bugün

ümit karan ın söylediği söz. hiçbir suçum yokken hapisteyim ama konuşursam 2006 şampiyonluğu el değiştirir demiştir kendileri.
Bunu dedikten sonra susabiliyorsa içerde olmak hoşuna gidiyor demektir.
ne derece kirlenmiş olduğunu gözler önüne sermiştir.
tarla yeşillendi mi buğday başak saldı mı sorusuyla aynı düzlemde ele alınması gereken iddia. şimdi o açıklamaya dair "ne var bunda yahu bunlar komplo" tespitleriyle koşanlar burada farklı bir yol izleyecek, eminim. gerçeklerin ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılması lazım. bu da olacak sanırım. bir galatasaraylı olarak da, pis yollardan kazanılmış bir şampiyonluk bizi bozar arkadaş. varsa böyle bir şey ortaya çıkacaktır yoksa da bunlar iddia olarak kalmaya devam edecektir.
konuşmazsa adam değildir. hoş, evliyken msn'de karılara cam açtıran bi herif ne kadar adamdır o da başka mesele.
konuşmasına gerek yoktur.zaten biraz dürüst olan herkes 2006 senesinde hele de 33.haftadaki bjk-gs maçındaki mizanseni görür.bugün devam eden şike iddialarına yönelik soruşturmanın şikeyi ortaya çıkarmak gibi bir amacı olmadığını 7 yaşındaki çocuk dahi idrak eder.asıl amacın başta fb olmak üzere futbolu ele geçirmek ve bu soruşturmalarla milletin dikkatini esas meselelerden uzak tutmak olduğunu görmek hiç de zor değildir.

dolayısı ile türkiyede geçmiştede bugünde yapılan şikelerin ortaya çıkartılması gibi bir amaç olmamıştır.o sebeple de ümit karan veya bir başkası bir şike olayını ispatlasa dahi değişen bişey olmaz.hasır altı edilir.

ümit karanın bu feryadına gelirsek, ümit in bu tepkisi direkt gs camiasınadır.çünkü yalnız bırakıldığını düşünüyor belliki ve anlaşılıyorki bu vefasızlık nedeniyle gs camiası ile gönül bağı tamamen kopmuş durumda.

insan böyle düşünmekte haklı elbette.bunca sene emek ver bir kariyer yap ondan sonra 3 tane cemaat savcısı fb'yi ele geçirecem diye abuk sabuk iddialarla önüne geleni tutuklasın.yok yere içeride yat ve camian sana zerre kadar destek çıkmasın.kim olsa kin duyar böyle bir vefasızlığa.

sanıyorum ümit karanda bu amaçla bu cümleleri söylemiştir.fakat başta da belirttiğim üzere zaten bilinen bariz ayan beyan ortada olan konular bunlar.
ciddi bir söylemdir. çok ciddidir. hakeden şampiyon olmadı, demektir bu. mahkemelik bir konudur, mahkemede böyle bir cümle ettikten sonra, seni ne yapar yapar konuştururlar. ben de mahkemede böyle birşey söylesem, o lafın mutlaka arkası gelir. konuşmadığım anda , birilerini ve birşeyleri koruma altına almış, bir haksızlığa yardım ya da yataklık etmiş olurum, ve bu ceza hukuk´unda bir "suç" tur. yahut da yalan söylüyorumdur, ve söylediğim yalan ortaya çıkar.

sonuçta ümit karan´ın bu söylemi verdiği son mülakat olmayacaktır. karan´ın ağzından o ipi çeker, o ipin neye bağlı olduğunu mutlaka görürler.
2005 - 2006 sezonu şampiyonu galatasaray dönemin federasyon başkanı haluk ulusoy.

(bkz: siktir lan ben bu filmi biliyom)
-konusursam 2006 sampiyonlugu el degistirir.
+hadi ya?
-ben ciddiyim.
+tamam.
bir ümit karan sözü. lakin kendisi çok küçük birisidir, kimse onun sözüne itibar etmez, zaten konuş diyen de yok. kendine kamuoyu yaratmak için söylediği bir cümledir sadece hani "ben burdayım bana da bakın" manasındadır. şike soruşturması içerisindeki bu şahıs hala olup bitenin farkında değildir. onları oraya zaten çay içirmek için çağırmadılar, o ekibin orada olması gerekiyordu.
herkes anlayacağını anladı zaten. Hukuk istediği an öttürür adamı.
bir konuya daha özellikle parmak basmak istediğim bir ümit karan demecidir.

şunun altını kalın kalın çizmekte kesinlikle fayda vardır. burada , mahkemeye intikal etmiş ve "dava" olarak mahkemece kabul edilmiş bir konuyu tartışıyoruz ( bilen bilir, bir şeyin mahkemece görülebilmesi bile oldukça enterasan bir prozess´tir). ümit karan sanık sandalyesinde oturmaktadır. bazılarının söylediği "ümit karan küçüktür, kendini önemli yapmaya çalışıyor" şeklinde söylemler, tamamen yanlıştır. mahkeme´de küçük büyük diye bir ayrım olmaz. sokaktaki dilencinin tanıklığı bir dava´nın seyrini değiştirebilir. o yüzden o, "ümit karan konuşursam mahvederim" diyerek kendi populeritesinin peşinde falan olamaz. ayrıca böyle bir şey söyledikten sonra da "bana ne , karar değiştirdim konuşmayacağım" falan da diyemez.

burada gene sözlüğümüzün tecrübesiz yazarlarının kendi kafalarında oluşturdukları dünyadan yayınlarını okuyoruz- kimse alınmasın ama öyle. yazılanlardan konuya yorum yapanların hiç mahkeme salonu görmediklerini anlıyorum ben. sana bi mahkemede "tanık" olarak konuşacağın zaman yemin ettirirler. öyle bildiğin bir şeyin bir kısmını anlatıp bir kısmını kendine saklaman diye birşey olmaz mahkemede. bildiğin ne varsa anlatırsın. bildiğin bir şeyin bir kısmını anlatmadığın zaman, o, başka bir tanık tarafından ortaya çıkartılırsa ve başka tanık "bu adam da ordaydı bunun da bunları aynen biliyor olması lazım" derse, savcı sana döner ve "bunu niye bizden gizlediniz?" diye sorar. başın büyük belaya girer. mahkemeye yalan ifade vermiş ve mahkemeyi yanlış yönlendirmiş olursun. o yüzden, ne kadar küçük ya da büyük adam olursa olsun, davanın gidişatı için kim ne biliyorsa anlatır. emenike´yı elinde bond çantayla bindiğini gören taksi şöförü, ümit karan´dan (bu taksi şöförünü örnek olarak uydurdum) çok daha küçük bir adam olmakla birlikte tanık olarak dinlerler, hiç öyle bu küçük, bu büyük ayrımı yapmazlar. o taksi şöförüne "bu adam sizin taksinize şu şu tarihte elinde bond çantayla bindi mi?" diye sorarlar, taksi şöförü "evet bindi...hatta üstünde şu renkte ceket vardı" derse ve bu doğruysa bu sefer emenike´ye dönüp "o çantanın içinde ne vardı?" diye sorarlar. yani onun öyle yoruma açık, keyfiyete bağlı bir durumu falan yoktur. "canım bugün anlatmak istemiyor" diye bir konu değildir o konu.

o yüzden...mahkemede dava olarak görülen bir konu hakkında bu kadar dik bir söylem yaptıktan sonra o ümit karan´ı artık kesinlikle rahat bırakmazlar. ümit karan ya yalan söylüyordur, ya da doğru. ortası yoktur, ve savcı onun o ağzında gevelediği baklayı onun ağzından mutlaka çıkartır. ve ümit karan " ya arkadaşlarla içiyoduk, matraklık olsun diye öyle söyledim" falan da diyemez. bilmeyen sözlük yazarına ; mahkeme salonu öyle "osuruktan teyyare selam söyle o yare" şeklinde bi yer değildir. öyle "erkekse konuşsun" şeklinde maço söylemlere açık bi salon diildir mahkeme salonu. ona diyecekleri açıktır " sen gel bakalım ne biliyosan bize anlat" diyeceklerdir. sözlük yazarının dediği gibi değil yani. hem de ümit karan sanık bi de...onu "kuş gibi öttüreceklerinden" kimsenin şüphesi olmasın.
"o zaman konuşta değiştirsin" diyesi geliyor insanın. ben galatasaraylıyım kardeşim ama galatasarayın ufacık bir girişimi varsa çeksin cezasını. bakıyorum "aziz yıldırım suçsuz, birilerine fena koydu ki böyle oluyor" diye saçmalayan bünyeler ümit karan böyle sözler söyleyince gaza gelmiş.

tamam kardeşim kim suçluysa o cezasını çeksin, ama en ağırınıda bu işleri yıllardır planlayanlar, yönetenler çeksin.
galatasaray'ın da şike pisliğinin içinde hatta belki de şike olgusunun gerçek sahibi olduğunu gösteren beyandır. sorun yaratan şey aynı haltı başkalarının da yapmasıdır. şayet pisliği yapan galatasaray'sa sorun yok ama aynı şeyi başkaları yaptıysa asılmalı alayı. galatasaray ikiyüzlülüğüne alışığız. çirkeflikte ne kadar ileri gidebileceklerini de biliyoruz. 28 şubat ve galatasaray ilişkisi de gözden geçirilmeli. şayet bu ülkede ille de bir takıma ceza verilecekse fenerbahçe, bjk küme düşürülsün ama galatasaray kurumsal olarak kapatılsın adı tarihten silinsin. görülecektir ki pisliğin yüzde doksanı kendiliğinden ortadan kaybolacaktır. 8-0 şerefsizliğini boynunda ömür boyu taşıyacak kadar gözü dönmüş ahmaklar söz konusuysa her haltı sineye çekerler. kendi gözlerindeki koca kazığı görmeden milletin gözünde kıymığa bakarlar.
birşeyler biliyorsa ve susuyorsa suçu örtbas etmeden yatarsın o zaman derler adama.
köpeklerin duasının kabul olması halinde gerceklesebilecek durum.
zaten içerdesin konuşşana pezevenk denmesi gereken şike tutuklusu.
bende fenerbahçe'nin 1989, 1996, 2001, 2004, 2005, 2007 şampiyonlukları, beşiktaşın 1995, 2003, 2009 şampiyonlukları ile ilgili konusursam yer yerinden oynar..

ama elimde belge olmadığı için, bok atmış olurum sadece..
sütten çıkma ak kaşık sanan beyin yoksunu cinconluları kederlere gark etmiş söz. 16 kulüp, bir federasyon başkanı, hıncal uluç ve soytarıları, papermon yemekleri, cordoba becerisi, ahlaksız medya ve maşa hakemler... sen ne sandındı yarram alın teri mi.
korkutmamıştır çünkü 2006daki yasada sadece 1 yıl geriye giderek inceleme mümkündü ceza hukukunda yasa fail lehine uygulanacağı için ne söylesede artık inceleme mümkün değildir.
ısıran köpek havlamaz konuş aslanım senin ağzını tutan mı var?
"sen benim kim olduğumu biliyon mu" nun farklı versiyonudur. ulan ümit karan, konuşacak bir şeyin olsaydı, sen zaten nice önce bülbül gibi öterdin.
bir iddiadan ibarettir. bir fenerbahçeli olarak böyle iddiaların lafla değil belgelerle konuşması gerektiğine inanırım. getirirsin ümitcim belgeleri, ahanda böyle böyle oldu dersin, bunlar da belgeleri, bunlar da şahitler dersin. olur biter. gerisine yargı karar verir. ama konuşursam o olur, bu olurla bu işler bu memlekette yürümez. *
(bkz: Galatasarayın Şaibeli Şampiyonlukları)
"konuşursam ergenekon biter" diyeyim o zaman ben de.