bugün

alıcaksın eline nutella kavanozunu, başlayacaksın kaşıklamaya. * *
kadınların aşk acısı çekmemesinden kaynaklanan durumdur. kadınlar için aşk yoktur mantıklı ilişki vardır. en mantıklısına duygusal kılıf giydirip aşk diye pazarlarlar.
yanlışın da ötesin de çok saçma bir tespit,tabiki kişiden kişiye değişir ancak genel konuşursak

ilişki bitiminde ağlamaktan içi dışına çıkmak deyimine can veren kadınlar
çivi çiviyi söker atasözüne can veren erkekler den çok daha sadıktır aşklarına,kadın sabahlara kadar ağlarken erkek başka kadınların kucağında yeni aşklara yelken açıyordur

doğanın kanununa aykırı bir defa çünkü erkek evde oturup acısını yaşayan,ıslak peçete koleksiyonu yapan,arkadaşlarıyla saatlerce sevgiliyi konuşup teselli arayan (tırnak içinde) bir zavallı değildir ki,kadın bunları yaparken erkek maçlara gider çapkınlık yapar,arkadaşlarıyla oturur bira içer muhabbet eder,bir de bakmış ki aşk maşk kalmamış buhar olup uçmuş bile
yenisini kolay bulacakları içindir.
çünkü erkeklerin it cinsine mensup yaratıklar olduğunu biliyordur.
yalandır. çok yalandır.
Kadinlarin, ayrilik sonrasi, "hemen su kösedeki kuaföre gideyim, alisveris yapayim, kiz arkadaslarimla dertlesiyim, hem bana sevgili mi yok amaaaan" havalarinda gezindikleri falan mi saniliyor?

Yanlis bir sonuçtur.
biz daha duygusalız diye çemkirmelerine rağmen doğruluğu çelişki yaratan önermedir.
nihayetinde bunca abazanın cirit attığı memlekette bulur götünü kaldıracak pohpoçu bir salak, biraz da onu boşaltır bunun karşılığında, sonra hayatına devam eder. adı da özgür, bağımsız kadın olur, saygı görür bazı amcık ağızlı 'modern','çağdaş' erkekler tarafından.
görsel
ülkemizde aşk acısını unutturacak bürsürü eleman olduğundan, daha doğrusu hanım kızımızın aşk acısını unutması için çok lavuk olduğundan, yerinde bir tespittir.
günümüz kadınında oluşan naif ve zavallı kadın imajından sıyrılma güdüsünün kılıflarında uygulanmış halidir. dışı da içi de kadını yakar, kimse anlamaz.
yaş aldıkça gerçektir.

önceleri gibi dallarınız, yapraklarınız kopup düşmez, ne de olsa toprağa doğru daha derinden kök vermektesinizdir.
asıl acılarını belli etmeyen erkeklerdir.
acı değildir o acı olsa kolay atlatılmaz.
(bkz: Kadınların aşk acısını atlatmış gibi görünmeleri)
şair diyor ki; "inanamayacağın kadar çok sevdim seni esmer kız."
hiçbir bayan şair bunun karşılığı bir cümle kurmamıştır, kuramaz. zira inanılmayacak derecede çok sevecek kadar büyük bir kalp ancak bir erkekte bulunabilir.
baktım da bir kısım bayan yazarlar itiraz etmişler duruma. sevinin kızım ne güzel işte. umut kaya'dan mor yazma'yı dinleyip dinleyip uaaaa diye ağladığımı bilirim lan ben.

kaldım şehirlerde sen bana kızma, hep haber edemezsem moralini bozma.. - uaaa, kaldım istanbullarda allah belanı versin fatma, açsana lan telefonunu, uaaaa!

tiksindiniz değil mi? itiraz etmeyin o zaman, güzel şey çabuk atlatmak. fatma çabuk atlatmıştı mesela. çırpınasıca.
yanlış bir tesbittir. erkeğin ilişki bittikten sonra çektiği acıyı kadın ilişki bitmeden önce çeker. bir kadın ilişkisini bitirene kadar çok düşünür çabalar kurtarmaya çalışır,ancak karar aldıktan sonra artık geri dönüşü yoktur. ilişkinin bitme aşamasında kadının çektiği sıkıntıyı ve gösterdiği çabayı sikine takmayan erkek ilişki bittikten sonra gerçeklere uyanır ancak o zaman da iş işten geçmiş olur.
daha kolay atlatırlar çünkü kadınların kalbi kırık olduğu zaman en kolay tavlanabilme dönemleridir. yani hoşlandığınız kız sevgilisinden ayrılmışsa, ayrılık acısı çekiyorsa 2 hafta falan bekleyip yardırın derim beyler.
Hiç aşk acısı yaşayan erkek görmediğim için yorum yapamayacağım durumdur. Hatta başlığı görünce bayağı bi şaşırdım diyebilirim. O zaman dolaylı yoldan ben ideal kadın oluyorum galiba.
(bkz: ideal kadın)
kadınlara ilgi gösteren fazla olduğu için daha çabuk unuturlar. ülkemizde sevgili bulma oranı kadının erkeğe göre 3 kat daha fazladır, ülkemizde abazan erkek çoktur, en çirkin kızların bile 2-3 tane asılanı vardır.
intihar teşebbüsünde bulunanların büyük çoğunluğunun kadınlar olması ama bu intihar girişimlerinin başarıya ulaşma sonucuna bakıldığında erkeklerin kadınları iki ye katlaması gibi, ona benzer bir durum, kadınlar yüzeysel yaşıyorlar, yüzeysel seviyorlar, yüzeysel istiyorlar. erkekler ise mutluluk, aşk, acı ne dersen adına daha derinde yaşıyorlar ve bazen orada saplanıp kalıyorlar. sanırım o yüzden etrafım 2 yıl önce ayrıldığı sevgilisinden bahsettiğinde hala gözleri aşkla parıldayabilen adamlar ve ühhüüüüüüü sevgilimden ayrıldım, çok seviyordum ben beeeee diye zırlayıp, iki gün ağlayıp 3. gün başka birinde teselliyi bulan kadınlarla dolu.
çoğunlukla, her iki cinsin de aynı acıyı eş sürelerde yaşadıkları kabul edilir.

bir farkla ki,

- erkekler, çoğu kez içten-içe acı çekerler ve bunu çevrelerine hissettirmeme gayreti içindedirler. dert ortakları, çoğu zaman, ard-arda dolan ve boşalan kadehlerdir.

- oysa, kendileri acı çekerken, çevresindeki insanları neşe içerisinde görmek, kadınlar için bir çıldırma sebebidir. tam anlamı ile çekilmez bir hale gelerek, yakın çevrelerindeki kişilerin de tadını-tuzunu kaçırır, adeta, aynı acıyı yaşatır, eziyet ederler.

işte! sırf bu yüzden, kadınların daha çok acı çektiğine yönelik yanlış bir kanı oluşmuştur, halk nazarında.
kadınları yeterince tanıyamamış bireyin söylemi.