bugün

akp gibi çağdışı bir partiyi destekleyen, fethullah gülen cemaati gibi çağdışı yapılanmaları özgürlük olarak gören, aşiretlere karşı çıkmayan, türkiye'nin ilerici demokrat kesimlerini aşağılayıp, şeriatçıları özgürlükçü gösteren liberallerin düştükleri durumdur.
nerde çıkar varsa oraya yönelirler. bu kadar basit. fransız devrimi sırasında soyluları, kralı, din adamlarını, feodal beyleri yok ettiler, siyasi ve ekonomik çıkarlara sahip oldular. sonra milleti uyutmak için feodalite ile anlaştılar, tüm gerici güçlerle ittifak kurdular. uluslararası sermayeye sahip olmak için, uluslararası alanda işbirlikçi buldular. içimizde eskinin komünisti, şimdinin tam anlamıyla liboşu bir çok gazeteci görürsünüz...
kendini cahil kitleye "liberal" adı altında yutturan kişiler nedeniyle ortaya çıkan önerme.

ha araştırmak çok zor değil. sosyalistlerin faşistlerle el sıkıştığını, milyonların kanının dökülmesinden sorumlu olduğunu, her türlü çıkar grubuna yanaştıklarını, sovyetler çöktükten sonra da "rus iş adamı" sıfatıyla dünyanın başına peydahlanıp sovyet eskisi poltikacıları desteklediğini bilmeyen yok. onlar ne kadar gerçek sosyalistse, bunlar da o kadar liberaldir...

ezberden sallamaya lüzum yok!
80 yıldır kurulan tüm fabrikaları satmak başarıysa, sikeyim öyle başarıyı...

bugün uluslararası liberal ekonomi politikalarını uygulayıp ülkenin milli pazarı yıkmaya çalışanlar, aynı zamanda gericilerin merkezi konumundadır.

ama bırakalım bu ezberden lafları. yol yapmıştı, onlara bakalım.
kendilerine, çağın gereklerine uygun olarak çeki-düzen vermeyi ve yaşadıkları gezegenden dünyaya dönmeyi bir türlü beceremeyen kemalist tayfanın ülke meselelerine duyarlı davranışlar göstermesi ile gözleri yaşartan bir söylem olmuştur.

lakin,

liberallere bok atmadan önce, kendi üzerlerindeki pisliği temizlemeleri ve silivri'yi dolduran postallı ve postalcı takımının aklanması gerektiğini düşünmekteyim.
29 buhranında gözlerinizi yaşartan "kemalist tayfa", ülkenin kalkınmasına son hız devam ederken, akp sonrası asalak liberal politikalarının uygulanmaya başlandığı ülkede şu an halk evine temel gıda maddeleri götüremiyor, doğru dürüst bir tane de fabrika açılmış değil. büyüyen işsizlik cabası. tüm bunlar liberalizm, liberalizmin vahşi hali emperyalizm, ve emperyalizmin uşağı iktidar sayesinde.

kimi kandırıyorsunuz, kime bok atıyorsunuz amk.
liberalliğin ne olduğunu bilmeden eleştiren, siyasetten yarım gram anlamayan yazar sıçmasıdır.

en basitinden liberalliğin bir nebze anlaşılması için;
(bkz: liberal/#12796521)
eğer bu bilgi doğruysa liberal gençler kandırılıyor yanlış yönlendiriliyor demektir. yazıklar olsun.
anlaşıldı...

bu dünya savaşları ile milyonlarca insan boş yere ölüyormuş. halkı yolunacak kaz olarak bileyen liberalizme, emperyalizme suç atmamak gerekiyormuş. metaları pazarda sattırabilmek uğruna ırak'a, afganistan'a, libya'ya saldırmak kutsal bir amaçmış.

kemalizmin bir ilkesi de devletçilik değilmiş. sermayenin devlet kontrolünde olması sövülecek, lanet okunacak kadar irezilmiş. serbest piyasada patronların işçiyi sülük gibi sömürmesi müstahakmış.

kodomanların daha da büyümesi, küçük esnafın ise yıkılmaya mahkum tutması altın kuralmış. meta birikmesi sonucu oluşan krizin faturalarını fukara halka dayatmak bu alemin şiarıymış.

özgür sermaye diye diye, zengin olanın daha da zenginleştiği, yoksulluğun ise derinleştiği bir coğrafyada kamu kelimesini ağzına almak şerefsizliğin en alası olmuş.

hele 100 tane adamın (tabi ki serbest piyasa kuralları dahilinde), koca dünyaya hükmetmesi... işte bu, her şeyin üstünde, ötesinde gurur duyulacak bir şeymiş.

gerçekten anlaşıldı.
turkiye de gerçek anlamda liberal bulunmamasından dolayı gericilik sayılır. Günümüzdeki en çok basarıyı getirebelecek yeniligi destekleyen sistemdir. Kötüsü bile diger sistemlerden iyidir.
(bkz: rasim ozan kütahyalı)
kesinlikle artık gözüm kapalı katıldığım önerme. yahu feodalite yıkılmadan, yerli burjuva sınıfını oluşturmadan gümrüğünü kaldırıyorsun, ülkeyi emperyalizmin tahakkümü altına sokuyorsun, fabrikalarını, topraklarını yabancıya satıyorsun, tüm bu şirketlerin karının başka ülkelere akmasına göz yumuyorsun, adam gibi fabrika açmıyorsun, milli pazarlarını yıkıp emperyalizmin ürünlerini dayatıyorsun, elalem kepçeyle malı götürürken sen uşaklıktan öteye gidemiyorsun, bunu da ekonomi bilgisi diye yutturuyorsun! elbette yerli sermayeyi, milli pazarları destekleyeceğim, bundan doğal ne var? anadolu'daki batı feodalitesi nasıl devletin, yerli burjuvanın sayesinde yıkıldıysa şeyhlerin, ağaların diyarı olan doğu da bu şekilde düzlüğe çıkar. öyle habur'da pkk'lılara özel mahkeme kurarak değil...

tabi şeyhlere, ağalara karşı olmakla başlıyor her şey!

bunu savunmak, koç'un, sabancı'nın işçiyi ezmesine müsaade etmek mi demek? hele bunu savunmak chp'yi mi savunmak demek? böyle akıl mı olur? sikeyim böyle aklı.

ulan sanki chp'yi savunan varmış gibi iki entry'de bir chp aforizmaları yapılmasa çıban çıkacak.

edit: ajitasyonun kelime anlamını da öğrenin amk...

ajitasyon: genel olarak kişisel ruh bozukluğu nedenlerine, aynı zamanda çevrenin tutum ve davranışına da bağlı olarak davranışsal ve ruhsal heyecanlılık şeklinde beliren az ya da çok tutarsız aşırı davranış

edit: "çaaaat" diye yaftalarım. mod engeline takıldığı için düzeltme yaptım. gerçi bilmiyoruz sanki gericiliğe şakşakçılık ettiğinizi ya, neyse... burada asıl derdim yerli burjuva, komprador burjuva arasındaki farkı ayırt edemeyenlere seslenmekti, nitekim başardım görünüyor.
en çokta bu entelektüelite terazilerini seviyorum. adam daha 20 yaşında, ekonomi ya da siyasetle alakalı bilgi birikimi kıraathane sakini seviyesinde, "çaaaaat!" diye yaftalıyor seni, gericisin diye.

her yerde söylemeyin böyle şeyleri, millet götüyle güler gençler!!!
liberallik ve din arasında hiç bir bağ yokdur.

senin bahs ettiğin şeye "extremism" derler dostum.
Bir gerçek.