bugün

Çok güzel bir filmdir. Gerçi kötü olsa bile sadece soundtrackleri yüzünden izlenir. Filmin sonunda koca adam ağlamıştım.
güzel ve dokunaklı bir filmdir.
Fransa' da geçen Fransız yapımı bir filmdir. Oldukça etkileyicidir ve cezanın çocuklar üzerinde olumsuz etkilerini gözler önüne sermekte ve cezanın boyutunun arttığında da herhangi bir olumlu yanının olmayacağını gösteren filmdir. Özellikle eğitim camiasında yer alanların ve alacakların bu filmi izlemesi tarafımdan şiddetle tavsiye edilmektedir. Youtube'a "koro" yazarak filmin tamamına ulaşmak mümkündür. Özellikle de Pepinot için bile olsa izlemeye değerdir. Lütfen kendinizi oradaki çocukların yerine koyarak izleyiniz.

--spoiler--
Filmin en sonunda öğretmenin Pepinot' u yanında götürmesinin Pepinot'un hep ailesini beklediği cumartesi günü gerçekleşmesi beni derinden etkilemiş ve gözlerimin dolmasına sebep olmuştur.

--spoiler--
kıyıda köşede kalmış keşfedilmeyi bekleyen filmlerden. Herhangi bir yerde adını duymadıkça veya şansa denk gelmedikçe belkide adını duyamazsınız, (bkz: whiplash) gibi bir film oscar alıyorsa ve herkes biliyorsa bu filmide herkes bilmeli sanırım.
güzel film.
izledikten sonra 1 hafta boyunca etkisinden çıkamadığım film. ucuz fransızcam ile, 'action-réaction' diyerekten gezdim etrafta.
tekrar tekrar izlenilebilecek güzel filmdir.

hababam sınıfını veya ölü ozanlar derneğini çağrıştırabilir fakat değildir.
muhteşem bir dram filmi.
filmin sonundaki iki cümle ağlatabilecek nitelikte.
ayrıca müzikleri mükemmel. 6-7 yıldır elimdelerdi açıp dinlerdim. filmi izlemek bugüne nasipmiş. bir buçuk saatin fazlasıyla hakkını veriyor gerçekten.
müzikleriyle, oyuncularıyla oldukça kaliteli bir başyapıt.
"pepinot inandığı şeyde haklıydı.
mathieu'nun kovulduğu gün cumartesiydi..."
ölü ozanlar derneği ile kıyaslanabilir, ancak yapım yılının yeniliği sebebi ile daha çok tatmin edici olan filmdir.

aksiyon, reaksiyon repliği etkileyicidir.

filmi en etkileyici kılan müzikleridir. çocuk korosu demez tekrar tekrar dinlersiniz.

not: yine de ölü ozanlar derneğini daha çok kereler izlediğimi itiraf etmeliyim.
izlemeden önce 'acaba ?' dediğim bir film olmasına rağmen oldukça etkilendiğim, klasik sayılabilecek bir fransız şaheseri...
8.5 milyon kişi bir şey biliyormuş demek ki izlemişler. gerçekten insanın içine işleyen senaryosuyla birlikte çok güzel bir filmdir.
öğretmenlik mesleği yapıyorsanız eğer daha bi dokunur bu film ve aslında umutsuz vaka diye birseyin olmadığını çok iyi anlatır.
harika ötesi fransız filmlerinden biri. müzikal, duygusal genel itibari ile dramatik bir yapım. cahallar izlemesin.
fransa'da 8.5 milyon kişinin izlemesi ve dvd satışları dikkate alındığı zaman fransa sinema tarihinde en çok ilgi gören 13. filmdir.
harikulade, fevkaledenin fevkinde bir baş ucu filmi.
olağanüstü filmdir.Şahsen beni çok etkilemiştir.
(bkz: cumartesi)
ismail yk nın acilen izlemesini istiyorum.

bu onda varoluşla ilgili bir problem yaratabilir -ve müziği bırakır, diye umuyorum.

(nihat doğan da olur)
insanda içinde onca acıklı şey olmasına rağmen aptalca bir mutluluk bırakan christophe barratier filmi.

--spoiler--
hala arkadaş mıyız?
tabii ki!
beş artı üç?
elli üç *
--spoiler--

--spoiler--
sırf hüdaverdi çakması, o gözlüklü, kıvırcık saçlı velet için bile izlenebilir.
--spoiler--

olagan durumlara teşekkürlerimi bir borç bilirim.
fransız sinemasına küfredenlere altından kalkılamayacak cevap. müzik ile içli dışlıysanız veya farklı bir ruh halinde değilseniz sizi ağlatması işten bile olmayan yapıt.
sıcacık bir film. konusu, anlatılanlar, verilen mesajlar çok alıştığımız türden aslında ama yine de izlettiriyor bu film kendisini. bir yatılı okul hikayesi ne kadar farklı olabilir ki? ama işte oyunculuktan mıdır nedir çok güzel bir film olmuş bu. sıcacık işte.

şiddet, etki tepki gibi yöntemlerin uygulandığı okula melek gibi bir adam geliyor. sistemleri beğenmiyor değiştirmeye çalışıyor bir koro kuruyor. böyle işte alışılmış bir şey ama yine izlemekte fayda var. ayrıca çocuk oyuncular ve müzik harika.
alt yazılı izlemesem a bu türk filmi değil miydi diye düşünülecek ya da beni o şekilde düşündüren, çok saf, çok naif bir fransız filmidir. yönetmeninin de dediği gibi konusunu gene eski bir fransız filmi olan 'La Cage aux rossignols' dan alsada (müzik öğretmeninin hikayesi) gayet sürükleyen, sıkmayan, alabilene çok şey veren bir film.
insanın içindeki çocuğu sömüren ve bu yaptığından dolayı, belkide hayatınızda izlediğiniz en iyi filmler arasına girebilecek niteliklere sahip olduğunu düşüneceğiniz muhteşem bir christophe barratier filmi. sanatın insanı nasıl uysallaştırıp eğittiğinin filmi belkide. filminde yakalanmış ritmik uyuma söylenecek söz bulamıyor insan, senaryoda olduğu gibi filmin o muhteşem müzikleride christophe barratier in anlatım gücünün kusursuzluğunun göstergesi, kendisi oyuncu kadrosunu oluşturabilmek için 40 faklı koroyu dinlemiş ve en sıradan bulduğu çocuklarla hiç bir profesyonel yardım almadan altı ay boyunca çalışmıştır. filmin müzikleri akıldan silinir gibi değil...
izlediğim en güzel filmler arasında olan koro bir yatılı okul hikayesi:
1949 yılı savaş sonrası Fransa'da işsiz müzik öğretmeni clément mathieu gelen bir teklif üzerine yatılı erkek öğrencilerden oluşan bir okulda işe başlar.Yerin dibi adı verilen okulda tamamen birbirlerinden farklı karakterlerden oluşan ve oldukça asi tavırlar sergileyen öğrenciler bulunmaktadır. okulun müdürü ise öğrencilere karşı oldukça sert davranmakta ,acımasız cezlar vererek disiplini sağlamaya çalışmaktadır.Clament bu gibi cezalar ile hiçbir sonuca varılamayacağını,cezaların caydırıcı olmak bir yana öğrencileri ispiyonculuğa özendireceğini ve aralarındaki çatışmayı arttıracağını düşünmektedir.aklına gelen en iyi çözüm ,en iyi bildiği iş olan müzik sayesinde öğrencilere ulaşarak onlara farklı bir dünyanın kapılarını aralayabilmek olur...