bugün

entry'ler (1377)

joseph boum

futbolun mevsimlik işçisi, 6 ay-1 yıl ara vererek futbolculuk yapan başka bir oyuncu görmedim. yine kulüpsüz şuan.

galatasaray

bugün istiklal caddesinde o bileklikleri satan bir sürü gsstore çalışanı gördüm. sayın kulüp başkanı ve yöneticiler bence öncelikle şu umut bulut ve hamit altıntop başta olmak üzere tüm fazlalık olan topçuları gönderelim. biz ligten umudumuzu kestik zaten ama bari gs ruhu ile oynayan adamlara gitsin paramız. tek kuruş ödemem kardeşim bu takıma ödemem ulan benim param ruhsuzlara gidecekse tek kuruş ödeyip ürün almam.

mersin 2 atmış osmanlı 5 atmış zerre umrumda değil ha ben galatasaraylıyım kardeşim galatasaraylılık bir kimliktir benim için. benim iyi bir yönetime özlemim var; adnan polat bile daha iyiydi. ali sami yen de 2009 senesinde yaptığım protestolar için adnan polat'tan özür diliyorum bu vesileyle.

yanlış hesaba para göndermek

yanlış havale, yanlış eft gibi versiyonları olan bir dalgınlıktır. şahsım avukat olduğundan bu dalgınlığı yapan bir müvekkilimin işini çözmüştüm, biraz uğraşmıştım ancak hukukun işlevselliğine o zaman gerçekten hayran olmuştum. neyse konuya geçelim.

yanlış hesaba para gönderdiğinizi farkettiğinizde bankayı arayıp paranızı geri isteyin, banka hatalı iban'a yolladığınız paranızı size iade ediyor ancak para yolladığınız hesabın bir sahibi varsa geçmiş olsun paranız karşı tarafın hesabına geçti...

banka başkasının hesabına geçen parayı size iade etmez. banka makbuzunda vatandaşın ismini al... ta... benzeri isim görüyorsunuz ve ismi tahmin etmeye çalışıyorsunuz bu da tutmaz boşa uğraşmayın.

paranızı geri almak biraz meşakkatli olacaktır, bunun için biraz ceza kanunu biraz da borçlar kanunu karıştırmanız gerekir. bu noktada size bir adet bkz verip aradan çekiliyorum.

(bkz: sebepsiz zenginleşme)

edit: kendimi arkadaşlarına babasının olduğuna inandırmaya çalışan sezercik gibi hissettim. buyrunuz efendim tarafıma banka tarafından verilen cevap. sebepsiz zenginleşmeye dayanarak sike sike alamazmış müşteriden.

görsel

hande yener

gülşen ile birlikte en iyi kadın pop şarkıcıları listesinde ilk 5 sıradadır. diğer 3 ismi sonra bulcam.

pioneer

az önce SE-CE11-H modelini migros'tan %30 indirimle 11 liraya satın aldım. açıkçası pek bir umudum yoktu, amazon sitesinde bir yabancının paranızı çöpe atarsanız yorumu da iyice tırstırdı ama açtım kulaklığı. bence baya iyi kaliteli ses veriyor. fiyat/performans için 10 üzerinden 8 puan veririm. 2 puanı da biraz daha yüksek ses vermediği için kırdım ama biraz daha yüksek ses verse heralde 30 lira olurdu en az. siz yine de kötü diye alın iyi çıkınca sevinirsiniz.*

stres

Pazar sabahı saat 8 de uykudan kalkıp düşüncelere sevk ediyorsa birşeyler bunun kaynağı strestir. Haftanın 7 günü de aynı sabah 8 de uyanıyorum. Yaptığım iş avukatlık, kendi işimi yapıyorum. şefime amirime karşı sorumlu da değilim. Bu stres ne zaman geçer bilmiyorum ama sanırım streslerin en başlıca sebebi dışsal faktörler ve bunları iplememeyi öğrenen insan mutlu olmaya yelken aça insandır. Benim o noktaya gelmeme daha çok var tabi de belki bir gün ben de insanları iplememeyi öğrenirim de stresim azalır. Bilemiyorum altan.

rezene

yaz mevsiminin en sıcak geçen bu günlerinde terleme-klimalı ortama girmeden dolayı hastalanan bünyem kuşburnu, nane-limon, elma, ıhlamur çaylarının karışımlarını içerek bir dermana ulaşamamıştı. niye aldığımı bilmediğim kenarda duran anason-rezene çayını ıhlamurla birlikte içtim aman tanrım boğazımda bir yumuşama, bir esneme, hastalıkta bir kesilme oldu ki iksir yutmuş gibi oldum. kışın taylhot manyağı olan vücudum demekki anason-rezeneyle şifa bulabilirmiş kışın bol bol içeceğim.

aha şu çay: görsel

hastir meme büyütüyormuş çok içmeyelim beyler:( http://www.kadinlarkulubu...e/index.php/t-602537.html

acıma yetime döner koyar götüne

Şu 25 senelik ömrümde defalarca kazık yedim ve bu sözün doğruluğuna artık inandım. Mesela bir avukatlık stajı yapıyorum, bilen bilir stajyer avukat köledir aylık 800 lira verirler genelde, 1000 lira alınca kendini zengin hissedersin. Neyse efendim üniversiteden erzurumlu bir arkadaş var memleketinde staj yapıyordu beni aradı bir gün acil paraya ihtiyacım var dedi ne kadar dedim 200 lira dedi. Şimdi 850 lira maaşı olan adamım bunun dörtte birini vermek ağır gelecek ama çocuk benden para istedi diye çevirmek olmaz dedim. Parayı yolladım. Erzurumlu arkadaş 2 senedir bizim parayı ödemediği gibi attığım mesaja cevap bile vermedi. Şimdi bu para bana da az geliyor ama o zamanın fakirliğinde cebimdeki parayı yemeyip sana yolluyorsam bit zahmet sen de borcuna sahip çık arkadaşım. He avukat oldum şu an şimdi de daha uyanık tiplerle karşılaşıyorum. Müvekkillerimden biri vat ki hep acıdığı insanlardan dolayı kasasında çok büyük açık vermiş durumda. Gamsız olmak daha iyi duruyor. Bu devirde ama vicdanımız buna da izin vermiyor. Sonuçta zararda olan yine yetime acıyan bizleriz.

kene

Kocaeli/kandıra taraflarında kasığıma kafasını sokan hayvan. Kafasını soktuktan sonra üstte govdesi kalmakta olan bu hayvanı et beni zannetmek mümkündür, beş gün birlikte de yaşayabilirsiniz.

ptt

avukatlar olarak en fazla biz işlem yapıyoruz ptt ile. adliyede tebligatlar ptt ile gitmek zorundadır ve iadeli taahhütlü olmalıdır. iyi güzel takip numaramızı alıp tebligatı takip ederiz, borçluya tebligat yapılır, parçası adliyeye dönmüş gözükür ama o da ne adliyede tebligat parçası yok. ara tara bulamazsın. memura sorarsın cevap olarak; 'senin tebligat bakırköy'de bile olabilir, bak bakırköy adliyesinin tebligat bize gelmiş' derler. yani o takip numarasının gerçekte faydası yoktur tebligat kayıp olacaksa olur. bundan sonra ne yapmalı? ptt akıbeti sorulması gerekir onu yapmak için de tebligatı yapan ptt şubesine bir tebligat daha gönderilmelidir. oldu mu sana 2 iş? özelleşse bu durumlar düzelir mi? bence düzelir.

kredi kartı

kredi kartı bir ödeme aracıdır diyorlar ya bu ödeme aracını çok yanlış kullanan bir milletiz bunu dün akşam bir kez daha anladım. teknosa'da önümdeki bayan iphone 6 almıştı, kasada 10 dakika boyunca eşiyle birlikte 4 kredi kartı denediler, 2 kartta bakiye yetersizdi, 3.kartta bakiye varmış o karttan bir kısım ödeme yaptılar, eksik kısmı başka bir karttan tamamladılar iphone 6'yı aldılar biz de rahat bir nefes aldık. 2500 liralık telefon almak için bu derece kendini kasan insanları anlamıyorum cidden. ekonomik durumun iyi olur git al helali hoş olsun. ama ay sonunda dara gireceğini bile bile bu telefona ulaşmaya çabalamak ve eve icra gelince ağlayıp sızlanmak bana saçma geliyor.

avukat vs doktor

bir avukat olarak diyebilirim ki avukatta huzur, müvekkilde dert vardır. müvekkil derdini avukata verirken avukat müvekkiline huzurunu verir. müvekkil evine gidip uykusuna dalar avukat stresten saçlarını döker, ruhunu daraltır. doktor hastanın acısını üstüne almaz, ilacı verir, ameliyatını yapar dertle yine hasta yaşar, doktor duyarsızlaşır zaten bir süre sonra dert tasa taşımaz üstünde. belki cerrahsa bir stres hali yaşayabilir ancak onlar da hasta ex oldu deyip rahatça yaşantılarına devam ediyorlar. bence avukat vs doktor da avukat daha bir önde.

ben bu yazıyı sana yazdım

beraberliğimizin 7.ayını dolduracağımız güne yaklaşırken seni ne çok sevdiğimi allah imtihanlar ederek bana gösteriyor. seni hala ilk günkü gibi heyecanla seviyorum, ilk ve tek aşkımsın bir tanemsin. 7 ayda yaşadıklarımız, eylül ayında beşiktaş'tan bebek sahiline uzanan uzun yolda ortaköye giden o ağaçlı yolda yağmurlu havada yaptığımız yürüyüşlerimiz, yıldız parkında sararıp ağaçlardan düşen yaprakların altındaki hoş vakitlerimiz, izlediğimiz filmlerimiz, işlerimizde yaşadığımız haksızlıklara karşı birbirimize destek oluşumuz, birbirimize samimiyetle yaklaşmamız hepsi bizim için hoş anılar olarak kaldı. çok kıskanıyorum seni, kendimden bile kıskanıyorum. seni çok üzüyorum bazen bilmeden binlerce kez özür dilerim senden.

kalbimin bir anahtarı varmış sanki onu kilitlemişim ve sana vermişim; kilidini adeta denize atmışım da sende kalmış kalbim. senden başkasıyla kendimi düşünemem ben, sensiz ben bir ruhsuz beden, sokaktaki binlerce boşa gezen insandan biriyim. sen varsan ama kalbimde ben biriciği için yaşayan biriyim. para, refah senin için önemli değil, benim için de öyle. senle aynı yerde bulunayım yeterli, senin nefesini duyayım yeterli benim için. ben senin için yaşıyorum son 7 aydır. sensizlik benim için anlamsız. iste senin için kalbimi çıkartıp vereyim. iste canımı vereyim.

ben senin için bir yabancı olamam artık, senden kopamam ben. senden uzaklaşamam. beni kendinden mahrum etme, beni kendinden uzak tutma. sen benim için bir masumiyet simgesi, çocuksu bir hayat arkadaşısın. sen benim eşim olacaksın, çocuklarımın da annesi.

7 ay boyunca bana yaşattığın tüm güzellikler için sonsuz teşekkürler.

birlikte nice 7 aylara, 7 yıllara, sonsuza..

japon yeni

dünyanın en dengesiz para birimidir. ne zaman çıkıp ne zaman düşeceğini cidden kestiremezsiniz. dolarla çoğu zaman paralel olarak artıp inse de tüm birimler kırmızıyken bu para birimi yeşil olup artar. anlamak mümkün değildir ruh halini, türk kızı gibidir triplidir.

türk polisi

bir sapa balta olamayıp polis olan boş beleş sik kafalı olan bir tanesi tarafından biber gazına maruz bırakıldım. dediğim tek şey; "polissin, bu kuyrukta düzeni sağlaman lazım." bunu söyledim ya delirdi amına kodumun çocuğu gözüme biber gazı sıktı, 10 dakika etkisinden çıkamadım.

sen bir orospu çocuğusun bana biber gazını sıkan polis. sen adam değilsin, zavallısın. cizre'de, güneydoğu'da olsan pkklılar her gün götümü sikecekler diye korka korka sokakta yürürsün, istanbul'da bu ülkeye vergisini veren, hayatında karakol önünden geçmemiş vatandaşın gözüne biber gazını hiç düşünmeden sıkarsın. aralarında helal sütü emmiş olanlar vardır mutlaka ama henüz bana denk gelmedi.

dosya masrafı

bankaların bir dönem tüketicilerden aldığı milyarlarca liralık haksız kazançtır. şimdi noldu? yargıtay harika bir karar verdi, akıllı olan gidip geri alıyor, akıllı olmayan zaten umursamıyor. ve artık bazı bankalar da dosya masrafı istemiyor. bankaların bunca zaman aldıkları paralar yanlarına kar kaldı, buna göz yuman devlet ise şu an sessiz..

açıköğretim fakültesi

2012-2013 sezonunda aöf spor yönetimi bölümüne kaydoldum. aöf sisteminde her iki yarıyıl için ayrı şekilde kitap dağıtılıyormuş. ben ilk yarıyılda aldığım kitaplarla ilk dönemi bitirdim, 2.dönemin harcını ödedim ancak kitap almam gerektiğini düşünemedim. kitapsız şekilde 2.dönemin vizesini geçirdim, final sınavına gireceğim gece yahu şu kitaplara bakayım bi nasıl sormuşlar dedim ancak o da ne! kitapları almamışım. 2.dönemi kitapsız şekilde geçirdim ve 2 dersten kaldım. alamadığım kitapları eskişehir'e geri yollamışlar gelecek sene al dediler. kitapsız şekilde okunabilen bir fakültedir efendim. cv'mizde şekilli bir diploma olsun diye kaydolduk biz de.

fakirpislik ve lemonde kitapların internette olduğunu hatırlattı. cidden o gece aklıma gelmemişti :(

alb menkul

az önce youtube'da video izlerken reklamının çıkmasıyla irkildim, ilk başta forex piyasasını eleştiren bir skeç zannettim ancak cidden reklammış. reklamın sonunda şömineye para atan röbdöşambırlı abi beni benden aldı.

(bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)

izlemek isteyenler için: http://www.youtube.com/watch?v=PmodjN7ClV4&list=PLF9PXwDvyXjb2opqh_HeKoQbijPq7Cz3B&index=0

avukat

ruhsatının ankaralardan gelmesini bekleyen çiçeği burnunda bir avukat olarak çöküşünü hüzünlü gözlerle izlemekteyim.

yüze yakın hukuk fakültesi bu ülke için gereksiz mi? evet.

avukatlık gibi bir mesleği yapacak kişinin 1 senelik staj ile direkt piyasaya salınması normal mi? hayır.

bazı kaliteli özel üniversiteleri hariç tutuyorum ama hukuk eğitimi verdiği iddia edilen adı sanı duyulmamış özel üniversitelerden ve eğitimi kötü olan köy okulundan bozma devlet üniversitelerinden çıkan hukuk mezunlarının piyasaya direkt salıverilmesi normal mi? hayır.

ben bir arkadaşla tanışmıştım. çocuk erzurum atatürk üniversitesi hukuk mezunu, söylediği şu: "bize icra-iflas ve medeni usul hukuku dersini anlatmadı kimse. sene başında bir asistan geldi, dedi ki arkadaşlar ders yapılmayacak, sınavda da bir sıkıntınız olmasın bu dersten geçersiniz dedi." erzurum mezunu arkadaşı adliyede izlerim çocuk gerçekten sıfır usul bilgisiyle robot gibi hukuk bürosu ne derse onu yapıyor. tamam teori-uygulama farklı ama uygulama için teoriyi de bilmen lazım. yarın bir müvekkilini zarara uğratsa avukat çantalı hırsız, dolandırıcı derler. oysaki durum böyle değil.

ben istanbul hukuk'ta medeni usul dersini 2 sene aldım, çünkü sınavlarda 50 puanı almak zordu. icra iflasın bütünlemesine sabahlayarak çalıştım, uyumadan girdim de öyle geçtim. ceza hukukunu 3 senede geçebildim, 1.sınıf dersi olan aile hukukundan 3.sınıfta geçebildim. herkes benim gibiydi okulda çünkü öğrenmeden geçemezsin istanbul hukuk'ta, mezun etmezler seni.

avukatlık artık serbest piyasa savaşı olduğundan kalitesiz adam çabuk anlaşılacaktır tabi ki bu açıdan ufak da olsa bir umudum var. hayat bana ne gösterecek bilmiyorum ama para kazanmak ve hayatımı devam ettirmek için mücadele etmem gerekiyor. önümüze çıkan her neyse ve her kimse ezip geçmem gerekiyor.

vira bismillah!

senden önce senden sonra

bu çığlık çığlığa dalgalar
ve hüzünlü güzel martılar
rüzgara çarpıp çarpıp gelip doluyorlar kalbime.

şarkıyı dinleyen ve istanbul'da yaşayan bir kişi şüphesiz ki boğazdaki vapur yolculuklarında martıların çığlık çığlığa uçuştuklarını bilir ancak şarkıda tam tersine martıların hüzünlü ve güzel olduğunu söylüyor teoman. ve mevsim kış değilse, lodos yoksa boğaz oldukça sakin olmaktadır ancak teoman dalgaların çığlık çığlığa olduğunu söylüyor.

şarkının bir melankoli havasında olduğu gerçektir ve teoman şüphesiz ki bizim alışık olduğumuz düzenin tam tersini söyleyerek şarkıyı hüzünlü hale sokmuştur, iyi de yapmıştır.

teoman'ın en güzel sözlere sahip şarkılarından biridir benim gözümde.