bugün

ingilizce adı Broken Embraces türkçe çevirisi ise Kırık Kucaklaşmalar olan almodovar filmi. başrolde penelope cruz oynayacakmış.
bir almodovar, penelope filmi daha. bu kez ne hikayesi? aşk-kaybediş-seçim vs ama en güzelinden bir dolu olduğu gibi kabulleniş var. durumları ve kişileri.kendinizi filmdeki tüm karakterlerin yerine koyun, asla o denli sakin kalışlarınız olmayacağına eminim...
Ocak 2010'da vizyona girecek pedro almodovar filmidir.
türkçe'ye kırık kucaklaşmalar olarak çevrilmiştir.
klasik bir almodovar filmi. penelope cruz yine her zamanki şehvetli asaleti ile karşımızda. film kendi halinde. öyle aman aman bi şey değil. ama bir ispanyol olsaydım çok seveceğimi düşünüyorum. çok ince-güzel detay ve göndermeler var. ama anlamak zor işte. zaten yönetmen sanki bu sefer oldukça kendi için film çekmiş gibi. bana öyle geldi. ama olsun iyi yapmış ne diyeyim.
uzun olsa da sıkmayan, çok fazla kurgu kurgu koksa da burun direklerini sızlatmayan, zekice fikirler barındıran (dudak okuyucu mesela), güzel mekanlarda dolaştıran, tertemiz çekilmiş bir film.

mateo ve caine'in hikayesi.
izledigin en kotu almodovar filmi. penelope sahene her zamanki gibi. goguslerini de net olarak uzun uzun gorebiliyoruz.* filmin kurgusunda, senaryasounda bir seyler eksik sanki. o sok edici iliskiler yumagi yok. askindan deliren kadinlari guzel yapiyor yonetmenimiz ama erkeklerde o denli basarili degil. sonu zor geldi demeyecegim ama karsilanmayan cok fazla beklentim var. bilmiyorum. olmamis sanki.
Pedro Almodovar'ın sıçıp üzerine de tüyü diktiği filmi. entel kuntel, filmi yalar şekilde çok olumlu eleştiri almış olmasına rağmen "bitik" filmdir. almodovar'ın filmle ilgili yaptığı tek düzgün şey o bildik renkleriyle renoir tablosuna benzetmesi olmuş.
pedro almodovar 'ın kurgusu içinde film içinde film anıştırması taktiğiyle eski bir filmine * ciddi anlamda göndermeler yaptığı son filmi.
dün izlediğim pedro almodovar filmi.
film klasik bir almodovar filmi olarak ilerliyor. film içinde film vurgusu, filmdeki ilişkilerin tutku paranoyasının önüne geçiyor benim için. zaten klasikliği külliyata selam çakan tarafı tutkular, yaşanmışlıklar, ilişkiler, cinsellik vs... farkı ise, ingmar bergman'ın fanny and alexander, fellini 8,5 veya saplantı'nın göze sokulduğu hatta yönetmenliğin ne kadar özgürlükten beslendiği ve ortaya çıkmış filmi * doğru dürüst tamamlamanın her şeyden önemli olduğu. görmese bile mateo'nun yaptığı şeyin kusursuza uzanması görmek kadar önemli belki de.
kötü bir film demek zor. fakat, usta yönetmenin en iyi işlerinden biri olduğunu söylemekte zor!
10 üzerinden 7!
penelope cruzun guzelligi icin cekilmis bi film.. film icinde film..

cok guzel renklerle dolu, kirmizi bi film..

fakat bi almodovar hayrani degilim.. 2 filmini izledim zaten yalnizca amk.. oyle "ah almodovar yapmis yine yapicagini" diyemecegim yani..bilakis filmi begenmedim.. penelopeyle, direktorun aski bana iyi islenmis gelmedi.. adam cok capkin, onu bunu sikerek basliyo filme bi kere.. ben nasi inanayim penelopeyi cok sevdigine ? yasli olan ceo amcanin aski daha gercekciydi..

fakat bi holivud klisedir ya bu, sikisken adam her zaman seven adama yenilir.. gercekten sevenin aski obsesyon olur da, yonetmenin gostermek istedigi ask bize gercekci gelir..

neyse icim sisti sabah sabah film elestirisi yapiyorum dusunun burda ne kadar sikici bi ortamdayim..

begenmedim, filmi senaryoyu kurguyu oyle mal mal penelopeyi izledim.. onu ve 90larin zarif kiyafetlerini..

dudak okuma guzeldi ama.. hakkini verelim.. etrafta almodovar diye gezinenlere de sunu diyebilirim ancak "abi affedersin de sizinki bok gibiymis"

ben izninizle pendik kadikoy minibusunu cekmeye gidiyorum simdi.. parasini uzatamayan var mi ?
konusu cok sıradan ama yine görüntüleri cok güzel film. üstteki arkadasımızında dediği gibi konuyu izlediğim anda türkan şorayla kadir inanırın devlerin aşkı filmi aklıma geldi. orda da türkan şoray metres patronun yanında calışan adama aşık oluyor sonunda ölüyordu. upss spolier verdik. neyse efendim yine de almadovar imzasını taşıyan şeyler vardı. adamın 14 yıl sonra izlediği yani ona anlatılan video kaydına dev ekranda dokunması sarılması inanılmaz güzel bi sahneydi. sadece almadovar'ın filmi olması sebeiyle bile izlenecek filmdir.
Yönetmeninin diğer filmlerine göre süresi bir miktar uzun olunca acaba nasıl bir konusu var da böyle uzun uzadıya aktarılmış soruları havada kalarak tam bir hayal kırıklığı yaşattı. Ne yapmak, nereye varmak istemektedirler diye düşündüm durdum, ama yok. aşk hiç bu kadar klişe yorumlanmamıştı.

Kadının saplantılı yaşlı sevgilisi, sevdiği başka adam, kaçış öyküleri, hüzünlü son, çöküş, kaçtığı adamın yarattığı ve büründüğü başka karakter, istiklal marşı, kapanış.

iflah olmaz elit bir entelektüel olup filme olumlu yorumlar yapabilirdim aslında. Çünkü cool olmak falan filan. Ama hayır, üzgünüm.