bugün

aşağıdaki linkten görebileceğiniz, başarılı ve gayet huzur vermiş icraatlerdir.

http://www.akparti.org.tr/site/icraatlar/p54

(bkz: teşekkürler ak parti)
(bkz: deniz feneri)
ak yolu.
Bölücülük.
(bkz: 404 not found)
parasız eğitime verdikleri destek. en azından eğitim şartlarını eşitlemeye çalışmaları.
Sigara yasağından başka bir şey gelmiyor aklıma.
örgün öğretim harçlarını kaldırıp ikinci öğretimi takmaması. vicdansızlar !
new kids in the blocks. toplu konut çocukları. (rap&boy band).
apo ile bir yatağa girmeleri.
zam zam zam.
fetoya bütün sırlarını vermeleridir.
şimdi feto bir bir patlatacağı için bombaları akgılları gördükçe huzur bulacağım.
ayakkabı kutusunun için milyon dolarcıklar koyulabileceğini ispat etmek, koyunlar için en büyük icraat olsa gerek.
Google da aransa error sunucu hatası gibi sonuçlar verir.
2002'den sonra ülkeyi müthiş bir şekilde kutuplaştırma başarısıdır.

düşün ya son olarak başbakan bile benim yüzde ellim senin yüzde ellin dedi. adam tam ortadan 2'ye böldü helal olsun.

sıradaki olay inşallah suriye gibi 2 grubun çatışmaları ve nihayetinde abd'nin "demokrasi getireceği ülke kıvamına gelmek" olmasın. olmaz inşallah.
12 senedir chpnin anasını aglatmasidir.
10 yıl boyunca indira gandi olayını gizleyebilmesidir.
Devamlı ağlamaları.
halkı kömüre muhtaç bırakırken, yandaşlarını, oğullarını milyarder yapmış olmaktır.
kutu kutu pense oyunu galibiyetleridir.
düşman yaratmak diye bir eylem vardır. pek çok politikacı bunu öyle ya da böyle kullanmış ve kullanmaktadır. örneğin abd'de yıllarca "ırak düşmandır" algısı pompalanmıştır. sıradan bir amerikalı haritada ırak'ın yerini gösteremez ama sorsan hepsi nefret ederdi çünkü onlar abd'ye saldırmak istiyorlardı.

biraz bilgili hiç kimsenin inanmayacağı düşmanlar yaratmak toplumun gözünde o politikacıyı toplumun koruyucusu konumuna getirir ve o politikacı çevresinde kenetler. politikacı da bunu kendi çıkarları için kullandıkça kullanır.

akp'yle ilgili duruma dönecek olursak;

ilk dönemde türk silahlı kuvvetleri'nin düşman olduğu algısı yaratıldı. recep tayyip erdoğan bu algıyı kullanarak ergenekon tertibi ve balyoz tertibini düzenledi.
ikinci dönemde yargı ve hukukçulardı düşman algısı yaratılanlar. recep tayyip erdoğan anayasa değişikliği ile onları yürütmenin, yani kendisinin iki dudağının arasına aldı.
üçüncü dönemde ise iki dönemdir ortaklık kurup türkiye'nin anasını bellediği ftö'ye salça oldu. yetmedi hep amerika nın oyunları bunlar demeye başladı...

bu üç dönemde de basına aynı şey yapılıyor. sürekli "basın yalancııııı!!!" çığırtkanlıkları yapılıyor. gelin gelelim türkiye'de ulusal basının %90'ı doğrudan doğruya recep tayyip erdoğan'ın emir kulu durumuna getirildi bile. en son çukurova holding'in basın-yayın organlarına bddk tarafından el koyulmuştu. 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu sonrasında recep tayyip erdoğan için en çok havlayan da ne hikmetse bu basın-yayın organları oldu.

sizin anlayacağınız akp topluma hep korku empoze etti. başka hiçbir şey değil. korkunun sonu ise hep kutuplaşmadır. öyle ki türkiye tarihte hiç olmadığı kadar kutuplaşmış durumdadır. birisi haklı olarak "çaldı" deyince diğeri "çaldıysa da helal olsun halk için çalmıştır" diyecek kadar gözü karartmıştır.
görsel
171 sigara bırakma hattıdır. saniyeye düşen tebrik sayısına hayatınız boyunca ulaşamayacağınızı garanti ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=E2EhrRp7G5Q

Bir huzur verdi ki deme gitsin...
görsel