bugün

Evlilik nedenlerini kısaca ele alırsak; islâm uğruna çekilen sıkıntılara karşılık olarak peygamberimiz evlilik dul hanımlarla evlilik yapmıştır, örneğin Hz. Sevde annemiz ile yaptığı evlilik. Kocası savaşta şehit olan kimsesiz dul hanımları koruma altına alma amacıyla evlilikler yapmıştır, Örnek Hz Ümmü Seleme ile Hz Zeynep. Hz. Muhammed (s.a.v.) yaptığı evlilikler ile akrabalık bağları oluşturduğunu, bu sayede islam destekçilerinin çoğalmasına vesile olduğunu hatırlatalım. Örneğin Hz Cüveyriye, Hz Ümmü Habibe, Hz Safiyye, Mısırlı Hz Mâriye ve son eşi Hz Meymûne. En yakın dostlarının kızları ile evlenerek aileyi onurlandırma; Hz Âişe, Hz Hafsa ve Cahş kızı Hz Zeynep örnek verilebilir.
Tüm bu evliliklerde peygamberimizin dünyevî menfaat, maddi bir karşılık beklentisinde olmadığını tek tek açıklayalım.
Hz. Muhammed (sav) isteseydi daha gençliğinde genç, zengin birçok kızla evlenebilirdi. Bu o dönemde normal karşılanan bir durumdu ve bu imkânı da vardı fakat evlenmemiştir.
Peygamber efendimize o dönemde ‘ Muhammedü’l-emin ‘ ( Güvenilir Muhammed ) lakabı verilmişti. içki, hırsızlık, kumar, ahlaksızlık, cinayetlerin bol miktarda bulunduğu o dönemde parmakla gösterilecek dürüstlüğe sahip, nadir insanlardan biri idi. ( ibn Hişam, Sire, I/197; ibn Sa’d, I/146 )
Kabe 605 yılında tamir edilmek istenir. Kabe tamir olur fakat Hacerul esved taşının yerine konması sorun olur. Bu bir statü göstergesidir. Kanlı kavga çıkmak üzere iken sorunu Hz Muhammed çözer. Halbuki ne zengin, ne kabile reisi ne de meşhur bir komutandır. ( Belazûri, I/100; ismail Yiğit-Raşit Küçük, Siyer-i Nebi, 75 )
Peygamberimiz daha yirmili yaşlarda iken, zenginlerin fakirlerin haklarını korumak amacı ile kurdukları ‘ faziletli-erdemlilerin dayanışması’ olarak tercüme edilebilecek Hilful fudul derneğine katılır ki yine kendisi ne zengin ne de kabile şeflarinden biridir. ( Ravdü’l-Ünf, 1/94, ibn-i Ke­sîr, el-Bi­dâ­ye, II, 295 , Sîre, 1/142; Tabakât, 1/129 )
Peygamberliğinin en çetin yıllarında amcası Ebu Talip vasıtası ile O’na bir anlaşma önerirler: ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim. Yeter ki sen bu islam davasından vazgeç.‘ Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Güneşi sağ elime, ay’ı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem Ya Allah, bu dini hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm ’ (Sîretu ibn Hişam, 1/266; ibnu Seyyid’n-nas,Uyunu’l-eser, 1/132; ibn Kesir, es-Sîretu’n-Nebeviye, 1/474; Beyhakî, Delail’u’n-Nübüvve-şamile- 2/63; Taberî, 2/218-220)
Hz. Muhammed (sav) neden çok hanımla evlenmiştir?

Müslüman inancına sahip olan bir kişinin merak amacı ile sorduğu soruya verilecek cevapla, Oryantalist veya ateist mantalite ile sorulan soruyu verilecek cevaplar farklılık arz eder. ikinci grup insanların iddiası bu evliliklerin kişisel menfaat ve nefsî olduğu yönündedir. Bu nedenle konuya iki açıdan yaklaşılabilir. Oryantalistler bizzat kendi kutsal kitaplarında Hz ibrahim, Yakup, Davud, Süleyman birden çok evli iken ( Tekvin, 16/1-4, 25/1, 30/3-13, 32/22, II. Samuel, 3/2-5, I. Samuel, 25/39-44, I. Krallar, 1/1-4 ) ve onlara herhangi bir “ Şehvetperestlik veya kadın düşkünlüğü ithamında bulunmaz iken, efendimizin evliliklerini bu eksende değerlendirme eğiliminde olmuşlardır daima ( Muhammed Ali sabuni, Subuhat ve Ebatıl Havle Teaddüdi Zevcai’r-Resul, s. 7-8) islam düşmanlarının iddiaları doğru olsaydı, Hz. Muhammed (s.a.v) dul ve yaslı kadınlarla değil de bakire olan genç kızlarla evlenirdi. Hâlbuki onun eşlerinden sadece Hz. Aise validemiz bakire idi. Diğerleri ise ya daha önce bir veya iki evlilik yapmış ve önceki kocalarından çocukları olan ya da yası bir hayli ilerlemiş kadınlardı. ( Doğuştan Günümüze Büyük islam Tarihi, Çağ Yay, 1986, I,/327)
takip eden ayeti gizleyenlere, AHZAB-52.

Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.
Seyyid Kutup Yoldaki işaretler'in çok değil elli sayfasını okursa belki özgürlüğe kavuşacak bireyin ortaya attığı saçma görüş.
zira o dönemde bir odada yapılan törenlerde o an odaya giren kadın herkes ile zina yapmak zorunluluğuna sahipti. Şimdi bu taraftan bakarsak, Allah'ın (C.C.)Sevgili Ulağımızın (S.A.V) örneğiyle o toplumu cahiliyeden özgürlüğe çıkardığı ortadır. Özgürlük demekle kasıt Batı medeniyetinin freedom dediği hürriyet değil özün gürlüğüdür.
daha iyi bir anlatım için (bkz: Taşları Yemek Yasak) (bkz: ismet Özel)
--spoiler--
ÖZELLIKLE SANA ŞUNLARI HELAL KILDIK: MEHIRLERINI VERMIŞ OLDUĞUN EŞLERINI, ALLAH IN SANA GANIMET OLARAK VERDIKLERINDEN SAHIBI BULUNDUĞUN CARIYEYI, AMCANIN KIZLARINDAN, HALALARININ KIZLARINDAN, DAYININ KIZLARINDAN, TEYZELERININ KIZLARINDAN SENINLE BIRLIKTE HICRET ETMIŞ OLANLARI
--spoiler--
zaten günümüzde de bu evlilikler yapılabilir, zamanın şartlarında peygambere tanınan ayrıcalıklardır bunlar. peygamberi kıskanmak mı yoksa kötüleyecek ayrıntılar bulma telaşından mıdır bilinmez inadına bu ayrıntıları dile getirirler.

(bkz: ahirette göte girecek entryler)
insanları sorgulamaya iten bir ayetin tartışmalara açılmasıdır.
tek bozulmamış din olan islamiyetin kitabını karalama çabaları.
cahillerin cahil cahil yorum yapmalarına neden olan, yorum yapanlara hayatlarında kaç tane islami kaynak okudunuz dedirten bir şey oldu gittikçe..
söz konusu bütün kutsal kitaplarda döneminin kültürü zaten vardır. çok kadın almak da bunlardan biridir. sonucta döneminin insanları tarafından yazılmıslardır...
muhammed'e akrabalarıyla ilişkiyi serbest kılan ayettir. ama başkasına yasak ! nasıl iş lan bu ?
kuran'ın muhammed tarafından yazıldığına dair birçok kanıttan sadece biridir.
"dönemin şartları öyleydi." diye açıklama getirilir. acaba bu dinler dönemin şartlarına göre mi indiriliyor. 21. yy da bir kitap lazım ozaman.
asla kaynak olarak gormeyecegim din kitaplarının sacmalamalarına yeni bir örnek daha...
duyan da diyecek ki adam kuran ı sayısız kereler hatmetmiş, tefsir, fıkıh, kelam, hadis ne varsa yalamış yutmuş bir surenin bir ayetine takılmış işin içinden çıkamamış.
şimdi burada başka nelere saldırıldığını da yazar cevaplarını da bir bilene danışmasını tavsiye ederdim ya; neyse...
aynı kitabı aç orada kafirun suresi var. ne diyor; sizin dininiz size benim dinim bana.
bu bağlamda;
(bkz: ahirette görüşürüz)
deli kurmacası bir oyunu tekrar oynamaya çalışan delinin skandal diye gördüğü durum.
insan birazcık okuyacak, araştıracak evvela.
birilerine sataşacaksan öğreneceksin, kaynakları tüketiceksin.
bu herkes geçerlidir.
bir atesite dini anlatan kişi içinde geçerlidir,
bir kafir dine saygısızca saldırırkende geçerlidir.

kendini üstün gören kişi, ateiste dinini tam anlamıyla öğrenmden anlatırsa madara olur ateistin gözünde, senle dalga geçer ,dininle dalga geçer,
sen bilgisizce ona ;"sen bakteriden mi geliyorsun peki bakteri nerden geliyor?" diye sorarsan,
oda sana peki senin allah'ın nereden geliyor diye sora, bilmiyorsan cevap veremezsin.
o yüzden allah'ımızın gönderdiği ilk emir "oku" olmuştur.
aynısı bir ateist içinde geçerli bir dine saldıracaksan o dini gerçeklerini okucaksın öğreneceksin, eğer öyle yapmaz isen madara olursun.
heee amacı öğrenmek veya öğretmek olmayan böyle insanlar da kafa karıştırmak, adını duyurmak, kendince sevmediklerini aşağılamak için böyle eylemlere girişmektedir.
bu da artık yeter dedirten başlıktır. bu başlığı açan yazarı ne zaman görsem hep islam dinini karalayacak başlıklar açıyor. diyoruz ki kendisine madem allaha inanmıyorsun bu sadece islam dini ile olarak alakalı değildir. lütfen islam dinine inanan kişilerinde burada olduğunu unutmaması gerektiğini hatırlatmak zorundayım. belli bir yere kadar bütün allah ve islam dinine yazılan yazılara sabretmekteyiz fakat bu belli bir süreden sonra inançlı kişilerin sabrını taşırmaktadır. bu ateistlikle alakalı bir şeyde değildir tamamen saygıyla alakalıdır çünkü ateist olup ta inançlı insanların düşüncelerine saygı duyanlarda vardır.
agır sapık bluevelve nin hastalıklı ruh halinin ürünü cümledir.demokrasinin bu kötülügü var işte, bu tür şerefsiz haysiyetsiz agır sapıklara yaşama şansı tanıman gerekiyor, hayvan gibi yaşadıgı hayatla başbaşa bırakıyorsun, mecburen yapacak bir şey yok, bırak yaşasın bir hayvan gibi.

tüm hayvanlardan özür diliyorum.
ne büyük bir gaflet dalalet ve cehalettir ki; bir şey bulduğu zannıyla bokunda boncuk bulmuşçasına sevinen, fakat bulduğu bilgiyi yorumlayacak, dahası anlayacak zekaya ve bilgiye sahip olmayan, benimle aynı oksijeni soluyor olmasından üzüntü duyduğum zavallı kişi tespiti. Aslında tespit demek doğru değil ya. neyse uzatmayacağım.
anlamadığım nokta günümüzde erkekler kendi karılarına dost bırakıp, eşlerini bırakıp metresleriyle yatıp kalkıp keza kadınlar aynısını yapıp edince bir sorun yok söz bitmiyor da Kuran daki bir ayet nedense kuran cahilleri tarafından yoruma tabii tutuluyor.Bir ayeti yorumlayabilmek için öncelikle kuranı çok iyi bilmek lazım.ayrıca kelam,tefsir,siyer ve islam tarihi de bilmek lazımdır.tüm bunlardan cahil olan birinin ayet hakkında atıp tutması elbette kaale alınacak gibi değildir.yalnız şunu söylemek isterim ki ayette belirtilen husus bir insana evlenmesi için kimlerin helal olduğunun Peygamber üzerinden örneklenmesidir.bunu başka bir yerinden anlayan zat öncelikle günümüzde varolan ensest ilişki,tecavüz,taciz,fahişelik gibi konularda da sözü bitirmeli tabiri caizse! hala fahişelerin helal kazandığını düşünenlerin varolduğu bir ülkede yaşıyorsunuz islama bok atmadan önce durup düşünmeniz lazım.devlet destekli orospuluk yapılıp kadınları devlet satıyorsa buna karşı çıkamayan insan islama yaptığı bu eleştiri de samimi değildir ve sözleri bir sivrisinek cızıltısı yapmıştır sözlüğümüzde ve gönlümüzde.
peygamberin çok evlilik ile cinsilatif amaçlı evlendiğini zanneden, neredeyse(bir eşi hariç) diğerleri ile aynı evde bile kalmadığını bilmeyen trollerin sığındığı ayet.

Bazılarının inanmama sebepleriymiş ayrıca tanrı yarattığı bir varlığı diğerinden yüceltiyormuş. kara cahil kardeşim islamiyete göre herkes bir şekilde defalarca sınanır. Kimi para ile, kimi güç ile kimi kadın ile kimi başka şeyler ile.

Allah bütün insanlar gibi peygamberi de sınamıştır şehvetlerine yenik düşecek mi diye. ki sonradan evlendiği kadınların hepsi çocuklu dul ve sadece formalite amaçlı nikahında kalmış kişilerdir. Bahsedilen dönemde dul kadınlar rahat bırakılmadığı için nikahına almış hatta çoğunu görmemiştir bile.

Hayır bok atıcan biraz araştır ne olur. Ayrıca aynı Allah değil mi peygambere sen de bir insansın diyen. bunun nesi yüceltme?
Sevgili peygamberimizin yaşadığı dönem, çok eşliliğin zaten sıradan olduğu, toplumca yadırganmadığı bir dönemdir. Böylesi bir dönemde, efendimizin çok eşle evlenebilmek için (haşa) ayet uydurmasının bir gereği yoktur. Ateistlerin iddia ettiği gibi bu ayetle birlikte efendimizin çok eşle evlenmesinin yolu açılmış değildir. Bu ayetler indiğinde efendimiz zaten birçok hanımla -çeşitli sebeplerden ötürü- evlenmiş bulunuyordu ve bu ayetlerin akabinde de herhangi bir başka evlilik yapmış değildir. Tefsircilerin çoğunluğuna göre, Ahzab Suresi'nin 50. ayeti efendimizin mevcut eşlerinden bahsetmektedir. 52. ayette ise, efendimizin mevcut eşlerinden başka bir hanımla evlenmesi yasaklanmaktadır. Yani ayetlerde, ateistlerin iddia ettiklerinin tam aksi bir durum söz konusudur.
yazarın kendi cephesinden skandal gibi görünen şey doğru düzgün araştırıldığında o günün sosyal hayatına düzenlemedir. ayrıca insan cahilse ya kendi soruşturur ya da bir bilene gidip doğrusunu öğrenmeye çalışır. ama bu mesele öyle değil, böyle bir başlık açmaktan maksat kıçından birşey uydurup insanları manipüle etmek, kafasını karıştırmak ya da kendine küfrettirmektir. ben son gruptayım o zaman.iü

allah belanı versin bv...
inanmama sebeplerimden sadece biri. hangi tanrı yarattığı varlığın birini yüceltip diğerini onun için bir mal haline getirebilir. eğer tanrı böyleyse olmasın daha iyi. tanrı gerçekse (ki inandığım şey bu) o zaman bu din onun olmamalı.
(bkz: sadece sana diğer mü minlere değil)

(bkz: seni seçtim pikachu)

(bkz: bu entry hep eksi dolacak)
Ey Peygamber! Biz sana özellikle şunları helal kıldık. Bu âyette, peygambere, layık ve faziletli olan hanımlar zikredilmiş ve beyan buyurulmuştur. Çünkü;

1- "Ecir"lerini yani, mehirlerini verdiğin hanımların. Şüphesiz mehıri verilmiş olan hanımın gönlü verilmeyenden daha hoştur.

2- Bir kimsenin bizzat kendisinin katıldığı savaşta ganimet olarak sahip olduğu cariye, elbette satın aldığı cariyeden daha temiz ve daha şüphesizdir.

3- Kendisi ile birlikte hicret eden akrabaları da hicret etmeyenlerinden daha şereflidir. Bununla birlikte bazılarının dediği gibi, mehrin önce verilmesi peygamberin özelliklerinden olması da ihtimal dahilindedir. Nitekim amca ve hala, dayı ve teyze kızlarının helal olmasında seninle birlikte hicret edenler, diye kayıtlanmasında Peygamberin özelliğinin olması ağır basmaktadır.

Bunu şu rivayet de destekler: Ebu Talib'in kızı Ümmühanî şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.) önceleri, benimle evlenmek istemişti, ben özür diledim; o da özürümü kabul etti. Sonra da Allah Teâlâ bu âyeti indirdi; ben ona helal olmadım. Çünkü ben onunla hicret etmemiştim. Ben Tuleka'dan, yani serbest bırakılanlardandım." Bunun gibi Ve kendisini Peygambere hibe eden mümin bir kadın, yani kendisinin mehirsiz olarak Peygambere nikahlanmasına razı olan kadın, fakat bu mutlak değil, Peygamber O'nu nikah etmek istediği takdirde, böyle mehirsiz olarak nikah da Peygamberin özelliklerindendir. Bazıları Meymune binti Haris, Zeyneb binti Huzeymetel-Ensariye, Ümmü Şerike binti Câbir ve Havle binti Hakîm, bu şekilde kendilerini bağışlamışlardı demiş ise de, ibnü Abbas bunun gerçekten meydana gelmediğini, yani Peygamberin bu şekilde hiçbir kadın ile evlenmediğini söylemiştir. Bütün bunlar sırf sana mahsus olmak üzere helal kılındı müminlere değil, çünkü zikrolunan kayıtlarla hepsinin helal olması diğer müminler hakkında gerçekleşmiş değildir. Sayıca da, şekilce de fark vardır. Onlara hanımları ve "mülk-i yeminleri" olan cariyeleri hakkında farz kıldığımız, takdir buyurup karara bağladığımız hükümleri gerçekten bilmişizdir. Yani onlara layık olanı menfaat ve yararlarını bilerek takdir etmişiz ve bildirmişizdir ki, Nisa Sûresi'nde geçtiği üzere dörde kadardır, onun için bu beyan olunanları diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Şunun için ki sana hiçbir zorluk, bir darlık olmasın. Olmasın da kalbin huzur içinde ilahî vahyin ortaya çıktığı yer olsun

kaynak: http://www.kuranikerim.com/telmalili/ahzab.htm