kafaya göre yazılan her söze daha etkileyici olacağı düşünülerek imzasının atılmasından dolayı artık bir anlamı kalmayan isim.
M.E.B tarafından basımı yapılan Mesnevi isimli eserinde kurana aykırı ifadelerin ve Türk düşmanlığının kitaba sonradan eklendiğinin tespit edilmesiyle gündeme oturan Allah aşığı.

(bkz: ) Mesnevide Nifak Tohumları: http://goo.gl/h8ut8Y
bizi bilen bilir,bilmeyen kendi gibi bilir.
mevlana bir aşk ustasıydı. kırk yumurtayı bir sahanda kaynatıp tek yumurta etmenin sanatını elde etmişti. bir ney gibiydi, kendinden boşalmış ve sahib’inin soluğuyla dolmuştu. bir beşer beşeriyetinden ne kadar sıyrılabilirse, o kadar sıyrılmıştı kendisinden.
Icimden disimdan surekli tekrarliyorum;

Seni seveni zehir olsa yut,seni sevmeyeni bal olsa unut.
ne olursan ol gene gel diyen biri ama şemsle olan yakınlığı beni korkutuyor.
"Ne kadar zengin olursan ol, gökten bir yudum su satın alamazsın! Hakkın sana verdiği rızkla hiçbir zaman ahkâm satamazsın."

Bir düşünür.
Ey can;
kimseyi kırma.
Sözden ağırı yoktur.
Beden çok yükü kaldırır ama,
gönül her sözü kaldıramaz.

Demiş büyük gönül dostu.
aşırı maneviyatçı gördüğüm asigimiz.
görsel
hayatının hatasını konyaya gelerek yapan düşünür.
Memleketimi güzelleştiren bir zat, medeniyet ve hoşgörü şehri olarak anılmasına sebep olan bir zat.
bizi bilen bilir,bilmeyen kendi gibi bilir.
ne olursa ol yine de gel demiş ama geldiğin gibi gitmeee yani bi zahmet ..
Dili epey ağır olan yazardır.
En bilinen eseri (bkz: mesnevi)
#31589034
Çok korktugum bi insan. Hakkında düşünmeye ve söz söylemeye çekiniyorum.
görsel
hakkında bin bir türlü şayia bulunan; kendisine müstehcen hikayeler nispet edilen ancak bunun sonradan ekleme nüshaların tahrif edilmiş içeriğinin bir sonucu olduğu söylenen; incelenmeye ve okunmaya şayan olan, bu gün dahi etkili dinî kişilik.
Şişirilmiş bir balondur. Anadolu islamının peygamberi.
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, şair düşünce adamı ve mutasavvıf. Tasavvufta Mevlevî yolunun öncüsüdür.. Allah'a ve Şems'e olan sevgi ve bağlılığı ile bilinir..
Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım…

Ve ekler; “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım.

Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.

Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.

Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur…

“Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın.

En garibi de budur ya, “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın.
Eskiden hiç sevmezdim onu. Hatta hakkında atılan yalan ve iftiraların gerçek olduğunu iddia eder ve bu doğrultuda aşırı derecede eleştirirdim.

Bahti'nin esrar satan sahte peygamberi öldür sözü bana göre onun için söylenmişti.

Bir tasavvuf büyüğünü eleştirmek çok kolay be dostlar. Özellikle benim gibi yarıcahiller için.

Alırsın eline Divan-ı Kebir'i farsçadan çevrilmiş ve zaten bir imge, gönderme olan kelimeyi bağlamından koparırsın. Bu kadarcıktır işte.

bal olur zakkum
aşk olur korku
Düğün gecen olur ölüm gecen...

Mevlana'yı anlamak imkansızdı benim için. Çünkü zaten ben anlamıştım onu tersinden. işime gelen yerden.

Sonra... Uzun bir süre sonra... Yavaş yavaş dibe batarken, en dibe doğru sürüklenirken birkez daha karşılaştım onunla. Ve işin ilginci onun en çok eleştirdiğim beytiyle.

işte o zaman vicdan azabını tattım. Kendimin baştan aşağı yanlış olduğumu gördüm.

Körmüşüm kör. Küçücük bir metin bile bu kadar zıt anlamlar içerebiliyorsa ya koca dünya?

Gerçek sandığı her şeyin aslında bir şakadan ya da yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu kabullenmek zor gelir bir insana. Mevlana bu zoru haykırmıştır kendini kurduğu sahte dünyanın ilahı sanan nefsime.
Aslın da kendisi herkese ne olursan ol gel diyen birisi değildir.

Şeyh Tebriz ile yaşadığı olaylar sonrasında bu düşüncelere bürünmüştür.
Ondan öncesinde ise kibirli bir düşünürdür.

Sözleri oldukça güzeldir. Dini sadece şu günah veya bu sevap tarzı anlatmazlar. Sözleri, düşünceleri insana baya bir şey katar.
şeyh tebriz ile tanışması da bir tesadüf değil tefavuktur.

şu düşüncesi ne zaman dara çıksam çıkış payım oluyor.
ve kendi mantığımca yorumlayacağım.
halıysa sopa ile vurulmasının amacı tozlarından arındırmaktır dövmek değil.. Rabbim de bizi tozdan arındırır halbu ki nefsimiz bize vuruyor diye aklımıza üfler.
o üflemenin ömrü de saniyeliktir zaten... ömrünün 4-5 saniye kadar olduğunu bilmek lazım.
allah ın yoldan çıkmasını dilediklerinden. rica ederim önce bi kkuran okuyun sonra mesneviyi okuyun ne demek istediğimi hemen anlarsınz. adam bildiğin gitmiş. tüm o sapık hikayeleri geç aşırı ifadeleri atla. bu kitabı allah yazdı vahiydir diyor alenen. bu bariz küfürdür.