bugün

jean c. grange'ın harika polisiye romanı.
Kitabını okuyun, filmini asla izlemeyin. Filmini izlediğinizde kafanızda oluşturduğunuz kitaptaki bütün imgeler yerle bir oluyor. Hikaye basitleşiyor. Zaten Karim'in neden isminin ve milliyetinin değiştirilidği ayrı bir konu. Jean Reno hatırına bile çekilmez.
filmi berbat olan güzel, sağlam grangé kitabı.

kitabı bitirdikten sonra meraktan filmi de izleyeyim dedim. yarısında kapattım. oyuncular güzel ama hiç uymamış. özellikle bile yapsan bu kadar alakasız olamaz sanırım. nerelerden saçma sapan bağlantılar kurup nereleri atlamışlar resmen. hadi komiser karakteri neyse de şu karim karakteri kitaptakiyle hiç mi hiç uymamış. herkes katılmaz bu fikre ama bence uymalı, kitaptan uyarlıyorsan karakterleri de uyduracaksın kitapla. senaryo çalmayı biliyorlar. bazı replikler kitaptakiyle tamamen aynıydı.

gelelim kitaba... kitapta bazı yerlerde çok zorlama bağlantılar kurulması canımı sıksa da genel anlamda güzeldi, sürükleyiciydi. tam da karim'in olayıyla komiserin olayı nerde bağlanacak, yeter artık derken zart diye alakasız bir yerde bunların bağlanması hoşuma gitmişti. ancak sonu daha güzel olabilirdi, biraz daha sağlam bir son yazılabilirdi bence.

yine de benim için sanırım hiçbir grangé kitabı bir sisle gelen yolcu olmayacak.
kitabın konusu olaylar arasında ki kurgu mükemmel velhasıl o nasıl bir sondur biraz daha değişik olabilirdi, o kadar oku oku sonra iki satırda ölüversinler olacak iş değil.
kitap okunduktan sonra birkaç dakikada beyninizin kat ettiği mesafeyi anlamak için dinlenmesi gereken:
http://www.youtube.com/watch?v=leSYZRmknlc
jean christophe grange in yazdığı bir kitap. olay örgüsü, konusu gayet güzel sürükleyici tavsiye edilebilir nitelikte bir kitap.
çok sürükleyici, anlatımı müthiş bi grange romanı daha.
sürükleyicilik konusunda diğer kitaplardan üstün ama nitelik konusunda onlardan çokta üstün sayılmaz, çünkü yazarın tüm kitapları harika...

--spoiler--
kitabın ismine bakınca bir çok kişi gibi bende nehirde işlenmiş cinayetler hayal ettim. ancak okudukça farklı bölgelerde işlenmiş profesyonel cinayetler ortaya çıkıyor. ve de kızıl nehirlerin Guemon kentinin damarlarında dolaşan kan olduğunu anlıyoruz...

ve son olarak;
"biz efendileriz, biz köleleriz.
biz her yerdeyiz, hem de hiçbir yerde.
biz karar verenleriz.
kızıl nehirlerin hakimiyiz"
--spoiler--
kitabı okunduktan sonra filmi izlenmemesi gereken bir eser, zira filmin yönetmenine ve senaristine küfür etmeme ihtimaliniz yoktur.
Bugün bir arkadaşın tavsiyesi doğrultusunda aldığım kitap, okuduktan sonra düşüncelerimi harfiyen yazacağım. saygılar.

Günler sonra gelen edit,

Dün gece saat 02:00 itibariyle kitabı bitirmiş bulundum, kapağında dediği gibi ateşte yemeğiniz veya ecele işiniz varsa kitaba başlamayın gerçekten de katıldığım bir önerme oldu, gereken niemans gerekte karim karakterlerini çok iyi oturtmuş yazar, öyle bir yol izlemiş ki iki hikayeyi çok iyi birleştirmiş. Tek kelime ile hayran oldum herkesin de okumasını tavsiye ederim.

Kitabın devamı için,

(bkz: Taş meclisi)
polisiye tarzı beni baysa da bu kitabı beğendim açıkçası.

başı ve sonu ağır bir kitap olmuş; ancak ortası tam bir heyecan fırtınası; oldukça sürükleyici bir halde. olaylar zaman zaman çok karmaşık bir hal alıyor. tabi kitabı okunur yapan kısmı bundan sonra geliyor. bu karmaşadan akılcı açıklamalarla çıkmayı başarmış grange abimiz. sonunu tahmin etmek oldukça zor.

genel olarak durağan yerleri olsa da sürükleyici ve okunasıdır.

vesselam...
bogucu ve sıkılgan cuma akşamlarının en büyük eglencesi sinemaya gitmekti. yurttan cıkıp bir an evvel kapağı egs park'a atmak, d&r'da kitaplara göz atarken filmi beklemek... programlanmış bir saat gibi işlerdi tıkır tıkır, güncel kitaplara ait kısa okumalar birbirini takip ederken bir kitap dikkatimi çekti.

jean reno ve vincent cassel'ın birlikta çekilmiş ve kırmızıya boyanmış bir resmi vardı kapağında. bir sinemaseverin tercih edeceği türden bir davet gibiydi. yavaşça elime alıp sayfaları cevirmem ve kitap sonu röportajları aklımda yer etmeyi bildi.

ancak o an kitabı alamadım.

nedense her cuma gözüm hep o kitaba takılıyor ama bir türlü -sanki bir kıza çıkma teklif edemeyen cesaretsiz çocuk misali- bir ürkeklik yaşıyordum.

nerden bilebilirdim ki beni bu kadar saracak bir dünyanın kapısı oldugunu.

bir kış günü nihayet kitabı satın aldım. nasıl aldım hatırlamıyorum.

tek hatırladıgım 8sa içersinde o kitabı bitirdiğim.
bugün bitirdiğim jean christophe grange romanı. başlarında canımı inanılmaz sıktı. hatta tam bu iki ayrı hikaye böyle mi gidecek yahu hiç birleşmeyecekler mi diye düşünürken, birleşti. iki hikaye birleşince roman heyecanlı olmaya başladı. yani olaylar aslında iki hikaye birleşince başlıyor. gerçi biraz daha okuyunca, grange'i okuyan biri katili tahmin edebiliyor. en azından ben ettim. ama kitabın sonu hiç tatminkar değildi. böyle bitmemeliydi.
polisiye romanları sevmeyen birinin bile kitabı bitirmeden bırakamayacağı muhteşem romandır.
Filmi izlemeyiniz.kitabını mutlaka okuyunuz.*
kitabını okumak daha iyidir. filmi, kitabının yanında çok sığ kalmış.
grange'ın gene döktürdüğü kitaptır.birbirinden alakasız 2 farklı olayı çok iyi bağlamıştır.filmi izlemezseniz hiç birşey kaçırmazsınız.hatta daha da iyi yapmış olursunuz.
kitabı okuyun ve filmden hayatınız boyunca kaçın.**
jean christophe grangenin muhteşem eseri okuyun okuyamıyosanız filmini izleyin onuda yapamıyosanız s*ktirin gidin bu konuyu niye inceliyonuz.
bir grange klasiği roman.
belki de grange bu kitapla grange olmuştur.
kitabı ilk sayfasından sonuna kadar göz kırpmadan okursunuz. heyecanla. ancak sonu nedense kitap boyunca gelen gerilimi karşılamaz, aynı şekilde doyurucu değildir.
sanki daha da tatminkar bir son beklemekteydiniz okuduğunuz sürece hep. "ee yani" dersiniz bitince. şimdi?
az önce bitirdiğim ve yarım saattir kendime gelemememe neden olan kitap. ulan böyle mükemmel bir kitap mı olur? resmen ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum sözlük. şimdilik bu kadar yazabileceğim. yarın kendime geleyim, ayrıntılı görüşlerimi paylaşacağım.

lan vurun beni, içimdeki bu boşluk, bu üzüntü, bu kin yedi bitirdi beni..
filmini izlemediğim ama kitap olarak büyük bir zevkle okuğum romandır.kitapta müteselsilen gelişen olaylar mükemmel bir kurguyla birleşiyor ve ortaya inanılmaz bir eser çıkıyor.gerçekten polisiye gerilim romanlarına meraklı kişilerin kızıl nehirleri okumasını şiddetle tavsiye ederim.
--spoiler--
kitap boyunca niemans ı jean reno olarak düşünmeye çalışsam da beceremedim. bir defa alabros saç ne lan ? ancak abdouf karakterini imgelemek zor olmadı. taxi serisindeki jamaikalı eleman sağolsun pek fransız kalmadım arkadaşa.

kitap güzel ve sürükleyici ancak 2 ana karakterin buluşması biraz geç kalmış gibi. koloni kitabındaki ekip havasını yakalamak biraz zor.

son olarak yazarın niemans ın ölümü kararını pek beğenmedim. amatör polis karim kurtulurken yaşlı kurt karakterin ölmesi pek uygun düşmemiş.
--spoiler--
kitabı, filmine bin basan eserdir.
filmini izleyip 2 saat kayıp edeceğinize kitabı edinip 2 gün eğlenin romanlarından bir tane daha.
dünya üzerinde kitabını okuduktan sonra filmini de zevkle izleyebileceğimiz bir yapıt yok mu lan?
sonunda ne olacak acaba demekten kendimi alıkoyamadığım polisiye gerilim romanıdır.