu vakit, toplam yazar sayısı en az 30000' lere dayanacaktır.

şimdi 15000' inci sırada çaylak olan ve 2 yıl sonra yazar olacak kişi, eski fayda beklenti düzeyinde asla tatmin olmayacaktır. zira artık orası, hiç bir beklentisini karşılamayacaktır. zira 2 yıl önce çaylakken, tüm beklentilerini sözlüğün o anki hali üzerine kurmuş ve bu doğrultuda talep etmiştir. işte bu beklenen fayda-reel fayda farkı, kişide bir boşluk dönemi yaratacaktır. yani sözlüğü tüketemediği bir dönem. zira tüketeceği şey bu değildi. ve bu yüzden saygı da duymayacaktır.

ha bunları neden yazdım, uludağ sözlük' te hala ekşi' de 5000 üzeri sıra bekleyen arkadaşlar var biliyorum. ve burayı bekleme salonu gibi kullananlar. yazar olabildiğiniz vakit, asla ekşi sözlük sizi tatmin etmeyecek. asla kimse sizi okumayacak ve televizyona çıkarmayacak. hiç kimse sizinle sevişmeyecek. hiç kimse sizin hayranınız olmayacak. zira sizin gibi o kadar çok insan olacak ki, aynı hedefe odaklanmış binlerce insan. bu yüzden sizi hiç kimse talep etmeyecek.

uyanın artık. uludağ sözlük bir basamak değildir. zira bu mantıkla uzun vadede fayda noktanız sıfır. bu aynı; yazın susadığınızda ılık suyu içmeyip, bardağa doldurup buzlukta bekletirken, bardağın buzlukta patlaması gibi bir şeydir. işte sizin sonunuz da aynen bu olacaktır.

21 ci yüzyılda elektrik kesilen ülke

(bkz: 21 yüzyılda halen elektrik kesintisi yaşanması)

yokuş aşşağı yuvarlanan yazar kalitesi

düşüşü sadece "formatın kavranmamasıyla" açıklanamayacak olan kalitedir. elbette bizim insanımız okunması gereken şeyleri asla okumaz daha doğrusu, okumaz. misal ilaçların prospektüsünü okuyana dahi "kıl herif" muamelesi yapan bir toplumuz.

nedir kardeşim bu sözlük formatı? 5 dakika 10 tane adam akıllı başlık incelesen, hiç değilse ilk 20 entrynde saçma sapan "hebüüüüvee" profili çizmeyeceksin. ha gelelim eski nesil yazarlara. adamın 3000 entry, 1000 başlık, 300 de nick altı var ama hala "dedirten başlık" diye entry giriyor. yuh lan.

yani bir kaç yerde daha dile getirilmiş; açıkçası çoğu yeni nesil yazarın çaylaklık entrylerini okuyun, inanın o yazarlar 5. sınıf bir forum sitesine dahi alınmazlar. oranın moderasyonuna gösterin "hocu alalım mı bunu" deyin, sizi repleriyle boğar. zaten çoğu da dikkat çekmek adına bilinçli şekilde sikertiyor formatı, orası ayrı.

biliyorum bazı şeylerin siz de farkındasınız. bu paldır küldür yuvarlanmaya dur demek istiyorsunuz lakin; bu vasıfsız, vandal kitlenin elindeki en büyük silah sol framedir. onlara dair tek bir eleştirinizi gördükleri vakit, 0.22 ms gibi bir sürede sizi ikinci sayfaya atarlar. şüphesiz ki onlar hiç yılmayandır. kendi yazdıklarını dahi okumadan, sadece klavyeye bakarak sözlüğe yazanlardır. ve bu yüzden; artık bazı şeyleri dile getirerek, önüne geçme veya üzerine tartışma ortamı yaratmak oldukça zordur. ya örümcek ağı gibi o mevzuyu bkz' larla yok ederler, ya da sol framede vitesi boşa alırlar. öyle ya da böyle, sizi sikertirler.

bilmiyorum lakin söylendiği gibi zall' ın maddi kaygıları varsa ve sırf bu yüzden vites boşa alındıysa; bu kısa vadeli bir yatırımdır sevgili zall. 2 yıla kazancın sabitlenir ve zerre artmaz. zira sanal alemde firmalar için alternatifler çoğalıyor. ancak belli bir süre sözlüğe olan talebi kısarsan ve bu sırada vitrinin parlamasına fırsat verirsen, işte bu borulardaki tazyiği artıracaktır. hem kalite çıtası, hem de sözlüğe olan talep artacaktır. yani nedir bu sözlüğe "bim" muamelesi arkadaş? müşteriye göre raf mı dizilir? ayrıca bu; bugüne dek sempatiyle yaklaştığım zall' a, en net ve ciddi eleştirimdir.

trolllerin sözlüğün turnusol kağıdı olması

ironik olduğu kadar, ispatı sol frame olan durumdur. genelde iyi huylu yazarlar, kötü huylu trolllerin sözlüğe zarar verdiğinden ve hepsinin silinmesi gerektiğinden bahseder. ancak gizli trolllerden hiç kimse bahsetmez. işte troll yazarların açtığı agresif konular, iyi huylu yazarları bir bir afişe etmektedir. bilindiği üzere tümör, tümördür.

ancak şu da bir gerçektir, genelde troll başlıkları altında sağa sola söverek, formatı s-.kerek afişe olan gizli troller; aynı zamanda anket yazarlığı da yapmaktadır. yani aslında görünen köy kılavuz istememektedir lakin madem istiyor, şu vakitten sonra troll yazarları destekliyorum. tabi gerçek trolllerden, kopyala-yapıştır yapmayıp kalemi olan trolllerden bahsediyorum. iyi ki varsınız nur topları.

sözlüklerde troll yaratan geri zekalı tayfa

(bkz: troll yazarların sebebi celebrity kavramıdır)

banka reklamlarındaki genç profili

90' lar amerikalı genç profilinin tıpatıp aynısıdır. yarı hippi, yarı asi garip böyle ucubemsi; gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, karikatürize gibi de durmayan mide bulandıran profildir.

tamam elbette gençlerin büyük çoğunluğu cahil ve "anı yaşa" modundadır. ancak bu kadar da 90' ların gençlik dizilerinden fırlamışcasına sakil ve çiğ değiller arkadaş. en azından bu kadar ucube değiller lan. yani türkiye' deki reklamcılık sektörü artık iyice mide bulandırmaktadır ve klişelere boğulmuştur.

ekşi sözlük ün yazar alımı yapmamasının nedenleri

olumsuz etkileri vs. her şey bir yana, bunun bir eleme sistemi olması ve iç işleyişe pozitif etkileri olmasıdır. yeni 10 entry dolduran bir çaylak; en erken 1 yıl sonra üye oluyorsa, bunun sözlüğe etkileri şunlardır;

- sözlükte formatı sabitleyebileceğiniz bir altyapı oluşturması:

misal bir un eleği düşünün. unu bir anda eleyemezsiniz. artıklar birikir ve yeni un dökmeden önce o artıklar çöpe atılır. ve bundan sonra yeni un takviyesi yapılır. ancak uludağ sözlük' ün en en en büyük problemi, sürekli bir yazar alımı mevcut olduğundan; un elekten artık taşmaktadır. yani o elek olsa da olur, olmasa da.

- yazarların otokontrol sistemini geliştirmesi:

yazarlar, hataları sonucunda siteden atılmalarının veya çaylak edilmelerinin ardından, bir daha siteye dönüşlerinin uzun zaman alacağını bildiğinden; yazdıklarını iki kere okuduktan sonra gönderirler. grafiksel olarak açıklayacak olursak; sözlükte kalmanın marjinal fayda eğrisi, sözlükte sıçmanın marjinal fayda eğrisinin üstündedir. ancak hemen bakıyoruz uludağ sözlük' e, adamın çaylaklığı 10 gün; yeni nick alıp sözlükte yazar olabilme süresi 5 gün. anlayan beri gelsin.

bu ekşicilik değildir. elbette ideal olanı gösterip, örnek alacağız.