bugün

zamanla masaya alışacak, adeta ondan bir parça haline gelecek sakızdır.
masaya yapışmasından dolayı annenin büyük bir tepki göstermesine neden olacak sakız.
daha beterı sandalyedekı sakızdır. Bır de yazın yere atılıp ayakkabınıza yapısıp sızı delı eden versıyonu vardır.
derhal geri dönüşüm kutusuna atılması gerekendir.
önce masanın üstünde sakız unutulur daha doğrusu kaderine terkedilir. daha sonrasında sakızın intikamı mı yoksa allahın takdiri mi bilinmez ders çalışılırken uyuya kalınır ve nasıl olduğu hala gizemini koruyan bir hadiseyle uyanıldığında masadaki o kader mahkumu sakız saça yapışmış olur. bu takip eden bir dizi arkadaş geyiği, gülüşmmeler ve en son olarak değişik çözümler üretilmeye başlanır. önce saçtan çekilerek kurtarılmaya çalışılsada çabalar sonuçsuz kalır. tabiki tek çare hepimizin bildiği gibi saçın sakızlı kısmını kesmektir ve fedakar bi arkadaş yardımıyla halledilir. bu olayı takip eden bir sonraki aşama kuaföre gidildiğinde tabiki "bundan önce saç kesiminizi kim yaptı" diye bi soruyla karşılaşılıp ardından kuaförün içinde tutamayacağı tutarsa işlerinin rast gitmeyeceği düşüncesiyle " önceki kesiminiz gerçekten çok kötü bazı tuttamlar sırıtacak kadar orantısız kesilmiş" yorumunu yapmasıyla başa gelen bu vahim durumu rezil olmamak için anlatmamak olarak süregelen bir maceradır.
unutanın götüne sokulması gereken sakızdır.
(bkz: lavukmusun arkadaşım) sorusuda sorulabilir.