bugün

facebook'taki yaran gruplardan bir tanesi. adam feriköyümüz içi ölürüz diyor ya, red danger diyor, alibeyköyümüz için ölüme gideriz diyor allah akıl fikir versin. hele bir laf yazmışlar dehşete düştüm gerçekten:

kavganın ortasında tek başına kalsan da
yılgınlığa kapılıp köreltme yüreğini.

Alibeyköyümüz için ölüme gideriz...

ulan siz beni güldürdünüz allah da sizi güldürsün.*
çoğu magandadır hatta ayyaştır.
Semtci olmak, olabilmek?

Ne kadar basit geliyor değil mi insana? Aslında öyle değil!
3 büyüğü reddetmektir bu, kendin olabilmektedir. Herkes olabilmekten öte sen olabilmektir. Herkesin sevdasından uzak olup, kendi sevdanı yaşamıktır bu.

Onbinlere, yüzbinlere oynamazsınız, oynayamazsınız belki de AMA kemik tayfanız vardır. Yağmur'da, çamurda her ne durumda olursanız olun o tayfa işte her zaman takımının yanındadır.

Başka bir sevdadır semtcilik, başkaldırmaktır 3 büyük hegomanyasına. Deplasmandır semtcilik, hiçbir maçı kaçırmadan deplasman yapmaktır. Bilirsiniz ki sizin tek tayfanız semt tayfasıdır. 3 büyükler gibi yoktur her şehirde binleriniz, onbinleriniz.

Fenerbahçelimisin: Hayır?
Galatasaraylımısın:Hayır?
Beşiktaşlımısın: Hayır?

''Eee başka takım mı kaldı ki'' gibi sorulara kafa tutmaktır semtcilik.

Bilirsin ki başarın sınırlıdır, ufkun hep dardır. Yelken açamazsın avrupaya, göremezsin Barcelonayla, Madrid'le oynadığını takımının. Ama bunu bile bile gidersin maçlarına, hiçbir zaman olmayacağını bilsende

Yoktur belki kapalı tribünlü bir stadyumun. Altı ısıtmalı koltukların. Ona rağmen her bir yanı açık tribünde bağırırsın. '' Yağmurlu bir günde gördüm ben seni'' diye deli gibi yağan yağmurun altında sesin kısılıncaya kadar bağırırsın. Haykıra durursun sevdanı dört bir yana.