Ekvatorun güneyinde, Avustralya'nın da kuzeydoğusunda kalan güneybatı Pasifik adaları grubu için kullanılan kolektif isim.
okyanusya'nın alt bölgelerinden biridir. kara adalar anlamına gelir kelime. avustralya'nın kuzeyi ile endonezya'nın doğu bölgelerini içinde kalan

vanuatu
solomon adaları
maluku adaları
yeni gine
yeni kaledonya
bismarck takımadaları
fiji
norfolk adaları

adlı dört tarafı sularla çevirili şahane toprakları kapsamaktadır ki her biri ayrı ayrı gidip görülesi kalınası yerlerdir.

ayrıca
(bkz: polinezya)
(bkz: mikronezya)
yeni gine ile fiji rarsında kalan güneybatı pasifik adalar topkluluğunun adıdır.
okyanusya olarak ifade bulan pasifik kültürünün nüfusça en yoğun olduğu bölgesidir.
su üstündeki okyanusya karasının yüzde doksan yedisi olarak ifade edilen melenezya da 7 milyon civarında olan okyanusya nüfusunun beş milyonu yaşamaktadır.
melanezya kültürünün çeşitliliğini ifade edebilmek için bölgede malaya ve polinezya kökenli bin dilin konuşulduğunu bilmek yeterlidir.
halkın çoğu güney doğu asya göçmenidir.
melanezya dillerinin boyutunu ifade etmek için şöyle bir istatistik kullanılır.
melanezya da dünyada yaşayan dillerin dörtte biri bulunmaktadır.
milyar nüfuslu insanoğlunun konuşmaya devam ettiği dört bine yakın dilin bin tanesini 7 milyonluk bölümü konuşmaktadır.
sigmund freud'un teorilerini oturtmasında, sıkça içerisinde yaşantılananlara başvurduğu adalar topluluğu.

burada, Anne oğluna yiyecek getirdiği zaman onu oğluna kendi eliyle veremez, yalnızca oğlunun önüne koyar. Birbirleriyle ana-oğul gibi konuşmaz, resmi konuşurlar. Erkek ve kız kardeş karşılaştıkları zaman kız çalılığa kaçar ve oğlan başını ona çevirmeden geçer gider.
buradaki aile dinamiklerinin, damat-kayınvalide-kız(gelin)denkleminde olduğu yönündedir. damadın yeni bir otorite ve sevgis sunağı olarak sivrilmesi, anne tarafından istenmez. ilk çocuk dünyaya gelinceye değin, uzaklık devam eder. Kaynana kızından ayrılmak istememekte, kızını eline teslim ettiği yabancı adama güvenmemekte, kendi evinde üzerinde hep egemen olmaya alıştığı kızına karşı bu egemen konumunu korumak istemektedir. erkekse, br başka kadının dominant yönlerinin hakimiyetini arzulamamaktadır. Oysa bu kuruntuyu en çok bozan, birçok ortak niteliğiyle kızını anımsatan, ama güzellik gibi, karısını o denli sevdiren tazelik ve gençlik gibi şeylerin büyüsünden yoksun bulunan kaynanasıdır
bu insanlar yaptıklarından gocunmaz. bizim norm olarak yerleştirdiğimiz şeylerden münezzehtirler zira. hatta; bu bağlılık öylesine büyüktür ki,
Örneğin yasak olan bir hayvanın etini yiyen suçsuz bir kişi derin bir acıya kapılarak öleceğine inanmış ve gerçekten ölmüştür. bu toplumda,
lohusa kadınlar
pms dönemindeki kadınlar
blug erkekler.
tabu olarak görülür. kadınların aybaşı devirlerini yalnız geçirmeleri için, özel yerle yapılmıştır. bir delikanlı, erkekliğe adım atışını simgeleyen törende aldığı ismi, sadece kendisi bilir. kimseye söylemez, tabulaştırır..