bugün

yazarların kendileri için yazdığı minik şiirlerdir.

kafamı böcekler kemirir
yürek feryat eder.
su içmeye kalkarım,
ağzım zaten nemlidir.

saat hızla devrilir.
terlerim, ama yalnız.
duş almak isterim.
tenim zaten nemlidir.

adım buralarda bilinir.
pek ünlü biri değilim.
arkadaşlar ulaşamaz.
oysa yerim bellidir.

vefalıdır öyle denir.
eski dostlar eminim.
kimse candan olamaz.
kendinizle yetinilir.
bilemiyorum.
odamın duvarları günden güne presleniyor gibi.
sağlı sollu önlü arkalı...
oda çok daralırsa ben nasıl dışarı çıkarım?
dışarısı da dar ki zaten, ben odamda yaşarım.
benimdir.
benim yerimdir bu başlık.
çoğu entry benden...
sorarım,
pek talep yok neden?
hooop yüksel yüksel yüksel,
ağzın yanlarından
simanın hepsine bir gülücük
küt.
ani bir düşüş,
beklenendir o eski gülüş.
hayaller,
hayaller, içimde bir atlı
hayaller, içimde dört nala
ben, bir amiral büyük aşklı,
amiral, amiral battı.
hayaller deniz,
hayaller gidenden temiz....
yaprağın altındayım.
esme rüzgar, gözükeceğim.
varsın geçsin hızla zaman
zaten gelecektir, çekeceğim.
beyenilmek için karşında
binbir takla terleyeceğim.
Kırmızı rujun yakışmış aknelerine
yine girmişsin kendince triplere
farkındasın yok sallayan yine
Ne mutlu türküm diyene!
gene başladın bir hırs ile.
donucen gene eski haline.
cok kasma evladım kendi kendine.
geçemicen o dersten sittin sene.
anlamadın gene cıkarılıcak dersi.
kaldın ortada kucuk cocuklar gibi.
sorma sakın kendine gene.
niye bu işler hep böyle.
loş köşerde saklanıyorsun,kaçaksın
bütün bu hisler,sesler sana parlak
eksik değilsin ama ortalamasın
yetemediğin yerde yorma,bırak
bak hepimiz bıktık,üzülme sakın
hissedebiliyorsun artık,tuzak
çok kalabalığız hoşgeldin,yalnızsın...
herkes oku dedi tek yolmus gibi.
önemli olan diplomalı olmak dedi.
bilmelidirler ki bazı şeyleri.
okuyan cahiller sardı her bir yeri.

okumayan adam olmazmış gibi.
unuttular insan olmayı kendileri.
bundan yüz yıl önce söylemiş fuzuli.
'tahsil cehaleti alır, eşşeklik bakı kalır'
bunalımdayım gelemem

burnum kanıyor,
siz çıkın gezin
üzgünüm ki gelemem.
üzgünüm, gelemem.
kanımdır biri
zaman mekan farklı köşelerde
tırnaklarımı yememem gerekirdi
özlemden mi nedir
kusarım epey zaman
benim yaşantım bu
neden yazarım?
çünkü inanırım.
bir gün okur biri
birbirinin aynı cümleler duydum
epey farklı kelimelerle
başka ağızlardan kurulmuş üstelik.

birbirin aynı yüzler yakaladım
epey farklı dertlerle
ayrı kırışık alınların altında üstelik

birbirinin aynı şiirler yazdım.
epey farklı düşlerle
aynı kişiye dair hemde.
yarım yamalak bir konuşmayla
kalıbından çok daha büyüktü
anlamları cümlelerin
ilk gündü
olsun o kadar

ağır aksak bir hamleyle
göğsümdeydi elleri
kahvenin özüydü
dibi belirsiz gözleri

heyecandı boğazım ve midem,
arası dört nala koşan atlı
yamuktu, düz olması gereken
mantık çitası
işte geldim gidiyorum
elveda bu diyara
geldiğimde turp gibiydim
şimdi döndüm hıyara.
Ne olurdu biraz dursaydın, Hayallere tek başıma varsaydım bu kez,
Sen olmadan da ilerlerdim aslında,
Geçmişe düşman ettin beni geleceğe
pişman,
Biliyorum beni hiç anlamayacaksın,
Zira anlatacak o kadar çok şey varken, Durup beni dinlemedin ki be "zaman"..
bekleme kimseden bir şey;
ağlarsın köşede, elinde hiçbir şey.

evet, şu an sıçtım.
altındandı alnı,
kan kırmızı teri
altın üzeri kırmızı,
damlarasa o ter
dağılacaktı kadının aurası.

bir köşeye uçardı emeği
çalışkanlık imajı
damlarsa o ter

kadını da
dizeleri de unut.
elbet alırsın
eline gücü
varsa minik yüreğine büyük gelen;
umut !
anladım ki ilkbahar yağmurunda ıslanacak saçların,
istanbul un tozuna bulanmışken bakışlarım.
anladım ki izmir semaları, gözlerim gibi ıslak,
ve sen aynı güzellikte izmir kadar benden uzak.
ah minel aşk, ben, sensizliğin çorağında hüzünlerin kurak toprağı;
ıslak saçlarını tan kızılına sal egenin,
mehtaba bulaşsın ki vaham olsun bu sonsuz çölde,
poyrazın kollarına düşmüş bir bulutla gelen vehmi sensizliğin.
güncel Önemli Başlıklar