bugün

bilinçlenmedikçe asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.

-george orwell, 1984.
görsel
Bizi nasıl alış-veriş çılgınına çevirdiklerini anlatan alıntılardır.
görsel
ah şu moda! şahsiyetsizliğin en güzel sembolü modadır!..
necip fazıl kısakürek-konuşmalar
"Hangisi daha zor, bilmiyorum" dedim
"Birini aniden kaybetmek mi yoksa onu yavaş yavaş günden güne kaybetmek mi?"
Kızıyordum, artık kızmıyorum.
Bir şey oldu epey önce,
Kimsenin beni öldüremeyeceğini farkettim.

Umay Umay
-Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman?
+Bitmeyecek.
-Hiç mi?
+Hiç.
-Niyetin katip olmak mı yani?
+Hayır.
-Ya?
+insan olmak.
"Hiçbir zaman tam anlamıyla düşüncelerimizi söylememize yetecek kelimelerin yeryüzündeki lisanlarda bulunmadığını uzun zaman önce anladım."
kinyas ve kayra.
görsel

'– Bana kalırsa insan dünyada bir kere yaşadığı gibi, ömründe bir kere sever.'

intibah, sayfa 141.

Milyonlarca insan arasından kendi gibi birine denk gelip bunu gerçeğe dönüştürmek evrenin en çetrefilli mucizelerinden biri olsa gerek. Ömrü boyunca bir kişiye aitlik duyarak yaşamayı bekleyen çoğu insan için, hiç kimseyle itikat kuramayıp bu Dünya' dan yalnız göçebilecek olma ihtimali de olası sonuçlar arasında gözüküyor.
insan büyük ve yüce bir sevda yaşamayı ne kadar derinden istese de karşısına bu fırsatı sunacak özel bir kişi çıkmıyorsa nafile, belki de bazılarımızın yazgısı eli hiç kimsenin eline dokunmadan toprağa karışmaktır, kim bilir...
" Bayılıyorum şu delikanlılara: Hem kahvelerini içiyor hem de apaçık, inandırıcı hikâyeler anlatıyorlar. Dün neler yaptıklarını sorsanız, hiç şaşırmadan iki sözcükle anlatıverirler. Bana sorulsa apışıp kalırdım."

Jean-Paul Sartre - Bulantı
"Uzun zaman aynaya bakarsan, orada bir maymun görürsün." Daha da uzun zaman bakmış olmalıyım. Çünkü, gördüğüm maymundan beter. "

Jean Paul Sartre - Bulantı
görsel
...ve yürüyeceğim gücüm yettiğince yolumda.
unutmayacağım pijamalık kumaştan smokin yapılmayacağını..
ve biliyorum ancak ayakta durabilenler ayakta tutabilir ....

(yaşamayı deneme)
" Varoluş şuradadır; çevremizdedir, bizdir, ondan söz açmadan iki sözcük söyleyemeyiz ama ona dokunulmaz da. Varoluş üzerine düşündüğümü sandığımda hiçbir şey düşünmemiş olduğumu söyleyebilirim. Kafamın içi bomboştu ya da bir sözcük vardı yalnız. Yani varlık sözcüğü vardı ya da düşündüğüm... Bilmem ki nasıl söylesem? Evet, düşündüğüm ilişkinlikti. Denizin yeşil renkli nesneler sınıfından olduğunu ya da yeşilin denizin niteliklerinden biri olduğunu söylüyordum kendime. Nesnelere baktığım zaman bile onların varoluştuklarını düşünmekten çok uzaktım. Bana sanki bir dekor gibi görünüyorlardı. Onları elime alıyor, araç olarak kullanıyordum. Dirençlerini önceden kestiriyordum ama bütün bunlar yüzeyde kalıyordu."

" 'Varoluş nedir?' diye sorulsaydı özlerini değişime uğratmadan nesnelere eklenen boş bir biçimidir derdim. Sonra birden ortaya çıkmış ve belirivermişti işte, apaçıktı. Varoluş kendini açığa vuruvermişti. Zararı dokunmayan soyut bir kategori havasını kaybetmişti. Nesnelerin hamuruydu o... "

Jean-Paul Sartre - Bulantı
''Umutsuz bir durumla karşılaştığımız, değiştirilemeyecek bir kederle yüzyüze geldiğimiz zaman bile hayatta bir mana bulabileceğimizi asla unutmayalım.''

s.m
''Milyarlarca kişi gözünü kurtuluşa diktiğinde kurtuluşun bir anlamı kalmaz. Duvarın içindeki tuğla geri çıkmaz, düzen bir duvar kaosudur ve duvarlar artık bir labirent oluşturmaktadır. Labirentin içindeki insan kimdir? Yerine başkası konabilen, hem de hiç güçlük çekmeden konulabilen bir eleman, aynı kalıptan çıkma ve birbiri yerine geçebilen yığınla elemandan biri.''

Kaosun Kutsal Kitabı, Albert Caraco
"benim bir adım var buralarda. benden korkuyorlar. benden korkmalarının tek sebebi, benden güçsüz olmaları değil. benim onların, beni nereden vurabileceklerini tahmin edebiliyor olmam. beni düşürmeye kalkarlarsa eğer, onları da kendimle birlikte aşağı çekeceğimden eminler. onlara güvenmiyorum çünkü ve hep tetikteyim. onlar da bana güvenmiyor loriana. bu bana huzur veriyor.

ben bu hale gelmek için çok bedel ödedim. bazen loriana, bazen hayallerimden vazgeçmek, bazen çok büyük karanlıklar düşlemek zorunda kaldım. uykusuz gecelerim oldu benim. vakitsizliklerim de oldu elbet. erken dediklerim, geç kaldıklarım. boş verdiklerim, boşverilmişliklerim. benim sokaklarım var loriana. çamurlu sokaklarım var. şimşekler düşer o sokaklara. o sokaklar yıkılır, yıkılır.. yıpranmış evlerim var benim. dağıtılmış. bileklerimi değilse bile, umutlarımı kesmişliğim var benim.

bu yolun sonundayım lorina. ben bu hayatın sokabileceği her şeyi aldım içime. tüm ihanetleriyle seviştim. tüm acılarını tattım. sonra loriana, tüm bunlardan çok sonra kahkaha atmaya başladım. çünkü, alışmıştım!"
Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekamül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gel gelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor. Cesaret denilen şey insanları çoktan terk etmiş. Belki de hiç cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise tanrı korkusu. işte bizi yöneten iki şey.
" Daha genç sayılırım, yeniden başlamaya gücüm var ama nereden başlamalı? "

Jean-Paul Sartre - Bulantı
"insanlık tarihindeki en eski çığlık aşk çığlığıdır."

GGMarquez, "Yüz Yıllık Yalnızlık"
Çocuk gibi ağladım..
O kadar hiç, o kadar boş, manasız,
Öyle haksız yere senden uzağım ki.

Ağladı kitaplarım.
Ağladı kitap adam.
"...Bakın, size bu insan üstünü öğretiyorum; o bu yıldırımdır; o bu deliliktir..."

" insan bir iptir ki hayvanla insan üstü arasına gerilmiştir. "

Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt
kül mavinin yanına kirli sarı gelirse ;sonbahar
sen benim yanıma gelirsen ;kıyamet olur
bir damla göz yaşı okyanus boşluklarını doldurur
" Kardeşim, yalnızlığa çekilmek mi istersin? Kendini aramak mı istersin? Biraz durakla ve dinle!
' Arayan kendisini kolaylıkla kaybeder. Her yalnızlık suçtur.' Sürü böyle der ve sen çok uzun zaman sürü içinde kaldın. Sürünün sesi sende de çınlamaya devam edecek ve 'vicdanım artık seninle ortak değildir' diyecek olsan bu bir yakınma ve acı olacaktır. Bak, bizzat bu acıyı bir vicdan doğurmuştur ve bu vicdanın son kıvılcımı senin gamında parıldamaktadır. Fakat, kederinin yolunu yani bizzat kendine olan yolu yürümek mi istersin? Bana bunu hak ettiğini ve kuvvetini göster. Yeni bir kudret ve yeni bir hak mısın? Bir ilk hareket misin? Kendinden yuvarlanan bir tekerlek misin? Yıldızları kendi etrafında dönmeye zorlayabilir misin? Ah, yükseklikler isteyen o kadar tutku var ki. Kibirlinin o kadar istekleri var ki. Bana bu şehvet düşkünü ve kibirlilerden olmadığını göster. Ah, çok büyük fikirler vardır ki bir körükten başka bir şey değildirler. Körüklerler ve daha fazla boşaltırlar. Kendine özgür mü diyorsun? Bir boyunduruktan kurtulduğunu değil egemen düşüncelerini işitmek isterim. Boyunduruktan kurtulmaya layık bir adam mısın? Uşaklıktan çıktığı zaman son diğerini de kaybedenler vardır. Nelerden kurtuldun? Bu bana vız gelir. Fakat gözüm bana şunu apaçık bir şekilde söylemeli, 'özgür' ama ne amaçla? Kendi iyilik ve kötülüğünü kendin yaratabilir misin ve iradeni bir yasa gibi kendine egemen kılabilir misin? Kendi kendinin yargıcı ve kendi yasanın intikamcısı olabilir misin? Kendi yasasının yargıcı ve intikamcısıyla yalnız kalmak korkunçtur. Bir yıldız uzayın boşluğuna böyle atılır. Ey yalnız adam! Bugün henüz kalabalığın acısını çekiyorsun. Bugün henüz bütün cesaretine ve ümitlerine sahipsin. Fakat, bir zaman gelecek yalnızlık seni yoracak. Bir zaman gelecek gururun eğilecek ve cesaretin kırılacak. Bir zaman gelecek 'ben yalnızım' diye haykıracaksın. Bir zaman gelecek yüksekliğini görmeyecek ve alçaklığı pek yakın duyacaksın. Kendi yüceliğin bir hayalet gibi seni korkutacak. Bir zaman gelecek 'her şey yanlış' diye bağıracaksın. "

Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt
" Bereket versin, Anadolu’nun bu yalnız kendisine mahsus dertleri yanında bunların gene yalnız kendisine mahsus çareleri vardır. Bunların en birincisi rakıdır. "

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf