bugün

dogalgaz fatura ve sayaclari ile ankarali din kardeslerini öttüren melih'in seviyesizligin ne raddede oldugunu ve cok saglam terledigini gördügümüz tartisma , ama üzülemsi saglikli vucud terlermis tek temennisi o olsun...

bide harbiden nerde len kaç trilyon para ....
Kemal Kılıçdaroğlu'nu tebrik ediyoruz.Yolsuzlukla tek başına verdiği savaşında yine galip gelmiştir.Ak partinin kalelerini bir bir yıkmaktadır.Melih gökçek gibi bir insanın ankara'ya başkan olması utanç vericidir.
türk halkını kimlerin nasıl soyup soğana çevirdiğini çok iyi gösteren bir tartışmadır. tartışma aslında bugün hiç sevmediğim fransız halkının 1789 daki atalarını bir kez daha kıskanmama sebep olmuştur.
melihin *, kemal kılıçdaroğlu'nun balonunu söndürdüğünü iddia edenler haklı olabilir. şöyle ki, paralel evrende bir sapma olduğundan mütevellit, onlar başka bir tartışma izlemiş olabilirler *.
(bkz: terledi melih mendil getirin)
melih gokcek'in seri sacmalayarak kurtardigi durumdur. yani bir insan suclu olabilir fakat ust uste 50 sacma sapan konuyla alakasiz seyi bir arada nasil soyleyip de durumdan yirtma cabasina girer anlayamiyorum. hele ki sonlara dogru kendi kendine dinlenmedigi fakat surekli konustugu anlarda komedi filmine donen karsilasmadir.

dingir mir mehmet firat'in tutup elini opesim geldi valla. o derece bir kalitesizlik hakimdi. fakat melih gokcek'in klasik davranisiydi bu. herkesce bilinen. i. melih davasinda da emin colasan'i cildirtmisti. cok gulmustuk.

(bkz: seri sacmalamak)
melih gökçek'in kendi kendini bitirdiği karşılaşma.

kılıçdaroğlu: 150 dolarlık sayacı 300 dolar'a neden satıyorsunuz?
melih gökçek: kalanı ile ankara'ya yatırım yapıyoruz.
kılıçdaroğlu: ilk defa böyle bir yüzsüzlük görüyor böyle bir şey duyuyorum. kendi kaynaklarınız var. ankara türkiye'nin en çok kaynak alan belediyesi. üstüne üstlük devlete en çok borcu olan belediyesi. sizin yatırım yapmak için vatandaşı soymaya ihtiyacınız yok.

tartışma bu noktada bitmiştir. melih gökçek sonrasında sadece suyunu yudumlamıştır.
sanırım karı-kız muhabbetinden kaynaklanan bir tartışmaydı. bi bok anlamadım.
melih gökçek in açık ara kemal kılıçdaroğlunun eline verdiği karşılaşmadır, müsabakadır.
melih gokcek'in sahte belgeleri kemal kilictaroglu'nun eline verdigi karsilasmadir. sonra da kemal kilictaroglu durumu orjinal ve gercek belgelerle aciklayip durup musait kisimlar verdigi karsilasmadir.
Öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu belge göstermedi diyenler. 168 Euro yaklaşık 224 dolar ediyor, bu bir. Yani rakamlar şaşmadı. ikincisi Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda belki belge göstermedi ama Melih Gökçek'in 224 dolara aldığını 300 dolara sattığını itiraf etmesi belge gereksinimini ortada kaldırdı. Gökçek'in ikrarı Kemal Kılıçdaroğlu'nun belge gösterme yükümünü boş kıldı. Yani kanıt arayanlara diyorum;
işte Gökçek ikrar verdi,kabul etti. 224 alış,300 satış.Hatta yatırım yaptığını da söyledi.

Bir soru daha: Melih Gökçek mekanik sayacı 38 milyona mal etmiş. E bu sayaçları Ankara'da kullanan kaç kişi var? Benim bildiğim kentin % 99'u elektronik sayaç kullanıyor. O yüzden Gökçek'in mekanik sayacı ucuza almasını övünme olarak sunmasının bir anlamı yok. Bu aşamada hiç kullanılmayan bir sayacı almak bence bakkaldan gofret almakla eşdeğer.

Ki Kılıçdaroğlunu mekanik-elektronik olma ayrımını bilmemekle eleştiren Gökçek. Karşındaki kişi okuduğu bir metinde gayet de bu ayrımı bildiğini kanıtladı. Boş bir Melih eleştirisiydi.

Melih Gökçek'in en başta şart olarak koştuğu konu içinde kalmak sınırlamasına Kemal Kılıçdaroğlu'nun şartsız uyması ancak Melih Gökçek'in kendiyle çelişmesi de pek ilginçti.
Ayrıca Melih Gökçek'in konu dışına taşmasına yine gelirsek: Kemal Kılıçdaroğlu bu iddaalarla bağlı değildir. Çünkü bizzat Melih Gökçek program başında koşul olarak konu içinde kalmayı koymuştur. Nitekim Kılıçdaroğlu da konu dışı olarak gördüğü bu sorulara cevap bile vermemiş,sadece bir hakaret içeren soruyu THY belgesiyle çürütmüştür.
Belge belge diyen Melih Gökçek'in de sorulan sorulara açık cevap vermekten kaçınması da ilginçtir.

Kılıçdaroğlu gibi ağırbaşlı siyasetçi karşısında laf ebesinin üslübu ve iki de bir şereften dem vurması, küfür atmaya yeltenmesi de takdir dahilindedir. 60 yaşına gelmiş, saygıyı öğrenememiş Gökçek örneği karşınızdadır!

Tartışma öncesi TV lerin hepsinde boy gösteren Melih Gökçek in kendisi de elindeki balonlar gibi patladı.

işine gelmeyen her konuda laf kalabalıklığı yapan, kendisi defalarca söz verilmesine rağmen bir türlü susup dinlemeyen, sürekli Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını engelleyen ve sahte gülümsemeler saçan i.Melih Gökçek, bana ilkokul hayatımdaki bir sözünü hatırlattı;

"Boş tenekeden çok ses çıkar" *
her iki (hatta üç) tarafına da zerre kadar güvenmediğim düello.

biri elindeki rantı korumaya çalışıyor, diğeri ise kendi partisinin adayının elini güçlendirmeye oynuyor. çıkar çatışması işte. uğur dündar da arada ellerini oğuşturuyor reyting hamdi gibi.

sonuçta yine iki taraf da ben kazandım havasında ayrıldı salondan. hangisine güveneyim ben şimdi? bıktım bu siyasilerden!
melih gökçek karşısında bir televizyon programına katılmayı kabul eden kişi daha en baştan bir çok şeyi kabul etmiştir; bunlardan en önemlisi de aralıklarla yükselen tansiyon sebebiyle cümlelerini kati surette umum önünde kullanamyacağı kelimelerle kurmak, tartışmayı şahsileştirerek bahse konu iddiaları ıskalamaktır. kemal kılıçdaroğlu'nun avantajı ise bu tip tartışmalarda hep bir "esnaf" tavrıyla:

- ben onu bunu bilmem kardeşim bak burada 10 yazıyor sen 20 vermişsin

netliğinde konuşabiliyor olması, mevzu ne kadar çatallaşsa da esas hedeften uzaklaşmamasıdır. bu itibarla ben tartışmayı kimin kazanacağından ziyade hangi tavrın kazanacağını düşünürek izledim ve üzülerek belirtmeliyim ki melih gökçek artık karakterinin bir parçası olmuş tartışma üslubuyla herhangi bir televizyon tartışması için dünyanın en evrensel özelliklerine sahip.
melih gökçek' in türk halkına rezil olduğunu düşünmüştüm bu tartışmadan sonra. ama insanların konuşmalarını dinleyince şoke oldum. "kemal kılıçdaroğlu hiç konuşamamış melih gökçek ağzının payını vermiş." bizim insanımız bu kadar mı cahil? sömürülmeye bu kadar mı müsait? aziz nesin' e hak vermemek elde değil.
dünün en beğenilen entry'lerine bakılırsa sözlüğün genel karakterinin anlaşılabileceği düllllllooo dur. dülllllooo dur çünkü hiç bir anlamı yoktur. karşılıklı hakaretleşmeler, saldırmalar, uğur dündar'ın tarafını belli etmesi, zaten fevri yapısı olan melih gökçek'in iyice coşması, kılıçdaroğlu'nun sorulara cevap vermemesi vs.vs. boştur efendim boş. beni en çok üzen ise 'bu taraf kavgası' başlığında çok az sayıda tarafsız entry'nin bulunması. kimisi balon söndü diyor, kimisi gökçek'in içine patladı diyor... üzüldüm doğrusu, onların kavgasını kendi kavgamız belleyip birbirimize düşmüşüz.
(bkz: #4378825)
ssk ya alınan ilaçların, kandile gönderilmesi gibi bir konuyu deşmeyen, kılıçdaroglunun almanya da pkk lılar ile görüşmesi gibi bir konuyu deşmeyen profesyonel ugur dündar tartışmanın kaybedeni idi, zira melih bey bu üslup ile toplumda sevildi, emin çölaşan gibi bir profesyonel i bu uslup ile susturdu, kılıçdaroglu desen zaten ali kılıç isimli chp mkyk üyesi ile birlikte pkk lılarla görüşmeleri belgeli ayrıca ali kılıç ın pkk ile derin münasebetleri belgeleri ile, pkk yürüyüşlerindeki resimleri ile ortada, bu toplumda hiç bir pkk lı kazanamayacagı için o kesim zaten bitmiştir maskeleri düşmüştür, dünki uslubu ile ugur dündar, kılıçdaroglunu temiz dinleyen saygı gösteren konumuna koymus melih gökçek i ise hakarete ugrayan ın o oldugu ve kılışdaroglunun iddialarını ispatlaması gerektigini ısrarla vurgulamasını kavgacı uslup gibi göstererek kaybeden ve ergenekon davalarında izledigi tetikçi habercilik çizgisini arenaya da tasımıstır, kaybeden ugur dündar dır.
Kılıçdaroğlu Uğur dündar işbirliği ile melih gökçek i alt edebilme derbisidir.
melih gökçek'in yine aynı şeyi yaptığı, "yüzleşme" adı altında gösterilen atışma.
dinlemeyi bilmeyen, konuşmayı hiç bilmeyen seviyesiz, terbiyesiz, yalancı ve ahlaksız, tipik politikacı melih gökçek.
kimin dogru söylediği 30 mart sabahı belli olacak tartısmadır.
uğur dündar'ın kariyerinin en kötü günlerinden biriydi. melik gökçek'e Allah bi çene vermiş gerisini koy vermiş.
melih gökçek laf kalabalığından başka birşey yapmamıştır. kemal kılıçdaroğlu ise efendiliğini korumuştur. sonuçta olan ankaralılara olmuştur. yeniyılınız kutlu olsun ankaralılar.
melih gökçek'in amerikan filmlerinde gördüğümüz şımarık çocuğu canlandırdığı münazara. hani vardır ya anası falan karşısında konuşurken kulaklarını tıkayıp şarkı söyler. aynı onlar gibiydi. kendisine yöneltilen bir suçlamayı açıklamaya çalışan kemal kılıçdaroğlu'nu dinlemeyip elindeki kağıttan bir şeyler okumasının daha mantıklı bir açıklaması yok açıkçası.

ha bu arada kendisi sanırım chp'nin ankara büyükşehir belediye başkan adayı murat karayalçın'dan oldukça korkmuş gibi geldi bana. karşılaşma öncesi açıklamalarında kemal kılıçdaroğlu'nun balonunu patlatmaktan bahseden gökçek'in suçlamalarının yüzde sekseninde orada olmayan karayalçın'a yüklenmesinin bende yarattığı tezahür buydu.

sonuçta iki taraf bir araba laf edip bir halt konuşmadılar. olan arada kalan uğur dündar ile bu laf kalabalığını dinleyen halka oldu.
(bkz: gelecem)
(bkz: yanitlayacam)
(bkz: soyleyecem)
olay yeni boyutlara sürükleniyor:
http://www.hurriyet.com.t...ndem/10596386.asp?gid=229
güncel Önemli Başlıklar