bugün

aleviyim diye beni dışlayan oğluna yakıştırmayan ama diğer yandan rus gelinini bağrına basan kadın. oysaki zamanında kendisi de istenmemiş, ön yargı kurbanı olmuş. şimdi aynı şeyi bana yaşatıyor, hayatımda bu kadar ah etmedim kimseye, öfkemi anlatmaya cümleler yetmez.
babaneyse eğer pek sevilmez nedendir bilinmez
ananeyse zararı yoktur.
cennet annelerin ayakalrının altındaysa cehennem de kaynanaların dokunduğu yerdedir demek ister bu çilekeş kardeşiniz , o derece .
özellikle yemek,tatlı ve bilumum lezzetten pay alındığı durumlarda adı çok işitilen kişi.

tanışmak istediğim şahsına münhasır insan.
kayın ana , evlenilen adamın annesi.
sevdiğiniz, aşık olduğunuz kişiyi doğurmuş * insandır.
hastalıklı anne-çocuk ilişkisi varsa şayet oğluyla arasında, dünya iyisi, dünya minnoşu bir insan olması bile pek birşey yapmasına gerek olmadan sülalenizi skertmesine yetecektir.

evlilik münasebetiyle annesinden ömrü boyunca ilk defa ayrılacak eş namzetiniz ve kayınvalideniz bakımından durum kolay olmayacaktır şüphesiz. neticede yılların alışkanlığı ve tutunmuşluğu söz konusudur, eh siz de insafsız değilsinizdir. sizin, ailenizden bu kopuşu 17 yaşında yaşamış olmanız size başkalarından da aynı hızlı adaptasyonu bekleme hakkını vermez, bunu da bilirsiniz. gelgelelim... gelgelelim işte.

nikahın ve dolayısıyla evlerin ayrılma vakti yaklaştığında, zavallı kayınvalidenizi garip şovlara girmiş halde bulursunuz. hem komik, hem sinir bozucu hem de üzücüdür. oğlundan ve sizden ayrı yaşamak isteyen -ısrarınıza rağmen- başından beri kendisi iken, birden (oğlunu kastederek) "bak görürsün, bensiz yapamaz o. beni isteyecek yanına mih mih mih" demelere başlar. ağzının payını verseniz bir dert, vermeseniz ayrı derttir. verirseniz zalım gelin vahey vahey hayın gelin olursunuz, vermezseniz içinizde patlar.

oğlu iyi bir okul ve bölümün dereceli mezunudur (türkiyede milyonlarca insanın olduğu gibi!), taksicisinden beyaz eşyacısına, yakaladığı herkese oğlunu anlatır. yetmez, milyonlarca defa anlatmış olmasına rağmen size de anlatır. ama tekrar tekrar. defalarca. "yazık, oğlundan başka hiçbir başarısı olmamış şu hayatta" der, içten içe üzülürsünüz. ama defaatle, sanki başınıza talih kuşu konmuş gibi aynı şeylerin temcit pilavı gibi yinelenmesi, kadının iyi niyetine ve durumdaki acziyete rağmen, sakinliğinizi korumanıza yetmeyecektir.

demem odur ki romalılar, aileyi önemseyin. evleneceğiniz insanın ailesi önemlidir. bundan kastım ekonomik-sınıfsal birşey asla değil. ama (türkiyede bulmak zor olsa da) evlilikle birlikte evladından ayrıldığı, artık onun farklı bir yaşantısının, farklı gündemlerinin olacağı, zırt pırt ota boka iyi niyetli dahi olsa burnunu sokmaması gerektiği gibi gerçekleri sindirebilecek ebeveynler, bilhassa kaynana olsa, fena olmaz mı ha. ha?!
kaynana matematikteki değişmeyen sabit sayılar gibidir , işe bu sabiti kabullenmekle başlanmalıdır .
edit : kaynanam yok henüz , sadece tahmindir . eksilere anlam veremedim .
reklamlara göre fokur fokur kaynayandır.*
iyisi de kötüsü de çok fazla konuşan kadın tipi.

kaynanaysan konuşakacaksın gibi bir kriter var sanırım. aralıksız. cevap vermeye fırsat vermemecesine. defalarca aynı şeyi tekrarlayarak.
Baş belası, karın ağrısı, fesatlık kumkuması, tatminsizlik abidesi, kavga sebebi, huzursuzluk nedeni, ağzının yayı dilinin ayarı bozulmuş süpürgeli cadı.
Adı batasıca, çenesi kopasıca, dili büzüşesice.
Kepçe, acuze.
*
(bkz: kaynanatör)
Kocanızı ve çocuğunuzu elinizden almaya çalışma; herşey kendi istediği kendi bildiği kendi kafasının bastığı gibi olsun isteme; sizin varlığınızı, kadınlığınızı, anneliğinizi bir türlü kabullenememe; kendini sizin kurduğunuz ve yeşerttiğiniz ailenizin kraliçesi sanma; kuş beynine ve kendi evinin içinin dışında bir bok bilmemesinden mütevellit muhteşem cahilliğine rağmen sizi gütmeye çalışma; hayatta bir kadının tek başarısının erkek çocuk doğurmak olduğunu sanma ve bu yüzden de kendinde sizin hayatınızın içine etme hakkı bulma; kazandığınıza harcadığınıza tasarrufunuza aldığınıza sattığınıza karışma; oğlunu size karşı kışkırtma; gelenek görenek bok püsür ayağına iktidarı elinde tutmaya çabalama; çocuğunuza yalakalık yapıp ben seni annenden daha çok seviyorum deme, onu size karşı soğutma, kendi reklamını yapma, çocuk kendisini sevsin diye onu şımartma; sizinle sidik yarışına girme; annenize babanıza bitmek tükenmek bilmeyen kıskançlığından ve aşağılık kompleksinden kaynaklı saygısızlık etme gibi pek çok meziyeti bünyesinde barındırabilen örnekleri mevcut olan yaşam formu. Hepsi neyse de, sizin ölüm riski ile burun buruna kalarak taşıyıp doğurduğunuz, uğruna kariyerinizi, kimliğinizi, hayattan aldığınız diğer tüm tatmini feda ettiğiniz, sıçtığı boku bile sevinçle karşıladığınız evladınız için o dakikaya kadar kılını bile kıpırdatmamış olmasına, bir tek gün gelip bakmamış olmasına, tek bir sefer uyutmamış yedirmemiş altını değiştirmemiş olmasına rağmen, sırf sizinle sidik yarıştırmak için "ben senin çocuğunu senden çok seviyorum" dediğinde ağzını burnunu dağıtmamak için insan üstü bir çaba ile kendinizi tutmanız gerekir.
kuyruklu yılanın diğer adı. (bkz: kaynanamın adını kuyruklu yılan koydum)
sabır deneme aletidir.
evde beslenmemesi gerekenlerden.
herkesin kanının ısındığı, seninse, neden bilinmez, kanının bir türlü ısınamadığı zat. halbuki "kaynana" sıfatını da henüz almamıştır ama bir işaret midir nedir, alacak galiba.
canımdır birtanemdir. keşke kendi annem olsa demişliğim vardır daha kaynanam olmadı kaynana adayım ama olsun umarım bu sevgimiz hiç bitmez. kaynanaların hepsi kötü değildir kötü olanlarında bi çocukluğuna inilmesi lazım.
Her zaman icin sicak ama mesafeli olunmasi gereken kisidir.
eğer kocanız anneciyse, s.kseniz o evliliği kurtaramazsınız...en iyisi ben ayrılayım bitsin bu çile dersiniz bir süre sonra,yine ortada ayrılacak bir sebep de bulamazsınız, ilişkiniz anası yokken iyidir çünkü, adam anası size ne yaparsa yapsın anasını susturamıyor ve nitekim kaynanayla geçirilen vakitlerde kulaklarınız kendisinin soktuğu laflardan ya da oğlunun pazardan alınan domates misali seçmece olduğunu sürekli size kakalamasından kıpkırmızı kesiliyorsa, yapmak isteyeceğiniz tek şey ortamdan ayrılır ayrılmaz tüm bunların biletini eşinizden kesmektir..Erkek denilen mahlukat da dırdırı sevmez, vakti zamanında meme veren anneye de hayatta s.ktiri çekmez...Kadın gelip size 'sen benim gelinim olamazsın' diye laf soksa ve cevap verseniz sizin g.tünüze patlar, cevap vermeseniz yine g.tünüze patlar..Bir süre sonra ilişkiden soğursunuz, bir de bakmışsınızki sokakta gördüğünüz adamlara bakıyorsunuz, artık onunla seks yapmak istemiyorsunuz..türkiyede evliliklerin birçoğu bu aileiçi para konuları ve kaynana zımbırtıları yüzünden bitiyor, baştan kaynananızla anlaşamayacağınızı anlar anlamaz, hemen durumu eşinize bildirin, baktınız anasına hömkürüp çemkirip sen benim eşim olacak kadına böyle diyemezsin diyemiyor, sakın evlenmeyin kızlar..kanser olursunuz maazallah..düşman başına..
sürekli laf sokma eğiliminde olan canlı.
(bkz: yaran fıkralar/#17787259)
Kendisinden nefret ettirmeye yarayacak sayısız özelliğe sahip kişidir.

Özetle,
Kaynananın kocasından göremediği ilgiyi oğlundan beklemesi.

Kendi yaşamadıklarını gelinin yaşamasının getirdiği kıskançlık.

Ben çektim o da çeksin zihniyeti.

Oğlu ve gelinininn hayatına müdahale etme, her konuya dahil olma, yönetme ve her şeye karışma arzusu.

Sürekli çiftin yanında olmak istemesi, ne yaptıklarını, nereye gittiklerini, ne yiyip içtiklerini merak etmesi.

Olur olmaz zamanlarda pat diye çıkıp gelmesi. Sık sık gelmesi, araması.
oğlunu paylaşamayan gelin düşmanı. tesadüfen iyiler de çıkıyor tabi.
Düzen bozucu.