bugün

genelde bazı öğretmenler veya sayısal bölüm seçen öğrencilerin velileri tarafından yapılır .

+bizim şipican fen bölümünü seçti sen hangi bölümü seçtin?
-eşit ağırlık
+aa halbuki zeki bir çocuğa benziyordun *
-her eşit ağ..* ee öhm hukuk için seçtim ben.
-...

şeklinde örnekleri mevcuttur . gülüp geçilmesi lazımdır yoksa hararetli ve gereksiz tartışmalara yelken açılır .
neden yapıldığını hala anlayamadığım muamele.hem deli gibi fizik kimya kasıcam.sonra öss de eşit ağırlıklıyla aynı puanı yapsam bile o benden sıralama olarak ilerde olucak.çok mantıksız.
iğneyi kendine batırmadan çuvaldıza abanan insan söylemidir.

lisede her bölüme eşit şekilde mal muamelesi yapılmaktadır öncelikle bunu kabullenelim.

hangi biriniz sayısal tercih yapan arkadaşınıza;
- mal ya uğraşılır mı fizikle kimyayla hey allahım mal bu mal!

demediniz?

ya da hanginiz sözel tercih yapan bir kişiye;
- malsın olm sen, sözel okuyup ne olacan sanki bi siktir git aq!

diye küfretmediniz ki?

- eşit ağırlıkta meslek mi var sanki, senin yerinde olsam hemen bölüm değiştirirdim...

gibi saçma uyarılarda hangimiz bulunmadık ya da?

dil seçenlere yapılan muamele daha da kötü...

- zaten ondan bi cacık olmazdı...
- hiç bir bölümü yapamadı dile gitti ne yapsın...

peki hangimiz olduğumuz yerden gerçekten tam anlamıyla memnunuz?

ya da bunların sayısı bir elimin parmaklarını geçer mi?

hangimiz mal değiliz?
ileride hukukçu, kaymakam olmak veya finans sektöründe yer almak isteyenlerin tercihidir eşit ağırlık.
herkesce çok büyütülen sayısalcıların, idari işlerinde mühürlerine muhtaç kalacakları kişileri yetiştirir bu bölüm.
dersane ya da okul müdürlerinin işyerlerinin başarı sayısının artmasında eşit ağırlığı pek fazla tercih etmemeleri, onlara ileride ''şöyle bir kaymakam çıkardık. aa şu yüksek mahkemedeki hakim bizim öğrencimiz. x şirketinin ceo'su buranın suyundan içti.'' gibisinden mal mal övünç kaynaklarına dönüşmüş olarak geri dönecektir.

(bkz: genç eşit ağırlıkçılar rahatsız)
(bkz: büyük adam olucam lan sözlük)
ilkokul yıllarını sözel derslere ağırlık vererek ve o alanda başarılı olarak geçiren. Lise yıllarında sayısalcı olan fakat öss tercihinde eşit ağırlıktan tercih yapıp tüm mallıkları tatmış biri olarak diyebilirim ki. Sözel kişiliklere yapılan muamele haksız değil.******
yillar sonra onlara imrenecek olan insan davranisi.
milli eğitim bakanlığının, ortaya çıkmasına neden olduğu eylemdir . en fazla bölüm seçeneğini sayısala dağıtan bu kurum , yıllarca insanların bilim deyince akıllarına mikroskop , deney tüpü ; bilim insanı deyince akıllarına beyaz önlüklü , kafasının üstü kel , arkası seyrek saçlı yaşlı amcalar gelmesine neden olmuştur . halbuki ülkemizde az bilinmesine rağmen hukuk biliminin , felsefe biliminin zilyon tane dalı vardır .

Hepimizin az çok bildiği gibi insanların farklı zeka tipleri vardır . günümüz türkiyesinde olduğu gibi %90 sayısal zekanın gerekli olduğu eğitim sistemlerinde diğer zeka tiplerine sahip olan insanların aradan sıyrılmaları gerçekten zor iştir . türkiyenin gelişememekte* olan bir ülke olmasının sebebi de budur zannımca . *
o değil de sözel seçenlere mal muamelesi yapılır asıl. birde kalp kırıcı konuşulur. zeka seviyesi tartışmalarına kadar indirger bunu kendini çok zeki sanan sayısalcı arkadaşlar. şimdi o sayısalcı arkadaşların aldıkları maaşa bakıyorum da iyi ki sözelci olmuşum diyorum. yanımda efelenen o kişiler şimdi eziş büzüş. bugünlerin bir de yarını var.
yıllar sonra o mal gözüyle bakılanlar c.başkanı,savcı,avukat
vs. olup ülkeyi yönetecektir o muhteşem sayısalcımızın doktorluk veya mühendislikten başka kapısı yoktur
Hukuk, siyasal bilimler gibi fakültelerin eşit aağırlıkta olduğunu bilmeyen malların yaptığı muameledir.
o imrenen gözlerle bakılan avukat, mimar, psikologluk gibi derslerin eşit ağırlıkta olduğunu bilmeyen malların yaptığı yorumdur. sayısal zeka kadar sözel zeka da kolay bulunan bir şey değil (örn: benim sayısalda inek olup da sözel dersleri beceremdiği için istediği karne notunu alamayan arkadaşlarım var).
kendi mallığını öne çıkarmaktır.
(bkz: bsg)

aptal insan tutumudur. Çünkü sayısalcıların fizikle,kimyayla uğraştığı yerde biz coğrafyayla edebiyatla uğraşıyoruz. kabul etmek gerekir ki coğrafya her zaman fizikten kolay bir ders olmuştur.

Ayrıca yine aynı tip malum insanların çalışıp didinip alamadığı puanları rahat rahat alıyoruz.

sonuç olarak alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
sadece veliler ve öğrenciler tarafından değil, öğretmenler ve idareciler tarafından da yapılan muameledir.
eşit ağırlık sınıflarının derslerine genelde en iyi öğretmenler girmez, dersleri genelde boş geçer.
oysa ister eşit ağırlık olsun, ister sayısal, dil ya da sözel olsun. önemli olarak alanında kendini kendini geliştirmektir. onlardan bi bok olmaz diye bir genelleme yapılamaz.
yanlış bir muameledir, bu bir tercih meselesidir.**
not:sayısalcıyım.
sayısalcılar tarafından fazlasıyla yapılan muamele. söz konusu geçen yazılı olduk matematikten, sayısaldan bir zibidi çıktı ' sizin sayenizde sorular çok kolaydı ' dedi. hey allah'ın salağı, düz mantık dedim tabi içimden. hiç seslenmedim o mesajı aldı zaten.

(bkz: suskunluğum asaletimdendir)
lisedeyken az da olsa yaptığım muameledir. onlarım boş boş durması sürekli sayısalcıların çalışıyor olması sinir bozucudur. şimdi keşke bende ea olsaydım diye düşündüren yaptığım yanlıştır.

(bkz: sayısalda zorla mühendis olacağıma ea da zorla avukat olmak)
düz liselerde doğru olandır.herkesde ben hukuk okuyacağım havası vardır.Matematikten zorla 50 alan kişiler hukuk kazanacağını sanıp ea a geçince ülkede bu kadar işletme mezunu çok oluyor.
mühendislik fakültelerinde kol gibi dersleri okumaya başlayıp saçlarını dökünce, abazanlıktan elleri aşınmaya başlayınca, iş olarak şehir merkezine en az iki saat mesafedeki soğuk ve itici sanayi bölgelerinde çalışmaya başlayınca sayısal öğrencilerinin masa başında düşünüp pişman olmasına sebep olacak davranış.
sözelcilere yapılan salak muamelesinin yanında baskı niteligi dahi tasımaması.
dilcilere yapılan tikky, elit zart zurt muamelelerinin yanında pek de hissedilmeyen olaydır.
(bkz: iki arada bir derede kalmak)
asıl mallığın ilerde sayısalı seçmek olduğunu anlayınca pişman olunulur.
Eşit ağırlıktaki bebelerin çoğu dersi takmaz kaynatmaya çalışır bu yüzden hocalar tm sınıflarında ders işlemek istemez.
Saçma bir eylemdir. Sonuçta oraya Fen derslerini yapamadığı için gelenler var. Ama oraya gerçekten istediği meslekler o bölümde olduğu için gelenler de var!
fen seçip üniversite kazanamayanlara da ben mal muamelesi mi yapayım yani dedirten başlık.