bugün

Kıbrıs'a yapılan 1974 barış harekatında ilk görev yapan havacılarımızdandır. Hayatında yüzlerce kez sıcak ve birebir çatışmaya girmiştir.Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası almıştır.
Özel Harekat timlerini eğitmiştir ve eğittiği timler ile birçok operasyona bizzat katılmıştır.
Ve hapisten çıkarken "biz hapis yatmayıda devlet görevi bildik" dedi ve çıkışta yüzlerce ülkücü tarafından tekbir sesleri ve mehter marşlarıyla karşılandı.
Mit raporunu sebebiyle soruşturma geçirmiştir.
'devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir' sözünde bahsi geçen ve atanlar kısmında yer alan özel harpçi. kirli işler ve ilişkilerin göz bebeği olan bir kurumun eskilerinden. derin devlet denen korkakların iktidarı buna benzer isimlerle ayakta durur.
kahraman mı hain mi olduğu asla bilinemeyecek kadar derinlerde yaşamış eski devlet görevlisi.
(bkz: susurluk)
konusursam savas cıkar diyen derin devlet mensubu.
şu an ordumuzda aktif olarak görev yapan üst düzey bazı generallerle akrabadır.
Yıl 1980... "Türkiye'de ilk kez bir uçak, yolcularıyla birlikte hava korsanları tarafından Diyarbakır'a kaçırılmıştı. Uçak kaçırma olaylarında ve rehine kurtarma konusunda uzmanlaşmış bir tim yoktu.

Özel Harp dairesi Başkanı Aydın ilter, yardımcısı Korkut Eken'i aradı. "Diyarbakır'a gideceksiniz. Ne kadar sürede hazırlanırsınız?" diye sordu. Eken, "Yarım saatte hazırız komutanım" dedi. Arkadaşlarını yanlız bırakmak istemeyen onsekiz kişi, özel techizat odasını açmış, kapısının nasıl açıldığını dahi bilmedikleri uçağa operasyon için hazırlıklara başlamışlardı bile... Etimesgut Havaalanı'nın yolu tutuldu, kısa bir süre sonra özel tim Diyarbakır'a uçtu.

Özel birliğin sorumlusu olan Korkut Eken, askeri uçaktan inerek komuta odasına gitti. Komuta odasında, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer, Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun, 7.Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Kemal Yamak vardı. Celasun, Eken'e kritik soruyu yöneltti:

"Daha önce hiç kaçırılan bir sivil uçağa operasyon yaptınız mı?"

"Yapmadık komutanım."

Bu sözlerden hiç memnun olmamışlardı. Celasun, "Keşke operasyon için Jandarma birliğini getirseydik" diye söylendi. Orgeneral Nurettin Ersin, Binbaşı Eken'e sevecen bir ses tonuyla, "Bu işi yapabilecek misiniz evladım?" dedi. Eken, "Yaparız komutanım" karşılığını verdi...

Hava korsanları uçağı iran'a götürmek istiyordu. Saatler ilerliyordu. Eğer operasyon yapılacaksa daha fazla gecikilmemeli, hava aydınlanmadan bu iş bitirilmeliydi.

Kenan Evren, Orduevi'nde kalıyordu. Nurettin Ersin aradı, "Komutanım, operasyonu yapacak olan tim komutanı 'yaparız' diyor. Emriniz?"

Evren, telefona operasyonu yapacak tim komutanını istedi. Ersin Paşa, telefonu Eken'e uzattı:

"Binbaşı Eken, emredin komutanım."

"Bu işi yapabilecek misiniz?"

"Yaparız komutanım."

"Ne kadar sürer?"

"Kapıyı açtığımız anda 25 saniye sürer."

"Allah yardımcınız olsun, başarılar dilerim..."

Korkut Eken telefonu kapattığında aklından, "Ben ne dedim?" diye geçirdi. Uçağın kapısının nasıl açıldığı, içeride kaç kişi olduğu, rehinelerin durumu ve korsanların sayısı bilinmiyordu. Ama Eken, operasyonun yirmibeş saniyede tamamlanacağını söylemişti komutanına...

Uzun bir çabadan sonra tim uçağa girmeyi başardı. Silahlar patladı, operasyon kapı açıldıktan sonra bir dakika bile sürmemişti...

Hava korsanları, içini oydukları bir kalın bir kitabın içine yerleştirdikleri tabancayı uçağa sokmayı başarmışlar, yolculardan para, yüzük ve bilezik toplamışlardı. Korsanların, soygun amaçlı bir eylem gerçekleştirdikleri izlenimi doğmuştu..." *

* Devletin Derinliklerinde, Saygı Öztürk, Ümit Yayıncılık ~http://korkuteken.com/ucak.htm~
Af için bir talebiniz var mı?

Hayır. Affı suçlu olan ister. Ben suç işlemedim ki af talebinde bulunayım. Bazıları benim Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne başvurmamı öneriyor. Kesinlikle böyle bir şey yapmam. Ülkemi yabancılara şikayet etmem. idam edileceğimi bilsem bile böyle bir yola başvurmam.

Yaptıklarınızdan pişmanlık duyduğunuz olaylar var mı?

Aynı şeyleri yaşarsam yine aynı şeyleri yapardım. Kötü bir şey yapmadım. inandıklarımı yaptım. Üstlerimden aldığım emirleri yerine getirdim. Cezaevine gitmek için evimden ayrılırken bana "Pişmanlık yasasından yararlanmak ister misiniz?" sorusu yöneltildi. Bu yasadan suç işleyip de pişman olanlar yararlanır. Ben suç işlemedim ki pişman olayım.

star gazetesi saygı öztürk röpörtajından alıntıdır.
http://www.korkuteken.com/
saygı öztürk soruyor, kahramanımız cevaplıyor:

"abdullah çatlı'yı tanıyor musunuz?

abdullah çatlı'yı mit'ten emekliye ayrıldıktan sonra, yani devlet hizmetinde olmadığım bir dönemde istanbul'da bir yemekte tanıdım. o yemekte mit'ten ayrılanlar da vardı, sekiz - on kişiydik.

emniyette göreve başladıktan sonra mı çatlı'yla ilişki kurdunuz?

emekliye ayrıldıktan sonra uzun yıllar mit ve emniyet'le bağım olmadı. 1993'te ben emniyet'te göreve gelince kendisiyle irtibat kurdum. mahkemede çatlı'yı tanıyıp tanımadığım sorulunca, tanıdığımı ifade ettim. sebebi, tanıdığım için çekineceğim birşey yoktu. bu kişiyi hem abdullah çatlı olarak, hem de kod ismi mehmet özbay olarak, şimdi hatırlamayacağım birkaç kod ismi daha vardı, hepsiyle tanıyorum.

interpol tarafından aranan bir kişiye neden görev teklif ettiniz?

çünkü avrupa'da çok gücü ve potansiyeli vardı. çatlı'nın avrupa'daki çok büyük haber alma imkanından faydalanmak için görev teklif ettim ve kabul etti. iki - üç defa avrupa'ya gitti, çok güzel net bilgiler verdi.

çatlı'dan aldığınız bilgileri ne yapıyordunuz?

özellikle avrupa'daki pkk'lı liderlerin yerleri konusunda, faaliyetleri konusunda bilgiler getirdi, raporlar getirdi. biz de bu raporları ilgili makamlara aktardık.

abdullah çatlı'nın arandığını bile bile ona görev vermeniz doğru bir yaklaşım mı?

abdullah çatlı'nın kanun kaçağı olduğunu bakan biliyor. bakanın yemeklerine bu kişi katılıyor, onunla konuşuyor, milletvekillerinin yanlarına gidiyor. parti kongresine gidiyor. anap kongresine onlarca arabayla geldi.

çatlı verdiğiniz görevleri istediğiniz gibi yerine getirebiliyor muydu?

çatlı önemli görevler yaptı. Öna "pkk'nın askeri kanat sorumlusu şu anda hollanda'ya kaçtı diye bir duyumumuz var. adamın yerini tespit et bildir" diyorsunuz. gidiyor, onbeş gün sonra bilgileri getiriyor. o, avrupa'daki türklerin çoğunu örgütlemiş. bu kadar meşhur. her gittiği ülkede krallar gibi karşılanıyor.

kanun kaçağını yakalamanız gerekirken, siz görev veriyorsunuz. ceza almanız da bu yüzden değil mi?

bizim yaptığımız hemen her ülkede olan bir işlem. her ülkede bu böyledir. geçmişte de böyle olmuştur. ülkemizde olanın aynısı çin'de de, amerika'da da, ingiltere'de de inanın aynen böyledir. normal bir vatandaş bu tip bir görevi kabul edebilir mi? resmi görev daha tehlikeli olur. neden? devletin adı çıkar. siz adamı görevlendirirken diyorsunuz ki, "kardeşim yakalanırsan tanımayız, sahip çıkmayız. bu şartları kabul ediyor musun?"

çatlı'ya siz de öyle mi dediniz?

tabii ki benzer şeyler söyledim. çatlı, tbmm'ye gidiyor, milletvekilleriyle görüşüyordu. bürokratların yanına gidip geliyordu. onların çoğu da onu mehmet özbay adının yanısıra abdullah çatlı olarak da tanıyordu. bu nasıl aranmak?

çatlı'ya bu görevi verirken, hizmetinin karşılığında o sizden ne istedi?

bunlar da bu tip görevlere talip olurken, gerçek şu ki, güvence, yani devletten aranmamasını isterler. ailesinin yanında rahat yatmak ve oturmak istiyorlar. budur yani. başka bir şey yok.

silahlı bir eylem yaptırdınız mı?

çatlı'yı istihbarat faaliyetlerinde kullandım. çatlı'yla ilişiğinizi kestiğiniz zaman yerine hazır bulunan başkasını gönderirsiniz. bunlar olan işler.

yurtdışına nasıl gönderiyordunuz?

niye? normal pasaportu vardı. mehmet özbay adına düzenlenmişti. yeşil pasaport konusunda bilgim yok. zaten yurtdışındaki bu tip görevlerde yeşil pasaport çok dikkat çeker.

çatlı ölene kadar size bağlı mı çalıştı?

çatlı benimle çok uzun çalışmadı. benden alınıp kime verildiğini bilmiyorum. beni aşıp görüşmeler yaptığını öğrenince bundan hoşnut olmadığımı biliyordu. halbuki, bu tip insanlarla, idare edenin arasında çok güzel sevgiye, saygıya dayanan bir bağlılık gereklidir. mutlaka mesafe konulmalı."

(bkz: yorumsuz)
Eken, 1945 yılında Ankara'da doğdu. 1963 yılında baba mesleği olan subaylığa ilk adımı Kara Harp Okulu'na girerek attı. Hava indirme Tugayı'nda görevliyken 20 Temmuz 1974'de paraşütçü birlikler ile Kıbrıs'ta ilk görev yapan askerlerimiz arasında yeraldı.

1978 yılında çok üstün eğitimli subay ve astsubaylardan oluşan Özel Harp Dairesi, özel birlik komutanlığına atandı. 1984 Eruh baskınıyla başlayan PKK terör örgütüyle mücadelede, birliğiyle birlikte Siirt ve Sason bölgelerinde görevlendirildi.

1986 yılına kadar devam eden bu görevinde sayısız sıcak çatışmaya girdi. Yaptığı çalışmalardan dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'in en önemli madalyası olan Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ile Başarı Madalyası ve birçok takdirname aldı. 1981 yılından 1986 yılına kadar Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Özel Harekat Timleri'nin teşkili, teçhizi ve eğitiminde görev aldı.

Kendi isteğiyle 1987 yılında Yarbay rütbesindeyken emekliye ayrıldı ve hemen MiT'de Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı olarak göreve başladı. Basına sızan ünlü MiT raporunu hazırlayan Daire'de görevli olduğu için soruşturma geçirdi. Başka bir bakanlığa atanacağını öğrenince 1988 yılında MiT'den emekliye ayrıldı.
1993 yılında dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın daveti üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'nde çalışmaya başladı.

1996 yılına kadar Özel Harekat timlerini yetiştirdi ve bunlarla birlikte operasyonlara katıldı.

Samsun Terme nüfusuna kayıtlı Korkut Eken evli ve 3 çocuk babası.

tam metin için ;
kaynak : kimkimdir
nerede susulacağını, ne zaman görev yapılacağını bilen, devlet terbiyesi almış nesli tükenmiş insanlardandır.
yedi saniye içinde ondört mermiyi aynı delikten geciren efsane yarbaydır.

ayrıca içeri girigi zaman gazetecicin bir sorusu:
efendim aihm başvuracakmısınız?
cevap:ben ülkemi avrupaya sikayet etmem hiçbir zaman kimseye kırgın degilim diyen kişidir.
1945 Ankara doğumlu olup, Samsun' un Terme ilçesi nüfusuna kayıtlı emekli Türk yarbaydır. Gerek askerliği gerekse emekli olduktan sonra Milli istihbarat Teşkilatı' nda (MiT) görevli olduğu dönemlerde PKK ile verdiği mücadelelerden dolayı Efsane yarbay olarak anılmaya başlamıştır. Korkut Eken evli olup, 3 çocuk babasıdır. 1993-1996 döneminde PKK ile mücadelesinde Güneydoğu daki bazı nüfuzlu aşiretleri silahlandırıp örgütlemiştir. Türkiye' nin 20 Temmuz 1974 tarihinde yaptığı Kıbrıs Barış Harekâtı' ında hava harekatı ile savaşa katılmış, gösterdiği cesaret ve yaptığı hizmetlerden dolayı "Şerit Rozet beratı" ile ödüllendirilmiştir.
1978 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özel Harp Dairesinde, Özel Birlik Komutanı oldu ve 1981 - 1986 döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Polis Özel Harekât Timleri'nin teşkili, donatım ve eğitiminde hizmetler yaptı. 1982 yılında rehine kurtarmaya yönelik 40 kişilik özel eğitimli bir timin yetiştirilmesini sağladı.
Yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı Türk Silahlı Kuvvetleri' nin "Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası" ve bir çok takdirname ile ödüllendirildi.
Daha sonraları adı Susurluk Skandalı' na karışan Korkut Eken, açılan davada mahkûm olmuş ve bir süre hapis yatmıştır.
onurludur, gururludur.söyleneni yapmıştır.değeri mutlaka anlaşılacaktır.
vatan için bir çivi çakmamış zibidiler tarafından eleştirilen adam gibi adamdır.
asla ogün samastla aynı keefye koyulamayacak askerdir. tsk görevlisidir. ne yapması gerektiği tam kestirilemeyen insandır. ne yapsaydı korkut eken? pkkyla savaşmasamıydı istihbaratı kullanmasaydıda ortalık vatan hainlerinemi kalsaydı. ayrıca söylediği laf şudur... "ellerim pis koktuğu için suçluyorlar beni. hayatın boyunca lağımla uğraşırsan sonrasında da ellerin pis kokar."
Eski özel harekatçı. Amerika da özel kuvvet eğitimi alırken ders notlarını çalıp memlekete getirmiştir. Üzerine kendi birikimlerini ekleyerek bu gün özel kuvvetlerin aldığı eğitimi ortaya çıkarmıştır. içeriden çıktığı zaman bir çok özel kuvvet elemanının kendini karşıladığı bilinmektedir.
tansu çiller'in güvendiği, beL bağLadığı iki insandan biri.. diğeri için;

(bkz: mehmet ağar)
devleti milleti için kelle koltukta yaşayan gerçek bir kahraman.
şehir efsanesine dönüştürülmüş bir adam. işinize öyle geliyor çünkü. cemiyet çok enteresan birşeydir. üzerinden mahalle kahvesi sohbetleri yapacağı kavramları kendisi türetip sonra kendisi ağzının suyu aka aka inanır bunlara. havada şarjör değiştiriyormuş, pkk yi tek başına bitirmiş, ormanda on aslan gücündeymiş hebele hübele.

benim için gerçek kahraman temel reis'dir. reis dedim ya nasıl da sevmişsinizdir şimdi siz onu. *
http://www.korkuteken.com/pkk.htm hele şu sayfayı okuyunuz. ordan bir satır alalım:

Güneydoğu'da operasyonlarda asker - polis sorunu yaşanıyor muydu?

Benzer sorunlar yaşanıyordu. Asker olmam nedeniyle komutanlarımızla da görüşüp, sorunu daha kolay çözüyorduk. Eruh - Şemdinli baskınlarından sonra 1984 - 1986 yıllarında, o zaman en yüksek rütbeli komutanlar, bizler dağlara çıktık. Olaylar yoğunlaşınca, paşalar dahil, ellerinde silahlar en önde gidiyorlardı. En yüksek rütbeli subaylardan bir tanesi bendim, dolayısıyla Apo'nun öldürülmesi konusunu kendime bir görev addetmiştim. inanın rüyalarıma giriyordu. Bir kıstırsam, yakalasam diye ama Türkiye hudutları içine girmedi.

inandık..
yeralti dunyasinda ve derin devlet mensubu kisilerin karakterleri vatan sevgileri araya para girdiginde erozyona ugrar..ama sayin korkut eken susurluk davasi boyunca yargilanan herkes abdullah catli'yi mehmet ozbay ismiyle tanidigini soylerken kendisi karakterli onurlu gururlu bir insana yakiscak sekilde onu abdullah catli olarak tanidigini ve bazi gorevelerde vatana hizmeti bulundugunu soylemistir...ve bu ugurda hapis yatmistir...sayin korkut eken gorev hayati boyunca hicbir zaman menfaat ve cikar iliskisi icinde olmamistir...sayin eken hic hapis yatmadi bizim gonlumuzde o hep hurdu kalbimizde...ama onu inciten gururunu kiran tek hadise yillarca onurla ve gururla savstigi pkk'nin propagandacilari VIP salonlarinda agirlandiginda disisleri konutunda kahveler ikram edildiginde onu kirmis incitmis ve uzmustur...
korkut eken bir degerdir ulkemizde zaten bunun sikintisini cekioyoruz..millet olarak vatana sahip cikan tas ustune tas koyan vergisini odeyen katma deger yaratan herkese sahip cikmamiz gerekmektedir..
sayin korkut eken hakkinda herkes konusmustur ama dikkat edin o hep susmustur...herseyi kimlerin ne oldugunu bilmesine ragmen susmustur...
ulkemizi insanlarimizi seven herkese selam olsun
Burger King bayiliğine de başlayan kişi... Güler misin ağlar mısın? Ne kadar "kozmik" bir mekanizma bu böyle yahu, şaka gibi...bir de tefal bayiliği var yanında, ikisi bir arada kozmiğin dibine vuruyor.

bir elde tencere, bir elde hamburger, belde silah, ayaklarda palet, ağızda şnorkel... böyle bir resmini yapmalı..
saygı öztürk ün, madalyalı mahkum diye tanıtıp adına kitap yazdığı, türk milletinin efsane yarbayı. susurluk kazasında da adı geçen ve anlaşılmaz bir şekilde hapse giren, devlet için çalışmış abdullah öcalan ın yakalanmasında büyük rol sahibi olmuş mit görevlisi. ayrıca (bkz: abdullah çatlı) ve ekibi ile de önemli hiyerarşik ilişkileri olmuştur. son olarak kurtlar vadisindeki pala karakterinin, eken den esinlenerek oluşturulduğu söylenmektedir.