bugün

soktugumun insanlari yuzunden dunyada binlercesi buz gibi havalarda,40 dereceyi gecen havalarda bekci niyetine iskence gormektedirler.
evde beslenmesi hijyen açısından sakıncalıdır, eve sıçar, sahibi kızarsa yaptığını yer, sonrada sahibi onu öper...
(bkz: apo)
genellikle günümüzde alçak, iki paralık insanlarada kullanılan yakıştırma.
hiç tanımadığı bir insanı kurtarmak için 600 kiloluk bir boğaya kafa göz dalan, diğer tüm insanlar sadece izlerken araya girecek cesarete sahip kahraman versiyonları da olan hayvan. yuh diyoruz.

http://www.toxicjunction.com/get.asp?i=V1916
(bkz: itin soyu)
yalan söylemeyen, egoistlik yapıp başkasının hakkına ve zevkine göz dikmeyen, sevgili bulduğu zaman eski arkadaşlarını ve dostlarını unutmayan, söz kesmeyen, düşüncesizce davranıp kalp kırmayan canlı türü.
evinizin kapısını açtığınızda kuyruğu pervane gibi döndüğü halde sizi beklediğini bildiğiniz, insan görünümündeki egoist, düşüncesiz ve kabaların yanında hayvan demeye bin şahit isteyen...
iki ayaklıların yerine dört ayağına yoluna ölebileceğim tek hayvan.
yemeğini verdiğiniz sürece en iyi dost olan hayvandır. bir gün unutun vermeyi daha da iyi dost olur. üçüncü gün her şeyi göze almış olarak karşınıza çıkar. kısaca ve aslen yemeğin köpeği olmuştur bu hayvan.
şüphesiz,her türlü zamanda her türlü insandan daha iyi dosttur.çünkü insan iyi gün dostudur.köpek seni karşılıksız sever.herkes bu duyguyu tadamaz."köpek olan eve melek girmez" şeklindeki söz hurafedir.saçmalıktır.aksi kanıtlanmıştır.köpek huzur getirir.sevgiye en ihtiyacınız olduğu anda siz onun başını okşarsınız sarılırsınız o sizin yüzünüzü yalar.inanılmaz acayip güzel bir duygudur bu.bazen onu döversiniz,bazen dışlarsınız yalnız bırakırsınız.o size hiç darılmaz.ve bir gün tekrar ilacınız olur.
çok değil biraz tanıyınca ne kötü anlamlarla özdeşleştirip, kendilerine ne büyük haksızlık ettiğimizi anlamanın işten bile olmadığı iyi yaratık. tanıyanlar bilir, bir köpekle dost olduğunuzda onun en öncelikli konusu vereceğiniz yemekten ziyade göstereceğiniz ilgi ve şefkattir. o bu yolu zaten açacaktır size, yere yatacak, karnını, en yumuşak ve savunmasız bölgesini size uzatacak ' bak sana güveniyorum, senden bir zarar gelmeyeceğinden eminim ' diyecektir. bu bir çoğumuzun yüzeysel değerlendirmesi olan yaltaklanma ile taban tabana zıt, son derece soylu bir davranıştır. hissiyatınızı sezer köpek, keyfinizin yerinde olmadığını anladığında ki bu onun için hiç zor değildir, sizi neşelendirmeye çalışır, başaramazsa elinden gelenin en iyisinin sıkıntınıza ortak olmak olduğunu anlar ve sizinle birlikte somurtur, meşhur araba arkası yazıda dendiği gibi, insanları tanıdıkça daha çok sevilendir köpekler.
havlayan, ısıran ve kendi çocuğu ile sikişip ondan yavru yapabilen hayvan türü.
dogo argentino

dogo argentino yeryüzündeki en yeni köpek ırklarından biridir. bu köpek arjantinlilerin ulusal övünç kaynağıdır ve onunla en az futbol ve tango kadar gurur duyarlar. birçok köpek ırkının aksine, dogo'nun hikayesi "bu köpek ırkının hikayesi tarihin derinliklerinde saklıdır..." cümlesiyle başlamaz. tam tersi, dogo'nun tarihi oldukça yenidir ve çok iyi bilinmektedir.

irkın yaratıcısı prof. dr. antonio nores martines bir genetik uzmanı ve tutku dolu bir avcıydı. 20.yy başlarında arjantin'de av düpedüz tehlike demekti, çünkü gerek uçsuz bucaksız kayalıklar ve çalılıklardan oluşan arazi, gerekse de tehlikeli hayvanlar (puma, jaguar ve avrupa yaban domuzu) her avı gerçek maceraya dönüştürüyordu.
dünyadaki hiçbir köpek bu koşullarda avlanamıyor, denendiklerinde ise kendileri "av" oluyorlardı.

antonio martines'in hayali av içgüdülerine sahip olan, uzun mesafeleri koşabilen, iyi koku alabilen, bir pumayla teke tek dövüşüp onu alt edebilecek kadar güçlü, dövüş sırasında alabileceği yaralar yüzünden mücadeleyi bırakmayan ama aynı zamanda ve en önemlisi de insanlara ve diğer köpeklere karşı gereksiz agresiflikten yoksun bir köpek cinsi yaratmaktı.

antonio martines'in hayalini kurduğu köpeğin özellikleri yeryüzündeki hiçbir köpekte birarada yoktu. istediğini elde etmek için birçok köpek cinsinin en iyi özelliklerini biraraya getirmesi gerekiyordu. karşısındaki işin çok uzun, yorucu ve belki de imkansız olduğunu biliyordu, ama başaracak olursa bütün dünyayı hayrete düşürecek bir köpek cinsinin ortaya çıkacağını da çok iyi biliyordu.

yeni ırkın temeli olarak perro de pelea'yı (kordoba beyaz dövüş köpeği - günümüzde soyu tükenmiştir) aldı. (bazı kaynaklara göre 30 dişi) buna tam 9 farklı köpek ırkı ekledi ve uzun yıllar sonunda amacına ulaştı. kullandığı bütün köpekler safkandı ve çiftleşmeler sonucu doğan yavrular arasından en elitlerini seçiyordu.

seçilen ırklar da tabii ki dikkatli inceleme sonunda belirleniyordu.

1. bir puma veya yaban domuzuna yetişmek ve ona saldırmak için hızlı ve cesur köpeklere ihtiyaçları vardı ve antonio nores martines ve kardeşi avgustin nores martines'e göre bu köpek irlanda kurt tazısı'ndan başkası olamazdı..
2. elde edilen köpeğin büyüklüğünü korumak ve kas yapısını daha da geliştirmek için ispanyol mastifi kullandıkları bir sonraki cins oldu.
3. avrupa'daki en popüler av köpeklerinden biri olan pointer mükemmel koku alma duyusunu verdi.
4. bulldog'un geniş göğsü, yere sağlam basışı ve gözüpekliği, kardeşlerin yeni cins için seçtikleri diğer özelliklerdi.
5. boyut olarak biraz küçük olmasına rağmen "köpeklerin gladyatörü" bullterrier cesaret, korkusuzluk, çeviklik özelliklerini verdi.
6. kafatasını ve genel olarak bütün iskeleti güçlendirmek ve büyütmek için danua tercih edilen bir sonraki cins oldu.
7. dünyanın en güçlü köpek çenelerinden birinin sahibi dogue de bordeaux yeni cinsin zaten güçlü olan çenelerini biraz daha geliştirdi.
8. arjantin pampaslarında avlanmak için kolaylıkla seçilebilen bir renk olan beyaz için pirenei dağ köpeği kullanıldı.
9. en son kullanılan cins olan boxer yeni cinse sağlam psikoloji ve canlılık verdi.
artık sonuca ulaşılmıştı. yeni köpek bütün beklentileri karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda çok üstün birkaç özellik daha sergiliyordu.

ne yazık ki 1956 yılında prof. dr. antonio nores martines trajik bir kaza sonucu hayatını kaybetti ve ortaya çıkan bu yeni köpek ırkının uluslararası köpek federasyonu (fci) tarafından resmen tanınmasını (1964) göremedi.

kardeşi avgustin bu cinsin popüler hale gelmesi için elinden geleni yaptı ve onun sayesinde bu yeni ırk yok olmaktan kurtuldu. gittiği her yere yanında dogo argentino yavrularını götürüyor ve oradaki üst düzey kişilere hediye ediyordu. daha sonra arjantin'in kanada'daki büyükelçisi olarak kuzey amerika'ya gittiğinde yine yanında birkaç dogo götürerek köpeğin orada da tanınmasını sağladı.
gözlerinde yalan yoktur. havlamaları iletişim kurma çabasıdır, keşke konuşabilse. dışarıda sahibi ile dolaşırken ihtiyacını giderdikten sonra pisliğini örter, ihtiyacını giderirken de başkalarının gözlerine bakmaz, o derece temizdir. kalbinde anne, baba, abi, abla, varsa evin muhabbet kuşu - başlarda pek anlaşamayıp yutmaya kalkışsa da - ve diğer insanlar vardır.eğer evde biri hasta ya da üzgünse ayaklarının dibine oturur, gözlerini diker, hüzünlüdür gözleri.
dosttur, sevgili bulunca selamını, sabahını, muhabbetini kesmez,
dosttur, ona bir şeyler anlatırken durduk yere havlamaz,
dosttur, sırf egosunu tatmin etmek için ısırmaz.
keşke ama keşke, insanlar biraz köpeklere benzese ve köpeklerden bir şeyler öğrenip alabilseydi... işte o zaman dünya bu kadar egoist, menfaatçi, pis bir yer olmazdı.
(bkz: en sadık dost)
en sadık, en sevilesi bir yaratık bu.
benimde var köpeğim ordan biliyorum. çok küçüktü annesinden onu ayırdığımda. yumuk yumuk patileri buruşuk bir suratı vardı. yürürken yalpaladığı günler halen gözümün önünde. kucağıma yatırıpta biberonu tıpkı bir bebeğin annesinin göğsüne asılması gibi patileriyle tutup, cukk cukk diye çekerdi kerata. öyle güzel bir duygu ki kelimelere dökemiyorum. bana ait olan, benim sorumluluğumda olan bir canlı var. bana muhtaç.. benim olan. öyle de masum ki alıp içime içime sokasım geliyor. çok sevdiriyor kendini, gün geçtikçe daha çok alıştırıyor.
öyle ki ben köpeğimsiz hiçbir yere gitmem, gidemem ki. birbirimizi özleriz.
güne onu görmeden başlamam mesela. her sabah beni aynı saatte uyandırması için kurulu bir çalar saatim de yok üstelik. ama köpeğim var. bana seslendiğini duyunca müthiş bir neşeyle yataktan fırlayıp bahçeye inerim. o da çamurlu patileriyle kucağıma atlar. şöyle sarılırız birbirimize sımsıkı. uzun uzuun gözlerime bakıp kuyruğunu sallayınca, anlıyorum ki çişi gelmiş oğlumun, karnı acıkmış, canı sıkılmış. bana ihtiyacı var.
abartmıyorum, sadece onu çok seviyorum.
dost, oyuncak, alet, yiyecek vs. şekilde çoğaltılabilir kullanış biçimleri.
herkesin sana ihanet edebileceği bir dünyada, sana ihanet etmeyecek tek canlı türüdür.
bugün anladığım kadarıyla,

aç kaldığı zaman biftekli cheetos bile yiyebilecek kapasitede olan bir hayvan türü.
islam dinini sevmeyen, ezani sevmeyen ve ezan sesini bastirmak icin uluyan yoldas.
abi almayın, çok korktuğumdan, bulunan eve giremediğimden demiyorum,

sonra ölüyo, doğal bir döngü olarak üzülüyosunuz,

e ben de üzülüyorum. bağlanmayın işte.
kendisine insanca davranıldığında aynı muameleyi size de gösteren yaratık. * **
ısırdığında kuduz yapabilme olasılığı vardır.
1) evcilleşince insana gayet sadık dost ve koruyucu olabilen bir evcil hayvan.
2) bir aralar yayınlanan ama kısa süren yerli dizi. yıllarca hapiste kaldıktan sonra artık duygusuzlaştığı düşünülerek tetikçi olması için bir karambolle hapisten çıkartılan bir adamın mafya dünyasındaki acıklı ve duygulu hikayesini anlatıyordu. mafya babalarından biri olarak cüneyt arkın da yan rollerden birindeydi.
binden fazla cinsi olduğu söylenen sadık hayvan.