bugün

küçük prens, büyükler için romandır.
Sevgili Küçük Prens..
Tek ve diğer güllerden farklı gülüne sevgi ve selamlarımla..Birlikte her zaman mutlu olmanızı dilerim..Tekrar dünyaya gelecek olursan seni gökyüzüne küsmüş ayışığının altında bekleyeceğim..
sakin'in harika bir parçası.

Taze durmayı unuttuğum şu şubat gününde ben nasıl naif olsam?
Söyledim pek ince işlerim ben; sen bakar, dalar, konuşur ve şahlanırsın..
Birden susturdum tüm dünyayı sen konuş diye, nasıl sağırsın kendine..
ilk defa toslayınca bir incelik abidesine yarattın yenisini...
Bildiğim tüm küçük hayatlar yıkık ya, sen onarma istemem.
Sevdiğin bu gözler sessizse, inan çok çok uzakta gerçeğim...
...Ve ayrılma vakti geldiğinde,

''Ah! Sanırım ağlayacağım'' dedi tilki.
''Bu senin hatan'' dedi küçük prens. ''Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedin.''
''Doğru, haklısın'' dedi tilki.
''Ama ağlayacağını söyledin!''
''Evet, öyle.''
''O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.''
''Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım.''
*

http://www.kucukprens.org/kitap/21.php
''çölü güzel yapan, dedi Küçük prens, bir yerlerde bir su kuyusu saklıyor olmasıdır.''
çocuk kitabı görünümlü bir hayat kitabı.
bir de hüseyin yurttaş' ın küçük prense ithafen yazdığı şu dizeler vardır;

söyle küçük prens
bir çöle düşmek midir yokluk
en yakın köy bin mil uzak mı söyle
gelip minik gezegeninden
bu belalar beşiği dünyamıza
bulacak mısın yine onu o çölde...
insanı evcilleştiren kitap. gökyüzüne bakmayı öğretir; ama bundan çok daha önemli bir şeyi hatırlatır size: koyunun gülü yemesi sorunu önemlidir. koyun gülü yedi miydi bütün yıldızlar söner gökteki.
küçükken okuyup etkilenmem sayesinde şuanda Fransızca okumama neden olan kitaptır.
okumak hala nasip olmadı. en yakın zamanda okumak istediğim kitap.
insana insan olmayı öğrettiği için türk insanı tarafından baştacı edilen kitap. şahsen atatürk'e diktatör demiş, faşist demiş ne bok demiş elin fransız'ı umrumda değil. ben ona atam diyorum, gerisini de sikimde sallamam. küçük prens başucunda değil göğsün içinde saklanılası kitaptır.
mükemmel novella. saint exupery hayranı olma nedeni. insan böyle bir kitabın yazarının savaş pilotu olmasını kabullenemiyor tabii. yine de mezkur yazarı bağışlatan mükemmel kitap, müzikal.
çiğdem erken'in kız kafası albümünde, özellikle bu aralar benim için çok anlamlı olan şarkısı.

"...memnunsan sahiden geri dönme boşver çok özlersen sarıl içinden..

rüyalardan, masallardan seçtim seni, boş hayaldin, tüm gerçeklere ben tek geçtim seni..."
asla bir çocuk kitabı olmayan, defalarca okunası ve çok anlam çıkarılabilecek kitap.
''insanların artık anlamaya zamanları yok. dükkanlardan her istediklerini satın alıyorlar. ama dostluk satılan bir dükkan olmadığı için dostları yok artık.'' en akılda kalıcı cümlelerinden biri. çocuk kitabı olduğu halde büyüklerin daha çok okumasının nedeni sanırım çocuklukta kalmış duygularını yeniden kazanma isteği.
--spoiler--
ve geceleri gökyüzüne bakarsın. her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin yerini gösteremem sana. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... hepsi senin dostların olacak. hem sana bir armağan vereceğim..."

"yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. ben gülüyor olacağım bir tanesinde. ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... yalnızca senin gülen yıldızların olacak!"

"ve üzüntün hafiflediğinde (zaman bütün acıları hafifletir) beni tanımış olmak hep seni mutlu edecek, dostum olarak kalacaksın. benimle gülmek isteyeceksin. bunun için de arada bir pencereni açacaksın... dostların gökyüzüne bakıp bakıp güldüğünü görünce çok şaşıracaklar! onlara 'yıldızlar hep güldürür beni!' diyeceksin. deli olduğunu düşünecekler. (bkz: sana nasıl bir oyun oynadığımı görüyorsun)..."

"acı çekiyormuş gibi bakacağım. biraz da ölüyormuşum gibi... evet, öyle. bunu görmeye gelme. görmeye değmez."

"gelmemeliydin. acı çekeceksin. ölmüşüm gibi olacak, ama ölmeyeceğim..."

"anlamalısın. çok uzak. bu gövdeyi oraya taşıyamam. çok ağır."

"atılmış, eski bir deniz kabuğu gibi olacak. bunda üzülecek bir şey yok..."
--spoiler--
--spoiler--
güzelsiniz ama boşsunuz, diye ekledi. kimse sizin için canını vermez. buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile, o tek başına topunuzdan önemlidir. çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur, rüzgardan koruduğum odur, kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğruna öldürdüğüm odur. yakınmasına, böbürlenmesine, hatta susmasına kulak verdiğim odur. çünkü benim gülümdür o.
--spoiler--
o çok konuşulan bölümle ilgili müthiş bir inceleme yazısı ve aynı zamanda çevirinin önemi;

http://ceviribilim.com/?p=127
son dönemde anlamadığım bir şekilde popülerleşmiş, dövmelere ilham vermiş kitap.
o koyun çiçeği yedi mi yemedi mi?
işte tüm mesele bundan ibaret dedirten klasik.
ilkokul 2. sınıfta, şimdiye kadar en sevdiğim öğretmenim ayşe julide çetinörge'nin bana hediyesiydi. sınıfta en çok kitap okuyan ve o kitapların özetini en güzel çıkaranlara verilecekti hediye. ben çok fazla okumamıştım ama özetleri çok beğenmişti hocam. ne kadar mutlu etmişti beni. hemen okudum, tekrar okudum, tekrar okudum. anlamamıştım o zaman, ama anlıyormuş gibi kandırmıştım kendimi. yada asıl o zaman anladım da şimdi anlıyorum sanıyorum. çok teşekkür ederim öğretmenim.

herkes okusun bu kitabı.
bim markasıdır.* *
yok bebeğim öyle bildiğin gibi değil bu dünya denen yer. Bağlılığı evcilleştirmeyi bi tilkiyle paylaşır anlatır,anlarsın da insana ne bok olduğunu anlatamazsın, istediğin kadar betimle istediğin kadar kelimeleri dans ettir bazısının içini sızlatıverirsin belki ama bazısı için çocuk kitabı olarak baki kalacaksındır.Yapıcak bişey yok bebek! sen de haklısın kitapta insanlar daha naif anlatılmış.
--spoiler--
“günaydin” dedi küçük prens.
“günaydin” dedi satici. insanlarin susuzlugunu gidermek üzere hazirlanmiş tabletler satardi. haftada bir kez bu tabletlerden aldiniz mi, o hafta hiç susamazdiniz.
“peki bunlari niçin satiyorsunuz?”
“çünkü bu, insanlara çok vakit kazandiriyor. uzmanlar bunun araştirmasini yaptilar. haftada tam elli üç dakika kazaniyorsun.”
“peki bu elli üç dakikada ne yapiyorlar?”
“canlari ne isterse.”
“eger elli üç dakikam olsaydi,” dedi küçük prens, “bir su pinarina dogru agir agir yürürdüm.”
--spoiler--
Birini hakkıyla sevebilmek için okunması gereken kitap.
- evcil ne demek ?

- artık pek önemsenmeyen bir gelenek... bağ kurmak demek.

- bağ kurmak mı?

- aynen... örneğin, sen benim açımdan binlerce oğlandan birisin. birbirimize ihtiyacımız yok. ancak beni evcilleştirirsen birbirimize ihtiyaç duyarız. sen benim için özel olursun, ben de senin için olurum.

"birinin sizi evcilleştirmesine izin verdiyseniz, gözyaşlarını kabullenmeniz gerekir"

insanın her yaşında okuyabileceği, her okuduğunda farklı bir şeyler bulabileceği harika kitap.
Abartılmış eserlere kolaylıkla örnek gösterilebilecek çocuk kitabı.

(bkz: Secret)
(bkz: Ferrasi ni satan bilge)