bugün

kalbi sevmek için yaratılmış olan, hiç aşık olmamalı.-dişi kurdun rüyaları
.....

Catherine: 'şayet bir hata yaptıysam, hayatımın bedelini canımla ödüyorum ben. bu kadar yeter! sen de beni terkettin. ama ben bunun için seni azarlayacak değilim. seni affediyorum. sen de beni affet!'

Heathcliff: 'bu gözlere bakıp da bu bitkin ellere dokunup da affetmek zor. tekrar öp beni. ve de gözlerini bana gösterme! bana yaptıkların için seni affediyorum. ben katilimi seviyorum. ama ya senin kendi katilini? onu nasıl affedebilirim?'

(bkz: Uğultulu Tepeler)
(bkz: wuthering heights)
"albus severus... sana hogwarts'ın iki müdürünün adı verildi. bunlardan biri bir slytherin'di ve büyük ihtimalle ömrümde tanıdığım en cesur adamdı."

harry potter ve ölüm yadigarları
az'a sahip olan değil çok'u isteyen fakirdir.
"Kibirli bir alçak mı olacaktım, konformist bir alçak mı? Siz de düşünürseniz, seçme özgürlüğü zannettiğiniz şeyin, ekseriyetle ölümlerden ölüm beğenmek olduğunu fark edeceksiniz."
her şey devam ederken delirebilirsin, sitem edebilirsin, varoluşuna bela okuyabilirsin, yanı başında olanları anlamayabilirsin, mutsuz kalabilirsin, ama son sahnede her şeyi geride bırakmalı insan, sokağa çıkmalı ve yoluna bakmalı, yahut bir deniz yolculuğu düşünmeli, gemiyle kaçmalı, dalgaları izleyerek uzaklaşmalı.

-deli çocuğun güncesi
' Bok ' diye bağırdı.
Çocuğun giysilerini sandığa koymak üzere olan Amaranta ,annesini akrep soktuğunu sandı.
Telaşla ' Nerede ? 'diye sordu.
' Ne '
Amaranta, ' Böcek ' dedi.
Ursula parmağını yüreğine bastırdı.

yüzyıllık yalnızlık - gabriel garcia marquez
"apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın
bülent?"
"hangisini?"
"otomatik yanan, sensorlu lamba."
"hayır."
"komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece."
önüme baktım.
"neden kırdın?"
cevap yok.
"hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden
kırdın lambayı, yapma böyle..." "kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?"
"lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına
koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim.
lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. sen
değerlisin benim için."
"beni görünce yanmıyordu baba." "nasıl ya?"
"görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok
saydı beni."
"e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el
sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"hadi ya! sahiden mi?" "evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası
yok."
babama sarıldım, yıllar sonra.
Yüreğim seni çok sevdi
O yürek talan
O yürek yangın yeri
O yürek seni istiyor
Bir tek seni.
Canan tan Yüreğim seni çok sevdiden.
Biliyor musun olric ?
Neyi efendimiz ?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz ?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim ?

oğuz atay - tutunamayanlar
la tahzen, innallahe meassabirin. (üzülme, allah sabredenler beraberdir.)
''Yaşanılan gün içinde çok büyük bir sır vardır ; bu büyük sır, zamandır.

Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır; ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir ve yaşamın yeri yürektir. ''

momo - michael ende
Sonra bir bakmışım tıklım tıklım yalnızım.
"arayanlar asla bulamazlar, ancak bulanlar sadece arayanlardır."
''Musaade ediyorum, beni sevebilirsiniz!''
bir sabah ansızın ellerim düşlerime uzanmış buldum kendimi. yollar vardı önümde aşılmayacak kadar imkansız değil ama, yorgun bir ruhun iç çekişi duyuluyordu derinlerde.
“Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni.”

Ahmed Arif - Leylim Leylim
kahrolası evlilik hayatı işte. Normal bir çifti bile Partridge ailesi'nin *gey versiyonuna dönüştürüyor. Belkide gereksiz bir şeydir.

(bkz: sevgi)
yalnız kalmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum.

(bkz: adalet ağaoğlu)

vesselam...
- Ama önce kadınlar yalan söyledi..

Kitabın adı da bu zaten.. Yazarı Hakan Coşkun
'çok güzel seven bir adamım ben.' beni de sev Ahmet BATMAN...
ywnik düştüm. bu sefer hatalarıma, kadınlarıma, elimde az kalmış mutluluğun hiç bitmeyeceğine inanmaya. Acıların içinden geçmeye hazırım. hatalarım beni sen yapacak biliyorum.
--spoiler--
kafamın içi il olma iznini alacak kadar kalabalıktı
--spoiler--

(bkz: kinyas ve kayra)
Bazıları acı vermeye gelir hayatımıza, önce alistirirlar, sonra başkalarıyla yatıştırırlar. Sen kusursuz seversin oysa... o bilir ne denli iyi biri olduğunu ve giderken biraz da olsa kızarır yüzü. Sen daha iyilerine layiksin der. Gerçekten de öyle. Sen daha iyilerine layiksin. Gidenin arkasından üzülmen bile bunun kanıtıdır. Rüyada onu görmek bile senin daha iyilerine layık olduğunu gösterir. Sonuçta herkes aşkı bir süre taşıyabilir, mesele sevgiyi taşımak. Sevgiyi taşıma yürek ister, bazıları ışte bu eksiklikten dolayı kaçar gider. Onların sadece kan pompalayan bir kalpleri vardır. Yürekleri yoktur.
Şimdi uzağız. Sanki sen hep trene biniyorsun ve ben hiç inmiyorum vapurlardan. Karşılaşımıyoruz sokaklarda, ozlemeyi unuttuk.
fahişelik de evlilik de biyolojik açıdan aynı etkiyi gösterir. gerek fahişelikte gerekse evlilikte kadın ekmeğini erkeğinden, onunla cinsel ilişkiye girmesiyle kazanır. evlilikte hatta dahası vardır.
güncel Önemli Başlıklar