bugün

hoca gelir -ki o zamanlar öğretmendi yanlış hatırlamıyorsam adı- ''bugün sınav yapacağım'' çocuklar der;not defterini çıkartır,arka sıralardaki,müzik kulağından mahrum çocuklar olarak karnımıza bir ağrı saplanırdı.

allah'a bin bir dua ederdik ki sıra bize gelmesin diye ama biz ne kadar dua edersek,o kadar çabuk sıra bize gelirdi.

kırk kişinin önünde flütü üflerdik,ilk başta çıkan bir tiz sesle moral çöker,o coşkuyla titreyen eller hep yanış notları basar,arkadan gülüşürdü ortaokul platoniklerimiz...

şimdi görüyorum bazı,benden ne fazıl say,ne hüsnü şenlendirici oldu;ne de sizden bana yar...
en sıkıntılı kısımları solfej yapılan sözlü sınavlardır.
Flütü al eline üstüne bir de ayaklarınla ritim ver. Ölme eşeğim ölme. Bizde de öyleydi.

(bkz: Ağrı Dağından Uçtum)
gayet basit yeteneği ölçmeyen tek yönlü sınavlardır. al flütü çal(yağ satarım bal satarım ).oh ne güzel dedirtir insana hatta her okulda olmaz bu sınavlar çoğu formalitedendir.

(bkz: flüt çalarken tükürüğünü hocaya sıçratan çocuk)
bizde flüt çalma bile yoktu. sadece sırayla kalkıp şarkı söylerdik.
formalite sınavlardır herkes bilir ki 5 ten aşagı not olmayacak ama en çok da bu sınavlarda aşırı heyecan yapılır sesler titrer sonrasında da derin bi ohh çekilir.
öğrencilerin tek tek kalkıp flüt çalmasıyla yapılan sınavlardır. bazı öğrencilerin flütten garip garip sesler çıkartması sınıfta yarılmalara sebep olmuştur, olacaktır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar